'Dursunbey, izah etmekte zorlandığımız bir kaza'

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde meydana gelen grizu faciasıyla ilgili, ''Dursunbey, bizim izah etmekte zorlandığımız bir kaza olarak ortaya çıktı. Eğer bir ihmal varsa, herkes emin olmalı ki bunun hesabını, kendi nefsimden başlayarak herkese soracağız'' dedi.

'Dursunbey, izah etmekte zorlandığımız bir kaza'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 11.03.2010 - 14:24

TBMM Genel Kurulu, Başkanvekili Meral Akşener başkanlığında toplandı. Akşener, gündeme geçmeden önce 3 milletvekiline gündem dışı söz verdi. İstiklal Marşı'nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u anma günü nedeniyle gündemdışı söz alan AKP Yozgat Milletvekili Mehmet Çiçek, Ersoy'un, İstiklal Marşı'nı yazdığı dönemdeki Türkiye'nin içinden geçtiği tarihi süreci anlattı. İstiklal Marşı'nın yüreklere nakşederek her zaman okunmaya devam edeceğini belirten Çiçek, milletvekillerinden, kendilerini o günlerde yaşıyor gibi hissetmelerini isteyerek, İstiklal Marşı'nın 10 kıtasını da okudu.

DSP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Hasan Macit de Balıkesir'in Dursunbey ilçesinde meydana gelen grizu patlamasına değindi. Kendilerinin de bölgede incelemelerde bulunduğu belirten Macit, yöredeki insanların, yaşanan bu acının karşısında bile, işsizlik korkusu nedeniyle, ocağın kapatılmasına yol açacak açıklamaların yapılmasını istemediklerini söyledi. Macit, bu durumun, ülkedeki işsizliğin boyutunun bir göstergesi olduğunu kaydetti.

'İzah etmekte zorlandığımız bir kaza'

Hükümet adına söz alan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer, Dursunbey'deki grizu patlamasıyla ilgili açıklama yaptı. Bakan Dinçer, ''Dursunbey, bizim izah etmekte zorlandığımız bir kaza olarak ortaya çıktı'' dedi. Son yıllarda Bakanlık olarak özel bir proje yürüttüklerini belirten Dinçer, bu projenin, Türkiye'deki iş kazaları ve iş güvenliği ile ilgili kapsamlı bir çalışma olduğunu söyledi. Türkiye'nin çalışma hayatı ile ilgili iki temel sorunun bulunduğunu kaydeden Dinçer, işsizler açısından bakıldığında mesleksizlik, çalışanlar açısından bakıldığında da iş güvenliği sorunu bulunduğuna işaret etti. 2008 yılında 1 milyon 865 bin 115 iş günü kaybedildiğini belirten Dinçer, bunun üzerine üretim kayıpları, meslek hastalığına yakalananlar, malüllük ve ölümlü kazaları da kattıklarında ülkenin yaklaşık 4 milyar liraya yakın bir kaybının olduğunu ifade etti. Son yıllarda alınan tedbirler sonucunda iş kazalarında ciddi azalma olduğunu anlatan Dinçer, 2003-2008 yılları arasında iş yeri sayısının yüzde 51, istihdamın yüzde 57 oranında artmasına rağmen, iş kazalarının sayısında yüzde 35 ile yüzde 37 arasında azalma söz konusu olduğunu vurguladı. Dinçer, buna rağmen, iş kazalarında ölüm oranının gelişmiş ülkelere göre yüksek olduğunu vurguladı.
 

'İşçi de bilinçli olmalı'

Ölümlü iş kazalarının yüzde 15'nin metal, yüzde 10'unun madencilik, yüzde 7,6'sının inşaat sektöründe meydana geldiğini bildiren Dinçer, bu 3 sektörün özel projelerle kontrol edildiğini söyledi. Dursunbey'deki maden ocağının da tedbirlerin özel olarak uygulandığı maden ocaklarından biri, işverenin de bu konulara gönül vermiş bir kişi olduğuna dikkati çeken Dinçer, şöyle devam etti: ''Belki de bunun en önemli göstergelerinden birisi, daha önce Mustafakemalpaşa'da meydana gelen patlamanın ardından ilk kurtarma ekibi olarak gelen ekip bu maden ocağından gelmişti. Maalesef o ekip bu kez burada can verdi. İş kazalarının büyük bölümü KOBİ'lerde meydana geliyor. KOBİ'lere yönelik iş güvenliği projeleri başlattık. Önümüzdeki aylardan itibaren 43 ilde iş güvenliği seferberliği başlatıyoruz. Meslek odaları ve sendikalarla birlikte iş güvenliği konusunda yeni bir kültür yaratmak, hem işçimizin hem iş verenimizin dikkatini çekmek üzere program yürütmeye başladık. İş güvenliği ile ilgili eğitim programlarını bütün kurumlara yaydık. Şu anda 17 üniversitemizde iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili eğitim programını başlatacak merkezler oluşturuluyor. Mühendislik fakültelerinde, duruma göre zorunlu ya da seçmeli olmak üzere iş güvenliği dersleri konulması konusunda mutabakata vardık. Milli Eğitim Bakanlığında, ana okulundan liseye kadar bu konuda eğitim programları başlattık. Aslında bu sadece Bakanlığımızın çabasıyla üstesinden gelinecek bir sorun değil. Toplumsal sorundur bu. Eğer bir işçi motosikletine binerken kaskını motosikletinin arkasına bağlıyor ise hiç bir güvenlik tedbiri, Bakanlığın alacağı hiç bir önlem, hiç bir meslek odasının çabası fayda etmez. Odak noktaya, önce kendi canına ve sağlığına sahip çıkması gereken işçiyi oturtmalıyız. İş güvenliği tedbiri alınmayan bir işletme ortamında, bir işçinin çalışmayacak kadar bilinçli olması gerektiğini düşünüyorum.''

Bakan Dinçer, bununla birlikte iş verenlerin de sorumsuz tavırlarının önünü kesilmesi gerektiğini belirtti. Teftiş zihniyetinde de değişikliği ön gördüklerinin altını çizen Dinçer, ''Gittiğimiz yerlerde, mutlaka ceza kesen, mutlaka eksikler bulan değil, ona rehberlik eden, yol gösteren, danışmanlık sunan insanlar olmak istiyoruz'' dedi.
 

'Kapatmayı gerektirecek eksiklik yoktu'

Dursunbey'de yaşanan kazadan 20 gün önce denetim yaptıklarını anımsatan Dinçer, denetimlerde kapatmayı gerektirecek bir eksiklik bulamadıklarını söyledi. Maden ocağında çok büyük sorunlar oluşturacak bir eksiklik görülmediğini anlatan Dinçer, ''Ama bu kaza yine oldu. Yakında ön rapor çıkacak. Biz gerçek anlamda sorunun sebebini o zaman görebileceğiz. Eğer bir ihmal varsa, herkes emin olmalı ki bunun hesabını, kendi nefsimden başlayarak herkese soracağız'' diye konuştu.

Bakan Dinçer, Durbunbey'deki maden ocağının Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nca kapatıldığını, kendilerinin kapatmayla ilgili kararlarının gecikmesinin sebebinin, Bakanlığın prosedürünü belirleyen hukuki düzenlemelerle ilgili olduğunu söyledi. Bu tip kazalardan sonra kendi müfettişlerini gönderdiklerini ve incelemeyi yaptıktan sonra çıkacak rapora göre kapatma kararı verdiklerini belirten Dinçer, şunları söyledi: ''Bugünlerde rapor tamamlanacak. Sonra kararımızı vereceğiz. Bizim kapatmamız halinde, o işçiler işlerine devam ediyormuş gibi ücretlerini alırlar. Şayet işten çıkarılırlarsa, işçilerimize işsizlik ödeneğinden ücret ödeyeceğiz. Orada kazaya muhatap olan işçilerimizden ölen ve yaralananlara yönelik sosyal güvenlik kurumunun bir takım tedbirleri vardı. O tedbirleri aldık. Ölen işçilerimizle ilgili hem cenaze masraflarının karşılanması, hem de ölüm aylığının alınmasıyla ilgili tedbirlerimizi tamamladık. Orada örnek bir davranış da sergiledik. Bizzat yöneticilerimiz ölenlerin ailelerine gittiler,işlemlerini evde yaptılar.''

MHP Erzurum Milletvekili Zeki Ertugay ise Erzurum'un düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümü nedeniyle gündemdışı söz aldı. Ertugay, Rus ve Ermeni işgali altında kalan Erzurum'da Ermeni çetelerince yapılan insanlık dışı katliamın, görülmemiş bir vahşetin yaşandığını anlatarak, ''Bugün Erzurum'da hiç bir aile yoktur ki Rus ve Ermeni savaşlarında şehit vermemiş olsun'' dedi. Konuşmaların ardından, sebze ve meyve ticaretini düzenleyen yasa tasarısının görüşmelerine geçildi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler