Dinçer, iş sağlığı ve güvenliği vurgusu yaptı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, çalışanların sayısı kaç olursa olsun her işletmede iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin alınmasını istediklerini belirtti.

Dinçer, iş sağlığı ve güvenliği vurgusu yaptı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 05.03.2011 - 16:46

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Aydın programı kapsamında, sivil toplum örgütü ve oda temsilcileriyle Aydın Polis Evi'nde bir araya geldi.

Sivil toplum örgütü ve oda başkanlarının sorunlarını dinledikten sonra açıklama yapan Bakan Dinçer, Bakanlık olarak yürüttükleri Uzmanlık Meslek Edindirme Programı (UMEM) ile ilgili bilgi verdi.

UMEM Projesi ile istihdamı sağlamak istediklerini ifade eden Bakan Dinçer, Türkiye'de kadın ve gençlerde çok büyük işsizlik sorunu olduğunu, bir yandan istihdamı arttıracak projeler hazırlarken, işçiler için piyasaya uyumlu mesleki eğitim vermek istediklerini ifade etti.

Dinçer, UMEM Projesi ile ilgili Türkiye'de 19 ilde tanıtım yaptıklarını, 40 bine yakın talep geldiğini, bunlardan 8 bin kişiyi eğitime aldıklarını söyleyen Dinçer, Aydın'dan hiç bir talep gelmemesinden üzüntü duyduğunu vurguladı.

UMEM Projesi ile işverenin maliyetinin azalacağını, işverenin en az 2-2,5 yıl sosyal güvenlik paylarını destekleyeceklerini anlatan Dinçer, bu projenin iyi bir istihdam yaratma fırsatı olduğunu dile getirdi.



Her işletmede iş güvenliğine önem

Konuşmasında, Türkiye'de bir diğer sosyal sorunun, iş güvenliği noktasında olduğunun altını çizen Bakan Dinçer, şöyle konuştu:
''Maalesef ülkemizde iş kazaları özellikle ölümlü iş kazaları yüksek. Bunun önüne geçmek istiyoruz. İnsanlarımızın mesleki hastalıklardan, iş kazasından vefat etmemesi için çaba sarf ediyoruz. Bir işletmede bir kişide, bin kişide çalışması arasında iş güvenliği açısından pek fark yok. Bu yüzden her işletmede iş sağlığı ve güvenliğinin alınmasını istiyoruz. Yapılacak hukuksal düzenlemeler, bu doğrultuda yapılacak. Tasnifi düzenlemelere, işletmenin büyüklüğüne değil, yaptıkları işin insan sağlığını ne derece riske edip etmediğini tespit edeceğiz. Biz her işletmede iş güvenliği uzmanı çalışacak diye zorluk getirmeyi düşünmüyoruz. Bir, üç, beş kişinin çalıştığı işlemelere bunu zorunlu hale getirirseniz bu maliyeti işveren karşılayamaz. O yüzden şimdiye kadar uygulanmakta olan iş güvenliği ile ilgili tedbirlerde temel bir yaklaşım değişikliğine gidiyoruz. Oda şu; bugüne kadar işverenler, iş güvenliği tedbiri almak zorundaydı. Devlette bunu denetliyordu. Halbuki işverenler için bize göre en büyük sorun, herhangi bir iş ortamında iş sağlığını yada güvenliğinin insan hayatını tehdit eden ögelerin ne olduğunu bilmemesi. Bilgi ve tecrübe eksikliği işçide de işverende de var. Bu açıdan biz iş güvenliği sektörü konusunda çalışma yürütüyoruz.''

Özellikle OSB'lerde ortak iş sağlığı ve güvenliği oluşturmak için çaba gösterdiklerini bildiren Bakan Dinçer, ''Bununla ilgili yaklaşık 100'e yakın işletme kuruldu. Özel sektörde de aynı şekilde bir alan yaratmaya çalışıyoruz. Her işveren çalıştığı kişi sayısı, iş büyüklüğüne göre hizmet satın alabilecek'' dedi.


"İş güvenliği uzmanına ihtiyaç var"

Bakan Dinçer, iş yerlerinde hekim bulundurulmasına yönelik çalışmalar yaptıklarını, iş yeri hekimliği yetiştirilmesinde sorunlar yaşandığını öne sürdü.

Türkiye'de şu anda hukuki düzenlemelere göre 50 yada daha fazla personel çalıştıran işletmelerde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili hizmet alma zorunluluğu olduğunu kaydeden Dinçer, şöyle devam etti:
''Sadece bundan hareketle iş güvenliği uzmanına ne kadar ihtiyaç var diye soracak olursak, yaklaşık 800 bin civarında iş güvenliği uzmanına ihtiyaç var. Ama bu ayrımı yapmadan, hizmet işletmelerinde bile insan sağlığını ya da hayatını tehlikeye sokan işlerin olabileceğini varsayarsak, özel işletmenin bu konuda hizmetini öngörecek olursak, en az 16 bin iş güvenliği uzmanına ihtiyaç var. Ama şu anda sadece bin 171 uzman var. Çünkü bu zamana kadar iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eleman yetiştirme yerleri tekelleşmiş. Burada Tıp Fakülteleri, Sağlık Bilimleri Fakültesi olan üniversitelerde iş yeri hekimliği ile ilgili programlar düzenlenebilir. Hekimler ayrıca iş yeri hekim uzmanı olabilir. Bununla ilgili sözleşmeler hazırlıyoruz. İşletmeler doğrudan sözleşme yaparak istedikleri iş yeri hekimi ile çalışabilecekler.''


Kamuya engelli alımları

Bakan Dinçer, engelli çalıştırma işinin kültürel bir mesele olduğuna dikkati çekerek, toplum düzeyinde bu konuda bir bilinç ve kültür yaratılamamışsa sadece hukuki düzenlemeler veya kurumsal tedbirlerle çözülebilirliğini kabul etmelerinin yanlış olacağını söyledi.

Engellilerle ilgili finansal destek sağlayacak çalışmalar yaptıklarını anlatan Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Özürlülerin kamuda çalıştırılması için genelgem oldu. Kamu idarelerinde yaklaşık 42 bin özürlü kontenjanı vardı. 2009-2010 yıllarında 14 bin özürlü kontenjanı doldu. Yaklaşık 28 bin kişi kaldı. Çağrı merkezlerinde özürlü çalıştırılması için gönüllü ricada bulundum. Buralarda en az yüzde 50 özürlü çalışmasını istedim.
Torba Kanun'da bu konuda düzenleme yaptım. Galiba ben derdimi iyi anlatamadım. Bu yasada özürlülere ek kontenjan sağlanacakken özürlü derneklerin bir kısmı itiraz ettiler. Sonra vazgeçtik. Bu düzenleme Torba Kanunu'nda yer alsaydı 10 bin kişilik kontenjan sağlayacaktık.''

Dinçer, engellilerin yüzde 80'inin mesleki eğitime tutulmadıkları için zor anlar yaşayabildiklerini, işten çıkarıldıklarını ifade ederek, ''Özürlüler kendilerine verilen mali imkanlar sebebiyle kayıt dışı çalışmaya başladılar. Bununda çok ciddi ahlaki sorun olduğunu düşünüyorum. Özürlülere mali destek sağlarken, çalışacak özürlü bulunmasında zorluk çıkmaya başladı. Kayıt dışı çalışmaya başlamaları doğru değil'' diye konuştu.
 


SGK'nin sorunları

SGK'nin çok büyük bir iş yükü taşıdığının altını çizen Dinçer, kurumun bir günde yaklaşık 1 milyon 300 bin reçete yazdığını, her reçetede ortalama 3 ilacın olması ile bir günde 4 milyona yakın işlem yapılmasına neden olduğunu belirtti.

Hastanede tedavi görenlerin hizmetleri, emeklilerin de dahil edilmesiyle SGK'nın bir günlük işlem hacminin 10 milyona yaklaştığını söyleyen Dinçer, bu nedenle zaman zaman yaşanan sorunların çözümü için hazırlık yürüttüklerini söyledi.

Yeşil Kartlıların gelirini arttırmak için çalıştıklarını bunun sağlanması halinde sosyal güvenlik hizmetini, primleri karşılığında vermeyi düşündüklerini kaydetti.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler