CHP'li Öztürk Yılmaz:Esad yönetimiyle bir kanal açık ve kimseye eyvallahınız olmasın

CHP Genel Başkan Yardımcısı Öztürk Yılmaz, AK Parti'nin Suriye politikasının sıfırladığını ve yüklerin Türkiye üzerine bindiğini savunarak "Suriye'nin başka bölgelerinde konuşlu birliklerinizin sorun yaşamasını istemiyorsanız bugün arazide en güçlü olan Esad yönetimiyle bir kanal açın ve uluslararası meşruiyet açısından kimseye eyvallahınız olmasın. Yoksa bu oyun ABD'nin de Rusya'nın da yanına gitseniz aynı oyunu oynuyorlar." dedi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında Soçi'de bir araya gelen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in görüşmesini değerlendirdi. Erdoğan ve Putin'in Suriye'de 'güvenli bölge' oluşturmak istediklerini bildiren Yılmaz, söz konusu bölgeleri haritada gösterdi. Yılmaz şöyle konuştu: "Oluşturulacak güvenli bölgelerin birincisi muhaliflerin kontrolünde olan İdlib, Humus'un kuzeyi, Şam'ın doğusundaki Doğu Guta Bölgesi ve bir tarafı Ürdün sınırı olan Daara bölgesi. Bizim güvenli bölge olarak belirttiğimiz daha önce hükümetin dillendirdiği gerilimi azaltma bölgesinde Fırat Kalkanı Bölgesi yer almıyor. Bizim iki ayrı şeyden bahsetmiş oluyoruz. Rusya'nın getirmiş olduğu öneriyi biz kabul etmiş oluyoruz. Bu öneri de Suriye kontekstinde daha güçlendirmiştir. Suriye'nin iç işlerine karışma ve Suriye'nin Esad yönetiminin uluslararası yönetimini götürmeye Rusya daha fazla etki edecektir. Bu güvenli bölge konusu gündemde tutuldukça buna başka güvenli bölgelerin dahil edilme ihtimali yüksektir. Ama bu da Türkiye'nin istediği gibi Fırat Kalkanı alanında olmayabilir. BU şu anlama geliyor: Biz Suriye'de Suriye'nin toprak bütünlüğünü sağlayacak bir siyasi çözüm konusunda başarılı olamıyoruz. Dolayısıyla madem başarılı olamıyoruz o zaman ateşkesi esas alan parça başı çözüm konusunda çalışalım demektir. Bu ise ileride Suriye'nin eğer kapsamlı bir çözüm olamazsa mevcut güvenli bölgeler veya gerilimi azaltma bölgeleri olarak adlandırılan bu bölgelerin ileride devletçilere dönüşme ihtimalini taşımaktadır bu risk. Bu ise Suriye'nin lime lime bölünmesiyle sonuçlanacak bir süreci tetikleyecektir. Suriye konusu uluslararası toplumun iki yüzlülük yaptığı bir konu haline gelmiştir. Güya IŞİD ile mücadele diliyor gibi algı yaratılıyor ama Suriye'de alan hakimiyetine devam ediliyor . Suriye konusu iki yüzlü siyasete alet olan bir konu. Suriye'de alan hakimiyetine ve alan mücadelesine devam ediliyor. AKP'nin Suriye politikası sıfırlamış ve yükler Türkiye'nin üzerine binmiştir. Suriye'de bundan sonraki dönemde Suriye'nin toprak bütünlüğünün sağlamak için çalışacak kuvvetler araziden çekiliyor. Öncelik şu olmalı: Biz daha önceden de söyledik. Siz Sincar' a operasyon yaptığınız zaman ABD tarafından eleştirilmek istenmiyorsanız veya Suriye'nin başka bölgelerinde konuşlu birlikleriniz sorun yaşamasını istemiyorsanız bugün arazide en güçlü olan Esad yönetimiyle bir kanal açın ve uluslararası meşruiyet açısından kimseye eyvallahınız olmasın. Yoksa bu oyun ABD'nin de Rusya'nın da yanına gitseniz aynı oyunu oynuyorlar. Buraya gelmesinin nedeni de AKP'nin Suriye konusundaki öngörüsüzlüğü, beceriksizliği, hayalciliği ve sonucu tahmin edememesidir. Ancak yanlıştan dönülme konusu da şu ana kadar gündeme gelmedi. ABD Suriye'ye füze saldırısı yaptığı zaman batıdaki pek çok devletten önce biz ona sahip çıkıyoruz. Ama Türkiye Sincar'a operasyon yaptığında ilk karşı çıkan ABD oluyor. Bu çelişkileri lütfen bilelim. Siyasette dış politikada açmazımız bu. Yetki gelmesinin nedeni de AKP'nin Suriye konusunda beceriksizliği, hayalsizliği, öngörüsüzlüğü. Ama bugüne kadar yanlıştan dönülme konusu gündeme gelmedi. ABD füze saldırısı yaptığı zaman batıdaki pek çok devletten daha önce biz sahip çıkıyoruz ama Türkiye Sincar'a operasyon yaptığında ilk karşı çıkan ABD oluyor."