Davutoğlu'ndan Kırgızistan ve İsrail açıklaması

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Eğer uluslararası komisyon kurulmazsa ve Türkiye'nin çok haklı talepleri göz ardı edilmeye devam edilirse tabii ki Türkiye'nin tek taraflı olarak İsrail ile ilişkilerini gözden geçirme hakkı vardır" dedi.

Kırgızistan'daki çatışmalardan dolayı bu ülkenin Celalabad ve Oş kentlerinde bulunan Türk vatandaşlarının tahliyesi için 2 uçağın gönderileceğini açıkladı.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Senegal Dışişleri Bakanı Madicke Niang ile konutunda yaptığı görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Kırgızistan'daki gelişmeler üzerine bölgedeki Türk vatandaşlarının tahliyesi için bugün iki uçağın Kırgızistan'a gideceğini, Celalabad ve Oş kentlerinde bulunan Türk vatandaşlarını Türkiye'ye getireceğini bildirdi.
Kırgızistan'daki gerginliğin hatırlatılması ve Türk vatandaşlarının durumunun sorulması üzerine, dost ve kardeş Kırgızistan'da arzu edilmeyen gelişmeler olduğuna işaret ederek, bu nedenle cumartesi günü değişik kurumların katılımıyla bir toplantı yaptıklarını ve bir eylem planı ortaya çıkardıklarını kaydetti.

Türkiye'nin Bişkek Büyükelçiliği ve Dışişleri Bakanlığındaki kriz masasını tekrar kurduklarını söyleyen Davutoğlu, Celalabad ve Oş'taki Türk vatandaşlarının güvenliği konusunda bazı tedbirler alınmakta olduğunu bildirdi. Davutoğlu, Kırgızistan Başbakan Yardımcısı Almazbek Atanbayev ile görüştüğünü söyleyerek, Kazakistan Dışişleri Bakanı ile de temasa geçtiğini, vatandaşların güvenliği için bazı tedbirler alındığını bildirdi. Davutoğlu, vatandaşların salimen tahliyesi için bugün 2 uçağı göndereceklerini belirterek, ayrıca diplomatik, ekonomik ve güvenlik alanlarındaki değişik kurumların temsilcilerinden oluşan bir heyeti bugün veya yarın Kırgızistan'a göndereceklerini bildirdi.

Davutoğlu, bu heyetin hem Kırgızistan'ın istikrarı için atılacak adımları Kırgız yetkilileriyle görüşeceğini hem de Türkiye'nin yapabileceği katkıları gözden geçireceğini kaydetti. Kırgızistan ile çok ciddi ilişkiler bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, Asya'da İşbirliği ve Güven Artırıcı Önlemler Konferansı (CICA) dönem başkanı olarak Türkiye'nin AGİT Dönem Başkanı olan Kazakistan ile ortak bir girişim planladıklarını belirterek, birlikte nasıl katkı yapılabileceğinin düşünüleceğini bildirdi.

Türk Büyükelçiliğinin tahliyesinin gündemde olup olmadığının sorulmasına karşılık Davutoğlu, "Büyükelçiliğin tahliyesi gibi bir şey söz konusu değil. Çok zor şartlarda dahi Türkiye dost ve kardeş ükelerdeki elçiliklerini tahliyeyi hiçbir zaman düşünmemiştir. Büyükelçiliğimiz orada 24 saat çalışmaya devam edecek, Türk bayrağı Kırgızistan'da her zaman büyükelçilik nezdinde dalgalanacak, bu konuda herhangi bir adım atma düşüncemiz yoktur" dedi.

Bakan Davutoğlu, ortada bir kaos durumu bulunduğunu söyleyerek, Kırgızların, Özbeklerin, Ahıskaların kardeşçe birlikte yaşayabilmesi için Türkiye'nin her adımı atmaya hazır olduğunu belirtti. Davutoğlu, "Biz Orta Asya'ya baktığımızda farklı unsurlar görmeyiz, hepsi bizim kardeşlerimizdir. Onların güvenliği bizim güvenliğimizdir. Onun için de atılması gereken her adımı atacağız ve bu ülkenin en kısa zamanda barış ve sükunete kavuşması için her türlü gayreti göstereceğiz" diye konuştu.

Uluslararası bağımsız komisyon

Davutoğlu, İsrail'in yardım gemisine saldırısı nedeniyle kurulması istenen uluslararası bağımsız araştırma komisyonu hakkındaki soruya karşılık da, Türkiye'nin konuya ilişkin tavrının ilkesel olarak net olduğunu söyleyerek şunları kaydetti:
"Suç uluslararası sularda işlenmiştir ve suçun işlendiği yer İsrail karasuları ya da İsrail sınırı değildir. Uluslararası sularda yapılan bir saldırıyı araştıracak komisyonun da uluslararası nitelikte olması lazım. İsrail'in kuracağı bir komisyona uluslararası katılımın olması bu komisyonu uluslararası nitelikte kılmaz. Biz BM Genel Sekreterinin formülü çerçevesinde BM'nin doğrudan denetimi altında ve tarafsız bir başkanlıkta, Türkiye ve İsrail'in da katılımıyla BM çerçevesinde uluslararası bir komisyon talep ediyoruz. Bu konuda da ısrarlı olacağız. Kim ne derse desin vatandaşlarını kaybeden ülke Türkiye'dir."

Bakan Davutoğlu, saldırıda ABD'nin de bir vatandaşını kaybettiğini hatırlatarak, "ABD'nin de kendi vatandaşının hayat hakkının takipçisi olacağına inanıyoruz" dedi.
"İsrail'in böyle bir uluslararası hukuk ihlali ile sivil bir konvoya uluslararası sularda saldırı yapan bir ülke olarak tarafsız bir araştırma yapacağına dair hiçbir inancımız yoktur" diyen Davutoğlu, bu çerçevede komisyonun mutlak olarak nitelikte olmasına ve BM denetimi altında kurulmasına önem verdiklerini kaydetti. Davutoğlu, daha sonra şunları söyledi:
"İsrail tarafından tek taraflı yapılacak hiçbir araştırma bizim bir değer ifade etmemektedir. Bu komisyon mutlaka uluslararası bir komisyon olmalıdır. Bir davalının aynı zamanda savcı ve hakim olması hiçbir hukuk ilkesiyle bağdaşmaz."

Davutoğlu, görüştüğü Avrupalı muhataplarının da Türkiye'nin uluslararası komisyon talebine tam destek verdiklerini belirtti.

Davutoğlu, aynı konuya ilişkin bir başka soru üzerine de, uluslararası komisyon konusundaki ısrarlarını sürdüreceklerini söyleyerek, bugün Bakanlar Kuruluna da bilgi vereceğini bildirdi ve şöyle konuştu:
"Eğer uluslararası komisyon kurulmazsa ve Türkiye'nin çok haklı talepleri göz ardı edilmeye devam edilirse tabii ki Türkiye'nin tek taraflı olarak İsrail ile ilişkilerini gözden geçirme hakkı vardır ve diğer bazı müeyyideleri uygulama hakkı da vardır. Uluslararası toplumun objektif şekilde harekete geçmesini bekliyoruz, sabırla bekliyoruz."

BM Genel Sekreterinin teklifinin açık, objektif ve doğru bir teklif olduğunu, tek taraflı, özel bir uygulama beklemediklerini kaydeden Davutoğlu, BM Genel Sekreterinin teklifine de anında olumlu yanıt verdiklerini anımsatarak şunları söyledi:
"Bu iş sürüncemede kalarak, bırakılarak, İsrail içindeki bazı komisyonlara ihale edilerek bu meselenin yavaş yavaş unutulacağını zannediyorlarsa yanılıyorlar. Türkiye'nin her bir vatandaşının hayatı kıymetlidir. Doğu Akdeniz'de hiçbir ülkenin ayrıcalık sahibi olmadığının bir kez daha gösterilmesi kıymetlidir. Türkiye uluslararası toplumun harekete geçmesini beklemektedir. Geçmemesi durumunda da alacağımız tedbirler söz konusu olabilecektir."