Dünya mahkemesi İstanbul'da kuruldu

Afrika ülkesi Mauritius, adalarını İngiltere’den geri almak için dava açtı, mahkeme ise Taksim'de kuruldu.

Dünya mahkemesi İstanbul'da kuruldu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 10.05.2014 - 12:00

Afrika ülkesi Mauritius, adalarını İngiltere’den geri almak için dava açtı. Kararın, tarafsız bir ülkede alınması istenince, mahkeme, Taksim Pera Palas Oteli’nin alt katında kuruldu.

İstanbul’un en eski otellerinden olan Pera Palas’ta, merkezi Lahey’de bulunan “Permanent Court of Arbitration/Daimi Hakem Mahkemesi (PAC)” tarafından bir mahkeme salonu kuruldu. Davalı ve davacılarla birlikte beş yargıcın oluşturduğu 20 kişilik mahkeme heyeti üç hafta Pera Palas’ın alt katında davayı gördü. Afrika’nın küçük ada ülkelerinden Mauritius’un davacı, Britanya’nın ise davalı olduğu mahkemede, şu an ABD üssü olarak kullanılan Diego Garcia Adası’nı da kapsayan Chagos Adaları’na dair anlaşmazlık için çözüm aranıyor. 1968’de bağımsızlığını ilan eden Mauritius’un kara sularına dahil olan adalar, 1965’te Britanya tarafından parçalanmış ve buradaki halk göçe zorlanmıştı. Daha sonra ABD’ye askeri üs olarak kiraya verilen ada için Mauritius devleti, hukuki haklarını arama yolunu seçti. Büyük gizlilikle yürütülen davada son celse geçen gün görüldü. Mauritius Adalet Bakanı Dheerendra Kumar Dabee ve eski Kraliyet Konseyi Hukuk Danışmanı Britanyalı ünlü avukat Prof. Philippe Sands, davayı Taraf’a anlattı. Karar sekiz ay sonra açıklanacak.

Britanya’ya neden dava açtınız? Talepleriniz neler?

Dabee: 1965’te yani ülkemiz bağımsızlığını ilan etmeden üç sene önce, Britanya, 1960’da Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen, “Bağımsızlık öncesi sömürgelerin parçalanması yasaklanmıştır” yasasını ihlal etti. Ülkemiz karasularına dahil olan Chagos Adaları, bir anda bizden alındı ve adadaki yerliler Mauritius’a göçe zorlandı. Sonra da takımadalardan biri olan Diego Garcia’yı ABD’ye üs olarak tahsis ettiler. Biz, Mauritius devleti olarak; bu ihlale bir son verilmesini, bağımsızlığımızla beraber karasularımızda bulunan ancak elimizden alınmış olan Chagos Adaları’n bize geri verilmesini ve adanın gerçek sahiplerinin vatanına yeniden yerleştirilmesini istiyoruz. Aslında sorunumuz sadece ABD üssüyle de sınırlı değil. 2010’da Britanya, -belki de karasuları üzerinde yasal bir hak iddia etmek için- Chagos Takımadaları’ndan birine deniz üssü kurdu. Kısacası; Britanya tarafından takımadalarda yapılan her şey, uluslararası yasalar aykırı. Bu yüzden dava açarak hakkımızı talep ettik.

Sands: Düşünün Türkiye’yi Doğu ve Batı diye ikiye bölüyorlar. Doğu’da tek bir insan bırakmadan hepsini Batı’ya yerleştiriyorlar ve oraya bir üs kuruyorlar. Mauritius ve Chagos Adaları’nda olan aslında tam da bu. Bu da uluslararası yasalara aykırı bir durum.

Dava Mauritius lehine sonuçlanırsa, Guantanamo için emsal olabilir mi?

Sands: Adanın, karasuları bahane gösterilerek ABD tarafından alınması belki benzerlik unsuru olabilir. Ama oradaki durum biraz farklı. ABD, Guantanamo için Küba’ya her yıl kira veriyor. Mauritius’un yaşadığı ihlalin başka bir örneği yok.

Bu ada ABD ve İngiltere için neden bu kadar önemli? Bildiğim kadarıyla yeraltı kaynağı da yok.

Sands: Bunu Britanyalılara sormanız gerekiyor.

Peki ABD’liler neden bu üsse “Black Site (Kara Bölge) diyorlar? Kanunsuz bir takım şeyler yapılıyor olabilir mi?

Sands: Ben tarafsızım. Diego Garcia’da neler olduğunu en iyi Britanya bilir.

Dabee: Burada bir ABD üssü var ve bazen burada farklı şeylerin yapıldığına dair duyumlar alıyoruz.

Britanya davayı kaybederse, uluslararası arenada prestij kaybetmesi anlamına gelir mi?

Sands: Davanın lehimize sonuçlanmasını umduğumuzu söyleyebilirim.

Dabee: Bu uluslararası bir dava. Sözlerimizin spekülasyona neden olmasını istemiyoruz. Size söyleyeceklerimizle bu haklarımızı kaybetmekten korkuyoruz. Karar, dava sonuçlandıktan 8 ay sonra açıklanacak.

Britanya aleyhine dava açmaya ne zaman karar verdi?

Dabee: Bildiğiniz üzere, Britanya adayı ABD’ye üs olarak kiraladı.Bu yıl kontratın yenilenmesi gerekiyor.

Sands: Aslında daha önce İngiltere ve ABD gibi ülkelere, Maritus ayarındaki ülkelerin bırakın dava açmaya, masaya oturmaya bile ne cesareti ne de imkanı vardı. Ancak artık dünya değişiyor. Bu şansı yakaladık ve dava açtık. Britanya’nın masaya oturmaktan başka şansı yoktu.

Karar Britanya’nın aleyhine olursa, karara uyacağına inanıyor musunuz?

Sands: Bu konuda en ufak bir şüphem yok. Karar ne olursa olsun Britanya uyacaktır ve uymak zorundadır...

Bu arada kararı verecek olan beş yargıçtan biri olan Sir Christopher Greenwood, Britanya Hükümeti’ne Irak Savaşı kapısını açacak teskerenin onaylanması için danışmanlık yapmıştı.

Sands: Bu bizim de dikkatimizi çekti. Ama ne yazık ki hakkında daha fazla konuşmam mümkün değil.

Başka bir ülkeyi savunmak çok normal

Britanya’ya karşı, Britanyalı bir avukat. Neden?

Dabee: Philippe Sands, uluslararası pek çok davaya bakmış bir hukuk profesörü.
Mauritius yerine Türkiye olsaydı, muhtemelen Britanyalı bir avukatla anlaşılmazdı...

Sands: Aynı zamanda Londra Üniversitesi’nde öğretim görevlisiyim. Tamamen tarafsızım ve ülkeme karşı başka bir ülkeyi savunuyorum. Bu benim ülkemdeki kültüre göre normal bir durum.

Nobelli yazarımız Orhan Pamuk, bir İsviçre dergisine “Bu ülkede 30 bin Kürt ve bir milyon Ermeni öldürüldü” demiş ve hakkında “vatan hainliği” suçundan dava açılmıştı...

Sands: İkinci Körfez Savaşı sırasında Lawless World/ Kanunsuz Dünya adlı bir kitap yazmıştım. Kitabımda, Tony Blair ve George W. Bush’u, Irak’ı, uluslararası yasalara aykırı bir şekilde işgal ettiklerinden dolayı eleştirmiş ve suçlamıştım. Britanya’da, ülkem hakkında söylediklerimden ötürü ne biri bana dava açtı, ne de herhangi bir eleştiri aldım. Bunlar Britanya’da çok normal. Normalin ötesinde, Britanya’da ülkeniz aleyhine avukatlık yapmak ve yapılan yanlışları konuşmak yasalara aykırı değil.

Şampiyonlar Ligi finali gibi

Dava yeri olarak neden İstanbul seçildi?

Sands: Bu davanın ilk duruşmaları daha önce Paris, Cenova, Washington ve Zürih gibi birkaç ülkede görüldü. Mauritius olarak kararın çıkacağı davanın tamamen tarafsız bir ülkede yapılmasını talep ettik. Yani ne ABD, ne Avrupa Birliği, ne de Britanya’nın sözünün geçtiği bir yer olsun istedik. PCA de davanın İstanbul’da görülmesine karar verdi. İki taraf da bu kararı memnuniyetle karşıladı.

O zaman Türkiye’de bu ülkelerin doğrudan yaptırım gücü olmadığını söyleyebilir miyiz?

Dabee: En azından mahkeme İstanbul’da ve bu ülkeler mahkeme üzerinde tahakküm kuramaz diyebilirim.

Sands: Bunu, tarafsız bir ülkede oynanan Şampiyonlar Ligi finali gibi düşünebiliriz.

KAFAYI DAĞITMAK İÇİN EN İYİ YER PERA PALAS

Tahkim Kurulu’nun Pera Palas seçimi için de aynı şeyi söyleyebilir misiniz?

Dabee: Otelin tarihçesinden dolayı mı?

Sands: Ah yapma. Bu çok uzun zaman önceydi. Üç hafta boyunca mahkeme salonu olarak kullanabileceğimiz bir yere ihtiyaç vardı. Dediğim gibi üç hafta... Uzun bir süre. O kadar insanın duruşmalardan sonra çıkıp gezmesi ve kafasını dağıtması gerekiyor. Pera Palas’ın yeri de buna çok uygun. Kurul o yüzden seçmiş olabilir.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler