'Demokratik sesleri susturmaya yönelik faşizan yaklaşım'

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak aralarında Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu'nun da olduğu KCK tutuklamalarını, "Bu BDP'ye zarar verme, küçültme ve örgütsüz bırakma siyasetinin ötesine geçen, bütün demokratik sesleri susturmaya yönelik faşizan yaklaşımdır" diye eleştirdi.

'Demokratik sesleri susturmaya yönelik faşizan yaklaşım'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 01.11.2011 - 12:53

BDP Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak partisinin grup toplantısı sonrası Meclis'te gazetecilerin son KCK tutuklamaları ile ilgili soruları yanıtladı. KCK adı altında yapılan son operasyonların demokratik tutum ve yaklaşım içinde olan herkese gözdağı verme ve susturma amaçlı organize operasyonlar olduğunu savunan Kışanak şunları söyledi: "Sayın Ersanlı 40 yılını bilime adamış, insan hakları, kadın hakları, demokratik siyaset savunucusu kimlikleri ile tanınmış bir arkadaşımız. Tutuklanmasına tek bir şeyi gerekçe gösterebilirler, o da doğru yerde durması. Demekki bu ülkede doğru yerde duranlara, demokrasiyi, çözümü savunanlara yaşam hakkı tanımak istemiyorlar. Bu operasyon ve tutuklamaların hedefi budur. Yine Zarakolu, Türkiye'nin dört bir yanında çeşitli programlarda savunduklarını gelip bizim partimizin siyaset okulunda savunmuşsa; bunun suç sayılmasının mantığı, 'bu ülkede Kürtleri susturmak istiyoruz, demokratları susturmak istiyoruz' diyen çığırından çıkmış zihniyet."
 

'Faşizan yaklaşım'

Kışanak tutuklamalara karşı herkesin sesini yükseltmesini isteyerek, "Bu BDP'ye zarar vermenin de ötesine geçen, BDP'yi küçültmek, örgütsüz bırakmak siyasetinin de ötesine geçen, bütün bu demokratik sesleri susturmaya yönelik faşizan yaklaşımdır" dedi. Kışanak Anayasa Uzlaşma Komisyonu'yla ilgili de bu konuyu değerlendireceklerini belirterek şunları söyledi: "Bu anayasa yapım sürecinde pozitif olmak, katkı sunucu olmak için olağanüstü çaba sarf ederek dahil olduk. Orada kalmamızı anlamsızlaştıracak, demokratik anayasa yapılmasına katkıları engelleyecek bir tutumla karşılaşırsak komisyon, partimizin organları gerekli değerlendirmeleri yaparak, gerekli cevabı verecektir."

'Komisyondan çekilirsek sorumlusu biz olmayacağız'

Kışanak "Tavrınız çekilme yönünde mi olacak" sorusuna, "Böyle bir şey söylemem doğru olmaz. Biz sürece pozitif katkı için bütün imkanları zorlayarak üye verdik. Milletvekillerinin tutuklu olması, bize yönelik operasyonlar, demokratik siyasetten dışlanmaya dönük tutumlara rağmen böyle bir tutum aldık. Bu tutumu sürdürmek için çaba sarf edeceğiz, ama bu imkansızlaşırsa da bunu sorumlusu biz olmayacağız" yanıtı verdi.

 

'Oradaki dökümü halkımız çok iyi biliyor'

BDP'nin Meclis'teki grup toplantısı, BDP Grup Başkanvekili Hasip Kaplan'ın tutuklu belediye başkanları ve milletvekillerinin isimlerini okuması ile başladı. KCK operasyonu kapsamında son gözaltıların '12 Eylül'e rahmet okuturcasına' özel yetkili mahkemelere sevk edildiklerini savunan Kaplan, "Demokrasi mücadelemiz devam ediyor ve devam edecek" dedi. Kaplan'ın sözlerinin ardından konuşma yapmak için kürsüye çıkan Kışanak Van depremi sonrası BDP'yi eleştiren Başbakan Erdoğan'a yanıt verdi. Yaşanan felaketin iktidar tarafından siyasi istismar ve polemik konusu haline getirildiğini ileri süren Kışanak, Başbakan Erdoğan'ın son konuşmasını "Adeta insanımızın yaşadığı bu acıdan kendine rant edinme hırs ve çabası içinde" sözleriyle eleştirdi. Polemiğe girmek istemediklerini, ancak halka duydukları sorumluluğun gereği olarak bazı bilgileri paylaşmak istediklerini söyleyen Kışanak, depremin hemen sonrasında parti olarak yaptıkları çalışmaları anlattı, Erciş'te deprem sonrası ilk sıcak yemeği dağıttıklarını söyledi. Bunları yapmanın insanlığın gereği olduğunu anlatan Kışanak, "Oradaki dökümü halkımız çok iyi biliyor, onun için ben döküm vermeyeceğim" dedi.
 

'AFAD'ın görevini belediyelere versinler'

Parti olarak felaket sonrasında eksiklikleri olabileceğini, bu konuda özeleştiri vermeye hazır olduklarını anlatan Kışanak, ancak en önemli konunun arama kurtarma ekibi ve çadır ihtiyacı olduğunu belirterek bunların da merkezi hükümetin, devletin görevi olduğunu söyledi. Kışanak, "Devletin yapısı böyle konumlanmış. Afet Koordinasyon Merkezi ve bu kurumları elinde tutan kurumlar belli. Yasa teklifi versinler, bu yetkileri yerel yönetimlere devretsinler, sonra da hesabını sorsunlar" dedi.

Van'da kira fiyatları artıyor iddiası

Hükümetin de deprem sonrası çadır, arama kurtarma çalışmaları gibi konularda eksiklikleri itiraf etmek zorunda kaldığını söyleyen Kışanak, kalıcı konutun önemine edğinerek, "Van eksi 20 dereceleri gören bir kent. Kışı halkımızın çadırlarda geçirmesi imkansız, acilen konteynır prefabrik ne yapılabiliyorsa, acil geçici konutlar yapılmalı" çağrısında bulundu. Van'da kiraların arttığı yönünde söylenti olduğunu anlatan Kışanak, "Böyle küçük şeylerin peşinden koşmak insanlığın yitirilmesine neden olur, böyle şeylere tevessül edilmemeli, herkes evini barınma ihtiyacı olanlara açmalı, ikinci evlerini, boş evlerini bu organizasyonlar içinde bu depremden zarar görmüş insanlarımıza tahsis etmek, bir insanlık görevidir" dedi.
 

'İyi birşey yapacaksanız neden iktidarı kaybedesiniz'

Türkiye'deki binaların yaklaşık yarısının depreme dayanıklı olmadığını kaydeden Kışanak, Başbakan'ın "İktidarı kaybetme pahasına yıkacağız" sözlerini eleştirdi. "İyi bir şey yapacaksanız niye iktidarı kaybetme korkunuz olsun, yoksa sizin kafanızda başka planlar mı var? İnsanlar iyi şey yapanları cezalandırıyorlar mı" diye soran Kışanak, "Kentsel dönüşümün tamamı yoksulları mülksüzleşmeye dönüştürmüştür. Deprem felaketinden korunmak adı altında yıkılacak binalarda aynı yöntem uygulanır ve derme çatma da olsa evi olan yoksullar malsız mülksüz kalacaksa, tabii ki iktidardan olursunuz, ne bizler ne kamuoyu vicdanı bunu kabul etmez" dedi.
 

'AKP sandıkta alamadığı oyu tehditle almaya çalışıyor'

Kışanak son KCK operasyonundaki gözaltıları da eleştirdiği konuşmasında "Açıkçası tüm demokratik sesler susturulmak isteniyor, yapılan bu kadar açık ve net bir şekilde siyasi bir darbedir, siyasi bir soykırımdır, demokratik siyaseti rafa kaldırma çabalarıdır" dedi. Herkesi faşizan, otoriter, polis devletine karşı sesini yükseltmeye çağıran Kışanak operasyonların seçimler sonrası yapılmasına dikkat çekti. Kışanak, "Bu operasyonlar 2009 yerel seçimlerinden diğeri de 12 haziran seçimlerinden sonra olmak üzere kesintisiz devam eden iki büyük dalgayla kendisini gösterdi. Bu tarihler önemli, neden her seçimden sonra KCK operasyonu dalgası başlıyor. Çünkü AKP hükümeti sandıkta alamadığı oyu cezaevi tutuklama tehdidiyle almaya çalışıyor. Ancak yanılıyor. İnsanlık kendisine zulmü, onursuzluğu dayatana, kimliğini elinden almak isteyenlere boyun eğmemiştir bundan sonra da eğmeyecektir" dedi.

Medyaya KCK eleştirisi

Operasyonların hükümet eliyle yürütüldüğünü iddia eden Kışanak, medyada çıkan haberleri de eleştirdi. BDP Genel Başkan Yardımcısı Demir Çelik'in gönderdiği genelgenin KCK genelgesi olarak nitelendirilmesine, genelgeyi göstererek karşılık veren Kışanak, "Bu kadar yalan, kara propagandanın artık kendilerini de çirkefin içine sürüklediklerinin farkında değiller" dedi. BDP Siyaset okuluna isimleri verilen kişilerin PKK'li olarak da gösterilmesine tepki gösteren Kışanak, "Polisin katlettiği genci PKK'lı diye gösteriyorlar. Ey AKP! Utanmayacaksın, bir de böyle diyeceksin. Şerzan Kurt ve Aydın Erdem. Polisi yargılamayacaksın, suçlayacaksın, böylesine faşizan yaklaşım, savaş taktiğiyle karşı karşıyayız, bu kadar aymaz bu kadar pervasız, bu kadar alçak ve aşağılık bir yayın" dedi. Siyaset okulu kurma kararıyla ilgili yazının 2006'da Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı'na da bildirildiğini söyleyen Kışanak, "KCK sözleşmesi, Paralel devlet. Paralel devlet BDP mi? BDP'yi mi kapatmaya çalışıyorsunuz. Siyaset okulu mudur paralel devlet. Neden bilinçli örgütlü toplumdan korkuyorsunuz. Korkmaya devam edin. Sizinle baş etmenin tek yolu bilinçli toplum yaratmak, sizin faşizan yaklaşımınıza karşı güçlü bir direniş sergilemektir. Şimdiye kadar yaptık, yine yapılacağız" dedi.
 

'Cevabı misliyle alacaklar'

90'lara dönülmeyecek denilmesine karşın uygulamaların farklı olmadığını savunan Kışanak, "Bölgede AKP ve BDP dışında parti kalmadı. Şimdi BDP kapısına kilit vurup herkesi AKP'li mi yapmak istiyorlar? Bu mümkün mü? Şimdiye kadar öldürerek yapamadıklarınızı, tutuklayarak mı yapacaksınız? AKP yandaşları, şürekası bir kenara not etsin. 90'lı yıllarda bu halka zulmü reva görenler nasıl tasfiye olduysa, bugün AKP'nin dayattığı zulmün karşılığı da bu olacaktır. Buradan kendilerine bir pay çıkarmaya çalışanlar yanılıyor. O zaman öldürdüler halk tepki olarak koptu, şimdi 'cezaevine koyarsak ıslah ederiz AKP yandaşı olur' zannediyorlar. Yanıldıklarını en kısa sürede görecekler, cevabı misliye alacaklar" dedi.

'Gerilla asker ayrımı yapmayacağız'

Malatya'daki PKK'lıların cenazesiyle ilgili de konuşan Kışanak, "Vahşet uygulanmış, yakılmışlar, insanlık suçu var, katliam var. Biz bunun hesabını sormayacak mıyız, insanlığımızı bu kadar mı yitirdik. Yitirmedik. Çocuklarımıza da bu ülkenin her bir insanına da sahip çıkmaya devam edeceğiz. Başbakan bizi suçlayacağına, bu gerillaların ne zaman dağa çıktıklarına ve yaşına bakarsa daha iyi anlar. İçlerinden biri hariç tamamı 2002 sonrasında dağın yolunu tutmuş. Vicdanı olan 'bu ölümleri nasıl engelleriz, neden dağın yolunu tuttu' diye sorar. Ama 'misliyle yanıt veririz' demeler, 'niye sahip çıktınız' gibi akıl tutulmasıyla karşı karşıyayız. Bütün inançlar ölüye saygıyı ve inancı gereği yapılması gereken ibadete saygı duyar. Her bir gencimiz toprağa düştüğünde nasıl karşı çıkıyorsak bundan sonra da gerilla asker ayrımı bu insanlık dramına karşı, ayrım yapmadan ölmesinler diyeceğiz. Başbakan bu ayrımı yapa yapa toplumu ikiye böldüler. Ölülerin bir kısmına sevinen bir kısmına üzülen toplum haline getirdiler. Bundan sonra da tüm acılar ortak acımızdır, ölümlerin tamamına karşı durmak insanlığın gereğidir diyeceğiz ve böyle mücadele edeceğiz" dedi.

Bütçede Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma gibi güvenlik bütçelerine ayrılan toplam 38 milyar lira bütçenin sağlık bütçesinin 3 katı olduğuna dikkat çeken Kışanak, "Sağlığa yaşamaya ihtiyacımız yok, öldürmeye ihtiyacımız var' diyen bir devlet anlayışıyla hazırlanmış bir bütçe. Onda birini barış için harcasalar bu ülkeye barış gelir" dedi. BDP'nin grup toplantısına Muş Milletvekili Sırrı Sakık'ın oğlu Heval Sakık'ın nişanlısı Derya Ballı da katıldı.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler