'Dere yatakları işgal edilmemeli'

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, yurttaşlara, ''dere yataklarını işgal etmemeleri ve buraları gözleri gibi korumaları'' çağrısında bulundu.

'Dere yatakları işgal edilmemeli'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.03.2010 - 15:55

Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu, TBMM Genel Kurulu'nda, AKP Antalya Milletvekili Abdurrahman Arıcı'nın, Antalya'nın çevre sorunlarına ilişkin gündemdışı konuşmasına yanıt verdi. Antalya'da, çok kısa sürede, 1 yıldaki yağıştan yüzde 25 oranında daha fazla yağış olduğunu ifade eden Eroğlu, ildeki sel felaketinin ardından yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Eroğlu, Başbakanlıkça, ilgili kaymakamlıkların hesabına 275 bin lira gönderildiğini belirtti.

Eroğlu, hükümetleri döneminde, Antalya'daki 16 derenin ıslah edildiğini vurguladı. Antalya'da mavi bayrak sayısının 161'e çıktığını dile getiren Eroğlu, kentin, dünyadaki en temiz sahiller arasında ilk 3'te yer aldığını kaydetti. Konuşmasında, Edirne'deki sel felaketine de yer veren Eroğlu, kentte uzun yıllar ortalamasının, yaklaşık 3 katı kadar yağış görüldüğünü söyledi.

Eroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, geçen hafta Edirne'de, tarihi köprünün yanında, alternatif köprü yapılması için talimat verdiğini belirtti. Bazı baraj kapaklarının, yurttaşlara haber verilmeden açıldığına yönelik haberlere işaret eden Eroğlu, çevredeki bütün yurttaşlara haber verilmesinden sonra kapakların açıldığını vurguladı. Taşkınlardan korunmak amacıyla Başbakanlıkça 2006 ve 2010'da iki tebliğ yayımlandığını anımsatan Eroğlu, bütün kamu kurum ve kuruluşlarının, belediyelerin, özel idarelerin ve yurttaşların, buna uygun hareket etmesini istedi.

Eroğlu, taşkınların; dere yataklarının işgal edilmesi, buralara moloz, harfiyat malzemelerinin dökülmesi gibi nedenlerden kaynaklandığına dikkati çekerek, ''Bunlar, derenin ağzının şişe ağzı gibi tıkanmasına, taşkına neden olmaktadır. Bunlara dikkat edilmesi gerekiyor. Vatandaşlarımız da özellikle dere yataklarını işgal etmemeli, dere yataklarını gözleri gibi koruması hususunda hassas olmaları geriyor. Vatandaşlarımız çoğu zaman, yaz aylarındaki dere yataklarının debisine bakarak, bir şey olmayacağı kanaatine kapılıyor'' diye konuştu.

'Vicdanımız rahat'

Devlet Bakanı Faruk Çelik de CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam'ın, esnaf sorunlarını gündeme getirdiği, esnafın vergi, sigorta borçlarının yeniden yapılandırılmasını istediği gündemdışı konuşmasına yanıt verdi. Çelik, 2008'de 166 bin 815 esnafın açılış yaptığını, 117 bin 808 işyerinin kapandığını belirterek, 2009'da ise kapanan 91 bin 165 işyerine karşın, 162 bin 922 işyerinin faaliyete geçtiğini kaydetti. Çelik, ''Yandık, bittik'' edebiyatının doğru olmadığını ifade etti. Hükümetleri döneminde, esnaf ve sanatkara yönelik yaptıkları düzenlemeleri sıralayan Çelik, bu kesimin, daha önce sağlık hizmetlerinden 240 gün prim ödeyerek yararlanırken, bunu 30 güne indirdiklerini anlattı.

Çelik, esnaf ve sanatkarın prim borcunu yeniden yapılandırdıklarını, prim oranlarını düşürdüklerini, iş göremezlik ödeneğini esnaf için de getirdiklerini vurguladı. Tüm sosyal kesimlerde olduğu gibi toplumun belkemiği olan esnafa yönelik yapılabilecekler konusunda bildikleri doğrultuda hareket etmediklerini ifade eden Çelik, TESK gibi sivil toplum örgütleriyle bir araya gelerek konuştuklarını söyledi. Çelik, ''Esnafımıza sahip çıkma konusunda geriye dönüp baktığımızda vicdanımız rahat'' dedi.

