Dere yatağındaki binalar yıkılacak

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş,  İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, sel baskınının ardından Ayamama Deresi üzerinde başlatılan tespitlerin bir kısmının yapıldığını, bir kısmının da yapılmaya devam ettiğini söyledi.
Bu tespitlerin haritalara işlendiğini ve derelerin taşkın haritalarının ellerinde olduğunu belirten Kadir Topbaş, şöyle devam etti:

''Ayamama Deresi üzerinde 24 adet bina, sundurma ve barakanın imar istikameti dışında, dere yatağına tecavüzlü olduğu tespiti var. 26 tane binanın, sundurma ve barakasının yeşil bölümde kaldığı, 14 adet binanın da dere yatağında olduğu tespiti yapıldı. Bu tespitler sonucunda tebligatlar hazırlanıyor. Bu tebligatlara göre malikler bunu buradan kaldırmak zorunda. Kaldırmadığı takdirde yasanın verdiği yetkiyle Büyükşehir Belediyesi olarak biz kaldıracağız.''

"Dere ıslahlarından DSİ ve İSKİ yetkili"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında 10 Eylül'de yapılan toplantıda da radikal kararlar aldıklarını belirten Topbaş, bu doğrultuda Karadeniz'e dökülen tüm derelerin ıslahını DSİ'nin, diğer dereleri de kanunda yapılacak bir düzenlemeyle İSKİ'nin üstlenmesi konusunun karara bağlandığını kaydetti.

Topbaş, Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'le Afet Koordinasyon Merkezi'nde (AKOM) düzenlenen toplantıda da yetkinin tek elde toplanması, kaynakların oluşturulması ve selden mağdur olan herkesin mağduriyetinin giderilmesi konusunda adımlar atılması kararlarının alındığını belirtti.

Selden 7 bin civarında iş yeri ve konutun etkilendiğini, 30 vatandaşın hayatını kaybettiğini ve bir vatandaşın da kayıp olduğunu ifade eden Topbaş, Ayamama Deresi üzerinde mülkiyet durumlarının tespiti, kaçak yapı varsa kaldırılması çalışmalarına da başlandığını söyledi.

Dere yatağında bazı konutların TOKİ'nin inşa ettiği yapılara taşınması konusunda da çalışma bulunduğunu ve bu konuyla ilgili tespit çalışmalarının yapıldığını dile getiren Topbaş, bölgede istimlak edilecek alanla ilgili kaynak sorununu çözmek üzere Bakan Çiçek'in Maliye Bakanı'yla görüşme yapacağını belirtti.

''Mesai saatinde olsaydı ölümlerin onlarcasını yaşardık"

Topbaş, bürokratlarından bir başka çalışma daha istediğini belirterek, şu bilgileri verdi:
''Dere yatakları, taşkın alanlarındaki imarlarda, İmar Yönetmeliği'ne bir madde ekleyelim. Burada su basman seviyesini net olarak koyalım. Bodrum kat yasağı getirelim. Su basman 2 metre ise 2 metre koyalım. 90 santim ya da 1 metre diye geçiyor. Bu değil. Burada taşkın seviyesini dikkate alarak, bundan sonraki imar hareketlerinde mutlaka kendi parselinde de olsa, su basman zorunluluğunu taşkın seviyesini dikkate alacak hale getirmek durumundayız. Meclis üyelerinden bununla ilgili çalışmaya destek vermelerini, bu konuda bizimle beraber adım atmalarını rica ediyorum. Bu bir radikal adımdır. Bunu sadece Ayamama Deresi için değil, bütün dere alanları için istiyorum. Ayrıca, bu dere yataklarında mevcut olan yapıların, su basman seviyesinin altında kalan mekanlarını bir şekliyle iskandan arındırması gerekir. Bu da İstanbul için radikal çözüm.''

''Böyle bir sel felaketi mesai saati başladığı zaman olsaydı, bodrum katlardaki atölyelerde iş başı yapan insanları da etkilerdi'' değerlendirmesinde bulunan Topbaş, ''Hayatının baharındaki 7 kızımızın ölümü gibi hadiselerin onlarcasını o bodrumlarda yaşardık. Onun için burada Büyükşehir Belediyesi Meclisi olarak bu tarzda bir radikal karar almak zorundayız, bir daha buna benzer sıkıntılar İstanbul'da yaşanmasın diye'' şeklinde konuştu.

Topbaş, dere ıslahı konusunda Dünya Bankası'ndan bir miktar kredi aldıklarını, Maliye Bakanlığı'yla yeni kaynak oluşturma çalışmalarının da bulunduğunu ve bunlarla çok hızlı adımlar atarak bu kararlılığı sürdüreceklerini söyledi.

Bir taraftan ıslah, bir taraftan istimlak çalışmalarının süreceğini, bir daha bu sıkıntıların yaşanmaması için burada kimseye taviz vermeyeceklerini vurgulayan Topbaş, ayrıca kara yolları altından geçen menfezler kesit olarak yetmediği için dereler ne kadar ıslah edilirse edilsin bu ihtimallerin hissedileceğini söyledi.

Topbaş, selin ekonomik, şehir ve insan yaşamına ilişkin etkisinin yanında, dünyaya yansımasının da çok hoş olmadığını belirterek, su havzalarının yataklarını, kendi mecrasını bulacak tarzda bırakmak zorunda olduklarını sözlerine ekledi.