"Devletin baskıcı tutumu isyanları doğurdu"
DTP Grup Başkanı Ahmet Türk Meclis'te 'Kürt açılımı' görüşmesinde konuştu. Türk'ün konuşmasından satır başları şöyle...
DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, Genel Kurul'a hitap etti:
"-Ülkemizi doğrudan etkileyen ciddi bölgesel ve küresel gelişmelerin yaşandığı bir dönemden geçiyoruz.
-İsmi konulmamış olsada Kürt sorununun bugün tartışılmaya başlamış olması çok önemlidir.
-Cumhuriyet tarihinin en fazla acısının yaşandığı, en fazla tartışıldığı Kürt sorununu konuşuyoruz.
-Çözüm konusundaki fikirlerimi sizinle paylaşmak istiyorum.
-Kürt sorununun bu hale gelmesi devletin ve dış güçlerin etkisiyle olmuştur.
-Kürt sorunu olarak tanımladığımız bu sorunu Türkiye iç dinamikleriyle çözmelidir. Ama sorunu uluslararası sistemden ayrı çözmeye çalışmak hatasına düşülmemelidir.
-Bu sorunun dünya basınında yer almaması için özel çabalar gösterildi.
-Faili meçhuller, işkenceler gizlenmeye çalışıldı. Milletvekilimiz öldürüldü. Konuyla ilgili konuşan aydınlar, gazeteciler tutuklandı, susturuldu.
-Amaç yaşananları Fırat'ın doğusunda kalmaya mahkum etmekti.
-Bir dönem yaşananlardan bazı insanlarımızın hâlâ bilgisi yoktur.
- Bu durum Türkiye'nini doğusu ve batısı arasında algı farklılığı yaratmıştır.
-Geçmiştede hükümetler bazı hatalar yapıldığını kabul ettiler. Ama bunun sebeplerine değinmediler.
-Bir oldu bittiyle bu halkın yok sayılabileceği düşünüldü. Bütün bunlar tek etnik kimliğe dayalı ulus yaratma çabasından kaynaklandı. Yol açabileceği tehlikeler düşünülmedi. Devletin baskıcı tutumu isyanları doğurdu. Şeyh Sayid İsyanı ve Dersim isyanları oldu.
-O dönemde tepkilerin nedenleri doğru analiz edilmedi. Bunlar yapılmış olsaydı bugün yitip giden milyonlarca insanın ve paranın hesabını yapmayacaktık.
-Devlet sorunun nedenlerini ele almamıştır.
-Kimi çevreler Kürtlerin herhangi bir sorununun olmadığını savunuyor.
-Eşit olduğumuzu iddia ediyorsanız empati yapın.
-Birileri çıkıp Türkçe bilmeyen çocuğunuza zorla Türkçe eğitim yaptırırsa kendinizi eşit hisseder misiniz?
-Kürt halkının bir tahinin ve kültürünün olduğu inkar edilemez. Kültürlerin tümünün barış içinde birbirlerine saygılı şekilde olması gerekir. Görkemli medeniyetler bu şekilde ortaya çıkmıştır.
-Bu mesele bir Türk, Kürt meselesi değildir. Bu asimilasyon politikalarına karşı bir durumdur.
-Etnik milliyetçiler vatandaşlarına Türk kimliğini diretenlerdir.
-Halkar arasında bir etnik çatışmaınn olmamasını bir kazanım olarak değerlendiriyoruz.
-Halkların bir arada yaşamasını saygıyla karşılıyoruz.
-Biz inkarcı politikalara karşı çıkarken halkı bunlarla bir tutmuyoruz, tutamayız.
-Yaşadığımız sorunun sosyal olduğu kadar ekonomik boyutuda çok vahim durumdadır. İnsanlar açlıktan ölmüyorsa bunun sebebi toplumdaki dayanışmadır. 'Şiddet vardır yatırım yapılmadı' diye bu durumu geçiştiremezsiniz.
-Bu ülkede domokrasi kavramını isteyen sadece Kürtlerde değildir. Demokratik açılım Türkiye'nin demokrasi çatısının yükselmesini hedeflemelidir.
-Kimliklerin inkarı ve bastırılması ülkeyi bölünmeye götürür. Tam tersine inkar edilmemesi durumunda birleştirici olunur.
-Bugün geldiğimiz noktadaki durum malesef yeterinde ilerlemiyor. Bir kaç yönetmelikle sorunu sürdürülebilir bir durumda tutmanın doğru olmadığını düşünüyorum.
-Kendi dilinde eğitimi 'bölücülük' olarak değerlendiren bir siyaset olur mu?
-Hükümet acilen değişmeli, zamanı boş yere harcamamalıdır.
-Bu sorunun kalıcı bir çözüme kavuşması ve uluslarası oyunları yıkmanın tek yolu demokrasiden geçer.
-Kimse gelip bizim sorunlarımızı çözemez, çözmekte istemez.
-Türkiye'nin demokrasi dışında bir çıkış yolu kalmamıştır. Bugünden sonra yapmamız gereken şey sorunlarımızı çözmek olmalıdır.
-Bu görev herkesten önce Meclis'in omuzlarındadır.
-Hükümetin 'Kürt açılımı' süreci olarak ele aldığı bu süreç bugün isim değiştirmiş ve Milli Birlik Projesi ismini almıştır.
-DTP olarak bu sürece katkı sağlamaya çalıştık. Hükümetin tek bir icraatı olmaması ve partimizi dışlamasına rağmen. Sorunun askeri değil siyasi olarak çözülmesini istedik.
-Hükümet süreci kapalı kapalı ardında sürdürmek yerine, Meclis'e havale etmelidir. Kimin nerede ne hata yaptığını ortaya çıkarmalıdır.
-Süreç kamuoyunun gözü önünde işlemelidir. Aydınlarla sürekli görüşmeler yapılmalıdır. Kazanan Türkiye olur.
-Türkiye'nin demokratikleşmesi demek Orta Doğu'nun demokratikleşmesi demektir.
-Biz barış için koltuklarımızdan değil canımızdan vazgeçmeye hazırız.
-Hükümeti de Muhalefetide konuyu ciddi bir şekilde ele almaya davet ediyoruz."
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, DTP Genel Başkanı Türk kürsüde konuşurken, sık sık not aldı. Erdoğan'ın konuşma metinlerinin olduğu tahmin edilen kırmızı dosyayı açarak not yazdığı da dikkati çekti.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı