Cumhuriyetin Vitrini: İzmir Fuarı
Bir Cumhuriyet kurumu ve değeri olan İzmir Enternasyonal Fuarı (İEF), bu yıl 82’nci kez yeniden katılımcılarıyla, ziyaretçileriyle buluşuyor.
Dile, yazıya kolay 82 yıl… Oysa o 82 yılda neler oldu, neler geçti? Fuarın tarihçesi, tam bir ekonomi, siyaset ve toplum tarihi; kısacası Türkiye Cumhuriyeti’nin sosyal tarihi…
Kurtuluş, kuruluş ve fuar
İzmir Fuarı’nın tarihi, ulusal kurtuluşa ve kurtuluş sonrası yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıllarına dek uzanır. 30 Ağustos’tan 9 Eylül’e uzanan kurtuluş günlerinin ardından, asıl uğraşıyı yeni, çağdaş ve modern devletin oluşumuna yönelten başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Cumhuriyeti kuran kadrolar, İzmir’e özel bir görev yüklediler.
Kurtuluşun bayramı 9 Eylül’ü yaşayan İzmir, ardından ilk İktisat Kongresi’ne de ev sahipliği yapıyordu. Bu kongrede ekonomi alanında yürünecek yolun haritası oluşturulurken, İzmir’de kongreler yapılması, sergi ve fuarlar düzenlenmesi hedefi de bu kentin önüne görev olarak konuluyordu. Böylece İEF, kurtuluşun ateşleri ve kuruluşun kıvılcımları içinden doğdu.
Fuarın öncelikli amacı, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin ürettiği tarımsal ve sanayi ürünlerini sergilemek, bunların ticaretini sağlamak ve başta ekonomi olmak üzere hayatın tüm alanlarında uluslararası ilişkiler kurmaktı. Kısacası fuar, genç Türkiye Cumhuriyeti’nin vitriniydi.
Halk okulu
İzmir Fuarı’nın bir başka önemli görevi de o dönemlerde tam bir halk okulu olarak işlev görmesidir. Uzun yıllar 20 Ağustos-20 Eylül tarihleri arasında bir ay süreyle gerçekleştirilen fuar, ülkede ve dünyada yaşanan gelişmelerin izdüşümü gibiydi.
İletişim olanaklarının çok dar olduğu yıllarda, insanımız, halkımız, ülkede ve dünyada yaşanan birçok gelişmeyi ve yeniliği ilk olarak fuarda görüyor ve orada tanıma fırsatı buluyordu.
Dünyanın birçok bölgesinden fuara katılan ülkeler, kuruluşlar, firmalar yeni ürettikleri ürünlerini, ülkelerinde yaşanan ekonomik ve toplumsal gelişmeleri, fuarda sergiliyorlardı. Böylece ülkeler, halklar ve insanlar arasında önemli bir etkileşim ve iletişim sağlanıyordu. Kapitalist ve sosyalist sistemler arasındaki çekişmeler, bilişim ve iletişim alanında yaşanan gelişmeler, yeni buluşlar ve ürünler; ilk televizyon, ilk bilgisayar, ilk yürüyen merdiven, ilk uzay mekiği gibi aygıtlarla hep fuarda tanışılıyordu.
Sözün özü, o yıllarda İzmir Fuarı tam bir halk okuluydu…
Dünya buluşması
Fuarın bir başka önemli yönü de ülkeler ve halklar arasındaki buluşmaya ev sahipliği yapmasıydı. Bir yandan dünyada yaşanan gelişmeler öğrenilirken, öte yandan insanımız dünyanın diğer coğrafyalarında yaşayan ülkeleri ve halkları da tanıyordu. Tabii fuara katılan ülkeler ve halklar arasında da doğal bir etkileşim ve iletişim yaşanıyordu. Herkesin birbirinden öğreneceği bir şeyler mutlaka vardı…
İşte bu yönüyle de fuar barışçıydı, barışın simgesiydi… Öyle ki İkinci Dünya savaşı yıllarında bile fuar, tüm zorluklara karşın barışın bayrağını dalgalandırıyordu. İzmir’den, Türkiye’den bütün dünyaya barış mesajları veriliyordu…
Aslında günümüzde pek çok şey değişti. Gereksinimler farklılaştı. Teknolojide, bilişimde ve iletişimde yaşanan gelişmeler yepyeni olanaklar yarattı. Ancak İEF, bir dünya buluşması olarak her şeye karşın varlığını sürdürüyor.
Bu yıl 82’nci kez düzenlenen fuarı, bir Cumhuriyet kurumu ve değeri olarak selamlıyoruz. Ve onu daha nice yıllar yaşatmak istiyoruz. Elbette yenileyerek, güncelleyerek ve her daim gençleştirerek…
* Mehmet Şakir Örs İZFAŞ Genel Müdürü
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı