"Değişimlerin öncüsü olmalıyız"

TÜSİAD Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Nanoteknoloji ve Türkiye" başlıklı raporun tanıtım toplantısında küresel ekonomide rekabet edebilmek için sadece değişimlerin öncüsü olmak ve ilerde yaşanabilecekleri de öngörmek gerektiğini vurguladı.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.11.2008 - 10:10

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, genç nüfusun analitik, yaratıcı ve yenilikçi düşünceye imkan verecek şekilde eğitilmesinin tüm konularda Türkiye'nin önünü açacağını kaydetti.

Arzuhan Doğan Yalçındağ'ın "Nanoteknoloji ve Türkiye" başlıklı raporun tanıtım toplantısında dünyada bilim ve teknoloji alanında hızlı bir değişime tanık olunduğunu, küresel ekonomide rekabet edebilmek için sadece değişime adapte olma, değişimlerin takipçisi olmanın yeterli olmadığını, değişimlerin öncüsü olmak ve ilerde yaşanabilecekleri de öngörmek gerektiğini vurguladı.

Bu açıdan, 21. yüzyılın teknoloji devrimi olarak görülen nanoteknoloji ile ilgili gelişmelerden de geri kalmama ve bu konudaki çalışmalara hız vermenin büyük önem taşıdığına dikkati çeken Yalçındağ, giderek nanoteknolojiye daha fazla kamu kaynağı ayrıldığını, bu konuda önde gelen ülkelerin, 2003 yılı itibariyle, 750-800 milyon dolar aralığı ile Japonya ve ABD iken, ardından 650 milyon dolar ile Batı Avrupa'nın geldiğini, özellikle Güneydoğu Asya bölgesi ülkeleri olmak üzere, diğer endüstriyel ülkelerin de nanoteknoloji alanındaki araştırma çabalarını yoğunlaştırdığını anlattı.
Yalçındağ, şöyle devam etti:
"Ülkemizde, bir teknoloji öngörü belgesi olarak yol haritası mahiyetinde hazırlanan Vizyon 2023 Strateji Belgesinde, nanoteknoloji, gelecekte ekonomileri temelden etkileyecek bir alan olarak nitelendirilmiş, temel hedefler ve stratejik amaçlar belirlenmiştir. Bu belgede ortaya konulan bulguların önceliklendirilmesinde ve somut projelerle desteklenmesinde henüz yeterli ilerleme sağlanamamıştır. Nanoteknoloji alanında kamuda ve özel sektörde çeşitli girişimlerin varlığı memnuniyet verici olmakla birlikte, atılan adımların istenilen gelişmeyi sağlayacak seviyede olduğu söylenemez. Türkiye İstatistik Kurumunun açıkladığı verilere göre 2007 yılında ülkemizde toplam Ar-Ge harcaması 6 milyar 91 milyon YTL düzeyindedir. Son yıllarda Ar-Ge;ye ayrılan kaynakların artış oranının yüksekliğine karşın uluslararası karşılaştırmalarda arzu edilen konumda olmadığımız dikkate alınırsa, hem genel olarak Ar-Ge;ye hem de özel olarak nanoteknolojiye çok daha fazla kaynak sarfedilmesi gerektiği açıktır.''

 

En önemli engel alt yapı eksikliği

Bilim ve teknolojinin gelişimi konusunda en önemli engellerden birinin altyapı eksikliği olduğunu bildiren Yalçındağ, kurumsal kapasite, yüksek teknoloji ürünler ve cihazlar, bilim adamı, sanayi-finans ve yatırım gibi teknoloji altyapısını oluşturan alanlardaki eksikliklerin giderilmesinin öncelikle ele alınması gereken bir konu olduğunu kaydetti.

Yalçındağ, özel sektörün risk almasına imkan tanıyacak türde erişilebilir ve şeffaf finansal destek programları sağlayan kamu olanakları ile nitelikli, yenilikçi, katma değeri yüksek projeler üreten sanayinin bir araya gelebilmesinin de bir başka gereklilik olduğuna dikkati çekti. Teknolojik ve finansal altyapının yanında, insan kaynakları altyapısına da hassasiyetle eğilmenin şart olduğunu vurgulayan Yalçındağ, uzun vadeli hedefler konularak, stratejik alanlarda disiplinler arası iletişime açık bilim insanları yetiştirmek üzere planlamanın yapılması gerektiğini söyledi.

Bunlara ilave olarak, nanoteknoloji çalışmaları sonucunda çıkacak ürünlerin ticarileşmesi ve toplumsal faydaya dönüşmesi için kurumlar arası işbirliği mekanizmalarının hem ulusal hem de bölgesel çapta güçlendirilmesinin gerekli olduğunu belirten Yalçındağ, ''Teknolojik gelişmeler ve inovasyon konusunda kamuoyu, politika yapıcılar, yatırımcılar ve sanayiciler nezdinde farkındalığın artırılması da üzerinde durulması gereken bir öğe..." dedi.

Tüm bu gelişmeleri destekleyecek karar mekanizmalarının ve yasal altyapının oluşturulması gerektiğini de vurgulayan Yalçındağ, iyi bir yönetişim sistemi çerçevesinde, büyük projelerin verimli bir şekilde yürütülmesi ve izlenmesi, sanayi kuruluşları ile ilişkilerin sürdürülerek, geliştirilen teknolojilerin ve inovatif ürünlerin pazara erişiminin organizasyonu için modern yönetim sistemleri üzerinde çalışılması gerektiğini ifade etti.
Bu anlamda hem bilimsel ve teknolojik politikaların yönetişimi hem de bunların sürdürülebilir bir şekilde uygulanabilmesi için gerekli organların ve denetim mekanizmaların etkin işlemesinin sağlanması gerektiğine işaret eden TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, inovasyon ve teknoloji üretiminin gitgide kolektif ve uluslararası işbirliklerine yöneldiği günümüzde, AB altıncı ve yedinci çerçeve programlarına dahil olan Türkiye;nin zaman ilerledikçe başarılarının artması, söz konusu fonlardan hakkıyla yararlanılması yolunda çok önemli olduğunu söyledi.

TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, sözlerini şöyle tamamladı:
"Daha önce de sıkça gündeme getirdiğimiz gibi gelişmiş ülkelerin yaşlanan nüfus açmazına karşılık, Türkiye;de büyük bir potansiyel oluşturan genç nüfusumuzu analitik, yaratıcı ve yenilikçi düşünceye imkan verecek şekilde eğitmemiz, sadece nanoteknoloji değil tüm teknoloji alanlarında ve inovasyon konusunda ülkemizin önünü açacaktır.
Dünya gündemindeki ekonomik kriz, ülkelerin bilim ve teknolojiye, yani uzun vadeli getirileri olan alanlara yatırım yapmasının önemini bize bir kere daha hatırlatıyor. Raporumuzun, nanoteknoloji gibi önemli ekonomik etkileri olan bir alanda ülkemizin gerekli adımları atması yolunda katkı sağlamasını diliyorum"


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler