"Çin olayların üstünü kapatmak istiyor"
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Urumçi olaylarına ilişkin "Olaylar Çin yönetimi tarafından üzeri örtülmeye çalışılıyor" dedi. Arınç, askere sivil yargı yolunu açan yasayla ilgili soruları yanıtlarken, bu konuda ek bir düzenleme yapılabileceği mesajını verdi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, gazetecilerin sorularını yanıtlarken, "Sayın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, yasayı imzalarken öne sürdüğü gerekçeleri Hükümette değerlendiririz. Bu konuda milletvekilleri de yasa teklifi verebilir" dedi.
Sivil yargı konusunda yapılan düzenlemenin birçok kesimden büyük destek gördüğünü ifade eden Arınç, bir soru üzerine, yasanın halen sürmekte olan davalarla bağlantılı olarak ele alınmasının yanlış olduğunu bildirdi.
Arınç, 3-4 maddelik bir düzenleme yapıldığını belirterek, Anayasa'nın 145. maddesinde genel bir düzenleme bulunduğunu, paralel bir yapılanma söz konusu olduğunu söyledi.
Askerde ve sivilde Yargıtay, Danıştay ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesi bulunduğunu anımsatan Arınç, askeri mahkemelerin hangi suçlara bakabileceğinin çok açık bir şekilde gösterildiğini, ancak asker bir kişinin askeri mahalde suç işlemesinin askeri mahkemede yargılanması için yeterli olmadığını kaydetti.
Bülent Arınç, buna ilişkin Uyuşmazlık Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi'nin pek çok kararı bulunduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
''İsnat edilen suçun da askeri nitelikte bir suç olması lazım. Yeni yapılan bir düzenleme ile Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 250. maddesinde sayılan suçlara sivil mahkemelerde bakılması gerektiği kabul edildi. Bu çok normal bir yasama çalışmasıdır. Parlamentoda herkesin gözü önünde olmuştur. Bu yasanın da Anayasa'ya uygunluğu konusunda Sayın Cumhurbaşkanı onay vermiş.''
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Arınç, bir gazetecinin, ''Yasa, darbecilere sivil uyarı olarak yorumlandı. Bu konudaki görüşünüz nedir?'' sorusuna, şu yanıtı verdi:
''Böyle tarif etmeyin. Yasamayı takip edecek olursanız, orada hukuki terimlere daha çok dikkat etmemiz lazım. 'Darbeciler' filan diye böyle piyasada alınıp satılanlar yok. Meseleyi basitleştirmeyelim. Ama müesses nizama karşı, anayasal nizama karşı, seçilmiş hükümetlere karşı, Anayasa'nın tanıdığı yetkilerle donanmış kurumlara karşı eğer hukuk dışı müdahaleler yapmayı düşünenler varsa ve bunlar ceza kanunlarında suç sayılıyorsa şüphesiz bunlara karşı yargı nerede yapılacaktır? Bunu bir kez daha göstermiş olduk. Geçmişten bu yana uygulama böyledir. Bazı tereddütleri gidermek ve kesin hatlarla sivil ve askeri yargının sınırlarını göstermek için bu düzenleme yapılmıştır.''
Tereddütleri, endişeleri ve itirazı olanların konuşacağını, tartışacağını dile getiren Arınç, yasama organında bir kanunun çıkmasının yeterli olmadığını, birinci aşamada Cumhurbaşkanı'nın imzalaması veya bir daha görüşülmek üzere parlamentoya göndermesi gerektiğini anlattı. Bu aşamanın gerçekleştiğini belirten Arınç, ''İkinci aşamasında eğer gerek duyulursa Anayasa Mahkemesi'ne müracaat edilip Anayasa'ya uygunluk denetiminin yapılması da istenebilir. Şimdi bu ikinci sürecin nasıl cereyan edeceğini hep beraber göreceğiz'' dedi.
''Ek düzenlemelerin içeriği ne olacak?'' sorusu üzerine de Arınç, şöyle konuştu:
''Cumhurbaşkanımızın dün imzalarken ileriye sürdüğü cümleyi hükümet olarak değerlendirmemiz lazım. Hükümet olarak derken yani bir tasarı ile yeni bir düzenleme ihtiyacı varsa bunu karşılarız. Ama aynı zamanda milletvekilleri de böyle bir ihtiyaç duyuyorsa kanun teklifi verebilirler. Şahsen benim düşünebildiğim birkaç konu var ama bunları kişisel olarak ifade etmenin manası yok. Bu konuda belki yasama dönemi başladıktan sonra gerçekleşecek bir girişim olabilir ancak ondan önce de acaba bunu takviye edecek, açık bırakmayacak, şüpheye, tereddüte mahal bırakmayacak nasıl bir ek düzenleme yapılmalıdır. Bunu kendi içimizde de hukukçularda da hükümet mensupları olarak görüşeceğiz. Amacımız Türkiye bir hukuk devleti olduğuna göre bu düzenlemenin en iyi şekilde yapılması ve uygulanmasıdır.''
''Baykal sözlerini boşuna sarf etmiş''
Bir gazetecinin, ''Bu yasal düzenlemenin Ergenekon davası ile ilişkilendirenler var. Siz ne düşünüyorsunuz?'' sorusunu Arınç, ''Bu yasal düzenlemeyi şu ya da bu dava ile ilintili görmek yanlış olur. Bu Türkiye'de geçmişten bu yana var. Bu yargı süreci devam ediyor. Ancak böyle bir düzenleme yapılması işi netleştirmek bakımından faydalı olmuştur'' diye yanıtladı.
Arınç, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın eleştirilerini nasıl değerlendirildiğinin sorulması üzerine, şunları söyledi:
''Sayın Baykal'ın çıkışları, çıkışmayışları hepimizi şüphesiz ilgilendiriyor. O gün Milli Güvenlik Kurulu Kurulu (MGK) toplantısından önce çok tuhaf, tutarsız, yakışıksız bir benzetme yapmıştı. Sayın Cumhurbaşkanı da bir şekilde bunu açıkladı. Yani bunu teessüf edilecek bir söz ve davranış olarak gördü. Yani MGK toplantısından sonra 'Sayın Cumhurbaşkanı göreceksiniz bir iki saat sonra fikir değiştirecek' demişti. Bu yılların siyasetçisi bir adama yakışmayan bir davranıştır. Ne hükümet ne Sayın Cumhurbaşkanı ne bir başka kurum, onun veya bunun tehdidi ile baskısı ile şantajı ile korkutması ile fikir değiştirecek, maalesef, bu düşünceye sahip olan insanları memnun edecek bir durumda değil. Ben de bunu şaşkınlıkla karşıladım. Demek ki Sayın Baykal sözlerini boşuna sarf etmiş. Çok yakışıksız bir söz olarak onun üzerinde kalacak bir davranış.''
Urumçi olayları
Arınç, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşanan Türklere yönelik katliama ilişkin, "Çin ile kardeşilik bağlarımız yıllardır sürmektedir. Orada yaşayan kardeşlerimizin Türkiye ile Çin arasında dostluk köprüsü olduğunu biliyoruz. Hepimizi üzen ve vahşet boyutuna ulaşmış olaylarıyla başbaşayız. Çinliler ellerindeki soplarla silahlarla Uygur avına çıkıyor. Buna karşılık Türkiye mesajlarıyla olsun yapılması gerekenleri yapıyor. Bu olayı basın organlarının kamuyouna duyurmaları da yararlı olmuştur. Biz konuyu Birleşmiş Millet ve dünyada sözü geçen ülkelerin gündemine de getirmek sitiyoruz. Çin, ekonomik gücü dolayısıyla olayların üstünü örtmeye çalışıyordur. Biz de Çin ile olan ilişkilerimizi biliyoruz ancak bu olaylar İnsan Hakları'na aykırıdır. Bu olayların Türkiye ile ilişkilerin bozulmayacak şekilde soruşturma yapılmasını isteriz. Bunun gereğinin yapmak üzere tüm uluslararası kurumlarla gayeretle çalışıyoruz. " dedi.
Arınç, 'Uygurların Anası' Rabia Kadir'e Türkiye tarafından vize verilmemesi hakkındaki sorulara ise yanıt vermedi.
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!