 

"Zorla para toplanması söz konusu değil"

Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, okullarda her ne ad altında olursa olsun zorla para toplanmasının söz konusu olmadığını ifade ederek, mevzuat hükümlerine aykırı davrananların bulunması halinde gerekli yasal işlemleri yaptıklarını bildirdi. Çubukçu, TBMM Genel Kurulu'nda, milletvekillerinin bakanlığına yönelik sözlü sorularını yanıtladı.

Ortaöğretim öğrencilerinin okula devam ve devamsızlığının, mevcut bütün durumlar da göz önünde bulundurularak Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Kurumları Sınıf Geçme ve Sınav Yönetmeliğiyle düzenlendiğini anımsatan Çubukçu, yönetmelik hakkında bilgi verdi.
Çubukçu, yeni anlayışla hazırlanan öğretim programlarının da okulda derslerin takibini önemli kıldığını ifade etti.

OKS sonuçlarının, okullar bazında test ortalamaları ve puan ortalamaları şeklinde il milli eğitim müdürlüklerine gönderildiğini belirten Çubukçu, başarısızlıkların araştırılması, başarı oranının yükseltilmesi amacıyla veriler oluşturulduğunu söyledi.


''Psikolojik sorunlar yaratacağı değerlendirilmesi gerçeği yansıtmıyor"

Çubukçu, bakanlığına bağlı resmi eğitim kurumlarının öğretmen ihtiyacının; her yıl bütçe imkanları ölçüsünde bakanlığa tahsis edilen norm kadro sınırlılığında ve her yıl atama imkanları ölçüsünde karşılandığını söyledi.

Eğitim-öğretimin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi, geleceğin teminatı çocukların daha iyi eğitilmesi amacıyla, kanunlarla sağlanan imkanlar ölçüsünde istihdam sağlandığını dile getiren Çubukçu, ''öğretmenlerin sınıflandırılmasının, psikolojik sorunlar yaratacağı'' değerlendirmelerinin gerçeği yansıtmadığını vurguladı.

Kadrolu öğretmenler için geçerli olan mevzuatın, sözleşmeli öğretmenleri de kapsadığını ifade eden Çubukçu, eş ve sağlık durumu özrü nedeniyle görev yeri değişikliğine ilişkin isteklerin, kadrolu öğretmenlerde olduğu gibi sözleşmeli öğretmenler için de uygulandığını belirtti.

Bakan Çubukçu, 2009-2010 eğitim-öğretim yılında ortaöğretimde okullaşma oranının; Türkiye bazında brüt yüzde 84,19 ve net yüzde 64,95 olduğunu bildirdi. Çubukçu, 2009-2010 eğitim-öğretim yılı itibarıyla 32 ilde 60-72 aylık çocukların tamamının okul öncesi eğitim imkanına kavuşturulması uygulaması başlatıldığına işaret etti.


''Gönüllü olarak bağış yapan veli var"


Okullarda her ne ad altında olursa olsun zorla para toplanmasının söz konusu olmadığını belirten Çubukçu, okul-aile birliklerine, gönüllü olarak ayni ve nakdi bağış yapan öğrenci velileri ve diğer vatandaşların bulunduğunu kaydetti.

İlgili kanunlarda, ''Yardım isteğe bağlıdır. Kişi ve kuruluşlar yardımda bulunmaya zorlanamaz'', ''Öğrenci velileri hiçbir surette bağış yapmaya zorlanamaz'' hükümlerine işaret eden Çubukçu, mevzuat hükümlerine aykırı fiil ve işlemi olan görevlilerin bulunması halinde ise gerekli yasal işlemleri yaptıklarını bildirdi.

Çubukçu, bakanlığının bütçesi oluşturulurken, mevcut kaynaklar çerçevesinde okulların giderleri için de ödenek konulduğunu, yıllık ödenek miktarının, okulun durumuna göre değiştiğini söyledi.

Bakanlığın, merkez ve taşra teşkilatında görev yapan personelin yararlanacakları hakların, mevzuat hükümleri çerçevesinde hizmet sınıfları itibarıyla görev, yetki ve sorumlulukları dikkate alınarak belirlendiğini vurgulayan Çubukçu, ilköğretim müfettişlerinin özlük haklarının iyileştirilmesine yönelik hazırlanan kanun tasarısının, TBMM gündeminde yer aldığını bildirdi.

Çubukçu, YÖK tarafından eşdeğerliği tanınan yurt dışındaki üniversitelere kayıtlı öğrencilerin sayısına ilişkin istatistiki veri bulunmadığına dikkati çekerek, ''Yurt dışında kendi hesabına öğrenim gören öğrenci sayısı toplam 23 bin 940'tır'' dedi.


Yönetici atamaları sınavla

Çubukçu, açıklamalarının ardından, milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Öğretmen atamalarının, tahsis edilen kadro ve bütçe sınırlılığı içinde gerçekleştiğini belirten Çubukçu, Eylül-Aralık ayı içerisinde 25 bin öğretmen atamasını gerçekleştirdiklerini anımsattı.

Çubukçu, ''İnşallah 40 bin öğretmen atamamızı da bu yıl yaptığımız zaman öğretmen ihtiyacı konusunda önemli bir sorunun ortadan kaldırılacağını düşünüyoruz'' dedi.
Yönetici atamalarının sınavla gerçekleştirildiğini, objektif, eşit, adil ve her öğretmenin katılabileceği sınav başarı puanlarıyla atamaların gerçekleştirildiği bir sisteme geçildiğini bildiren Çubukçu, bir soru üzerine, sözleşmeli ve kadrolu öğretmenlerin aynı ortamda ama aynı şartlarda çalışmıyor olmasının getirdiği çalışma barışına yönelik bir sıkıntı olabileceğini, bunu kabul ettiğini ifade etti.

Çubukçu, ''Ama takdir edilmesi gerekir ki bir yandan da eğitim ve öğretimin planlanması söz konusu ve öğrencilerin eğitim haklarının en az öğretmenlerin hakları kadar gözetilmesi gerektiğini düşünüyorum'' diye konuştu. Çubukçu, 2009-2010 eğitim-öğretim yılını planlarken domuz gribi salgınını da baz alarak bu yıl ödenekte en yüksek ağırlığın temizlik ve hijyene verildiğini bildirdi.


''Kendimi mi yakayım?"

Çubukçu'nun soruları yanıtlamasından önce, CHP Ardahan Milletvekili Ensar Öğüt'ün, muhtarların maaşlarının artırılmasıyla ilgili kanun teklifinin doğrudan Genel Kurulda görüşülmesine ilişkin önergesi görüşüldü.

Önerge üzerinde söz alan Öğüt, Ardahan'da devlet hastanesinde doğum uzmanının bulunmadığını ifade ederek, ''Biz bu ülkenin sınırları içinde değil miyiz? Bu acil durumu Sağlık Bakanlığı ya düzeltsin ya da Sağlık Bakanı istifa etsin'' dedi. Hastaların sıkıntı çektiğini dile getiren Öğüt, ''Bunun düzelmesi için ne yapayım, kendimi mi yakayım?'' diye konuştu.

AKP Kütahya Milletvekili Hasan Fehmi Kinay ise 2002'den bu yana muhtarların özlük haklarında ciddi iyileştirmeler yapıldığını, Meclise sevk edilecek Köy Kanunuyla da imkanların daha da iyileştirileceğini söyledi.

MHP Kastamonu Milletvekili Mehmet Serdaroğlu da muhtarların başta özlük hakları olmak üzere yetki ve sorumluluklarını yeniden düzenleyen bir kanunun ele alınması gerektiğini ifade etti. Öğüt'ün önergesi reddedildi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon