"Dağın öbür tarafında elmas parçası bulunmaktadır"

AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, ''Türkiye'deki Demokratikleşme Süreci Çerçevesinde İmralı Açılımı'' konulu toplantıda İmralı'daki görüşmelere ilişkin, "Dağın öbür tarafında aydınlık, hepimiz için elimize aldığımızda parlaklığından etkilenebileceğimiz bir elmas parçası bulunmaktadır" dedi.

Yayınlanma: 16.02.2013 - 20:06
Abone Ol google-news

AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu, İmralı'daki görüşmelere ilişkin ''Türkiye dağı aşmaktadır. İroni yaparak söylüyorum. Hem Kandil'deki o metaforu hem de Türkiye'nin önüne çıkarılan büyük bir engeli aşmaktadır. Dağın öbür tarafında aydınlık, hepimiz için elimize aldığımızda parlaklığından etkilenebileceğimiz bir elmas parçası bulunmaktadır. Bu yüzden düşünce biçimini değiştirmeliyiz ve sürece katkı koyanlara yepyeni bir anlayışla bakmakla mükellefiz'' dedi.

Soylu, Sivil Dayanışma Platformu'nun Beyoğlu'ndaki merkezinde düzenlenen ''Türkiye'deki Demokratikleşme Süreci Çerçevesinde İmralı Açılımı'' konulu toplantıda konuştu.

Karlofça Antlaşması'ndan itibaren gerileyen bir coğrafyanın çocukları olduklarını ve bu gerilemenin 21. yüzyıla kadar devam ettiğini belirten Soylu, dünyada 1948, 1983 ve Arap Baharı ismi altında yaşanan demokratikleşme süreçlerini anlattı.

21. yüzyılın önlerine bambaşka tablolar koyduğunu, siyahların hep geri planda olmasına rağmen şu an Amerika'da en yetkili ismin siyah olduğunu dile getiren Soylu, Almanya, Fransa, Türkiye, Rusya gibi ülkelerde yaşanan demokratik değişim ve gelişmeleri aktardı.
Soylu, 1925'ten itibaren Türkiye'de köylüler, dindarlar, gayrimüslimler, Kürtler ve Alevilerin ötekileştirildiğini, 21. yüzyılın başlarından itibaren bu ötekileştirmenin aksine demokratikleşme süreci yaşandığını kaydetti.

Şu anda Türkiye'nin önüne 300-400 yılda bir ancak yakalayabileceği bir fırsat geldiğini aktaran Soylu, dün hangi millet ötekileştirildiyse bugün onlarla anlaşma ve ortaklık anlayışının yaşandığı zamana gelindiğini söyledi.

Soylu, dönemin şartlarının Türkiye'yi 20. değil 21. yüzyılın bakış açısına göre yepyeni bir anlayışa doğru sürüklediğini, askerin de Türkiye'deki elitlerin ve sermaye kesiminin de bunun farkında olduğunu kaydederek, şöyle devam etti:

''Çerkezlerin dili ve yemeği bizim için en büyük zenginliktir. 21. yüzyılın en temel fırsatlardan bir tanesidir. Kürtlerin dili, anlayışı, Arapların dili ve anlayışı... Bu coğrafyada etrafımızda bulunan hangi zenginlik varsa etrafımızda bulunan petrolden daha büyük zenginlik ifade etmektedir. Çünkü bizle birlikte etrafımızda Irak, Suriye ve İran'dan oluşan bir Kürt nüfusu söz konusudur. Türkiye'de Kurtuluş Savaşı'nı istismar eden bu ülkenin elitleri yıllarca bu ülkenin gerçek sahiplerini sömürmüşlerdir. İstismar edilen bu ülkenin başarısıdır. Şimdi tablo çok net ortadadır. İster insani olalım ister olmayalım. İster Mevlana'ya, Harakani'ye, Medine Sözleşmesi'ne, Veda Hutbesi'ne bakalım, ister bakmayalım ihtiyaçlar bizi bu toplumda yeni bir toplumsal sözleşme yapmaya zorlamaktadır. Bu topraklarda yaşayan insanların bugüne kadar yaşadığı bazı durumları yaşamamaları gerekirdi. Dersim katliamlarını yapmamaları, İstiklal Mahkemelerini oluşturmamaları, insanları kendi mezhep, anlayış ve inançlarına göre ayırmamaları gerekirdi. Bu hepimizde tahribattır.''

''Barışın sağlanmasının bölgenin çıkarına olacağını anlatmaya çalıştım''

Bölgenin sulha kavuşmasından sonra elde edilecek bir ekonomik prim olduğuna işaret eden Soylu, mevcut görevine geleli 4 ay olduğunu, bu süreç içerisinde Türkiye'de 30 farklı ile gittiğini, Muğla gibi bazı illere birden fazla kez ziyarette bulunduğunu anlattı.

''Burada gördüğüm, yumuşamanın aslında oralarda olduğu'' diyen Soylu, Kürtlerle empati kurmak gerektiğini Kürtlerden daha çok halka anlattığını, Türkiye'nin buna ihtiyacı olduğunu, barışın sağlanmasının bölgenin çıkarına olacağını anlatmaya çalıştığını dile getirdi.

Soylu, Türkiye'de hala etnik kimlik üzerinden siyaset geliştirebilecek ve bundan ekmek bulabilecek bir yapı olduğunu aktararak, yapılan araştırmaları okuyup incelediklerini, Anayasa sürecini iğne deliğinden geçirecek bir titizliğe sokmak zorunda olduklarını vurguladı.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Soylu, Habur olayı ve Oslo sürecine değinerek, ''Türkiye toplumunun önemli bir parçası, bölümü aslında bu barışı, birliği istiyor'' dedi.

Bugün yaşanan süreci doğru bulduğunu ifade eden Soylu, ''Türkiye dağı aşmaktadır. İroni yaparak söylüyorum. Hem Kandil'deki o metaforu hem de Türkiye'nin önüne çıkarılan büyük bir engeli aşmaktadır. Dağın öbür tarafında aydınlık, hepimiz için elimize aldığımızda parlaklığından etkilenebileceğimiz bir elmas parçası bulunmaktadır. Bu yüzden düşünce biçimini değiştirmeliyiz ve sürece katkı koyanlara yepyeni bir anlayışla bakmakla mükellefiz. MHP, CHP, BDP... Kim katkı koyuyorsa'' ifadelerini kullandı.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler