"Dersim için Meclis araştırması açılabilir"
Dersim tartışmasına ilişkin soruları yanıtlayan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Başbakan Erdoğan'ın özrünü de değerlendirdi.
A Haber'in canlı yayınında soruları yanıtlayan TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Dersim olaylarıyla ilgili ya da Türkiye'nin yakın tarihini ilgilendiren bazı konularda meclis araştırması açılması önerilerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, siyaset kurumunun tarihi bilmesinde sayısız fayda olduğunu söyledi.
Çiçek, ''Çünkü siyasetin yol haritası tecrübelerdir. Tarih ise bir manada insanın, insanlığın yaşadığı tecrübelerin yekunudur. Acı, tatlı, iyi, kötü, hoş olan, olmayan geçmişte yaşanmış ne varsa bunların iyi bilinmesi, yüceltmek veya karalamak adına değil, bundan sonraki doğru politikaları tespit edebilmek, işin doğrusunu yapabilmek için gereklidir'' diye konuştu.
''Meclis araştırması açılabilir''
''Sonra mı meclise sıra gelmeli'' sorusu üzerine Çiçek, bunun bir sıralama meselesi olmadığını belirterek, ikinci bir yol olarak TBMM'de araştırma yapılabileceğini söyledi.
TBMM iç tüzüğünde, meclis araştırmasının nasıl açılacağının belli olduğunu anlatan Çiçek, ''Bu türlü bir meclis araştırması çalışması da yapılabilir. Buna iç tüzük ve anayasa açısından imkan var. Gruplar isterse veya 20 milletvekili bu işin lüzumunu takdir ederse o tür bir yola da gidilebilir'' dedi.
"Yüzleşme avam, politik bir tabir"
TBMM Başkanı Çiçek, ''Türkiye yakın tarihiyle yüzleşme dönemine girdi denilebilir mi?'' sorusuna şu yanıtı verdi:
''Yüzleşme daha avam, politik bir tabir. Yüzleşme bir hesaplaşmak anlamında söyleniyorsa söylenecek söz farklıdır. Geçmişimizde cereyan eden olayları bilmek, öğrenmek, bunlardan gerekli dersleri çıkarmak ve bundan sonraki devlet icraatlarını, siyasi faaliyetleri, bu ortaya çıkan bilgiler, belgeler ışığında daha doğru zeminde götürmek açısından ise farklıdır. Neyi murat ettiğinize bağlı. Hesaplaşma biraz ileri bir ifadedir. Ben bu tartışmaları, gerçeklerin ortaya çıkarılıp, geleceğimizi daha sağlam bir zeminde inşa etmek bakımından yapılan çalışma olarak değerlendirmeyi tercih ederim. Bu sadece Dersim olayıyla ilgili değil.''
Meclis araştırması için konunun çerçevesinin iyi çizilmesi, önergeyi verenlerin neyin araştırılmasını istediğini somut olarak belirtmesi gerektiğini vurgulayan Cemil Çiçek, ''Mesela, 'yakın tarihimizi araştıralım' diye çok genel bir ifadeyle bir meclis araştırma komisyonu kurulamaz. Spesifik olayla ilgili, durumla ilgili olabilir araştırma. Meclis araştırmalarında çok geniş, çok genel anlamda araştırma konuları yok. Çünkü zaman yetişmez, işi neticelendirmek çok kolay olmaz'' dedi.
Hukuki boyut
TBMM Başkanı Çiçek, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dersim olaylarıyla ilgili özür diledi. Sizce yeterli mi? Bunun yanında hukuki boyut da olmalı mı?'' sorusu üzerine de şunları kaydetti:
''Özür tabiri daha çok siyasi anlamda kullanılan bir şeydir. Biz de çok geleneği olan bir şey değil benim bilebildiğim. Bu manada belki de ilktir. Belki diyorum, konuyu bilmiyorum. İddialı bir laf etmek doğru olmaz. Türkiye'de yakın tarih araştırmaları yapan bir çok tarihçimiz var. Onlar bu konuları ortaya koyarlarsa biz de bu tartışmalı konuyu enine boyuna, iyice öğrenmiş oluruz. Tarihçiler siyasetçilerden daha fazla bu işte ön alırsa daha uygun olur.
Hukuki boyutu deyince hukuktan ne anlanmış olacak, tazminat boyutu mu, yoksa ceza hukuku anlamında mı? Ceza hukukunda belli bir suç işlendiğinde belli bir zaman içinde davanın açılması lazım, aksi takdirde dava zaman aşımı, ceza zaman aşımı var. O süre geçtikten sonra ceza hukuku anlamında bir şey yapılamaz, dava açılamaz. Tazminat davaları açısından da bir zaman aşımı var. O konulara iyi bakmak lazım.''
Tutukluluk süreleri
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Mustafa Balbay'ın ''yargılanmanın işkenceye döndüğünü'' ifade ettiğinin hatırlatılması ve tutuklu milletvekillerinin durumunun sorulması üzerine, Balbay'ın savunma hakkı çerçevesinde ne söylemesi gerekiyorsa onu söyleyebileceğini, bunu da yargının değerlendireceğini belirtti.
Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Burada tartışılan konu tutukluluk süresidir, tutukluluk süresinin uzadığı konusudur. Bizim de, belli bir olayla ilgili olmaksızın söylediğimiz şey hep şu; tutukluluk bir mahkumiyet değildir, bir tedbirdir. Tutukluluk mahkumiyet değilir, tahliye de beraat değildir. Tartışılan bunun uzadığı veya bu süre içerisinde davanın sonuçlandırılmadığıyla ilgili husustur. Biz de temenni ediyoruz ki bir an evvel bu davalar sonuçlansın. Davalar ne kadar erken sonuçlanırsa bu tartışmalar da ortadan kalkar. Davanın içeriğini ben bilemem, yargıç değilim. Kararı veren yargıçtır. Temennimiz bu işlerin bir an evvel bir şekilde sonlanmasıdır. Bizimki temenni etmektir. Onun ötesinde ne yapılabilir? Onu yapacak olan icra makamıdır, varsa, yapılabilecek bir şey varsa.''
Bir kişi tutuklandığında 30 günü geçmemek üzere o kişinin tutukluluk durumunun gözden geçirildiğini hatırlatan Çiçek, ''Bir kişi diyelim ki 2 senedir tutukluysa en az 24 defa o kişinin tutukluluk durumu gözden geçirilmiştir, bunun da bilinmesinde fayda var'' dedi.
Bedelli askerlik
Bedelli askerlik konusunda çıkan neticeyi vicdani açıdan uygun görüp görmediğinin sorulması üzerine de Çiçek, tasarının TBMM'ye geldiğini hatırlatarak, Milli Savunma Komisyonu'nda konunun görüşüleceğini ve bir çözüm bulunacağını söyledi.
Bedelli askerlik konusunun geçmişte de gündeme geldiğini, Dolmabahçe Sarayı'nda açılan ''Dönemin Basınında Atatürk'' sergisinde yer alan 10 Kasım 1946 tarihli bir gazetede konuyla ilgili haber gördüğünü anlatan Çiçek, bunun sadece 2011'de tartışılan bir konu olmadığını bu haberin de ortaya koyduğunu ifade etti.
Bugünkü tartışmanın ''bedelli olmasın'' diye değil, ''şöyle olsun, böyle olsun'' diye olduğunu kaydeden Çiçek, buna da TBMM'nin karar vereceğini vurguladı.
Çiçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bedelli askerlik konusunun referanduma götürülmesiyle ilgili önerisinin hatırlatılması üzerine de, ''Referandum konusu, bizim bugüne kadar daha çok anayasa düzenlemeleriyle ilgili düşündüğümüz bir konudur. Bizde böyle bir gelenek yok. Şu anda bu bir siyasi tartışma'' dedi.
Vicdani Ret
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin geçen hafta vicdani ret konusunda Türkiye'yi mahkum eden bir karar daha verdiğinin hatırlatılması ve ''Vicdani ret de bedelli askerlik gibi Türkiye'nin gündemine gelmeli mi?'' diye sorulması üzerine ise Çiçek şöyle konuştu:
''Bu konu belli olaylar sebebiyle gündeme geliyor. Hatta 'Yeni anayasada bu konu yer alacak mı?' diye soruldu. Anayasada ne yer almalı, ne yer almamalı? Eğer bunu çok önemseyenler varsa, biz daha anayasanın içeriğiyle ilgili bir düzenleme yapmadık. Kamuoyundan görüş, bilgi, bu konudaki düşüncelerini topluyoruz. Eğer bunu çok önemsiyorsa toplum bunu bize bildirebilir. Bunu görüş olarak bildirir. Meclisimizin açtığı sayfa var, oraya bu düşüncelerini söyleyebilir. Siyasi partilerimize görüş olarak gelebilir. Bu bireysel mi toplumsal bir talep mi? Genelde anayasalar toplumsal talepleri öncelikli olarak değerlendiren metinlerdir. Dolayısıyla bu henüz münferit bir olay olarak gözüküyor.
Tabii bir mahkeme kararı varsa, bunun gereği doğrudan doğruya yürütme organıyla ilgili. Bu kararı ben şahsen görmem, o konuda ne yapılabilir, kararı görmek lazım. O konuda hükümet herhalde bir tedbir geliştirecektir. Ama bugün için bedelli askerlik var. Askerlik çağını şu ya da bu sebeple geçirmiş, belirli bir yaşın üzerinde olmuş, bunların silah altına alınmasında da artık fayda görülmeyen ama askerlik yapmamış olması karşılığında da devlete, ki tahsil edilen paranın hangi maksatlar için kullanılacağı da ifade ediliyor, bir yükümlülük öngören bir düzenleme var. Vicdani ret konusu bu tartışmanın içerisinde şu safhada yok.''
Profesyonel ordu
Çiçek, bu tartışmaların çözümünün profesyonel ordu olup olmayacağı sorusuna karşılık olarak da, ''Şüphesiz profesyonel ordu olabilir. Türkiye de yavaş yavaş buna doğru gidiyor. Türkiye gibi çok karmaşık bir bölgenin ortasında olan bir ülkede profesyonel askerlik varılmak istenen hedeftir, bu telaffuz ediliyor. Bu konuda bir kısım çalışmalar da yapılmadı değil, yapılıyor. Geçen dönem çıkarıldı, 50 bin kadar, daha çok Genelkurmay Başkanı'nın uygun gördüğü yerlerde görevlendirilmek üzere profesyonel bir yapı kısmen oluştu. Ama halen bir kısım hizmetler bilinen yol ve yöntemlerle gideriliyor'' diye konuştu.
Bunun teorik olarak mümkün olduğunu belirten Çiçek, ''Ama 'Hemen yarın sabah bu mümkün olabilir mi?' derseniz ben onu çok gerçekçi görmüyorum. Ama yavaş yavaş oraya doğru bir gidiş var'' dedi.
Çiçek, TBMM'deki askeri taburun görevi devretmesiyle ilgili soru üzerine de, konuyla ilgili teklifin komisyondan geçtiğini, yasanın da kısa sürede çıkacağını umduğunu belirterek, güvenlik meselesinin TBMM Başkanlığı ile İçişleri Bakanlığı'nın yapacağı bir protokol çerçevesinde yürütüleceğini ifade etti.
Çiçek, TBMM'deki taburun sembolik olduğunu, geçen yıl yapılan 137 görevin 135'nin TBMM dışında gerçekleştiğini kaydederek, ''Taburun Meclis ile zaten tarihi anlamda bir bağı var, yoksa burada büyük ölçüde görevi polis memurları yapıyor'' dedi.
Cumhurbaşkanlığı seçimleri
Çiçek, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2012'de mi yoksa 2014'te mi yapılacağı konusundaki tartışmaların sürdüğünün ifade edilmesi üzerine de ''Bir kanun tasarısı var. Geçtiğimiz dönemde cumhurbaşkanının seçimiyle ilgili usul ve esasları belirleyen bir yasa tasarısı gelmişti, kadük oldu. Hükümet onu tekrar yeniledi. Önümüzdeki günlerde bunu netleştirecek olan Meclis'tir. Meclis yapmadığı takdirde bunun kararını Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verir. Doğru olanı, bu kararın, bu tarihin verilmesidir bu tasarıda...'' dedi.
Çiçek, ''2012 mi, 2014 mü'' şeklindeki soruya da ''Neyse... Benim bir fikrim, düşüncem var, ama onu benim söylemem uygun olmaz. Dolayısıyla gündemde bir kanun tasarısı var. Bu kanun tasarısı vesilesiyle bu tartışmalar yapılacak. Meclis bir karar verecektir'' yanıtını verdi.
''Ne kadar sürede çıkmasını ön görüyorsunuz'' sorusu üzerine de Çiçek, bu konunun Komisyon'un önüne geldiğini, burada istenildiği zaman bu toplantının yapılacağını, Genel Kurul'a geldikten sonra da kararın verileceğini söyledi. Çiçek, ''Meclis gündemine gelmiş bu ve benzeri soruların, bu çalışma nasıl yapılacak, nereye müracaat edilecek, seçilecek kişinin Hazine yardımı yapılacak mı yapılmayacak gibi, adaylara itiraz nasıl olacak gibi birçok usulü, yani bu yasayı çıkarmadığımız takdirde yorumla YSK, benzetmelerle bir kısım kararları alacak. Halbuki bunu ayrı bir yasayla düzenlemek çok doğrudur'' diye konuştu.
Çiçek, ''2012'ye girmeden önce tarih belli olacak mı'' sorusuna da, ''2012, 2011 sonu, 2012 başı gibi bir tarih koymaya gerek yok. Yani Komisyon'a bağlı, Komisyon istiyorsa önümüzdeki hafta bunu gündemine alır, tartışır, ondan sonra da Genel Kurul'a gelir'' karşılığını verdi.
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Colani’nin arabası
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Milletvekilleri Genel Kurulu terk etti!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama