Davalar birleştiriliyor
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından verilen "Danıştay 2. Dairesi ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili davanın Ergenekon davasıyla birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğu" kararını işaret ederek verilen Danıştay davasını bozma kararına uyulmasına karar verdi. Karar uyarınca Danıştay saldırısı davası ile Ergenekon davası birleştirilecek.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Danıştay saldırısı davasının bugünkü duruşmasında mahkeme heyeti, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 8 sanığın yargılandığı davaya ilişkin bozma kararına uyulmasını kararlaştırdı. Karar uyarınca Danıştay saldırısı davası ile Ergenekon davası birleştirilecek. Mahkeme, davanın Ergenekon soruşturmasının yapıldığı İstanbul'da görülmesini talep etti.
Duruşmaya tutuklu sanıklar Alparslan Aslan, Erhan Timuroğlu, Süleyman Esen, Osman Yıldırım, İsmail Sağır ve Tekin İrşi ile sanık ve müdahil avukatları katıldı. Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, celse arasında verdiği yazılı mütalaadaki gerekçeler doğrultusunda, Yargıtay 9. Ceza Dairesi'nin bozma ilamına uyulması ile "Ergenekon davasını" gören İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden birleştirme yönündeki muvafakatlerinin sorulmasını istedi.
Sanıklar birbirine saldırdı
Danıştay üyelerine saldırı davasında, mahkeme heyetinin baş başa değerlendirmede bulunmak üzere duruşma salonundan ayrılırken, sanık Alparslan Arslan jandarmaların arasından bir anda ayağa kalkarak bağırmaya başladı. Duruşma salonunda olay çıkaran Arslan "Türbanı yargılayamazsınız. Türbana dokunanı keserim. İsrail'e gidin" diyerek tehditler savurdu. Sanık Arslan, bağırırken ayağa kalkan annesiyle göz göze gelerek, ona da bağırmaya başladı, salonda güvenlik önlemi alan jandarmalar tarafından susturmaya çalışıldı.
Sanık Alparslan Arslan, olayların ardından jandarma tarafından mahkeme salonundan dışarı çıkarıldı. Daha sonra salon boşaltıldı. Verilen aradan sonra Cumhuriyet Savcısı Kubilay Taştan, mütalaasını okudu.
Ayrıca, tutuklu sanıklardan Erhan Timuroğlu ile Osman Yıldırım da duruşmada kavga etti.
Olayın geçmişi
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, bozma kararının ardından hazırladığı tensip tutanağıyla, Danıştay saldırısı davasının iddianamesi, karar ve Yargıtay bozma ilamı da eklenerek Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne müzekkere yazılmasına karar vermişti.
Ergenekon iddianamesi (halen devam eden davanın iddianamesi), dava dosyasının ve duruşma zabıtlarının birer suretinin Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesini kararlaştıran mahkeme, yine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nden "usul ekonomisi" dikkate alınarak, "bozma ilamına uyulması durumunda", Ergenekon davası ile bu davanın birleştirilmesi yönündeki Yargıtay'ın bozma kararıyla ilgili görüşünü bildirmesini istemişti.
Ergenekon davasına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise Danıştay üyelerine saldırı davasıyla ilgili görüş bildirmeyerek, birleştirme konusunda önce Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin görüş bildirmesini talep etmişti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, Danıştay 2. Dairesi üyelerine ve Cumhuriyet gazetesine yönelik saldırılarla ilgili Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 8 sanık hakkında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nce verilen kararı oy birliğiyle bozmuştu.
Dairenin kararında, "tüm dosya kapsamına göre sanıkların mensubu bulundukları iddia edilen örgütün niteliği, atılı suçların vasfının belirlenmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi yönünden İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne açılan (Ergenekon) davası ile bu dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğunun iddia edilmiş olması karşısında, öncelikle davaların birleştirilmesinde zorunluluk bulunduğuna" işaret edilmişti.
Kararda, "Sanıklar Alparslan Arslan, Osman Yıldırım, İsmail Sağır, Erhan Timuroğlu, Tekin İrşi, Süleyman Esen müdafileri ile katılanlar Cumhuriyet Vakfı, Yeni Gün Haber Ajansı Basın Yayıncılık A.Ş, Ayşe Sema Özbilgin, Serkan Özbilgin, Gökhan Özbilgin vekilleri ve Cumhuriyet Savcılarının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme, nitelikli kasten öldürme ve nitelikli kasten öldürmeye teşebbüs suçlarından resen de temyize tabi olan hükmün sair yönleri incelenmeksizin öncelikle bu sebeplerden dolayı bozulmasına oy birliğiyle karar verildi" ifadelerine yer verilmişti.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin ilk kararında direnmesi ve bu kararın temyiz edilmesi durumunda, dava dosyası Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gidecek.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi, davada sanık Alparslan Arslan'ı, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek" suçundan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 309/1. maddesi uyarınca ve "Danıştay 2. Dairesi Başkanı Mustafa Yücel Özbilgin'i, tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmek" suçundan TCK 82. maddesinin (a) ve (g) bentleri uyarınca ayrı ayrı 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırmıştı.
Mahkeme; sanıklar Osman Yıldırım, Erhan Timuroğlu ve İsmail Sağır hakkında da "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya, yerine yeni bir düzen getirmeye, fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs etmek" suçundan TCK'nın 309/1. maddesi uyarınca ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası vermiş, cezalar TCK'nın 62. maddesi uyarınca müebbet hapis cezasına çevrilmişti.
Sanık Süleyman Esen de "Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya ve yerine başka bir düzen getirmeye teşebbüs etmek amacıyla kurulan silahlı suç örgütünün üyesi olmak" suçundan TCK 314/2. ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Yasasının 5. maddesi uyarınca 7 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmıştı.
Sanığın duruşmadaki olumlu hal ve tavrını göz önünde bulunduran mahkeme, TCK'nın 62. maddesi uyarınca Esen'in 6 yıl 3 ay hapisle cezalandırılmasına karar vermişti. Mahkeme, Esen'i ayrıca "patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak" suçundan TCK 1/2 ve 62. maddeleri uyarınca da 3 yıl 11 ay 15 gün hapis cezasına çarptırmıştı.
Sanıklar hakkında "Patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak", "kişiler arasında korku, kaygı ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde kullanmak", "tasarlayarak ve yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüse yardım etmek" suçlarından çeşitli hapis cezaları da veren mahkeme, sanıklardan Aykut Metin Şükre, Ayhan Parlak ve Salih Kurter'in de üzerlerine atılı suçlardan ayrı ayrı beraatlarına karar vermişti.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı