'Dağda binin üzerinde çocuk var'

İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin, Türkiye-Tacikistan Hükümetler Arası Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 8. Dönem Toplantısı'nın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. ''İçişleri Bakanlığı'nın Türkiye'ye yasal yollarla giriş yapan Suriyelilere bir yıllık ikamet izni vereceği yönünde haberler var. Bu haberler doğru mu'' sorusuna Şahin, şu yanıtı verdi: ''Bakanlığımızın Türkiye'ye sığınma amaçlı gelen Suriyelilere yönelik özel uygulamaları söz konudur. Türkiye'ye gelenler, eğitim çağındaysalar onların okumaları için gerekli tedbirler alınmıştır. Sağlık hizmetleri itibarıyla da yeni düzenlemeler hem Bakanlığımız hem de Sağlık Bakanlığı marifetiyle gerçekleştirilmiştir. Bugün habere konu olan husus esas itibarıyla bundan önce düzenlenmiş bir husustur. Suriye'den gelen ve pasaportu olan Suriye vatandaşlarına, sınır illerimiz hariç bir yıl ikamet izni verilmiştir, verilmektedir. Bu da zaten hem ülke hukukumuz hem de uluslararası hukuk çerçevesinde gerçekleştirilen bir uygulamadır.''

Şahin'den fezleke yorumu

''BDP'li milletvekilleriyle ilgili hazırlanan fezleke konusunda tartışmalar başladı. Bir grup 'kaldırılsın', diğer grup 'kaldırılmasın' diyor. Sizin düşünceniz nedir?'' sorusuna Bakan Şahin, BDP'li ve BDP'li olmayıp ta aynı paralelde hareket eden milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına gerekçe teşkil eden eylemlerin, ''Türkiye'ye yönelik terör eylemlerini desteklemek'' olduğu karşılığını verdi.

İçişleri Bakanlığı olarak bu eyleme karşı mücadele yürüttüklerini, terör örgütünü tüketmek için görevli ve sorumlu olduklarını belirten Şahin, ''Bir anlamda fiili olarak tarafız. Dolayısıyla benim bu konuda ayrıca görüş belirtmeme gerek yok. Meclis çatısı altında yürütülen değerlendirmeler, müzakereler... Muhakkak ki herkes aynı görüşü benimsemeyecektir. Bu da Türkiye'nin demokratik yapısının bir görüntüsü, ifadesidir. Sonuçta demokratik ilkeler ve kurallar gereğince çoğunluğu oluşturan görüşün dediği olur'' dedi.

Şahin, TBMM'nin vereceği her türlü kararın, herkesin iradesinin ve isteğinin üzerinde olduğunu vurguladı. ''Terör örgütünün çocuklara yöneldiği ve dağdaki çocuk sayısının 2 binin üzerinde olduğu iddiaları var. Bu iddialar doğru mudur? Eğer doğruysa bu konuyla ilgili bir girişimde bulunulacak mı?'' sorusuna Şahin, şu cevabı verdi: ''PKK/KCK terör örgütünün ülkemize karşı yürütmüş olduğu, bölücü ve hain eylemlerinde militan açısından ciddi zayiat verdiği bir gerçektir. Bu husus sadece devlet olarak bizim kayıtlarımıza yansıyan bir gerçek değil, sürekli takibimizde olan, haberleşme ağını da takip ettiğimiz terör örgütünün kendi görüşmelerine, hatta iç yazışmalarına yansıyan bir husustur. Bölücü terör örgütünün özellikle içinde bulunduğumuz 2012 yılında ülkemize yönelik gerçekleştirdiği, teşebbüs ettiği eylem sayısında ciddi artışlar olmuştur, hem eylemci açısından hem de eylemlerde kullanılan silahlar açısından. Hatta bölücü terör örgütü 'final yılı' olarak belirlemiş ve iddialı bir şekilde hedef olarak benimsemiştir. Fakat fedakarca, kahramanca görev yapan güvenlik personelimiz, silahlı kuvvetler personelimiz, bakanlığımız polisi ve jandarması, işbirliği, koordinasyon ve fedakarlık duygusu içerisinde gerçekleştirmiş oldukları takip, istihbarat ve operasyonlar sonucunda bölücü terör örgütünün 'final yılı' hedefi boşa çıkarılmıştır.''

 

'Sonucu ölümle neticelenen bir yolculuk'

Kayba uğrayan bölücü terör örgütünün, çocuk yaştaki kişileri kaçırarak, kandırarak, birtakım illegal organizasyonlar aracılığıyla elaman temin etme gayreti içinde olduğunu ifade eden Şahin, ''Sayının 2 bin olduğuna dair kesin bir şey söylememiz mümkün değil ama tahminlerimize göre binin üzerinde çocuk yaşta, oyun çağında, neyin ne olduğunu, nereye gittiğini, ne yaptığını bilemeyen çok sayıda özellikle Güneydoğu bölgemizden götürülmüş kişilerin olduğunu bilmekteyiz'' dedi.

Terör örgütünün, Kuzey Irak'taki Mahmur kampında barınma gayreti içerisinde olan ailelerden ''birer çocuklarının verilmesi'' yönünde baskı ve terör uyguladığının istihbarat edildiğini belirten Şahin, şöyle konuştu: ''Hem Mahmur merkezli hem de Türkiye'den bir şekilde kaçırılarak, kandırılarak temin edilen küçük yaştaki çocuklardan eleman açığını giderme gayreti içinde olunduğunu bilmekteyiz. Buda terör örgütünün ne kadar acımasız, hain, iğrenç bir emelin peşinde olduğunu açıkça göstermektedir. Terör örgütüne çocuk ve ileri yaşta giden herkesin karşılaştığı akıbet, son derece insanlık dışı bir akıbettir. Bu örgüte giriş vardır, çıkışı sağlıklı bir çıkış değildir. Sadece kaçarak kurtulma söz konusudur. Girişi olup çıkışı ölümle neticelenen bir yolculuk söz konusudur. Bu örgüt bünyesinde ve ülkemizin pek çok insanı örgüt tarafından heder edilmektedir, hayatlar söndürülmektedir. Öncelikle örgüt kendi bünyesine, gasp ederek aldığı insanların hayatını mahvetmektedir. Ve bu insanlar eliyle de onların eline verdiği bombalarla, silahlarla hedef gözetmeden doğa, canlı, insan, bebek, hamile, kadın ayrımı yapmadan, cami, minare ayrımı yapmadan, okul, sağlık ocağı ayrımı yapmadan tarihin hiçbir döneminde emsali görülmemiş bir kan içiciliğin, bir insanlık dışı eylemi sürdürme çabasındadır. Ama 2012 yılında bu hain emelini gerçekleştirmede son derece başarısız bir konuma gelmiştir ve bu başarısızlığı gidermenin yollarından biri olarak da çocuk yaştaki kişilere yönelik eleman temin etme gayreti içerisine girmiştir.''