Ekonomiye sert iniş uyarısı

Türk ekonomisinin üçüncü çeyrekte beklentileri aşarak yüzde 8.2 gibi hızlı büyüme sağlamasına ilişkin tartışmalar sürüyor. Financial Times gazetesi, "Aşırı ısınmış Türkiye" başlıklı başyazısında cari açığına dikkat çekerek, "Finansal şoklar riski, ciddi olmayı sürdürüyor. Enflasyon, yüzde 10'a yaklaşırken de ekonominin aşırı ışındığı yönündeki kaygıların gerçek bir nedeni var" görüşünü öne sürdü. Gazete, "2011 yüksek irtifada uçma yıl ise 2012 da sert bir inişe tanıklık eden yıl olabilir" dedi.

Ekonomi gazetesi Financial Times, Türk ekonomisinin hızlı büyümesine ilişkin kaygıları "Aşırı ısınmış Türkiye" başlıklı bir başyazısında da değerlendirirken hızlı büyümenin Türkiye'de kaygı yarattığını belirtti.

"Erdoğan haklı gurur duyuyor"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "haklı olarak, iktidarı döneminde ülkenin dolar bazındaki kişi başına geliri üç kat artırmadan gurur duyduğu"nu kaydeden gazete, "Güçlü büyüme, çeşitlendirilmiş bir ekonomi ve istikrarlı bir bankacılık sektörü, Türkiye'yi, İngiltere Başbakanı David Cameron'un Avrupa'nın Bric'i olarak adlandırdığı ekonomi haline getirdi" yorumunu yaptı.

Ancak resmi "kibirlik" ile analistlerin daha "ölçülü" değerlendirmeler arasında "giderek açıklan bir makasın bulunduğunu belirten gazete, "Ankara'nın mevcut cari işlemler açığı, dünyanın en ikinci büyük açığıdır. Sadece küçük bir bölümü, doğrudan yabancı yatırımlarla finanse edildiği için finansal şoklar riski ciddi olmayı sürdürüyor. Enflasyon, yüzde 10'a yaklaşırken de ekonominin aşırı ısındığı yönündeki kaygıların gerçek bir nedeni vardır" görüşünü dile getirdi. Başyazısında şöyle devam edildi:

"2011 yüksek irtifada uçma yılı ise eğer, 2012 da sert bir inişe tanıklık eden yıl olabilir. Ankara ile euro bölgesi arasındaki bağlar, Türk ihracatının Avrupa'nın sorunlarından etkileneceği anlamı geliyor. İç talep de yavaşlıyor. Hükümet, ekonominin gelecek yıl yüzde 4 büyümesini beklerken bağımsız tahminler, bu rakamın çok daha düşük olacağı yönünde."

İngiliz gazetesi, böyle bir sonucun yine, Türkiye'nin geçmişte yaşadığı yüksek büyüme-daralma döngülerinden daha iyi olacağını da savunduğu başyazında "Ancak, ekonominin yönetiminde, özellikle Ankara'nın alışılmamış para politikasında, kusurların olduğunu teyid eder" diye yazdı.

Merkez Bankası'nın son dönemde attığı adımlara dikkat çeken FT, Merkez'in geçen Ağustos ayında faizi yüzde 5.75'e düşürdüğüne, daha sonraki dönemde ise, efektif borç verme faizini yüzde 12'ye yakın bir düzeye getirdiğine işaret ederek "Ancak bu adım, şeffaflık ve öngörüden yoksundur. Bankaları, adeta her gün borç verme maliyetini tahmin etme durumunda bırakmak yerine politika faizini yükseltmek daha iyi olurdu" yorumunu yaptı.

FT, başyazısını, "Ek bir mali sıkıştırma da gündeme olmalı. Sayın Erdoğan, seçim zaferinden altı ay sonra ülkesinin ekonomik patlamasını frenlemek için siyasi manevra alanı var. Sadece istikrarsızlık riskini azaltarak Türkiye'nin yeni ulaştığı refahın sürmesini sağlayabilir" değerlendirmesi ile noktaladı.