En kahraman tesisatçı

Harry Potter ve Mickey Mouse’la yarışmadı çünkü zaten onlardan fazla seviliyordu. Super Mario şimdi de yoluna “Super Mario Galaxy 2” ile devam ediyor.

Geçmişi fazla anıyorsak yaşlanıyoruz demektir. Bazıları buna “büyümek” diyor. Belki de “büyümek” bir avuntu bizim için. Ama son dönemde geçmişten ne çıkıp gelse fazla nostaljik ve sempatik geliyor. Demek ki bir şeyler değişiyor herkeste. Adını koymaya gerek yok. Çocukluk kahramanlarımızdan Super Mario da 25. yılını kutluyor. Baksanıza zamanın hiç acıması yok! 90’lı yıllarda genç ve çocuk olanlar, az biraz imkânı olup da Nintendo’nun oyun konsollarıyla tanışanlar, Super Mario’yu iyi bilir. Hatta sempatizanı bile olabilir. Ben de Almanya’da yaşayan teyzem ve oğlu, kuzenim Vural sayesinde Mario ile tanışmıştım. “Alaman” memleketinden gelen dev bavullardan el kadar boyuyla herkesi şaşırtan “Game Boy” konsolunu ve Super Mario oyununu getirmişlerdi. O dönem Türkiye’de tek ekran, sabit görüntülü atarilerden ötesi yoktu. Comodor oyunlar epey burjuvaydı. İşte bu yeni eğlence sonradan pek çok şanslı gencin hayatına girdi.


Mario aslında kötü adamdı

Şu an Nintendo’nun tesisatçı bilgisayar oyunu kahramanı “Super Mario” 25 yaşında. Dünya çapında 250 milyon oyunu satılan Mario, Japon video tasarımcısı Shigeru Miyamoto tarafından yaratılmıştı. Çeyrek yüzyıllık hayatında 120’den fazla bilgisayar oyununda, çizgi filmler ve bir de sinema filminde kendini gösterdi. Hatta Harry Potter ve Mickey Mouse’tan bile daha fazla kazandıran bir oyun kahramanına dönüştü. Mario’nun babasından bahsedelim biraz da. Adam bir tesisatçıdan efsane yarattı. Nedeni çok bilinmese de borular, yatay düzlemlerden oluşan Mario’nun oyun sahnesi belki de onu bir tesisatçıya dönüştürdü. Mavi tulumu, kırmızı giysisi, şapkası, palabıyıklarıyla Mario köşe başında tamirci Mehmet ustadan başkası değil aslında! Shigeru Miyamoto’nun, Mario’yu Japon anime ve mangalarından bağımsız bir şekilde “Batılı” olarak tasarlaması da şaşırtıcı. Miyamota, Mario dışında “Donkey Kong”, “The Legend of Zelda”, “Star Fox”, “Wave Race” ve Nintendo için Pikmin oyun serilerini yarattı. Hatta Mario ilk olarak “Donkey Kong”un kötü adamı olarak karakterize edildi. İsmi o zaman “Jumpman”di. Mario’nun babası öyle özel ki 1988 yılında Academy of Interactive Arts and Sciences, Hall of Fame’e alınan ilk kişi olma başarısına sahip. Üstelik 2007 yılında Time dergisi tarafından “dünyayı etkileyen 100 kişiden biri” olarak gösterilmişti. Mario'nun koyu, sevimli ama babacan sesinin sahibi de seslendirmen Charles Martinet. Bu arada Mario tek çocuk değil. Kardeşi Luigi de var. Ama onun gölgesinde bir kahraman Luigi. Serinin pek çok bölümünde birlikteler. Unutulmayan bir yoldaş da 90’larda “Super Nintendo Entertainment System” konsoluna çıkan “Super Mario World” oyunu ile gelen dinozor Yoshii. Ben, Mario'yu en son bundan dört yıl önce 2006'da “New Super Mario Bros. Nintendo DS” el konsolunda yeniden yakaladım. Benim gibi pek çok kişi onu yakalamış olacak ki dünya çapında 22.49 milyon kopyalık bir satış başarısı gerçekleşti. 2007 yılında ise Super Mario Galaxy (Wii) oyunu ile Mario’nun macerası kozmik âlemlere taşındı. Sistem iyice gelişmiş, 3D olmuştu. En güzeli de Super Mario serilerinin tarihinde ilk defa klasik 2D Mario macerasını dört kişiye kadar beraber veya birbirleriyle mücadele ederek oynama şansını vermesiydi. Super Mario şimdi de yoluna 2010 yılında çıkan “Super Mario Galaxy 2” ile devam ediyor. Mario’nun kardeşi Luigi olarak oynanabilen bölümler haricinde Mario’nun yoldaşı Yoshi de bu oyunda. Ne de olsa Mario ilk göz ağrısı. Bilgisayar oyunlarının gerçekle sınırının belirsizleştiği şu günlerde geçmişten gelen bir dost. Heyecanla bölüm sonu canavarının karşısına çıkmak, ejderhayı alt etmek ve prensesi kurtarmak. İşte bu kadar duru ve keyifli...