Eğitimin kalitesine odaklanmalıyız
Fevziye Mektepleri Vakfı Eğitim Kurumları Genel Müdürü Erdoğan Bozdemir, Cumhuriyet Haber Portalı için yazdığı yazıda, eğitim sistemindeki sorunları, zorunlu eğitim süresinin 13 yıla çıkarılmasına ilişkin yasa tasarısını değerlendirdi.
Türkiye’nin ve dünyanın en yoğun tartışmalara konu olmuş sorunlarından biri eğitim politikalarıdır… Uzun zamandır bir yapboz tahtasına dönüşen eğitim sistemi, sınavlara endekslenmiş durumda. Merkezi sınavların güvenirliğine dönük kaygıları da eklediğimizde geleceğimiz olan gençleri yetiştirdiğimiz eğitim sistemi bir sorunlar yumağı olarak duruyor. Okullaşma sorunları, altyapı yetersizlikleri, yetişmiş eğitimci sıkıntısı gibi temel başlıklarda dahi büyük sıkıntılar yaşanıyor. Her yıl değişen sınav sistemleri ya da sistem isimleri doğru soruları sormamızı engelliyor. Bilim ve teknolojinin baş döndürücü gelişimine ayak uydurabilecek, yaratıcı ve gelişime açık bir genç kuşak istiyorsak ‘meselenin aslına’ bakmak gerekiyor.
Uzun zamandır eğitimcilerin üzerine hem fikir olduğu gündemlerden biri de eğitim kalitesini yükseltecek ve geleceği kucaklayacak bir eğitim perspektifini ortaya koyacak adımlara ihtiyaç olduğu gerçeğidir.
Bu açıdan, geçtiğimiz günlerde kamuoyuna sunulan, zorunlu eğitimin 13 yıla çıkarılmasına dair yasa tasarısı tartışılmaya değer… 1997 yılında gündeme gelen yoğun tartışmalar içinde yürürlüğe girebilen “8 Yıllık Zorunlu Eğitim” uygulamasının 13 yıla çıkartılması gündemde.
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in açıklamaları gösteriyor ki, sistem 1 yıl okul öncesi eğitim olmak üzere 1+4+4+4 şeklinde bölünüyor. 15 yıldır uygulanan 8 yıllık kesintisiz zorunlu eğitim modeli; 1 yıl okulöncesi, 4 yıl ilköğretim, 4 yıl ortaöğretime hazırlık - yönlendirme, 4 yıl ortaöğretim ve mesleki eğitim olmak üzere toplam 4 farklı aşamada kesintili olarak 13 yıl olacak. Dinçer, açıklamalarında dünyadaki eğitim sistemlerinden örnekler vermiş ve “Türkiye'de eğitim seviyesinin yükseltilmesi için zorunlu eğitim süresinin artırılmasına ihtiyaç var.” tespitini yapmıştı. Uzun süredir tartışıla gelen ‘eğitim süresi ne olacak’ sorusuna hükümetin bir yanıtı olduğu tespit edebiliriz.
Zorunlu eğitim süresinin 13 yıla çıkarılmasına hiç kimse hatta hiçbir eğitimci normal şartlarda itiraz edemez. Okul öncesi eğitimdeki 1 yıllık sürenin sistemin içine alınmış olmasını Türkiye için büyük bir şans ve bu anlamda yapılanı ise büyük bir hizmet olarak görüyorum.
Okul öncesi eğitimin sürece dahil edilmesi başlı başına önem arz eden bir gelişme olacaktır. Okul öncesi eğitimi gerçekten kaliteli ve hakkıyla veren okullarda okuyan öğrencilerin, ilköğretim ve ortaöğretimdeki başarıları gerçekten dikkat çekecek kadar iyi olmaktadır.
Öte yandan 1+4+4+4’lük sistemdeki 2.basamak sayılacak ve temel eğitimi oluşturacak 4 yıllık programdan sonra, başka bir formata geçileceği, eski ortaokul programına benzer ve mesleki eğitime yönlendirecek bir program olacağına dair duyumlar doğruysa bir çözüm arayışının daha sorun haline geleceğine tanıklık edebiliriz. Çocukların erken yaşlarda mesleki yönlendirmeye tabi tutulmasını, pedagojik olarak doğru bulmuyorum. Henüz 4 sınıfa giden bir çocukta, soyut-somut kavramlarının oturması için 6 ay ile 2 yıl arasında bir süre gerekiyor. Yani öğrencilerin 4.sınıfın sonunda hayatlarıyla ilgili önemli bir kararın eşiğinde tutulmaları ciddi bir hataya dönüşebilir.
8 Yıllık Kesintisiz Eğitim uygulaması birçok yanlışı içinde barındırıyordu. Biraz da sürecin politik atmosferiyle aceleye gelen 8 yıllık eğitim, tüm eksiklerine rağmen, temel eğitimin yaygınlaşması ve temel eğitim süresinin arttırılmasında önemli katkı sağladı. Başta kız çocuklarının eğitim hayatına katılımlarını hatırladığımızda bile 8 yıllık eğitimin önemli bir adım olduğunu ifade edebiliriz. Şimdi tartışılan değişlikler, 8 Yıllık eğitimi daha da boyutlandırarak, eğitim sisteminin yapısal sorunlarına çözüm üretecek mi, yoksa bir on yıl sonra değiştirilmesi zaruri hale gelecek bir sistem enkazı mı olacak?
Kanımca sorun, zorunlu eğitimin süresinde çok, niteliğindedir. Bilim, teknoloji, düşünce ve dil becerisi gibi yeni çağın insanının gereksindiği donanımlara sahip kuşaklar yetiştirebilmek için eğitimin niteliğini de tartışmaya açmamız gerekiyor.
Türk eğitim sistemi yabancı dil eğitiminde dünyanın oldukça gerisinde. Bırakınız yabancı dili, kendi anadilini dahi derinlemesine kullanamayan, sınav maratonları için bilgi yüklemesine tabi tutulmuş öğrencilerle karşı karşıyayız.
Tartışmaların aceleye getirilmeden, tüm kamuoyunun ve özellikle eğitim camiasının görüşleri alınarak sürece yedirilmesi önem arz ediyor. ‘Eğitim konusu tüm Türkiye’nin ortak konusudur’ bilinciyle eğitim sisteminin üzerinde siyasal vesayete son verilmelidir. 13 yıllık eğitim konusunda kaygıların giderilmesi için adımlar atılmalıdır.
13 Yıllık zorunlu eğitimi 1+5+3+4 biçiminde kurmanın ve eğitimde sürekliliği vurgulamanın önemli olduğunu düşünüyorum.
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- 6 asker şehit olmuştu
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi