Erdoğan: Bütün pisliklerin içinde Yılmazer var

Başbakan Erdoğan, İlker Başbuğ'un 'cemaat listesinin başında Ali Fuat Yılmazer vardı' sözleri için, 'Herhalde onlar da kendilerine göre sinyaller alıyorlardı ki bu endişeyi taşıyorlardı' dedi.

Erdoğan: Bütün pisliklerin içinde Yılmazer var
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 28.07.2014 - 19:35

Ergenekon davası kapsamında tutuklu kaldığı 26 ayın ardından Anayasa Mahkemesi'nin 'hak ihlali' kararıyla cezaevinden çıkan İlker Başbuğ’un, Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde cemaat yapılanmasıyla ilgili Başbakan Tayyip Erdoğan'a bir liste verdiğini ve bu listenin başında, şimdi gözaltında olan İstihbarattan Sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Ali Fuat Yılmazer'in olduğunu yönündeki konuşması hakkında Başbakan Tayyip Erdoğan, “İlker Paşa’nın görevde olduğu sürede bana söylediği bir sözü vardı, ‘Bugün bize yarın size!’ Ve hakikaten dediği oldu. Yılmazer’i ona ben de söyledim” dedi.

Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan , miting için gittiği Diyarbakır’dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını cevapladı. Vatan yazarı Hüseyin Yayman diyalogları şöyle aktardı:

‘HERHALDE SİNYAL ALIYORLARDI’

(Diyarbakır konuşmasında) Pensilvanya ile ilgili sert bir açıklama yaptınız. ‘Irkçı Pensilvanya’ dediniz. Operasyon nasıl gidiyor? Bir değerlendirme yapar mısınız? Bir de İlker Başbuğ’un askeri davalar sürecinde sizinle konuştuğuna dair sözleri var...

Şimdi İlker Paşa’nın söylediği sözün detaylarını okumadım ama İlker Paşa görevde olduğu sürede bana söylediği bir sözü vardı. Onu ben burada söyleyeyim. O da şuydu ‘Bugün bize yarın size!’ O zaman tabii daha Genelkurmay Başkanı’ydı. Toplamalar malum başlamıştı. Ben de tabii o zaman demiştim ki, bunları bile yapıyorlar demiştim herhalde yargı. Ama tabii bilesiniz ki biz elimizden geleni bu noktada ardına koymayız. Ve hakikaten dediği oldu. Herhalde onlar da kendilerine göre sinyaller alıyorlardı ki bu endişeyi taşıyorlardı. Sonra ne oldu. Bu işte Hakan Fidan meselesi çıktı. Şimdi Hakan Bey’de patlak veren konu sıradan bir olay değildi. Hatta içeri girdiklerinde falan da bizim gönderdiğimiz insan hakları komisyonu üyelerine de işte ‘Hakan Bey’e sahip çıktığı kadar bize sahip çıkmadı’ gibi bir ifade kullanıldı. E şimdi tabii Hakan ile onların konumu çok farklı. TSK mensuplarının bu noktadaki beklentileriyle sivildekinin beklentisi farklı. Şimdi benim sivildekine çok rahat müdahale etmem mümkün. Ama bizim asker sivilin kendilerine müdahale etmesine alışmamış. Şimdi şu paralel yapı meselesini gündeme getiriyoruz, bu varlığın olduğunu artık görmeleri lazım. Bu olaylardan sonra İlker Paşa’nın o tespiti manidardır. “Bugün bize yarın size!”

‘Bunlar işin bir ayağı hakkında işlem yapılan emniyetçiler bu yapının ana operatörleridir diyebilir miyiz?
Tabii yargı süreci başladı ve benim bu kadar rahat konuşmam mümkün değil. Ama bilinen bir şey var. Bunlar işin bir ayağı. Ama ben inanıyorum ki, şu anda yurtdışında olanlar var, meslektaşlarınız var, meslektaşlarınızın içinde burada olan var, kaçan var. Hepsinin üstlendiği görevler, roller var. Mesela şimdi bizden ayrılan milletvekilinin gözaltındayken gidip resim çektirmesi... Yani bu hangi diktatörlükte sen gidip böyle resim çektirebilirsin. Ama nedir bunların hepsi haneye yazılacak.

