Diyabeti yüzde 80 azaltabiliriz

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ümit Karayalçın, ''Eğer, toplumu sağlıklı, dengeli beslenmeye ve egzersiz yapmaya ikna edebilirsek diyabet gelişimini yüzde 80 oranında engelleyebiliriz'' dedi. Türkiye'de yapılan bir çalışmaya göre erişkinlerin yüzde 14'ünde diyabetin görüldüğünü bildirdi.

Diyabeti yüzde 80 azaltabiliriz
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 12.11.2008 - 15:08

14 Kasım Dünya Diyabet Günü dolayısıyla düzenlenen basın toplantısında konuşan Prof. Dr. Ümit Karayalçın, toplumun dengeli ve sağlıklı beslenme ile egzesiz sayesinde diyabet gelişiminni önemli oranda azalacağını söyledi.

Toplumun diyabet konusunda bilinçlenmesine yönelik etkinlikler düzenlediklerini söyleyen Karayalçın, diyabete toplumda sık rastlandığını belirtti. Türkiye'de yapılan bir çalışmaya göre erişkinlerin yüzde 14'ünde diyabetin görüldüğünü kaydeden Karayalçın, hastalığın görülme sıklığının giderek arttığını, bunda sağlıksız beslenme ve fiziksel aktivitedeki azalmanın etkili olduğunu söyledi.

Karayalçın, ''Eğer toplumu sağlıklı, dengeli beslenmeye ve egzersiz yapmaya ikna edebilirsek diyabet gelişimini yüzde 80 oranında engelleyebiliriz. Yaşam tarzımızı değiştirerek, sağlıklı beslenerek ve egzersiz yaparak diyabetten korunabiliriz. Bu çok önemli. Çünkü diyabete bağlı sağlık harcamaları çok yüksek boyutlarda. ABD'de yılda 100 milyar dolar gibi yüksek rakamlar verilmekte. Dolayısıyla hem tedavisi zor bir hastalık, hem maliyeti fazla, korumaya önem vermeliyiz.'' diye konuştu.
Diyabetin hastalık sonucu ölümlerde 4. sırada yer aldığını anlatan Prof. Dr. Karayalçın, diyabetli hastaların en çok kalp hastalığı sonucu hayatını kaybettiğini belirtti.

 

Şişmanlık diyabet ilişkisi

Prof. Dr. Karayalçın, her şişman kişide diyabet görülmediğini, ancak şişman kişilerde insülinin etkisine karşı direnç oluştuğuna işaret ederek, şu bilgileri verdi: ''Bu direnci yenmek için o kişinin pankreasının beta hücreleri, fazla miktarda insülin salgılayarak kan şekerini normal sınırlarda tutmaya çalışıyor. İşte bu dönemde şişman kişide diyabet gelişmiyor. Ancak şişman kişide aynı zamanda genetik veya başka nedenlerden insülin salgılamasında bozukluk varsa, günün birinde diyabet açığa çıkabiliyor. Dolayısıyla tip-2 diyabet için şişmanlık önemli bir faktör.'' Karayalçın, şişmanlıkla mutlaka mücadele edilmesi gerektiğini, ancak son yıllarda toplumdaki obez sayısının da hızla arttığını ifade etti.

Obeziteyle savaşta ''Ağaç yaşken eğilir'' sözüyle hareket ettiklerini anlatan Prof. Dr. Karayalçın, okul çağında çocukların kantin durumuna ilişkin İstanbul'da bir araştırma yapıldığını kaydetti. Araştırmaya göre, İstanbul'daki 100 okulun sadece ikisinde yemekhane olduğu, diğerlerinde kantin bulunduğunun ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Karayalçın, ''Bu kantinlerdeki tüketime bakıldığında da gazlı içecek, hamburger, sosis, patates tüketiminin diğer yiyeceklere göre oranının yüzde 98-100 arasında olduğu görülüyor. Bu da şunu gösteriyor: Kantinler hazır yemek (fast food) tarzı beslenmeye neden oluyor. Denetlenmelerinde büyük fayda var'' diye konuştu.

 

İnsülin kullanımı

AÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Altunbaş da diyabet hastalarındaki insülin kullanımı hakkında bilgi verdi. Hastaların insüline başlamada geç kaldıklarını, iğne şeklinde kullanımı nedeniyle başlamak istemediklerini bildiren Altunbaş, şunları söyledi: ''Tip-2 diyabette pankreastaki insülin yapan hücreler azalır. Bu her diyabet hastası için geçerlidir. Sonunda insülin yapan hücre kalmayınca ilaçlar da etki etmez oluyor ve insülin kullanmak gerekiyor. Hastalar, (şekeri fazla yedim) diyerek ve şeker düzeyinin yüksek çıkışını buna bağlayarak vakit kaybediyor. Halbuki bu hastalığın normal seyridir. İnsülin gereksinimi zaman içinde zaten olur. Doktorların hastalarına bu şekilde bilgi vermesinde fayda var. Hastaların günün birinde insüline gereksinim duyacaklarını bilmeleri gerekiyor.''
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler