Erdoğan: İmam hatiplerle uğraşma

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan seçim çalışmalarını Aksaray'da sürdürdü. Partisinin mitingine katılan AKP lideri, Kılıçdaroğlu'na "Haddini bil, imam hatiplilerle uğraşma" dedi.

Erdoğan: İmam hatiplerle uğraşma
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 26.05.2011 - 11:23

Büyük Anadolu Oteli'nde düzenlenen Türkiye Otobüsçüler Federasyonu(TOFED) 4. Genel Kurulu'na katılan Başbakan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, Genel Kurul'un, sektöre, ekonomiye, Türkiye'ye ve millete hayırlar getirmesini diledi. Ankara'da yapılacak projelere ilişkin önceki gün düzenlenen toplantıyı hatırlatan Erdoğan başkentin sanayisini, ticaretini, turizmini, özellikle de vizyonunu ve kentleşme perspektifini köklü şekilde değiştirecek bu projeler arasında, ulaştırmanın ayrı bir yer tuttuğunu söyledi.

Türkiye'nin tamamının, karayolları ağırlıkta olmak üzere, demiryolu, hızlı tren hattı ve havalimanı noktasında büyük bir şantiyeye dönüştüğünü ifade eden Erdoğan, ulaştırma noktasında 2023 hedeflerini ilan ettiklerini, 2023 yılına kadar 15 bin kilometre daha bölünmüş yolu Türkiye'ye kazandıracaklarını da sözlerine ekledi. Seyahat özgürlüğü, bilgi alışverişi, hızlı ulaşım, kültür alışverişi gibi boyutlarıyla değerlendirdiğinde yolun bizzat demokrasiyle de alakalı, doğrudan ilgili olduğunu belirten Erdoğan baskıcı, otoriter idarelerin, seyahat özgürlüğünü kısıtladığını ifade ederek şöyle devam etti:

"1940'larda tırnak içinde söylüyorum 'sakıncalı' görülen insanların bir yerden bir yere gitmesi izne bağlanmış, belli şehirlerden çıkış, belli şehirlere giriş izne tabi tutulmuş, belli aileler de zorla göç ettirilmiştir. Yol, seyahat özgürlüğünün teminatı olarak, işte bu tür baskıcı zihniyetlerin de geri gelmemek üzere tarihe karışmasını sağlamıştır. Ben, inşa ettiğimiz tüm bu yolların, sadece ulaşıma katkı sağladığına inanmıyorum. Bu yollar, Türkiye'nin şehirlerini, insanlarını, aileleri, farklı kültürleri, farklı düşünceleri birbirine bağlıyor. Bu yollar, ticaretin, sanayinin, ihracatın çok daha fazla şekilde yaygınlaşmasına zemin hazırlıyorlar."
 

"Zaten iktidar olamayacaksın"

Başbakan Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na da göndermelerde bulunduğu konuşmasında her alanda iddialı konuşmayı sevmediğini belirtti. Kılıçdaroğlu'nun "terörü çözeceğiz" sözlerine tepki gösteren Erdoğan, "Birileri bugünlerde çıkıyor, çok iddialı laflar edebiliyor. 'Ben terörü çözerim' diyor. Çözersin madem ver sihirli değneği bize de biz hemen bunu yapalım. Niye geciktiriyorsun? İlla iktidar olduğun zaman çözmen mi lazım. Sen zaten iktidar olamayacaksın, söyle bu sihirli şeyi de bunu biz çözelim, geciktirmeyelim" diye konuştu.
 

Karadan hac

"Karadan hac" konusuna da değinen Erdoğan, bu konuda öncelikle yol güvenliğinin esas olması gerektiğine vurgu yaptı. Yol güvenliği yoksa buna ruhsat verilemeyeceğini ifade eden Erdoğan, "Önce yol güvenliğini sağlamanız lazım. Şu anda Ortadoğu kaynıyor. Irak'tan mı Suriye'den mi Ürdün'den mi, hepsi felaket. Allah göstermesin bir kardeşimizin canı yandığı zaman tutuşuyoruz. Hac kervanında böyle bir olay olursa bunu neyle izah ederiz. Yol emniyeti temin edildiğinde ilk atacağımız adımlardan biri karayoluyla haccı sağlamaktır" dedi.

 

Erdoğan Niğde'de

Erdoğan, partisince Niğde Hükümet Konağı önünde düzenlenen mitingde halka seslendi.
AKP iktidarının yaptıkları hizmetleri anlatarak, ''Biz laf üretmiyoruz. Biz iş üretiyoruz. Biz hizmet üretiyoruz. Biz teknoloji, bilgi üretiyoruz'' diyen Erdoğan, "Biz eserlerimizle, hizmetlerimizle, inşa ettiğimiz yollarla, hastanelerle, okullarla, üniversitelerle konuşuyoruz'' ifadelelirini kullandı.

Erdoğan, ''Aslında, biz eserlerimizi anlatmıyoruz; eser, müessiri zaten anlatıyor, eserlerimiz bizi anlatıyor. Şu yollar, şu hastaneler, üniversiteler, okullar, gözlerinden umut fışkıran çocuklar bizi anlatıyor. Değişen, dönüşen, kalkınan, uluslararası itibarı artan Türkiye, aslında bizi anlatıyor'' diye konuştu. ''Sayın Bahçeliye sorun bakalım'' sözleri üzerine meydandakilerin ''yuh'' çekmesi üzerine Başbakan Erdoğan, ''İnanın yuhalamaya gerek yok, asıl yuhu 12 Haziranda sandıkta ortaya koyacaksınız'' dedi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

''Sorun Bahçeli'ye, ANKA ne demek, MİLGEM ne demek, ATAK ne demek? Sayın Kılıçdaroğlu'na sorun bakalım, sorun, sorun, duble yol ne demek, hızlı tren ne demek, hastanelerin birleşmesi ne demek? Bilmezler, çünkü böyle bir muhayyile yok. Böyle bir vizyon yok. Bunlar yapmayı bilmez, yıkmayı bilir, bozmayı bilir. İşte SSK;da 8 yıl genel müdürlük yapmadı mı? SSK'da Genel Müdürlük yaptığı zamanlarda 90'lı yılları bir hatırlayın bakalım. Hastanelerde doktor muayenesinde ne çileler çekiyorduk. Anamızı ağlattılar değil mi? İlaçlarımızı alabiliyor muyduk? Reçeteyi uzat, ilacın ikisi var ikisi yok, biri var, üçü yok. Peki şimdi istediğin hastaneye gidebiliyor musun? İlacını alabiliyor musun?

Yıllar önce Tokat'a giderken trafik kazası geçirdim Gerede'de ve bizi önce Gerede'ye götürdüler. Bize bakacak doktor yok. Yanımıza bir hemşire bile veremediler o zaman... 5 arkadaşız, hepimiz kan revan içindeyiz, büyük bir kaza, ölümden döndük. Çok ilginçtir Gerede'den en sağlam olan arkadaşımızın eline serumları tutuşturdular bizi de üst üste paketlediler. Oradan Bolu'ya. Bolu'ya götürdüklerinde, ilk hastane sordu, hayal mayal duyuyoruz, 'sigorta mı emekli sandığı mı?' Meğer bizi devlet hastanesine götürmüşler. SSK'lı deyince 'alamayız' dediler oradan SSK Hastanesine götürdüler. Şimdi böyle bir ayrım var mı? Hastanelerin hepsini biz birleştirdik.

Bu Bay Kemal ve partisi, bu birleşmeye de karşı çıktı. Ama biz hepsini birleştirdik. Özele dedik ki 'senden de hizmet alırız.' Benim vatandaşım istediği hastaneye gidiyor mu? Devletine de özeline de. İlaçlarını rahat alıyor. İşte insana değer vermek bu. İnsana önem vermek bu. Çıkıyor konuşuyor televizyonlarda, Kılıçdaroğlu konuşuyor, 'insan bunun neresinde' diyor. Çıkıyor, 2,5 yaşındaki bir yavruyu istismar ediyor duruyor. Bu yavruyu istismar etmekten artık bıkmadın mı?

