Enflasyon çift hanede

Merkez Bankası (MB) Başkanı Durmuş Yılmaz, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 11.1'e yükselttiklerini açıkladı. Yılmaz ayrıca, mevduata güvence sınırının artırılmasını sağlayacak Bakanlar Kurulu'na yetki verme düzenlemesine destek çıkarken, "Bozulan rekabet ortamını düzeltmek için doğru bir karardır"dedi. MB, bundan önceki raporda yıl sonu için yüzde 10.6 tahmininde bulunmuştu.

Enflasyon çift hanede
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 31.10.2008 - 09:51

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, yıl sonu enflasyon tahminini yüzde 11.1’e yükselttiklerini açıkladı. Yılın son Enflasyon Raporu’nda tahmini yükselten Merkez Bankası, bundan önceki raporda yıl sonu için yüzde 10.6 tahmininde bulunmuştu. Yılmaz ayrıca, mevduata güvence sınırının artırılmasını sağlayacak Bakanlar Kuruluna yetki verme düzenlemesine destek çıkarken, “Bozulan rekabet ortamını düzeltmek için doğru bir karardır” dedi.

Döviz kurundaki gelişmelerin enflasyon üzerinde oluşturduğu baskıların, gerek gıda ve enerji fiyatlarının olumlu seyri gerekse iç talepteki yavaşlamayla telafi edileceği öngörüldüğünden, orta vadeli enflasyon tahminlerinde belirgin bir değişiklik yapılmadığını anlatan Yılmaz, risklere de değindi.

 

İktisadi faaliyette yavaşlama sürecek

2008 yılının ikinci çeyreğinde özel tüketim ve yatırım harcamalarında belirgin bir yavaşlama olduğunu vurgulayan Yılmaz, toplam kamu harcamalarının büyümeye katkısının da negatif olduğuna dikkat çekti. Küresel piyasalardaki sorunların belirginleşmesinin iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın devam edeceğine işaret ettiğini belirten Yılmaz, “Nitekim, yurt içi satış, üretim ve güven endekslerinin son dönemdeki seyri, Temmuz ayından bu yana yurt içi faaliyetteki yavaşlamanın daha da belirginleştiğine işaret etmektedir. Küresel finans piyasalarındaki çalkantı tüm dünyada hissedilirken, ülkemizde de özel tüketim ve yatırım harcamalarının durağan bir seyir izlemeye devam edeceği tahmin edilmektedir” diye konuştu.

 

Kredilerde genişleme sınırlanacak

Tüketici kredilerine ilişkin verilerin finansman koşullarının sıkı olmaya devam ettiğine işaret ettiğini anlatan Durmuş Yılmaz, “Tüketici kredilerindeki yıllık artış oranları iç talebin canlı olduğu dönemlere kıyasla halen oldukça düşük seviyelerde seyretmektedir. Son dönemde tüketici kredilerindeki yavaşlama daha da belirginleşmiştir. Risk algılamalarındaki artışın ve kredi koşullarındaki sıkılaşmanın önümüzdeki dönemde kredi genişlemesini sınırlamaya devam edeceği tahmin edilmektedir” dedi. Küresel finansal sistemdeki sorunlara ve bu sorunların küresel ekonomiye etkilerine dair endişelerin yoğunlaşmasının risk algılamalarındaki bozulmayı ileri boyutlara taşıdığına işaret eden Yılmaz, şunları söyledi:

 

Gelecek yıl cari açıkta iyileşme bekliyoruz

Yurt içi talepteki yavaşlama ve döviz kurunda gözlenen değer kaybının net ihracatın toplam talep büyümesine katkısını artıracağını kaydeden Yılmaz, “Bununla birlikte, ticaret ortaklarımızın iktisadi faaliyetindeki yavaşlamanın bu katkıyı kısmen sınırlayıcı etki yapacağı öngörülmektedir. Bu noktada bir parantez açarak, mevcut verilere göre yapılan tahminlerin önümüzdeki yıl cari açıkta belirgin bir iyileşmeye işaret ettiğini de vurgulamak istiyorum” dedi.

Hem iç hem de dış talepteki yavaşlamaya paralel olarak önümüzdeki dönemde toplam talebin durağan seyrini sürdüreceğini tahmin ettiklerini anlatan Yılmaz, tahminleri oluşturulurken toplam talep koşullarının enflasyondaki düşüşe verdiği desteğin bir önceki döneme göre arttığı bir çerçeve öngördüklerini belirtti.

 

Döviz kuru enflasyonu 1.2 puan artacak

Küresel finans krizinin Türkiye de dahil olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinde değer kaybı yarattığına işaret eden Yılmaz, “İç talepteki belirgin yavaşlamanın döviz kurundan fiyatlara geçişi sınırlayacağını tahmin etmekteyiz. Dolayısıyla, içinde bulunduğumuz dönemde döviz kuru ile enflasyon arasındaki ilişkinin geçmiş dönemlere kıyasla daha zayıf olması beklenmektedir. Bununla beraber, döviz kuru hareketlerinin yıllık enflasyon üzerindeki doğrudan etkilerinin 2008 yılı sonunda 1.2 puan, 2009 yılı sonunda ise 1.5 puan olarak gerçekleşeceğini tahmin etmekteyiz” dedi.

 

Petrol bu kez enflasyonu düşürecek

Temmuz Enflasyon Raporu’nda 140 dolar olarak baz alınan petrol fiyatının bu raporda 80 dolara indirildiğini bildiren Yılmaz, “Elektrik ve doğalgaz gibi diğer enerji kalemlerinin fiyatlarında gözlenen yüksek artışlar, petrol fiyatlarındaki düşüşün olumlu etkilerini kısmen sınırlamıştır. Sonuç olarak, enerji fiyatlarındaki güncellemeler enflasyon tahminlerimizi 2008 yıl sonu için 0.5 puan, 2009 yıl sonu için ise 1.1 puan aşağı çekmiştir” dedi.

 

Gıda da enflasyonu düşürecek

Gıda fiyatları varsayımının da aşağı doğru güncellendiğini belirten Yılmaz, bu çerçevede, gıda fiyat enflasyonu varsayımının 2008 yılı için yüzde 14’ten yüzde 11’e, 2009 yılı için ise yüzde 9’dan yüzde 7.5’e düşürüldüğünü açıkladı. Yılmaz, bu değişikliğin 2008 ve 2009 yılı enflasyon tahminlerinin sırasıyla 0.8 ve 0.4 puan aşağı yönlü güncellenmesine neden olduğunu, 2010 yılı sonu için gıda fiyat enflasyonunun yüzde 7’den yüzde 6’ya çekildiğini bildirdi.

 

Kamu harcamaları uyarısı

Orta vadeli tahminlerin, kamu harcamalarının ve gelirler politikasının açıklanan hedeflerle uyumlu gerçekleşeceği varsayımını içerdiği ve otomatik fiyatlama mekanizmaları dışında, dolaylı vergi artışı veya zam öngörmediğini vurgulayan Yılmaz, “Kamu bütçesinde sıkılaştırma gereği doğması halinde, bu ihtiyacın dolaylı vergi artışlarıyla değil öncelikle harcama kısıcı tedbirlerle karşılanacağı varsayılmıştır. Bu varsayımlardaki olası sapmalar enflasyon ve para politikasının görünümünü de değiştirebilecektir” dedi. Enflasyonda, Orta Vadeli Program’la uyumlu olarak yüzde 7.5, 6.5 ve 5.5 olarak belirlenmiş olan hedeflerin, gıda ve enerji fiyatlarına ilişkin oldukça temkinli varsayımlar altında dahi ulaşılabilir olduğunu öne süren Yılmaz, “Bununla birlikte, son dönemde küresel belirsizliklerin artarak devam etmesi enflasyon tahminlerinde ve para politikası kararlarında temkinli olmayı gerektirmektedir” dedi.

 

Kararlar küresel ortama göre alınacak

Merkez Bankası’nın, uluslararası piyasalardaki çalkantının ekonomi üzerindeki etkilerini sınırlamak için üzerine düşeni yapmaya devam edeceğini kaydeden Yılmaz, “Bu çerçevede, bundan sonraki politika kararlarının büyük ölçüde küresel piyasalardaki gelişmelere ve bunların yurt içine yansımalarına göre şekilleneceğinin altını çizmekte yarar görmekteyim” dedi.

 

IMF'nin itmesine gerek duymamalıyız

Yılmaz, IMF ile anlaşma yapılıp yapılmaması konusundaki tartışmaları yorumlarken, geçmişte IMF’nin itmesi ile bazı reformların yapılabildiğini, böyle bir etki olmadan da çalışılabilmesi gerektiğini söyledi. Yılmaz, buna karşın, IMF’nin dış piyasalar nezdinde bir sigorta niteliği taşıdığını da vurguladı.


Bankalar basiretli tüccar olsun

Bankaların kredileri geri çağırmaya başladığı iddialarını değerlendiren Yılmaz, ekonomi bir bütün olduğunun altını çizdi. “Değerlendirme yaparken hepimizin aynı gemide olduğumuzu düşünelim. Biri diğerine tercih edilmeden, makro düzeyde optimum çözüm neyse ona odaklanalım diyorum” değerlendirmesinde bulunan Yılmaz, genel olarak kredi geri çağırmaları yaşandığına dair bulgularının olmadığını da ifade etti. Yılmaz, buna karşılık, “Daralan bir dünyada daralan bir kredi piyasası var. Bu kredi piyasasının bankacılık sistemi üzerine etkileri var. Dolayısıyla bankalarımızın basiretli tüccar, tacir olarak, ilerideki reel kesimin, şirketler kesiminin sıhhat ve sağlığını düşünerek birtakım tedbirler almasında fayda var” uyarısında da bulundu.

 

90 milyar dolar abartılı rakam

Deutsche Bank’ın Türkiye’nin 90 milyar dolar dış kaynağa ihtiyacı olacağı yönündeki raporunu değerlendiren Yılmaz, bir miktar dış kaynağı ihtiyaç bulunacağının görülmesine karşın, 90 milyar doların “son derece abartılı bir rakam” olduğunu söyledi. Krizin şiddetlendiği son altı haftada yaşanan yabancı çıkışı konusunda bilgi veremeyeceklerini belirten Yılmaz, “Bir miktar çıkış oldu. Fakat bu çıkış döneminde bile bazı günler içeriye para girişi oldu” dedi.

 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler