Çocuk meclisi üyelerinden Bakan Günay'a ziyaret

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Ankara Büyükşehir Belediyesi 14. Dönem Çocuk Meclisi üyesi öğrencileri makamında kabul etti.

Öğrencilere Çocuk Meclisi'nin çalışmaları hakkında sorular yönelten Günay gülerek, ''Bakanlar Kurulu çıkarmadınız mı? Bence çıkarın, biriniz de Kültür Bakanı olun. Bu ara biz dağıtıyoruz bakanlıkları çünkü, size de verelim bir tane'' diye espri yaptı.

Çocukları bakanlıkta görmekten büyük memnuniyet duyduğunu dile getiren Günay, bir öğrencinin çalışmalarına ilişkin bilgi verirken kullandığı ''Üye seçerken herkes özgürce oyunu kullanıyor'' sözleri üzerine, ''Herkes özgürce oyunu kullanıyor, herhangi bir baskı, etki altında kalmaksızın...'' dedi. Seçilmek isteyenlerin nasıl propaganda yaptığını soran Günay, ''Armağan, hediye dağıtıyor musunuz, bizi seçin diye...'' diye sordu. Günay, bir öğrencinin, ''Ben el afişlerinin yanında şeker verdim'' demesi üzerine gülerek, ''Aferin sana'' karşılığını verdi.

 

Başarının sırrı

Daha sonra Günay, çocukların sorularını yanıtladı. Bir öğrencinin, ''Başarınızı neye borçlusunuz?'' sorusu üzerine Bakan Günay, ''Başarılı mı görünüyorum?'' diye sordu. Öğrenciden ''evet'' yanıtını alan Günay, ''Çok teşekkür ederim. Çok çalışmaya borçluyum. İşinizi severseniz ve işinize gereken dikkati gösterir ve zaman ayırırsanız yaptığınız işte başarılı olursunuz. Öğrencilik gibi, bütün hayat boyunca öyledir. İşe odaklanacaksınız, işinizi seveceksiniz ve ona gereken zamanı ayıracaksınız'' diye konuştu.

Bir öğrencinin sorusu üzerine Müze Kart projesi hakkında bilgi veren Günay, Birinci ve İkinci Meclis'teki restorasyon çalışmalarını da öğrencilere anlattı. Günay, 23 Nisan'dan sonra bu tarihi binaları ziyaret ettikleri takdirde öğrencilere ziyaret ettiklerine ilişkin belge verileceğini kaydetti.

Günay, dünyadaki en iyi 100 otelden 39'unun Türkiye'de bulunduğunu anımsatan öğrenciye de bunun çok iyi bir gelişme olduğunu ifade etti. Otellerin Türkiye'nin tanıtımı açısından ''ayna görevi'' üstlendiğine işaret eden Günay, otelleri en iyi biçimde denetlediklerini de belirtti.

Okullardaki kütüphanelere Milli Eğitim Bakanlığı ile işbirliği yapılarak kültür-sanat yayınlarının konulmasının düşünülüp düşünülmediğini soran öğrenciye de Günay, böyle bir işbirliğine hazır olduklarını söyledi. Günay, ''Milli Eğitim Bakanı'na selam söyleyin, paralarını hazırlasın. Biz dergileri vereceğiz'' diye espri yaptı.

Türkiye'nin ''deniz-kum-güneş'' üçgenine dayalı turizmin yanında alternatif turizm türlerine de yönelip yönelmeyeceği yönündeki soruya da Günay, ''Çok güzel bir soru bu... Bizim de üzerinde çalıştığımız çok önemli bir konu'' dedi. Türkiye'nin bu yıl dünyada en fazla turist alan yedinci ülke olduğuna işaret eden Bakan Günay, ''Dokuzuncu ülkeydik 1 yıl önce, bu yıl yedinci ülke olduk. Türkiye'nin turizm alanındaki başarıları çok hızla artıyor'' diye konuştu. Bununla birlikte turistlerin daha çok deniz kıyılarını tercih ettiğini vurgulayan Günay, Türkiye'de termal kaynaklar, ören yerleri, müzeler, kış sporu imkanlarının bulunduğunu, turizmin çeşitlendirilmesinin de amaçlandığını ifade etti. Günay, korsan yayıncılıkla ilgili soru üzerine de biraz daha ucuz olduğundan yasal olmayan yollarla çoğaltılan ürünleri satın almanın ''çalıntı mal satın alma'' anlamına geldiğini, bu konuda tüm toplumun bilinçlenmesi gerektiğini söyledi.

Türkiye'de ''herşey dahil'' yöntemiyle yabancı turistlerin otellerden daha uygun fiyatlarla yararlandığını ancak Türk turistlerin aynı olanaklardan yararlanamadığını söyleyen öğrenciye de Günay, turizm sektöründe rekabet ortamının yoğun olarak yaşandığını belirtti. Günay, ''Tabii söylendiği kadar ucuz da değil, bu biraz işin reklamına kaçıyor. Bir de erken rezervasyon, Eylül ayında tatile gideceksiniz ama bu yılın Ocak ayından yer ayırttığınız zaman dünyanın her yerinde fiyatlar düşüyor. Ancak, bizim yurttaşlarımız erken rezervasyona çok alışkın değiller'' dedi. Erken rezervasyonun önemine işaret eden

Ertuğrul Günay, şöyle konuştu: ''Türkiye bir turizm ülkesi, ülkemize turistler gelsinler ve tatil yapsınlar, biz de Türkiye olarak para kazanalım istiyoruz ama tabii asıl bizim insanımızın da tatil yapmaya hakkı var. Bizim insanımız da Türkiye'nin doğal güzelliklerinden yararlanmalı. Biz, bizim insanımızın da tatil yapmasıyla ilgili uygun koşulları mutlaka hazırlamalıyız. Bu yıl bu konuda önümüzdeki günlerde çok iyi, yeni bir kampanya göreceksiniz.''

 

''Fahri çocuk"

Bakan Günay, balık çiftliklerinin turizmi baltalayıp baltalamadığını soran öğrenciye de ''İnanılmaz bir turizm sınavı yaptık bugün, çok iyi hazırlanmışsınız, hepinize çok teşekkür ederim'' karşılığını verdi.

Balık çiftliklerinin bir dönem koylarda duyarsızlıkla yerleştiğini anlatan Günay, bunlara koruma kurullarının itiraz ettiğini ve kıyıdan itibaren bu çiftliklerin belli bir uzaklığa alınması için düzenleme yapıldığını, şimdiye kadar koylara yerleştirilen çiftliklerin ise buralardan taşındıklarını kaydetti. Günay, ''Ama burada da bir sorunumuz var, biz bir yandan, balık çiftliklerinin kıyılarımızdan uzaklaşmasını istiyoruz, bir yandan da balık çiftliği olanlar, 'biz burada balık üretiyoruz, siz de bunları turistlere satıyorsunuz' diye bir başka baskı altına alıyorlar. Bir dengeyi kurmaya çalışıyoruz'' dedi.

Küresel krizin turizmi nasıl etkileyeceği yönündeki soruya da Günay, ekonomi daralınca imkanların daraldığını, bu dönemlerde de insanların seyahat, eğlence ve kültürden biraz daha kolay vazgeçebildiklerini söyledi. Günay, ''Dünyada turizmde de bir daralma oldu. Ama biz Türkiye olarak henüz bundan çok fazla etkilenmeden iyi bir çizgi sürdürüyoruz. Umarım bu yıl da böyle olur'' diye konuştu.

Daha sonra, çocuk meclisi üyeleri tarafından Günay'a, ''Bir Zamanlar Ankara'' isimli bir kitap armağan edildi.

Günay da çocuklara bakanlığın tanıtım ürünlerinden oluşan armağanlar sunarken, bir öğrenci, ''Ben de sizi Ankaralı çocuklar adına fahri üye ilan etmek istiyorum'' diyerek Bakan Günay'a rozet taktı. Günay da bunun üzerine, ''Hayatta her şey olduk, bugün de fahri çocuk oluyoruz. En güzeli o... Fahri çocuk meclisi üyesi, bu yaşta benim için en değerli olan bu. İnsanı gençleştiren bir şey'' dedi.