"En hızlı ve en çok kadrolaşma THY'de"

Hava-İş Genel Başkanı Atilay Ayçin, Türk Hava Yolları yönetiminin hizmet alımı ve geçici işçi konusunda iş kollarına ciddi bir takım operasyonlar yaptığını savunarak, "İşveren ağırlıklı olarak uçuşun operasyonel kısmını elinde tutup, diğer hizmetleri tamamen dışardan taşeron firmadan yani geçici işçilik ya da hizmet alımı yapmak istiyor" dedi.
 

"THY'nin önü Avrupalı arkası Afrikalı"

Ayçin, işverenin Türk Hava Yolları'nı esnek çalışma standartlarına uygun hale getirmeye çalıştığını belirterek, "Kelimenin tam anlamıyla ilkel kölelik şartlarına uygun bir biçim. Önü Avrupalı arka kısmı geri kalmış Afrika ülkelerindeki şartlara uygun bir çalışma biçimi isteniyor, bunun kabul görmesi mümkün değil" diye konuştu. Bu tutum sadece THY yönetimin tutumu olmadığını savunan Ayçin, işveren sendikalarının da mevcut çalışma yaşamını esnekleştirilmesi gerektiği konusunda aynı görüşte olduğunu dile getirdi.

İşverenlerin bu ifadelerinin hükümete mesaj olduğunu kaydeden Ayçin, krizin de bahane edilerek mevcut çalışma koşullarının daha da esnekleştirilmesinin talep edildiğini vurguladı. Ayçin, hükümetlerin de buradan aldığı mesajla, toplu sözleşme politikalarını belirlediğini ileri sürerek, işveren sendikalarının, patronların masaya oturduğunda bu mesaja uygun hareket ettiğini belirtti.

"THY'de personel hakları ve ücreti dışında A'dan Z'ye yeniden yapılandırma var"

Ayçin THY yönetiminin 7 yıl önce göreve geldiğinde şirketin 65 uçak 12 bin 560 çalışan ve 12 milyon yolcu olduğuna dikkat çekerken, bugün 140 uçak 12 bin 560 çalışan ve 20 milyon yolcu olduğunu bildirdi. Ayçin 2010 yılı için 30 milyon yolcu hedeflendiğini 30 uçak siparişi verildiğini anımsatarak, kapasite ve verimliliğin artığını personel sayısının aynı olduğunu ifade etti. Ayçin , şirkette personel kısmı dışında A'dan Z'ye yeniden yapılandırma politikası uygulandığını söyleyerek, "Emekliliğini doldurmuş 45-46-47 yaşındakilere ya emekli ol ya da işten atarız dediler ve işten attılar. Bunların ardından doğan boşluğu kapatmak için yurtdışından 20 teknisyen, getirerek saati 62 dolara çalıştırıyorlar. Uçuşta yabancı pilotların işe başladığını biliyoruz" diye konuştu.
 

"İşe uygun olan adam alınmıyor, bizim adam olsun mantığıyla adam alınıyor"

Ayçin, içerde yetişmiş, donanımlı, tecrübeli personelin sırf kadrolaşma nedeniyle kapının önüne konduğunu öne sürerek, şöyle konuştu:

"47 yaşındaki elemanı 'sen bana yaramazsın. Verimliliğin performans kriterlerime uygun değil' diyerek kapının önüne koyuyorsun 53 yaşındaki vatandaşı getirip bu şirkette iş veriyorsun. Bu statüdekiler işten çıkarıyorsun, iş boşluğunu kapatabilmek için yurtdışından kiralık teknisyen getiriyorsun. Personel politikasında şirkette yeniden yapılanmaya uygun bir statü oluşturulmuyor. Toplu sözleşmede dikkat çektiğimiz nokta budur. İnsanların bir gecedeki tayin emriyle Diyarbakır'dan alınıyor buraya getiriliyor, Malatya'dan alıyor Ankara'ya getiriyor. Ankara'dan alıyor, Hakkari'ye Bitlis'e gönderiyor. Sürekliliği olmayan bir personel politikasına rağmen bu şirkette personel verimliliği arttı. Buraya her gün adam alınıyor, idari kısımlara kendi çevrelerinden bir takım adamlar getirip yerleştirdiler. Kadrolaşma açısından en hızlı ve en çok kadrolaştıkları yer THY'dir. Bir ara uzmanlar ortalıkta geziyordu. Yapacak iş yok, oturacak masa, sandalye, koltuk yok. Personeli alıp, yurtdışına gönderiyorlar. Yönetici, müdür yardımcısı, muhasebe şefi olarak olarak gönderiyorlar. Gidip işi orada öğreniyorlar. İşe uygun adam alınmıyor, bizim adam olsun işi öğrenir mantığıyla alıyorlar. Özelleşti, Başbakanlık Denetleme'nin dışına çıktı."
 

"Resmi arabulucu görev süresini tamamlayınca grev ilan edebiliriz"

Ayçin, THY yönetimiyle 19 Ocak'ta başlayan toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşmaya varılamaması nedeniyle resmi arabulucu sürecinin başladığını söyleyerek, parasal konular, toplu sözleşmenin yürürlülük süresi, idari maddeler ve uçucu personelin çalışma koşullarıyla ilgili uluslararası standartlara uygun düzenleme konusunda anlaşma sağlanamadığını bildirdi. Resmi arabulucu sürecinde herhangi bir anlaşma olmasını öngörmediğini kaydeden Ayçin, sorunun taraflarının çözemediği bir şeyi yasal zorunluluk nedeniyle resmi arabulucunun çözemeyeceğini belirtti. Resmi arabulucunun görev süresi tamamlandıktan sonra grev kararı alıp ilanını yapmak zorunda olduklarını açıklayan Ayçin, "Tabi bu hemen greve çıkmak anlamına gelmiyor. Grev ilanından sonra bir 60 günlük süre daha olacak. O süre içinde görüşmeler sürer, anlaşma sağlanırsa, grev kararı kaldırılır. Anlaşma sağlanamazsa bu 60 günlük süre bitmeden grev kararını uygulamaya sokmak durumundayız" dedi. Ayçin, işverenin tavrının çözümden çok çözümsüzlüğe götürdüğünü ileri sürerek, grev noktasına gelmeden çözülmesini istediklerini ifade etti.