'Çirkefliğin adı dik duruş oldu'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bütçenin son gününde yaptığı konuşmaya partisinin Meclis grup toplantısında 9 öneri ile yanıt verdi.

'Çirkefliğin adı dik duruş oldu'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.12.2010 - 08:48

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2010 yılının son Meclis grup toplantısında gündemdeki konuları değerlendirdi. Konuşmasına terör örgütü yandaşlarının İstanbul Başakşehir Şahintepe Mahallesinde bulunan Velibaba Cemevi'ne saldırısını kınayarak başlayan Bahçeli "Canice yapılan bu eylemin gerekçesi olarak bayrağımızın işaret edilmesi, ülkemizin içine sürüklendiği vahim ortamı göstermesi bakımından ibretlik olmuştur. Bölücülerin artık her milli değerden tahrik olmaları ve şiddete başvurmaları üzerine AKP hükümeti şapkasını önüne koyup mutlaka düşünmelidir" dedi. Cemevi'ne saldıranların bir an önce yakalanarak adalet önüne çıkarılmasını isteyen Bahçeli, spor müsabakalarında artmaya başlayan şiddet eğilimlerini de değerlendirdi. Bahçeli herkesi sağduyulu ve aklıselim davranmaya davet etti.
 

'2010'da da yıkım ekibi tam mesai çalıştı'

Grup toplantısında 2010 yılının değerlendirmesini yapan Bahçeli, AKP iktidarının yaşattığı hayal kırıklıklarına ve tahribatlara koca bir yılın daha eklendiğini söyledi. 2010 yılının Türkiye'nin sözde demokrasi ve özgürlük iddiaları altında hırpalandığı, temellerinin sarsıldığı, bölücülüğün hükümet eliyle zirve yaptığı karanlık bir döneme işaret ettiğini ifade eden Bahçeli, "Bu yılda da yıkım ekibi tam mesai çalışmış, hükümetin fitneye gösterdiği tolerans en üst düzeye ulaşmıştır. Dağdaki cani AKP'yle birlikte umutlanmış, Türkiye'yi ortadan ikiye ayırmak için uygun zamanı bekleyenler bu iktidarla heyecanlanmıştır. Terörist elebaşısı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığında huzura ermiş, Mondros Mütarekesinden 92 yıl sonra zımnen imzalanan İmralı Mütarekesiyle devlet bu defada teröre boyun eğmiştir. İnsaf, izan, merhamet ve milli duygulardan nasibini almamış olan AKP zihniyeti, deyim yerindeyse İmralı sahillerine beyaz bayrakla çıkarak, milletimizin haysiyetini iki paralık etmiştir" diye konuştu.
 

'Türkiye yıkımın alacakaranlık ortamına sürüklendi'

AKP'nin İmralı ve Kandil arasındaki iletişimi sağladığını, siyasetteki bölücü mihrakların rahatça at oynatmalarına ve cüretkar olmalarına zemin hazırladığını dile getiren Bahçeli, "Eğer bugün vatanımızın bir bölümü özerklik zırvalarına konu oluyorsa, ana dilde eğitim taleplerindeki ısrarlar çığırından çıkıyorsa bilinmelidir ki bunun tek sorumlusu AKP hükümetinden başkası değildir" dedi. AKP'ye birlikte çirkefliğin adının dik duruş, ikiyüzlülüğün adının bariyerleri yıkmak, tavizin adının tabuları yıkmak ve sırnaşmanın adının da ezberleri bozmak olduğunu ifade eden Bahçeli, "PKK açılımının üniter yapımıza kast edecek eğilimlere prim vermesi ve milli bütünlüğümüzü bozmak için pusuda bekleyenlere adeta çağrıda bulunması, Türkiye'yi yıkımın alacakaranlık ortamına sürüklemiştir" dedi.
 