Vizyon belgenizde seçildiğiniz takdirde silahsızlandırma ve hayata dönüş konusunda adımlar atacağınızı ifade etmiştiniz. Takvim belli mi?

“Takvim yasayla başladı zaten. Yasa onandı malum. Hükümet bundan sonra cumhurbaşkanıyla el ele verecek. Aynı zamanda tabii güvenlik güçleri el ele verecek, bu konuda eve dönüş gibi projelerimizİn hepsini hayata geçireceğiz. Eğer zaten bunu Allah’ın izniyle yaşama geçirebilirsek, ürküntü, korku biter. Ne yazık ki bu seçime bile girerken, mesela Bingöl’de camii basmışlar, bir vatandaşı tehdit etmişler. Van’da yine evlere, muhtaralara baskıya başlamışlar. Oyları kendilerine göre ipotek altına almak istiyorlar. Sıkıntımız burada. Benim en büyük Arzum, Güneydoğu’da ne zaman bacalar tütmeye başlayacak. Sermeye buaraya gönül rahatlığıyla ne zaman girmeye başlayacak.”

Anketlere göre bölgedeki durumuz nasıl?

“Kendimi onunla karşılaştırmak istemiyorum ama Diyarbakır’da Selahattin Demirtaş ve benim adım geçiyor. Güneydoğu’nun genelinde zaten durum böyle ama Gaziantep, Şanlıurfa, Adıyaman da Güneydoğu ve oralarda tablo tam tersi. Açık ara oralarda biz öndeyiz.”

10 Ağustos’ta nasıl bir sonuç bekliyorsunuz?

“Anketlere göre yüzde 54-56 oranında bir oy bekliyoruz. Ama bir artış var. Mesela İstanbul ’da 3 puanlık bir artış var. İstanbul 54’e yükseldi. İstanbul’un 54’e yükselmesi Türkiye genelindeki eğilimi gösterir.”

İlker Başbuğ’un o görüşmede size isim telaffuz ettiğini hatırlıyor musunuz? Ali Fuat Yılmazer’in isimini söyledim diyor?

“Evet o vardı tabii. O zaten bizim de gündemimizdeydi. Onu ben de duymuştum ve zaten aynı şeyi ona ben de söylemiştim. Şimdi de kalkmış kelepçeyle şov yapıyor. Bu işlerin İstanbul ayağının bütün pisliklerinin içinde Ali Fuat Yılmazer var.”

Ali Fuat Yılmazer’den hiç şüphelenmediniz mi?

“Bana bu adam 2-3 kez gelmiştir. Geldiğinde ona ait bilgiler bir genelleme yapabileceğimiz fikirler, şimdiki gibi rahatsız edici değildi. Çok basit kişisel bazı duyumlardı. Ama son görüşmede baktım ki, biraz farklı bir görüntü veriyor. O farklı görüntüyü verdikten sonra zaten diyaloğu kestim. Konu olarak farklı şeyler bahsetmeye başlayınca kestim, dedim ki ‘Sen’ dedim ‘Artık görevine dön!’ Ama öyle bir şey, paralel yargı, paralel emniyet yapısını kurmuşlar!“

İlker Başbuğ, ‘Hrant Dink davası çözülürse bu yapı deşifre edilebilir’ şeklinde sözler söyledi. Siz de o dönemde kamuoyunda tepki yaratan cinayetlerin ve suikastların askeri dava süreçlerine kamuoyu desteği sağlamak için düzenlenmiş birer komplo olduğunu düşünüyor musunuz?

“Olayı Dink davasına indirgemek küçültmek olur. Hrant Dink davası bence kişiselleştirilmiş davadır. Dink’in yazılarını, onun düşünce dünyasını kabullenmemek gibi bir nedenle yapılmıştır. Parelel yapı meselesinde ise devleti ele geçirme, ulusal güvenliği tehdit gibi büyük bir amaç var. Dink’in bu amacı gerçekleştirmelerini kolaylaştıracak devlette bir konumu yoktu ki. Bu teoriler parelel yapıyla mücadelenin hedefini saptırmadır. Mesela bu yapının parasal boyutu var.”


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler