Erdoğan: Eksiklerimiz oldu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ulusa Sesleniş" konuşmasında Van'daki deprem sonrası yapılan çalışmalarda aksaklıkların, eksikliklerin yaşandığını söyleyerek, müdahalelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Erdoğan'ın gündeminde terörle mücadele de vardi.

Erdoğan: Eksiklerimiz oldu
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 30.10.2011 - 21:38

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında yurttaşlara seslendi.

Erdoğan, konuşmasının başında, 23 Ekim Pazar günü Van'da meydana gelen depreme değindi. Erciş başta olmak üzere çevre iller ve köylerde de yıkım ve hasara yol açan bu depremin, herkesi derinden sarstığını söyleyen Erdoğan gönderilen taziye mesajları, geçmiş olsun dilekleri ve yardıma koşan ülkeler için dost ve kardeş ülke halklarına teşekkür ettiğini söyledi. Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğunu ve depremle yaşamaya bu duruma uyum göstermeye mecbur olunduğunu vurgulayan Erdoğan, "Zira, depremleri önlemenin, yerkürenin hareketlerini engellemenin, fizik kanunlarını değiştirmenin, böylesi tabii afetlerin önüne geçmenin imkanı bulunmuyor. Maalesef, her toplum, her ülke bu acı tecrübeleri yaşıyor, yaşamak zorunda kalıyor. Ancak, bu tecrübelerden dersler çıkarmak, depremin yaralarının sarılmasında en doğru yöntemleri bulmak mecburiyetindeyiz. Nitekim bu son hadisede, geçmişte yaşadığımız acı tecrübelerden büyük oranda dersler çıkarıldığına, geçmişteki hataların tekrar edilmediğine, çaresizlik ve aşırı panik yaşanmadığına şahit olduk" dedi.
 

Van'da yapılan çalışmalar

Erdoğan kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri, sağlık kuruluşları, yerel yönetimler, arama kurtarma ekipleri, yardım kuruluşları ve güvenlik güçlerinin ivedilikle bölgeye intikal ettiklerini ifade ederken "Her ne kadar aksaklıklar, eksiklikler olsa da, gerekli teçhizatlar, yardım malzemeleri süratle afetzedelerle buluşturuldu, bölgedeki yaralar bir an evvel sarılmaya başlandı" diye konuştu. Deprem anından itibaren, ilgili bakanların, Van milletvekillerinin ve ilgili kurumların derhal deprem mahalline doğru harekete geçtiklerini hatırlatan Erdoğan yapılan çalışmalarla ilgili şunları söyledi:

"İlk etapta, Başbakanlık kaynaklarından 13 milyon Lira'yı bölgede yaraların sarılması, ihtiyaçların giderilmesi için seferber ettik. Başbakanlık hesabına vatandaşlarımızın yaptıkları yardım yaklaşık 22 milyon Lira rakamına ulaştı. Bütün bakanlıklarımız, Türk Kızılay'ı, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığımız, Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, Emniyet Genel Müdürlüğümüz, Türk Hava Yolları. Burada tek tek ismini sayamayacağım her kurumumuz, depremle ilgili olarak tedbirlerini aldılar, harekete geçtiler ve çalışmaların içinde bulundular. Çadır ve battaniye dağıtımından günlük gıda teminine, sağlık hizmetlerinden psikolojik desteğe, ısınmadan eğitime, tarımdan maliyeye kadar her alanda, ama her alanda geniş spektrumlu bir yaklaşımla bölge insanının elinden tuttuk, tutacağız. Kusurlarımız elbette oldu. Elbette anında bütün ihtiyaç sahiplerine ulaşmak mümkün olmadı. Ancak, böyle büyük ve geniş çaplı bir afette, bu tür aksaklıkların yaşanması takdir edersiniz ki gayet tabiidir. Nitekim, zaman ilerledikçe bu aksaklıklar da giderilmiş, en ücra köşeye kadar ihtiyaç sahiplerine ulaşılmıştır. Dikkatinizi çekiyorum: Deprem anından itibaren, 4.000'e yakın kamu görevlisi, 500 civarında sivil toplum örgütü gönüllüsü, kamuya ait 600 iş makinesi ve araç, 1.000'e yakın sağlık görevlisi, 7'si hava ambulansı olmak üzere 146 ambulans, 78 uçak bölgede faaliyet gösterdi. 30.000'den fazla çadır, 130.000 civarında battaniye depremzedelere teslim edildi. 11 seyyar hastane bölgeye sevk edildi, 4 tanesi şu anda faaliyet gösteriyor, ihtiyaç halinde diğer 7 tanesi de faaliyete geçecek."
 

Yurttaştan sabır istedi

Başbakan Erdoğan yürütülen yardım organizasyonlarının hükümetin Van'daki deprem için acil olarak gerçekleştirdiği çalışmaların sadece bir kısmı olduğuna da vurgu yaptı. "Bizim hükümetimiz kimsesizlerin kimsesi olacaktır" iddiası ile yola çıktıklarını anımsatan Erdoğan, "Hükümetimiz döneminde hiçbir vatandaşımız aç ve açıkta bırakılmayacak, hiçbir insanımız sahipsiz kalmayacaktır. Yetimlerin, yoksulların, acizlerin ve muhtaçların yanında yer alacağız, onların yar ve yardımcısı olacağız dedik. Deprem bölgesinde bu iddiamızı bir kez daha teyit ettim:"Bu kış günü hiçbir vatandaşımızı açıkta bırakacak değiliz" dedim. Yine söylüyorum: Bütün vatandaşlarımız müsterih olsunlar; devletimizin tüm imkânları insanımızın hizmetindedir. Geçici çadır kent, Mevlana evleri, Konteynır kentlerle kalıcı konutlara taşınacağız" dedi.

Erdoğan vatandaşlara biraz daha sabırlı olmaları çağrısında bulunurken, "Sizlerden biraz daha sabır istiyorum. Zira kalıcı konutları 24 saatte kurmak mümkün değil. Onun çin burada Elazığ'da olduğu gibi Erzurum'da olduğu gibi, Bursa'da olduğu gibi 6 ay 8 ay gibi bir zamana ihtiyacımız var" dedi.
 

"Asıl yıkım gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olması"

Türkiye'nin deprem kuşağı üzerinde fay hatlarının bulunduğu bir bölgede olduğunu da anımsatan Başbakan Erdoğan, bugüne kadar yaşanan afetler, sel felaketleri, depremlerin bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kaçınılmaz olarak yaşanabileceğine dikkat çekti. Erdoğan önemli olanın bu tür afetler karşısında her an tedbirli olmak ve anında müdahale etmek olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

"Bizi asıl yıkan, bize asıl zarar veren, depremin kendisinden çok, depreme karşı gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olmasıdır, felaketlere karşı gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olmasıdır. Van depreminde bunu bir kez daha tecrübe ettik. Yapılan onca uyarıya, yaşanan onca acı tecrübeye, ödenen onca ağır bedele rağmen, tedbirin elden bırakıldığına, çürük binaların inşa edildiğine, nerede yapılacak nerede yapılmayacak buna dikkat edilmeden binaların inşa edildiğine, çürük binalarda yaşandığına şahit olduk, hala da oluyoruz. Yıkılan binalar, enkazlar her şeyi ayan beyan ortaya koyuyor. Beton bina adı altında adeta kumdan kaleler, kumdan binalar, kumdan meskenler inşa ediliyor. Binaların kalitesiz malzemeyle yapılması yetmezmiş gibi, daireyi, dükkânı, mağazayı genişleteceğim düşüncesiyle binalardaki taşıyıcı sütunlar kaldırılıyor, kolonlar kesiliyor. Belediyeler de, müteahhitler de, denetim elemanları da, bu ihmallerin cinayetle, intiharla eşanlamlı olduğunu artık kabul etmek durumundadır."
 

"Yaramıza tuz basıyor"

Bazı sosyal paylaşım siteleri ve televizyon kanallarında görülen ayrımcı tutum ve tavırlara da "yaramıza tuz basıyor" sözüyle değinen Erdoğan, "Allah'a hamdolsun. Milletimiz, bu ırkçı, ayrımcı, bölücü tavır ve imaların hiç birine prim vermedi. Van depremiyle yer sarsılırken, bizim kardeşliğimiz, uhuvvetimiz, muhabbetimiz daha bir pekişti, daha bir güçlendi. Bu felaket vesilesiyle bir kez daha samimiyetle kucaklaştık. 780 bin kilometrekarenin nasıl bir ve bütün olduğunu, dosta da, düşmana da bir kez daha gösterdik. Hiçbir tahrike prim vermedik. Hiçbir provokasyona aldanmadık. Kalbimize kara düşürecek hiçbir imaya, kardeşliğimize halel getirecek hiçbir tavra, birliğimizi lekeleyecek hiçbir fitne ve fesada eyvallah demedik. Böyle günler, dayanışmanın sınandığı, kalplerin imtihan edildiği günlerdir. Allah'a şükürler olsun ki, bu millet, bir kez daha imtihanı geçmiştir" diye konuştu.

Mehmet Akif Ersoy'un "Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz. Gelmişiz dünyaya, millet, milliyet nedir öğretmişiz" dizelerini okuyan Erdoğan "İşte Van depremi, bu milletin dünyaya, milletin ve milliyetin ne olduğunu öğrettiği bir nasihat olmuştur" dedi. Siyasi parti liderlerin de bu tavırlar karşısındaki açıklamalarından dolayı teşekkür eden Başbakan Erdoğan bu dayanışma ortamının 365 gün boyunca siyasi atmosfere hakim olmasını temenni ettiğini sözlerine ekledi.


Terör

Başbakan Erdoğan, konuşmasında terörle mücadelede kapsamında gerçekleştirilen operasyonlar ile diplomatik temaslara da değindi.

Güvenlik güçlerinin bir süredir koordineli şekilde yürüttüğü operasyonların saldırıların ardından yoğunlaştığına dikkat çeken Başbakan Erdoğan, "Gerek Türk silahlı kuvvetlerimiz gerek polisimiz emniyet güçlerimiz el ele omuz omuza dayanışma içerisinde bu mücadeleyi sürdürüyorlar. Çukurca ve çevresi başta olmak üzere yurt içinde ve sınır ötesinde sürdürülen hava destekli kara operasyonu an be an hedefine ulaşıyor. Terör örgütü önemli kayıplara uğratılıyor" dedi.
 

"Örgütü oksijensiz bırakmak için tedbirleri alıyoruz"

Başbakan Erdoğan, terörle mücadele kapsamında operasyonların yanı sıra diplomatik temasların da yürütüldüğünü kaydederken geçtiğimiz günlerde Irak Bölgesel Yönetimi eski Başbakanı ve KDP Başkan Yardımcısı Neçirvan Barzani, Mesut Barzani ve İran Dışişleri Bakanı Salihi ile yapılan görüşmeleri hatırlattı. "Terörün propagandasını engellemek, terör örgütünü oksijensiz bırakmak için her türlü tedbiri alıyoruz" diyen Erdoğan, bunu yaparken hiçbir kesimi ötekileştirmediklerinin, hiçbir kesime önyargıyla yaklaşmadıklarının altını çizdi. Erdoğan şunları söyledi:

"Bu ülkenin insanlarının bütün hayal kırıklıkları, bütün gönül kırgınlıkları, bütün vicdan yaraları sevgiyle, kardeşlikle, şefkatle iyileştirilecek. Daha fazla adaletle, daha fazla demokrasiyle, daha fazla özgürlükle bu ülke bir uçtan bir uca bir daha kararmamak üzere aydınlanacak. Zira terörün panzehiri daha fazla demokrasidir. Terörün çaresi insan haklarında, hukukta, adalette, özgürlükte, demokraside sebat etmek, ilerlemek, daha müreffeh bir toplum olabilmektedir. Onun için, terör örgütü mevcudiyetini korumak adına, gerçekte milletimizin kardeşliğini, Türkiye'nin değişim umutlarını, demokrasimizi, hukukumuzu hedef almaktadır. Bu kirli odaklar Türkiye'nin gelişmesini, özgürleşmesini, demokratikleşmesini, huzur ve istikrar içinde kardeşçe müşterek bir geleceğe yürümesini istemiyorlar. Bu ülkenin büyümesini, güçlenmesini, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olmasını, haklının yanında yer alıp haksıza karşı çıkmasını istemiyorlar. Ancak bu kirli hesap tutmayacak, terörden medet umanlar maksatlarına asla ulaşamayacaklar. Kimsenin ama kimsenin bu ülkenin bahtını karartmasına izin vermeyeceğiz. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi onların kirli hesaplarına kurban etmeyeceğiz. Bu ülkenin huzur ve istikrarını bozdurmayacak, milletimizin değişim iradesini sekteye uğratmayacağız. İnsanlarımızın gelecek umutlarını söndürmelerine asla göz yummayacağız. Terör illetini bu ülkenin gündeminden de, bu milletin yakasından da mutlaka ama mutlaka söküp atacağız. Milletimiz mutlu ve müreffeh yarınlara ulaşma azmiyle çıktığı bu yoldan asla geri dönmeyecektir. Ne demokrasimizi geliştirmekten, ne adaleti tartışılmaz biçimde tesis etmekten, ne özgürlükleri genişletmekten vazgeçeceğiz. Demokrasi açılımlarımızdan, barış ve kardeşlik projelerimizden, ülkemizin her köşesini imar edecek atılımlardan da asla ve asla geri adım atmayacağız."
 

Yeni anayasa

Başbakan Erdoğan konuşmasında yeni Anayasa çalışmalarının da bir süredir TBMM'de devam ettiği vurgularken bu süreci Türkiye'nin geleceği açısından hayati öneme haiz gördüklerini ifade etti. Bugünün şartlarına uyumlu, daha demokratik, daha adil, daha özgürlükçü bir anayasanın Türkiye'nin aydınlık yarınlarına giden yolda çok önemli bir kilometre taşı olacağını belirten Erdoğan, "Bütün siyasi partilerimizin konuya gereken hassasiyet çerçevesinde yaklaşacağına ve yeni Türkiye'ye yakışan anayasanın hazırlanmasına değerli katkılar sağlayacaklarına inanıyoruz. Konunun sadece siyaset zemininde değil, her zeminde bütün boyutlarıyla tartışılarak olgunlaştırılması gerektiğine inanıyoruz. Hukukçularımız, aydınlarımız, sivil toplum kuruluşlarımız, medyamız ve tek tek her bireyimiz bu meselede sorumluluk üstlenmeli, yeni anayasanın oluşumuna katkı vermelidir. Türkiye'yi geleceğe taşıyacak bir anayasanın oluşması için bu ortak aklın oluşmasına ihtiyacımız var" dedi.




 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler