Dilipak'ın yazısı "hakaret" sayıldı

Bağcılar Cumhuriyet Başsavcılığı, Vakit yazarı Abdurrahman Dilipak'ın 9 Kasım 2003 tarihinde yazdığı "Sezer Kına Yaksın" başlıklı yazısındaki "Tamam anladık, başörtüsü sorununu çözemiyorsunuz. Bizler öz yurdumuzda paryayız. Kara deriliyiz biz.Çankaya'dan sonra, Yargıtay salonlarından da kovulduk. Sezer kına yaksın otursun şimdi. O başlattı. Önceyi ekonomiyi çökert, şimdi Çankaya'daki adam akıl almaz uygulamaları işe toplumsal barışı dinamitleyen uygulamalara öncülük ediyor.Sezer'in başlatmış olduğu kriz şimdi bugün bu noktaya geldi" sözleriyle 10. Cumhurbaşkanı Sezer'e hakaret ettiği ve türban tartışmalarını alevlendirdiği iddiasıyla Bağcılar 2. Asliye Mahkemesi'ne kamu davası açtı.

Yerel mahkeme basının görevinin, toplumun ilgilenmesi gereken konularda halka, gerçekleri yansıtmak olduğunu belirtilerek, "Çeşitli sorunlarla ilgili eleştiri, yorum ve uyarılarla kişileri düşünmeye yöneltmek, bilinçlendirmek, kamu görevlilerini harekete geçirmek, kamu gücünü ve kaynaklarını kullananlar üzerinde toplumun denetim aracı olduğu" şeklinde ifade etti.

Mahkeme, Dilipak'ın yazısında "türbanın kılık-kıyafet yönetmenliğine aykırı görülerek okul ve üniversitelere başörtüsü ile girilmesi, Yargıtay salonuna türbanlı bir avukatın alınmaması ve kamusal alana türbanla girişin engellenmesi olaylarına değinerek, iktidarı eleştirdiği"ni belirtilerek, Dilpak'ın beraatına karar verdi.

Bağcılar Cumhuriyet Başsavcılığı ise yerel mahkemenin kararını Yargıtay 9. Ceza Dairesi'ne taşıdı. Dairede, temyiz itirazını ret ederek, mahkemenin beraat kararını onadı.
Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 9. Ceza Dairesi'nin kararına itirazı üzerine, dava Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda görüşüldü. Yargıtay Ceza Genel Kurulu da, yazıda 10. Cumhurbaşkanı Sezer'e hakaret ettiği gerekçesiyle Anadoluda Vakit Gazetesi köşe yazarı Dilipak'ın hakaret suçunu işlediğine karar verdi.

Öte yandan, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun gerekçeli kararı daha sonra açıklanacak.