Emperyalizme Başkaldıran Ulus...

Emperyalizme Başkaldıran Ulus...
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 29.08.2012 - 07:39

‘Büyük Taarruz’, yalnız Ön Asya’ya değil, tarihe de yön verir. ‘Mazlum uluslar’ zincirlerini kırarken ‘zalim’ siyasetlerin masum halkları, kendi yöneticilerini kınayıp hesap sorarlar. Yunan ozanı Nomdis’in ‘Sana hayranlık, sana selam’ dizesi de Atatürk’ün kişiliğinde barış ve bağımsızlık saygısına yürekten merhabadır.

Şanlı Anadolu İhtilali’nin karakteristik özelliği, bir ulusun “ateşle imtihan” olmasıdır. Tarihsel süreç, tam bağımsızlık amacıyla can pahasına girişilen “kutsal isyana” tanık olur. Emperyalist sömürüye karşı ilk başkaldırı, Anadolu bozkırlarında şekillenir. 26-30 Ağustos 1922’deki arasındaki “Büyük Taarruz”, saldırganları şaşkınlığa, ezilen dünya halklarını da coşkulara sürükler.

Avusturyalı müzik öğretmeni Leopoldine König, Mustafa Kemal’e seslenir: “Acılar döndü sonsuz sevince/ Dünyaya hemen bir defne çelengi sarın/ Utkunuz, adaleti seven herkesi/ İçten coşkulara kavuşturdu...” Bangladeşli ozan Nazrûl İslam şöyle der: “Bitmeyen bir mucize yarattın/ Tüm insanlık görsün alkışlasın seni...” Bulgar ozanı Lubomir Bobevski de; “Çürük temellerden aldın sen insanları/ Sildin bağnazlığı, yıkadın vicdanları...” dizeleriyle ortaya çıkar.

Birinci Dünya Savaşı’nın; yenik ya da sömürge buyruğundaki uluslarının eğitimci ve ozanları, antiemperyalist bir başkaldırıya duyarlılıkla böylesine dizeler oluştururken,Yunanlı Menelaos Nomdis, yetkin kalemiyle evrensel ilgi çeker: “Savaşlarda mertlik nedir gösteren sensin/ Siyasette gücünü ortaya koyan yine sen/ Güzel yurdunda yap yapacağını/ Sana hayranlık, sana selam...”

Ozan Nomdis, 10 Mart 1934 tarihinde şiirini Atina’dan Atatürk’e gönderir. Bilmektedir ki, Nâzım Hikmet’in deyişiyle: “Teselyalı çoban Mihail’i” Anadolu’da çiftçi Mehmet’in karşısına diken, emperyalizmdir. Nomdis, halkları birbirlerine düşürenlere karşıt, bilinçli bir antiemperyalisttir. Nomdis, Başbakan İnönü’ye 1931’de Atina’da dostluk gösterisinde bulunan ve Yunan devlet adamı Venizelos’un 1930 yılındaki Ankara ziyaretini destekleyendir. “Yurtta ve dünyada barış” ilkesini savunan ve savaşları ancak “Ulusal savunmada meşru gören” Türkiye’yi alkışlayandır.

İrdeleme:

Atatürkçü dış politikanın ulusal güce dayalı, serüvenci dış sarkmalara kapılmayan nesnel dış çizgisi, İnönü’nün büyük katkısıyla İkinci Dünya Savaşı’nda sürdürülür. 52 milyon cana kıyan savaş kasırgasında Türkiye yara almaz. Ama aslı olmayan Sovyet üs ve toprak istemlerine ilişkin “yalan senaryoları” işleri değiştirir. Atlantik ötesiyle birlikte saf tutulur. Hele 1950’ler sonrasının dış siyaset yanlışlıkları, Türkiye’yi saygın bir düzeyden silker atar.

Emperyalizm Türkiye’yi yönlendirir ve bu ülkeyi yöneten anlayış, mazlum halklarca uluslararası arenalarda yerilir hatta aşağılanır. Sömürge cephesinin dirlik ve esenlik bırakmayan genel politikalarına arka çıkan iktidarlar eliyle, Anadolu İhtilali’nin ayrıcalıklı konumu adeta yadsınır.

Zamanla iş çığırından iyice çıkar. Dünyaca değerli Atatürk, kurduğu ülkesinde kimi aymazlarca “tasfiye” edilmek istenir. Cumhuriyet ve devrime sürekli saldırı, bir yöntem olur. Yabancı basının: “Yeni bir devlet varlığına işaret” saydığı ve Atatürk’ün deyişiyle, “Ulusun ters dönmüş alınyazısını İnönü savaşlarında” yenen, “Sevr’i” gündemden kaldıran “Lozan” yapıcısı, tarihten silinmek istenir.

Ekonomik bağımsızlık kaleleri olan Kamu İktisadi Teşekkülleri; sermayeye savrulur. Anadolu toprağı; “karşılıklılık” ilkesine uyulmadan yabancılara sunulur. “Kabotaj hakkı” yitirilir. Eğitim sisteminde “öğretim birliği” esası zedelenerek “mektep-medrese” ikilemi gündem olur. Toplum, güzel sanat dallarından geri çektirilir. Aydınlanma ve çağcıllaşma çabasına sırt çevrilir. Ulusal bütünlük dokusu; yerini şoven ayrılıklara bırakır.

Sonuç:

Büyük Taarruz’un gazi ve şehitlerinin anılarını hiçe sayanları, kınıyoruz. Onlar; ülkesel değerlere sahip çıkmayan, kendi koşullarında yaratılan antiemperyalist kalkışmanın önemini anlamayanlardır. Onlar, küreselleşmeci AB ve ABD’nin artçı bağdaşıklarıdır.

Büyük Taarruz’un 90. yıldönümünde kendilerini özgürlük ve bağımsızlık idealine adayanları, Cumhuriyete emeği geçenleri saygıyla anıyoruz. Emperyalizmle içlidışlı olanlar, Anadolu’nun ulusal destanını iyi kavrasınlar. Özünü ve dünyaya etkisini, Meneleos Nomdis’in dizelerinde ayrıca okusunlar. Okusunlar da utansınlar!
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler