Erdoğan, CHP'ye gitmiyor

Başbakan Tayyip Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykal'ın 'kameralı görüşme' talebininin siyasi ahlâka ters olduğunu söyledi ve ''görüşme için CHP'ye gitmiyorum'' dedi. Erdoğan 29 Ekim'de ABD'ye gidip gitmeyeceğiyle ilgili gazetecilerden gelen sorular üzerine, "Başka seçenek olmazsa ABD'ye giderim" dedi.

Erdoğan, CHP'ye gitmiyor
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 20.10.2009 - 09:33

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'te AKP Grup toplantısında yaptığı konuşmada, günlerdir beklenen Erdoğan-Baykal görüşmesine açıklık getirdi.

Başbakan Erdoğan davet mektubu ile ilgili süreci anlatırken, kendilerine yanıtın 4 gün sonra geldiğini söyledi. Baykal'a yazdığı mektuptan notlar veren Erdoğan, kendisine gelen yanıtı ise şöyle değerlendirdi: "Nezaket kuralları içinde bir mektup yazdım, çok hassas yazdım, burada incitir miyim diye çok dikkat ettim. Kamuoyu da mektubumu son derece ince samimi dille yazıldığı kanaatinde. Mektubuma karşı kimi zaman incitici kırıcı, haksız ithamları çok yakışık üslupları peş peşe sıralayan, nezaket kurallarının dışında bir cevabi mektupla karşılaştım. Sayın Baykal, uzun uzun süreci eleştiriyor, bir şey görüşmedik, ama süreci eleştiriyor. Eleştirilerini tamamen dedikodulara asılsız iddialara dayandırıyor, hızını alamayıp 'açılım politikasında hiçbir politikasında sizinle birlikte olmayacağımız açıktır' diye kestirip atıyor. Ne kaldı?"

Erdoğan, Baykal'ın kendisine gönderdiği mektubun son paragrafına dikkat çekerek, "Son paragrafında bütün siyasi geleneklere devlet geleneklerine parlamenter demokrasi teemmüllerine aykırı şekilde tv kameraları tarafından kayda geçirilmesi şartının olduğunu gördük. Sayın Baykal bir taraftan 'baş başa ikili bir görüşmeye hazırım' diyor, bir taraftan kamera şartını ortaya koyuyor" dedi.

Dünya da siyasi liderlerin bir araya gelerek baş başa görüştüğünü ifade eden Erdoğan, ancak bu görüşmelerin kamera karşısında olmadığını söyledi.

 

"Kamerayla görüşmek ahlaksızlık"

Baykal'ın, "kayıtlı" görüşme talebine sert çıkan Erdoğan şu eleştirileri getirdi:
"Bakınız ne bizde ne dünyanın herhangi bir ülkesinde liderlerin bir araya gelmesi baş başa görüşmesi ilk kez yaşanmıyor. Ama kamerayla bir görüşmeyi tespit ahlaksızlık olarak siyasi ahlaka diplomatik ahlaka aykırı olarak nitelendirilir. Biz bir basın toplantısı yapmıyoruz, basın toplantısını yaptığımız zaman çıkarız ekranların karşısına bütün kameramanların karşısına orada bunu yaparız. ihtiyaç hasıl olduğu zaman siyasiler bir araya gelirler, baş başa görüşme istenirse öyle olur, yanında tercüman gerekirse onlar gelir, yanında ikinci bir bakan gerekirse onu alır, not tutucu gerekirse o olur, Sayın Baykal bunları bilir dışişleri bakanlığı da yaptı, unutmuş mu acaba, bu görüşmeleri çok yaptı."

 

"Beynini yıkacayacak değiliz"

Erdoğan, rahat bir ortamda görüşmek istediklerini, demokrasinin gereğini yerine getirmek istediklerini kaydetti.

Erdoğan, "Ben oraya bu sürecin koordinatörü olan içişleri bakanımı yanımda getirmeyi planladım, yanımızda not tutucu da olur, notları alır, eğer gerekiyorsa birer tane de ses kaydı için o da konulabilir. Ama biri bizi gözetliyor mantığı içinde kameraların kurulmasını anlamak mümkün değil, böyle bir yaklaşım olur mu?" diye konuştu.

Televizyona şov programı yapıyor gibi üç beş kameranın önünde görüşmenin baş başa görüşme olmayacağını savunan Başbakan Erdoğan, Baykal'ın işi yokuşa sürdüğünü ileri sürdü. Erdoğan, "Bunlar baş başa görüşmede olmaz, açık söylüyorum bu tavır işi yokuşa sürmek, kapıları kapatmak bin dereden su getirmek ipe un sermektir. Sayın Baykal'ın, beynini yıkayacak değiliz, öyle bir kabiliyetimiz yok, hipnotize de edecek değiliz, büyü ya da sihir yapacak hiç değiliz. Görüşmenin sonrasında tam bir mutabakatı oluşmasını da beklemiyoruz. Ön kabuller çok ortada. Ama biz demokrasinin tabiatını yapalım dedik. İktidar ve muhalefet her konuda birebir düşünmek durumunda da değil, bu da normaldir, önemli olan müzakereye açık olmaktır" dedi

 

"Beyefendiler ziyaretimi kabul etmediler"

Daha önce de CHP'ye gittiğini hatırlatan Erdoğan, bu ziyaretin ikinci ziyaret olacağını söyledi. "Benim ziyaretimi beyefendiler kabul etmedi" diyen Erdoğan, "Ben mutlak manada mutabakat aramıyorum, demokrasinin bir şartı da değil, olmazsa olmaz şart değildir mutabakat. Biz geliriz görüşlerimizi anlatırız, sizi dinleriz, istişare ederiz, makul olanı biraz daha yakınlaşmak için bir adım atmış oluruz" diye konuştu.

 

Baykal kaçıyor

Baykal'ın görüşme ve mutabakattan kaçtığını öne süren Erdoğan, "Sanki gizli şeyler konuşuyoruz, milletten bir şeyler gizliyoruz. bu propagandayla siyaset yapmak kime ne yarar sağlar? Sayın Baykal bugüne kadar kimseyle görüşme yapmadı mı, bütün görüşmelerini kameralar önünde mi yaptı, Sayın Baykal acaba hiç bütün bunların yanında birebir görüşmelerinin dışında görüşmeler yapmadı mı? 'Kapalı kapılar arkasında görüşme yapamayız' diyor Sizin kapılarınız hep açık mı duruyor Sayın Baykal? Böyle bir çarpık anlayış olur mu?" dedi.

Baykal'ın tavrını hiç kimsenin haklı bulmadığını söyleyen Erdoğan, kamuoyunun hassasiyetini dikkate almadan siyaset yapılamayacağını ifade etti.

 

"Odana kamera yerleştir"

Erdoğan, "Meseleyi krize dönüştüren bir anlayışla nasıl mücadele edeceksiniz, madem bu kadar televizyon meraklısı odasını 24 saat kameraya açsın, partililer de genel başkanını 24 saat izlesin" diye konuştu. Erdoğan, Baykal'a "hayır" yanıtını şu sözlerle verdi:
"Biz hiçbir şeyi milletimizden gizlemedik, saklamadık. Sayın Baykal, gizli kapaklı şeyler konuşacak değildik, ancak görüyoruz ki buna ne hazır ne de açık. Madem kameraları çok arzu ediyorsun, zaten Meclis'e getiriyoruz, bir iki kamere karşısında değil yerli yabancı kameralar karşısında; sen çıkıp orada konuşursan ben de çıkıp konuşacağım, sen konuşmazsın ilgili arkadaşlarım bilgilendirmeyi zaten açık seçik yapacaklar, orada her şey şeffaf olacak, bu vesileyle sağ olasın belki bir çayına içerdik, mahrum olduk deyip kesinlikle ben de oraya gitmiyorum. "


Bahçeli'ye sert yanıt

Bahçeli'nin hafta sonu partisinin İstanbul İl Kongresi'nde yaptığı konuşmayı hatırlatarak, partisinin bölge milletvekillerine yönelik sözlerinin siyasi ahlaka uymadığını söyledi.

Erdoğan, "Arkadaşlarıma aslında ciddi manada saygısızlık ötesinde hakaret ediyor. Sayın Bahçeli, sizin yaklaşım tarzınızı kabul etmemiz zaten mümkün değil, sizin dilinizle size cevap vermeyi asla düşünmüyorum. Arkadaşlarımın ne karakterini ne cibilliyetini seninle hiçbir zaman ölçmem. Ne demek? Bunun testini yapmak sana ne zamandan beri düştü, böyle bir hakkı kendinde nasıl buluyorsun" dedi.

 

"Niçin sıralamaya giremediğin belli"

Bahçeli'ye seslenen Erdoğan, "Sen bu ifadelerinle hem bölgesel hem etnik hem dinsel milliyetçilik yapıyorsun, benim arkadaşlarıma bu saygısızlığın daniskasını ortaya koyuyorsun" diyerek konuşmasına şöyle devam etti:
"Niçin oralarda sıralamaya giremediğin belli, gidene gelinir, gitmeyene gelinmez. Kapısını açık tutanın kapısından girilir, açık tutmayanın kapısından girilmez. ikram etmeyene ikram olunmaz. ikram edene ikram olunur. Yolculuk edeceksin, oturacaksın ikram edeceksin, alışveriş edeceksin bunlar bizim için çok önemli, öçlülerde burada yatıyor. Terörden medet uman karanlık çevreler o zaman tutuşuyorlar. Bu mihraklar bir provakasyon tezgahlamaya çalışıyorlar."

 

PKK'lilerin gelişi

Erdoğan, dün bir grup PKK'lilerin Türkiye'ye gelişini anlamlı buldu. Erdoğan, bu grupla ilgili yargı sürecini değerlendirirken, bazı medya gruplarının bu sürecin İmralı'dan yönetildiğine ilişkin değerlendirmeleri de eleştirdi. Erdoğan, "Ben tabii o medya mensuplarını da bir şeyi hatırlatarak uyarmak istiyorum, adama sorarlar acaba 12 yıldır orda değil miydi, niçin böyle bir adım atılmadı, şu anda bu bir milli birlik sürecinin bir demokratik açılım sürecinin gereği olarak atılmış bir adımdır. Bu bir kardeşlik projesinin gereği atılmış bir adımdır" dedi.

Erdoğan, PKK terör örgütü üyelerine çağrıda bulunarak, "Burada ben gerek dağdakilere gerek Mahmur Kampı'nda olanlara gerek Avrupa'da olanlara hepsine çağrımı yineliyorum, vakit yitirmeden ülkelerine dönmelerini tavsiye ediyorum" dedi.

Gelenleri büyük bir coşkuyla karşılayan DTP'lilere de çağrıda bulunan Erdoğan, bunu bir siyasi şova dönüştürmenin sürece ve ülkeye katkı sunmayacağını savundu.

 

DTP sorumlu davranmalı

Erdoğan, şöyle dedi:
"Bu güzel manzarayı yine siyasi şova dönüştürmek isteyenlere de lütfen sorumlu davranınız diyorum. Burada bir siyasi şova ihtiyaç yok, devletin yetkili kurumları orada gerekli bir şekilde karşılar gerekli muameleler yapılır, sonra da serbest bırakılanlar serbest bırakılır, süreç başarılı bir şekilde devam eder, gerginlikle tahrikle bu sürece katkı sağlanmaz, tam tersine sürece zarar verilir, bu işi arzu edenler olduğu gibi arzu etmeyenlerin de olduğunu bilmelidirler. Çözümü zorlaştırmaktan başka hiçbir amaca hizmet etmez. Legal bir örgütün temsilcisi başkanı illegal bir örgüt adına konuşmamalıdır, konuşamaz. Bizim legal bir örgütle görüşmeye kapımız açıktır, illegal bir örgütlü konuşmaya asla. Bundan sonraki süreçte de aynı şekilde söylemeye devam edeceğiz. Bu yaklaşımımızın karşılık bulmasını temenni ederim."

 

Azerbaycan

Erdoğan, Ermenistan ile Türkiye arasında imzalanan protokolün ardından gerilen Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerine de dikkat çekti.

Erdoğan, daha önce de Azerbaycan'a süreçle ilgili gerekeni açıkladığını hatırlatarak, "Hükümetim ve şahsım Azerbaycan Milli Meclisi'nde yaptığım konuşmanın arkasındadır. Bizim Azeri kardeşlerimizin aleyhine olacak hiçbir adımı atmamız asla söz konusu değildir" dedi.

Ancak bu süreçte Türkiye ile Azerbaycan arasına nifak sokmak amacıyla fitne odaklarının da gayret içinde olduklarını, dedikodularla iftiralarla kamuoyunu yanıltmaya çalıştıklarına şahit olunduğunu belirten Erdoğan, "Benim vatandaşlarım da Azeri kardeşlerimiz de bu nifak girişimlerine prim vermesinler, aslı olmayan bu dedikodulara iftiralara lütfen kulak asmasınlar" diye konuştu. Erdoğan, şöyle dedi:
"Herkes şundan emin olsun, biz Azeri bayrağını Türk bayrağı gibi, Azeri topraklarını Türkiye toprakları gibi, aziz ve kutsal bildik, yine öyle biliriz. Bu ithamım ağırlıklı olarak Azerbaycan halkınadır. Bakü de yatan şehitlerimiz bunun şanlı şahitleridir, Azerbaycan'ın çıkarlarını Türkiye'nin çıkarlarından geride tutmayız, tutmadık, Azerbaycan'ın üzüntüsünü üzüntümüzü aynen Türkiye'nin üzüntüsü biliriz. Azerbaycan'ın sevinci bizim sevincimizdir. Kimse Türkiye'nin iyi niyetli duruşunu samimi çabalarını başka yerlere çekmesin, Türkiye'yi de test etmeye kalkmasın."

 

"Başka seçenek olmazsa ABD'ye giderim"

AA'dan alınan habere göre, Erdoğan, partisinin grup toplantısından sonra gazetecilerin, ABD ziyareti ile ilgili sorularını yanıtladı.

''ABD ziyareti ne zaman olacak?'' sorusu üzerine Erdoğan, ''Mümkünse dedik, 29'u olmasın'' dedi.

Başbakan Erdoğan, ''(Demokratik açılım süreci) Şimdiki açıklamanızdan anladık ki muhalefetsiz bir devam olacak...'' sözü üzerine, ''Öyle... Muhalefet derken, muhalefet sadece bunlar değil ki. Yani ben yöneticilerin muhalefetini, halkımın muhalefeti olarak görmüyorum'' dedi.

Erdoğan, ''Seçenek olmazsa 29'unda ABD'ye gitmeyi düşünüyor musunuz?'' sorusuna ise ''O zaman gidebilirim tabi'' yanıtını verdi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler