Domuz Gribi, Et Endüstrisinin Doğurduğu Yeni Bir Felakettir
Kuş gribi olayının çok benzeri ile karşı karşıyayız. Bu olayın Türkiye’yi etkilemesi kuvvetle muhtemeldir. Domuz yetiştirilmediği için sevinilmesin. Çünkü artık virüsün domuzlarla bir ilgisi kalmadı. İnsandan insana yayılıyor. Grain adlı uluslararası biyoçeşitlilik kuruluşu gene uyarıyor. (www.grainorg/articles/?id=48) Olay aynen kuş gribinde olduğu gibi endüstriyel tarımın bir sonucudur. Hayvancılıkta bu sisteme fabrika tarımı da deniyor.
Kapalı ortamlarda tavuk, domuz veya inekler sıkışık ortamlarda tamamen hazır kesif yemlerle, bazen birbirlerinin gübrelerini de yedirterek yetiştiriliyor. Bu sistemde üretilen hayvanların ürünlerinin besleme açısından insan için hastalık üretici özelliği bir yana bu sıkışık ortamın kuş gribi benzeri seri katiller üretmesi kaçınılmaz oluyor.
Ülkemizde kuş gribi hep köy tavukçuluğu ile ilgili gibi görünmüştü. Halbuki bütün dünya örneklerinde çıkış noktasının endüstriyel çiftlikler olduğu kesin bir gerçektir.
Ancak o zamanlar nerede ise her ülkede (ülkemiz dahil) sağlık ve tarım bakanları köy tavukçuluğuna suçu atarak yok edilmeleri için öneride bulunmuşlardı. Neyse ki bunu istedikleri düzeyde gerçekleştiremediler.
Bu satırların yazıldığı saate kadar Meksika’da 150 kişi domuz gribi denilen, gerçekte domuz, kuş ve insan grip suşlarının genetik bir kokteylinden oluşan yeni bir domuz gribi suşundan öldüler. Bu yeni virüs insandan insana geçme özelliği kazandı ve sağlıklı bir insanı bile öldürebiliyor. Bu virüsün tam olarak çıkış yeri bilinmese bile Meksika ve ABD’nin büyük endüstriyel çiftliklerinden çıktığı açıktır.
Uzmanlar uzun yıllardır büyük boyutlu hayvancılık işletmelerinin yeni yüksek derecede zararlı grip suşlarının ortaya çıkışı ve yayılması için mükemmel bir çoğalma ortamı yarattığı konusunda uyarılar yapıyorlardı.
Amerika Birleşik Devletleri Ulusal Sağlık Enstitülerinden (NIH) bir uzman 2006 yılında “yoğunlaştırılmış hayvan besleme işlemlerinin çok sayıda hayvanı bir araya getirmesi nedeniyle, virüslerin karışması ve iletilmesinin kolaylaştığını” söylemişti. (Mary J. Gilchrist ve ark. “The Potential Role of CAFOs in Infectious Disease Epidemics and Antibiotic Resistance,” Journal of Environmental Health Perspectives, 14 November 2006)
Salgının merkezi olan Meksika’da Veracruz eyaletinin La Gloria kentinde halk bir solunum yolu hastalığı salgını için yetkilileri uyarıyor ancak doğru dürüst karşılık alamıyordu.
Halk, sorunun, kentlerinde yeni kurulan ve dünyanın en büyük domuz üreticisi olan Amerikalı Smithfield şirketinin bir kolu olan Granja Carroll adlı büyük bir domuz işletmesinden kaynaklandığını ileri sürüyordu. Sonunda yöneticiler testler yaptırdılar ve bir solunum hastalığı olduğunu söylediler. Ancak hastalığın ne olduğu tam olarak belirtilmedi.
Şirket her türlü ilişkiyi reddetti. 27 Nisan’da domuz gribi hastalığının salgın yaptığı Meksikalı yetkililerce açıklandığında ilk vakanın dört yaşında ve La Glorialı bir çocuk olduğu belirtildi.
(Andrés T. Morales, “Cerco sanitario en Perote, tras muerte en marzo de bebé por gripe porcina,” La Jornada, 28 April 2009: http://www.jornada.unam.mx/2009/04/28/index.php?section=politica&article=012n2pol)
La Gloria kentinde epeyce tavuk işletmesinin de bulunduğu bildirilmektedir. Bunlardan biri olan ve kente sadece 50 kilometre mesafede olan Meksika’nın en büyük tavukçuluk şirketi olan Granjas Bachoco’da kuş gribi salgını da görülmüş idi. Tavuk çiftliklerinde gübre, tüy, altlıktan oluşan malzeme domuz çiftliklerinde yem olarak da kullanılmaktadır.
Bütün bu faktörler domuz, kuş ve insan gribi arasındaki bu yeni oluşumları açıklamaktadır. La Gloria halkı Smithfield şirketinin durumuna yıllarca direndiler. Son aylarda garip hastalık konusunda yetkilileri uyardılar. Göz ardı edildiler.
Onların sesleri; ne Birleşmiş Milletler’in Dünya Sağlık Örgütü’nün küresel yeni hastalıklar gözlem sisteminde ne de Uluslararası Hayvan Hastalıkları Kuruluşu’nun küresel hastalık alarm sistemi üzerinde en ufak bir etki bile yaratmadı.
Endüstriyel şirketler olayların üstünü örtmektedirler. Şu anda ayrıca ilaç sanayisi krizden bir yarar sağlama konumundadır. Roche, Gilead and Glaxo SmithLine antiviral ilaçlar üzerinde tekel sahibidirler.
Sorunun çözümü için Meksika ve Kuzey Amerika’da büyük domuz ve tavuk şirketleri üzerinde şeffaf, bağımsız bir soruşturma açılması önerilmektedir. Dünya çapında fabrika tarımına son verilmeli ve geriye çevrilmelidir.
Diğer yandan dünyanın birçok ülkesinde sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi süreci bu gibi salgınlarla başa çıkma kapasitesini hızla ortadan kaldırmaktadır. Sağlık hizmetlerinde özelleştirme durdurulmalıdır.
(Prof. Dr. Tayfun ÖZKAYA Ege Üniversitesi Ziraat Fak. Tarım Ekonomisi Bölümü)
En Çok Okunan Haberler
- Barış Atay’dan Özgür Özel'e sert yanıt
- Gaga Bulut'tan skandal pedofili yayını!
- AYM o maddeyi iptal etti, tazminat yolu doğdu
- Naci Görür'den 'fay' değerlendirmesi!
- Rusya'dan, Bakan Fidan'ın Suriye açıklamalarına yanıt
- Cemal Enginyurt'tan, Soylu'ya büyük taş
- Kürsüde Erdoğan'a çok sert 'İsrail' tepkisi
- Araç satışında yeni dönem: 1 Ocak'ta başlıyor
- Sahte içkiden 17 kişi hayatını kaybetti
- YTÜ kütüphanesinin tavanı çöktü