'İçişleri Bakanı'nın Yüce Divan'a gitmesi kaçınılmazdır'

Açılımın koordinatörü İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın "Damat Ferit Kabinelerinin İçişleri Bakanlarını aratmayan bir zihniyete sahip olduğu"nu kaydeden Bahçeli, AKP'nin sözde demokratik açılımının iflas ettiğini, Türkiye'yi yıkım selinin çamurları altında bıraktığını söyledi. İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın MHP'ye yönelik sözlerine de yanıt veren Bahçeli şöyle konuştu: "Partimizi zan ve töhmet altında bırakarak; terör biterse MHP de biter, ekmeği suyu bu diye nitelendiren çürümüş zihniyetlere diyebileceğim şimdilik şudur; MHP kandan, karışıklıktan ve kavgadan beslenen ve bunların artmasını isteyen bir çarpık anlayışa hiçbir zaman sahip olmamıştır. Bizim ekmeğimiz de suyumuz da Türk'tür, Türkçe'dir, Türk tarihidir ve Türk milletine ait olan her değerdir. Bunun dışında terörün ekmeğimiz ve suyumuz olduğuna dönük hayasızca iftira atanlar; önce ekmeğini yediği, suyunu içtiği Türk vatanına ve Türk milletine yönelik ihanet girişimlerinin hesabını vermelidir ve sonra da yüzleri kalırsa bize laf yetiştirmeye çalışmalıdır. PKK açılımının koordinatörlüğü ve en hararetli militanlığını yapan bu şahsın da Yüce Divan'a gitmesi artık kaçınılmazdır. Bu da inşallah Milliyetçi Hareket'e nasip olacaktır ve adaletin terazisi herkese hak ettiği dersi verecektir."
 

'Hıyanetin cesaretlendiricisi AKP'

"Demokratik Özerk Kürdistan"
ifadesini zırva olarak nitelendiren Bahçeli, bunun bir avuç kendini bilmezin hazırladığı taslak olmadığını söyledi. Tartışmaların gerisinde AKP hükümetinin bulunduğunu belirten Bahçeli, "Egemen Türk devletinin cezaevinde yatan müebbet ceza almış bölücü bir mahkum, eğer Türkiye'nin bölünmesine ve ayrılmasına dönük projelerini, fikirlerini dışarıdaki yandaşlarına, terör örgütüne ve taraftarlarına ulaştırabiliyorsa aklımıza iki şey gelmektedir. Ya muazzam bir güvenlik ve kontrol zafiyeti vardır ve bundan faydalanan İmralı canavarı dışarıyı yönlendirmektedir. Ya da çok ciddi bir hükümet operasyonu vardır ve terör örgütü elebaşısı suflörlük yapmaktadır. İmralı'dan hain projelerin dışarıya çıkmasına müsamaha gösteriliyorsa, devletin ve milletin bölünmez bütünlüğü beka düzeyinde tehlikelere atılıyorsa, o zaman AKP hükümetinin Türkiye Cumhuriyeti'ni bildirimsiz feshetmek gibi bir niyeti olduğu ortaya çıkacaktır. Türkiye'yi geren ve tehditlerle dolu bir sürece girmesine neden olan hıyanetin cesaretlendiricisi AKP'dir. Proje mimarı ABD, taşeronlar Kandil'dedir, uygulayıcısı Recep Tayyip Erdoğan'dır" diye konuştu.
 

Başbakan'ın bütçe konuşmasındaki sözlerine yanıt

Başbakan Erdoğan'ın bütçe görüşmelerinin son gününde yaptığı konuşmadaki "Ameliyat yaptırmam" sözünü de değerlendiren Bahçeli, "Ülkemiz üzerinde 'ameliyat yaptırmam' diyen Başbakan esasen cerrah olarak eline körleştirdiği demokrasi bıçağı ile paslandırdığı özgürlük neşterini almış ve Türk'e dair ne varsa kesmiş ve kanatmıştır" dedi. Türkiye'de bir Kürt sorunu değil terör ve bölücülük sorunu olduğunu dile getiren Bahçeli, AKP hükümetinin 'dışarıdan ısmarlamayla yürüttüğü ihanet projesinin Kürt sorununa indirgenmesinin ayıp, hezeyan ve zırva' olduğunu kaydetti. Başbakan Erdoğan'ın Türkçe ile ilgili sözleri ve düşüncelerinin samimiyetten yoksun olduğunu, siyasi ikiyüzlülüğünün apaçık göstergesi olduğunu belirten Bahçeli, "TRT'nin bir kanalını yerel dile tahsis eden ve kamusal alana devlet eliyle çıkmasını sağlayan hükümetin başında Başbakan Erdoğan vardır. Türkçe'nin dışındaki dillerin yayılması ve kamusal alana çıkması konusunda bizatihi kendi çabaları inkar edilemez bir boyuttadır. Ancak bugün Başbakan Erdoğan'ın kalkıp da dilimiz tektir demesi abestir, aldatmadır ve Türk milletini kandırmaktan başka bir manaya gelmeyecektir" diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın 'Kürtçülüğe karşı olduğu kadar Türkçülüğü de karşı olduğu'nu söylediğini hatırlatan Bahçeli, Başbakan'a "Sen 'Türkçülüğün Esasları'nı yazan rahmetli Ziya Gökalp'in şiirini okuduğundan dolayı kısa süreli cezaevine girdir. Sonra da bu mağduriyeti siyasi hayatın boyunca hep kullandır. Şimdi de Türkçülükle, Kürtçülüğü karşı karşıya getirmek amacıyla yeni bir oyun oynamak için harekete geçtin. Acaba aklının bir köşesinde Türklerle Kürtlerin çatışması için bir niyet mi taşıyorsun" diye seslendi.
 

'İçişleri Bakanı istifa etmeli ya da görevden alınmalı'

Başbakan'ın bütçe konuşmasının sözlerinin günü kurtarmaya dönük stratejik bir hamle olduğunu belirten Bahçeli, Erdoğan'ın dürüstlük ve samimiyet sınavından geçmesi için 9 hususun gereğini yerine getirmesini istedi ve şunları söyledi: "Milli devlet olarak üniter siyasi yapıda kurulmuş Cumhuriyetin temellerinin hiçbir şekilde sulandırılamayacağı ve Anayasa'nın ilk üç maddesinde ifadesini bulan ilkelere sadık kalınacağı tereddüde ve farklı yorumlara mahal bırakmayacak şekilde Başbakan tarafından ortaya konulmalıdır. Başbakan Türk milletini 36 etnik grup olarak tasnif etmekten ve Türkiyelilik kavramı ısrarından vazgeçmek durumundadır. Türkçe'nin sadece resmi dil değil aynı zamanda eğitim dili olduğunu açıkça söylemelidir. Seçimler sonrası Anayasa ile PKK'nın milli kimlik, dil ve yönetim taleplerinin karşılanmayacağını şimdiden ilan etmelidir. İmralı ile yürütülen pazarlık ve müzakere süreci derhal kesilmesi, teröristbaşının örgütü yönetmesi önlenmelidir. PKK açılımını sonlandırmalıdır. Barzani ve Talabani'ye Türkiye'nin sorunları hakkında bilirkişi ve arabulucu gibi söz söyleme imkanı verilmemelidir. Terörle etkili mücadele için siyasi kararlılık sergilenmeli, PKK terör yuvalarına karşı etkili askeri önlemlerin önü açılmalı. PKK açılımının koordinatörü İçişleri Bakanı istifa etmeli ya da görevinden alınmalı."
 

CHP'yi de eleştirdi

Bahçeli, Türkiye'nin varlığına kast etmeyi amaçlayan hain tahritler ve girişimlerin gemi azıya aldığını buna karşılık CHP'nin sessiz ve tepkisiz kaldığını da belirterek bunun endişe verici bir gelişme olduğunu söyledi. Bu durumun Türk milletinde çok ciddi soru işaretleri yarattığını ifade eden Bahçeli "CHP Genel Başkanı'nın gecikmeli olarak yaptığı ve sadece dil konusu ve Belçika örneği üzerinde durduğu açıklamasının bu soru işaretlerini gidermeye yetmeyeceği açıktır" dedi.

Talabani'ye sert tepki

Bahçeli grup konuşmasında, Irak Cumhurbaşkanı Talabani'nin Türkiye'ye yönelik ifadelerini de hatırlatarak "Cumhurbaşkanı sıfatını taşısa da, aşiret reisliği karakteri olmuş bu şahsın ülkemizin iç politikasına yönelik sözleri hükümet nezdinde hiçbir karşılık bulmamıştır. Bizim aşiret reisliğinden kurtulamamış zihniyetlerden alacağımız ve öğreneceğimiz bir şey yoktur. Herkes işine bakmalı ve kendi ülkesine odaklanmalıdır. Türkiye'nin milli ve üniter yapısını tartıştıracak, zedeleyecek ve sarsacak mesajlara, fikirlere Türk milleti bütünüyle karşı koyacak ve muhataplarının kafasına çarpacaktır. Türkiye'nin cezaevinde yatan bölücü bir mahkûma milletimizin gözünün içine baka baka selam gönderilmesi diklenmektir, tavır koymaktır. Buna elbette rıza göstermemiz, bu ahlaksızlığa sessiz kalmamız mümkün değildir. Kendi topraklarını işgal edenlerle sarmaş dolaş olanların, benzer alçalmayı ülkemizde de sürdürmesi gafletten öte kendini bilmezliktir, hayasızlığın daniskasıdır.Elbette burada, bu düşüklüğe onay veren iktidar partisi öncelikli olarak sorumlu olacaktır" diye konuştu.
 

'Dört parçalı bir Kürdistan'ın temellerini atmaya kimsenin gücü yetmeyecek'

Bahçeli, herkesin üstüne titremesi gereken hususun milli ve üniter devlet yapısının korunması ve iki dilli hayata izin verilmemesi olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Birlikte yaşama konserine değerli bir nağme katmak ve büyük senfoniye katkıda bulunmak hepimiz için vazgeçilmez bir görevdir. Türk milletinin içinden kim farklı bir millet çıkarmanın arayışındaysa ve Türk vatanını taksim etmenin kim peşindeyse, unutmasınlar ki karşılarında dağ gibi Milliyetçi Hareket Partisi vardır ve bu emellerine asla geçit vermeyecektir. Türkiye'yi ateşe sürüklemeye, kutlu vatan topraklarını ayırmaya, özerklik adı altında bağımsız dört parçalı bir Kürdistan'ın temellerini atmaya hiç kimsenin gücü yetmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti'nin içinden yeni bir devleti, Türk milletinin bağrından farklı bir milleti çıkarmak için seferber olanlar ve buna çanak tutanlar karşılarında her zaman vatansever Türkiye sevdalılarını bulacaklardır. İki dilli, iki bayraklı ve özerk bir yönetimi esas alarak konfederasyon özlemlerini gerçekleştirmeye çalışanlar ve bağımsızlığın duble yollarını şimdiden inşa etmeye yeltenenler Türk milletinin ipek eldiven içindeki çelikten yumruğunu mutlaka yiyeceklerdir. Hiç kimse rüyaya kapılmasın, yanılıp yenilip hayaller kurmasın. Bizim ne verilecek bir çakıl taşımız vardır, ne de arkamızı dönüp gideceğimiz toprak parçamız vardır. Bu irademize rağmen, Türkiye'yi bölmeyi ve milletimizi parçalamayı düşünenler varsa; bu şer ve fitne mahfillerin hesabını sormak ve yakalarından yapışmak Milliyetçi Hareket Partisi'nin bir şeref ve siyasi namus meselesi olacaktır. Ve hadlerini bildirmek için de her daim hazır olacağız."



Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler