Düşünce özgürlüğüne saldırı

Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan Ahmet Şık'ın henüz basılmamış kitabı nedeniyle yayınevinin basılması, 'düşünceyi' suç sayan anlayışın yansıması olarak nitelendirildi.

Düşünce özgürlüğüne saldırı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 25.03.2011 - 08:04

Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, Basılmamış notların delil kabul edilmesi, düşüncenin suç olarak kabul edilmesidir derken Prof. Dr. Köksal Bayraktar, henüz kitap haline gelmemiş bir çalışmanın yayınevi aranarak dosyaya el konulmasının düşünce özgürlüğüneağır saldırı niteliği taşıdığını vurguladı. Prof. Dr. Ersan Şen ise eser konusundaki ince çizginin basılıp basılmaması olduğunu belirterek hiçbirdelilinimha edilemeyeceğine dikkat çekti.

Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu, aleniyet kazanmamış eserin suç sayılamayacağını vurgularken Bir kimse, masasının üzerindeki kâğıda birine hakaret notları yazsa, polis baskınla bunu ele geçirse, hakaret suçu oluşabilir mi? Buradaki yaklaşım da aynı. Eser henüz aleniyet kazanmamış ve basılmamış. Basılmamış notların delil kabul edilmesi, düşüncenin suç olarak kabul edilmesidir değerlendirmesini yaptı.

Prof. Dr. Köksal Bayraktar, gerek anayasada, gerekse Basın Yasasında kitaplarınsüresiz yayınkavramı içerisine girdiğini anımsatarak şunları söyledi:

Anayasamızın 29. maddesine göre, süresiz yayın için önceden izin alma yükümlülüğü yoktur. Basın hürriyetini düzenleyen 28. maddede, basının hür olduğu, sansür edilemeyeceği, basınevi kurmak için izin alma yükümlülüğüne gerek olmadığı ifade edilmektedir. Anayasamızın 28. maddesinin 6. fıkrasında, hâkim kararıyla belirli suçlar için ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yetkili merciin emriyle süreli ve süresiz yayınların toplatılabileceği ifade edilmektedir. Söz konusu olayda yayınevinde bulunan çalışma anlaşıldığı kadarıyla henüz basılmamış taslak halinde bir çalışmadır. Dolayısıyla olayımızda henüz basılmadan önceki aşamada yer alan, düşünceyi açıklama ve bilim hürriyeti söz konusu olmaktadır. Henüz kitap haline gelmemiş bir çalışmanın, yayınevi aranarak alınması, zaptedilmesi bana göre düşünce hürriyetine ağır bir saldırı niteliğini taşımaktadır. Anayasanın belirttiği maddelerinin dışında bir eylemle karşı karşıya bulunmaktayız.

Prof. Dr. Ersan Şen ise arama ve el koyma şartlarının Ceza Muhakemesi Yasasında gösterildiğini, şartların yalnız şekilden ibaret olmadığını vurgulayarak Yasaya göre delili, faili arayacaksınız. Elde ettiğiniz delili imha edemezsiniz. Delili polis inceleyemez, imha da edemez. Ben tehlikeli patlayıcıların dahi imha edilmemesi gerektiğini söylüyorumdedi. Prof. Dr. Şen,Bu olaydaki ince nokta eserin basılıp basılmamış olmasıdır. Henüz basılmamış bir eserse el konulan bu yasanın dışındadırdiye konuştu.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler