'Çocuklar için yazdığım ilk kitap!'
Ülkü Tamer'in ilk baskısı 1975 yılında yapılan, çocuklar için yazdığı Pullar Savaşı adlı kitabı 34 yıl sonra, Çınar Yayınları tarafından yeniden basıldı.
Pullar Savaşı'nı yazma fikri nasıl oluştu?
Nasıl oluştuğunu inanın ben de hatırlamıyorum. Bir kitaptaki pul resimlerine bakıyordum sanırım. Oradan bir şeyler doğdu. Oturup yazmaya başladım. Öyküyü o pul resimleri yönlendirdi. Birkaç gün içinde yazdım. Galiba en kısa sürede yazdığım kitap da bu oldu.
Kitabın ilk baskısı 1975 yılında yapılmış. Aradan 34 yıl geçtikten sonra yeni baskısı yapıldı. Neler hissediyorsunuz?
34 yıl önce yayımlanmış bir kitabımın yeni baskısını görmek keyifli bir şey. Bu süre içinde yeniden yayımlanması için bir-iki girişim oldu. Ama o pul fotoğrafları da, filmleri de kaybolup gitmiş. O yüzden yeni baskısı yapılamadı. Çınar Yayınları'nın 'sabırlı araştırması' öykünün yeniden gün ışığına çıkmasına yol açtı. Yıllar sonra onu yeni görünüşüyle elime almak beni mutlu etti.
Bu, çocuklar için yazdığınız ilk kitap mı? Kendi çocukluğunuzdan da izler taşıyor mu?
Evet, çocuklar için yazdığım ilk kitap sayılır. Daha önce çocuk şiirleri, çocuk öyküleri yazmıştım. Ama bu ilk kitap...
Siz de pul biriktirir miydiniz? Günümüz çocukları, teknolojiyle bu kadar iç içeyken 'pul' biriktirmek onlara ilginç gelir mi?
Çocukluğumda bir ara, çok kısa bir süre pul biriktirdim. Ama Antep'teydim o zaman. Pek kaynağım yoktu. Sonra o hevesim geçti. Pul biriktirmek güzel bir şey. Özellikle çocuklar için. İnsanı her zaman başka dünyalara sürükleyen bir şey. Ama günümüzde bunu sağlayan öyle değişik, öyle zengin olanaklar var ki, çocuklar için pul biriktirmenin çıkış noktası artık bu olamaz diye düşünüyorum. 'Koleksiyonculuk' dürtüsü canlandırılırsa, belki...
Kitabın öne çıkan tümcelerinden biri de Gaziantep pulunun söylediği 'Örgütlenelim, savaşalım!' Her şeyin bireysellik üzerine kurulduğu günümüzde, bunu nasıl sağlayabiliriz?
Örgütlenmeden toplumun daha ileriye götürülemeyeceğine inanıyorum. Gerçi bireysel başarılar da önemli. Bir buluş, bir yapıt sözgelimi. Ama bunların yaratacağı sonuçlar sınırlı kalıyor. Değişimin temelinde örgütlenme yatıyor.
70'li yıllarda ve günümüzde çocuk edebiyatına bakışı yazar, yayıncı ve okur açısından değerlendirir misiniz?
70'li yıllardan önce de etkili bir çocuk edebiyatı vardı. Kemalettin Tuğcu'yu nasıl unutabilirim. Ama 70'lerde, dönemin toplumsal, siyasal gelişimlerine, değişimlerine koşut olarak, çocuk edebiyatı da başla bir kimliğe bürünmeye başladı. Zaman zaman yapıtlarda sunulan 'bildiriler', öykülerin önüne geçti. Okurun çocuk olduğu bile neredeyse unutuldu. Bir süre içinde sular duruldu, denge kuruldu.
2000'li yıllara kadar, çocuklar için ağırlıklı olarak çeviri kitaplar yayımlandı. Günümüzde ise bir çocuk kitapları enflasyonu yaşanıyor. Çocuk kitapları yayınındaki bu artışı nasıl yorumlamalıyız?
Çocuk kitapları sanırım eskiden beri satış açısından çok daha az riskler taşıyor. Sözgelimi, ben Milliyet Yayınları'nı yönetirken en çok ve sürekli satan kitaplarımız çocuk kitaplarıydı. Onlardan elde ettiğimiz gelirle düzeyli, ama az satan kitaplar yayımlayabiliyorduk. Anne-baba, kitaba ayırdığı paranın büyük bölümünü 'geleceğini düşünerek' çocuğu için harcıyor. Bir de 'ben okuyamadım, bari o okusun' diyenler var. Bu, yayıncılar açısından çocuk kitaplarını daha çekici kılıyor.
Pullar Savaşı/ Ülkü Tamer/ Çınar Yayınları/ 50 s.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Colani’nin arabası
- Erdoğan'dan Suriyeliler açıklaması