Yani oranın belediyesi de CHP'li... Senin CHP'li belediyen ne iş yapar? Sen bu çocuğun durumunu biliyorsaydın sen yardımcı olsaydın, bize haber verseydin. Haberimiz olmamış olabilir. Bunu gören zat, kendi döneminde ölülerimizi rehin alıyorlardı. Sen neyi konuşuyorsun? Sen önce haddini bil. Siz bu ülkede insana değer vermediniz.''
 

''Boynuz kulağı geçmiş"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, vatandaşa ''bana bir 500 gün verin, bütün vaatlerimi yerine getireceğim'' dediğini anımsatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Tanıdık geldi mi bu söz size? Hatırlıyor musunuz? Hatırlıyorsunuz... Şimdi bu da ezber yapıyor, dersini maşallah iyi öğreniyor... Dün çıktı, 500 günü 4 aya indirdi... 'Verdiğimiz sözleri yerine getirmezsem, ilk 4 ay içinde siyaseti de genel başkanlığı da bırakacağım'' diyor. 500 gün indi 4 aya, yani 120 güne... Maşallah, boynuz kulağı geçti. Talebe, hocasını aştı...

Seçime daha 17 gün var. Ben inanıyorum ki bu süreyi CHP Genel Başkanı 30 dakikaya kadar indirebilir. Dilin kemiği yok. Hele Sayın Kılıçdaroğlu'nda hiç yok. Nasıl olsa çark etme rekoru 30 dakika. Sayın Kılıçdaroğlu, televizyon programında ne diyor, 'YÖK'ü kaldıracağım.' 30 dakika sonra ne diyor, 'bedelli askerlikten alacağım parayı YÖK'e aktaracağım.' Bu nasıl iş? Az önce YÖK'ü kaldırmıştın. 30 dakika sonra gelen parayı oraya aktarıyorsun. Olmayan bir şeye para aktarılır mı. Ama Kılıçdaroğlu aktarır. Niye? Omurga yok, kemik yok, hiçbir şey yok.

Bak, Antalya orada duruyor. Antalya;da 2009 seçimlerinde aklınıza ne gelirse vaat ettiniz. Elektrik bedava, su bedava, hava bedava, süt bedava, maaş, sigorta bedava... Antalyalı bedava yaşayacak... Ne oldu? Bol keseden atıp tutan o Belediye Başkanı, şimdi 'elimde sihirli değnek yok' dedi, kenara çekildi. İşte CHP budur. Bu, bir CHP klasiğidir. CHP, ne zaman iktidarın ucundan tuttuysa, ülkenin dolu hazinesini boşaltmıştır. Benim kamyoncu kardeşim bilir. Bu CHP de MHP de beşinci viteste giden arabayı, her seferinde geri vitese takmış, şanzımanı dağıtmış.''

 

''Okullardan kara tahtayı kaldırıyoruz"

AKP hükümeti döneminde eğitime yapılan yatırımlar, öğrencilere verilen bursları anlatan Başbakan Erdoğan, ''Artık okullardan kara tahtayı kaldırıyoruz, okullarda akıllı tahtaya geçiyoruz, akıllı tahta, bilgisayar donanımlı. Sizlere akıllı tahtaya geçerken birer tane de elektronik kitap vereceğiz'' dedi.

Alandakilere verilecek elektronik kitabı göstererek beğenip beğenmediklerini soran Erdoğan, alandakilerin beğendiklerini ifade etmeleri üzerine, ''4 yıl içinde bu proje tamamıyla hayata geçecek. Türkiye'nin genelinde zengin fakir ayrımı yapmaksızın ücretsiz olarak bunları dağıtacağız'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, bu hizmeti yurt dışındaki öğrencilerin imkanlarından Türkiye'deki çocukların da yararlanması için yapacaklarını vurguladı.

AKP hükümeti döneminde Niğde'de yapılan yatırımlar ile sunulan hizmetler hakkında da bilgi veren Erdoğan, Niğde'de başlattıkları 3 bin 456 konut uygulamasından 2 bin 560'ını sahiplerine teslim ettiklerini söyledi. Erdoğan, ''Sayın Bahçeli diyor ki 'TOKİ 100 tane, 130 tane, 140 tane konut yapıyor. Ayıptır ayıp, utan, utan. Türkiye'de ne olduğundan haberin yok. 490 bin şu anda konut inşası var, 360 binini sahiplerine teslim ettik Sayın Bahçeli. Kendisi TOKİ'den sorumlu başbakan yardımcısıydı, kendisine buradan çağrı yapıyorum; görevinde kaç tane TOKİ konutu yaptın onu açıkla. Sayın Bahçeli açıkla, 3,5 senede kaç tane konut yaptın açıkla. Sen ne yapacaksın? İş bilenin kılıç kuşananın. Bu iş öyle sıradan, herkesin yapacağı bir iş değil. Bu heyecan ister, bu aşk ister, bu sevda ister, bu dertli ister, dertli'' diye konuştu.

Seçime 16 gün kaldığını anımsatan Erdoğan, alandakilerden kapı kapı dolaşarak AKP hükümetinin hizmetlerini anlatmalarını istedi. Alandakilerle ''Beraber yürüdük biz bu yollarda'' şarkısının sözlerini de söyleyen Başbakan Erdoğan, ''Günümüz kutlu olsun, 12 Haziran ülkemiz, Niğdemiz, milletimiz için aydınlık yarınlara vesile olsun. Yeni anayasa, temel hak ve özgürlükler için bir milat olsun'' ifadelerini kullandı.

Alandakilerden seçime kadar gece gündüz, dağ taş demeden çalışmalarını isteyen Erdoğan, ''Biz gönül insanıyız. Gönülleri fethederek halledeceğiz'' dedi.  Başbakan Erdoğan, konuşmasını Necip Fazıl Kısakürek'in ''Sakarya Türküsü'' şiirinden ''Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya; Yüzüstü çok süründün, ayağa kalk, Sakarya'' dizeleri ile bitirdi.

 

Erdoğan Aksaray'da

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''OBA'' helikopteri ile saat 17.35'de Aksaray'a geldi.
Başbakan Erdoğan'ı taşıyan helikopter, Aksaray Polis Meslek Yüksekokulu helikopter pistine indi.

Erdoğan'ı, Vali Orhan Alimoğlu, eşi Rana Alimoğlu, AK Parti Aksaray milletvekilleri Ali Rıza Alaboyun, Ruhi Açıkgöz, İlknur İnceöz, Belediye Başkanı Nevzat Palta ve öteki ilgililer karşıladı.

Erdoğan ile birlikte kızı Sümeyye Erdoğan ve Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan da Aksaray'a geldi.

Başbakan Erdoğan, seçim otobüsüne binerek Aksaray Hükümet Meydanı'ndaki miting alanına hareket etti.

Partisince Aksaray Hükümet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslenen Erdoğan, konuşmasına 12 Eylül halkoylamasında yüzde 76.7 oranında ''evet'' oyu veren Aksaraylıları teşekkür ederek başladı.

''3 Kasım'dan bugüne her seçimde siz bize çok güçlü destek verdiniz. Siz bize güvendiniz, bize itimat ettiniz, bizden hayır dualarınızı eksik etmediniz'' diyen Erdoğan, ''Biz, birbirimizle, lisan-ı hal ile, gönül diliyle konuşuruz. Biz, birbirimizle, Aksaray'da da makamı bulunan, Yunus Emre'nin süt gibi temiz Türkçesiyle konuşuruz'' diye konuştu.

Milletle aynı istikamete baktıklarını, aynı istikamette yürüdüklerini, AKP'nin rotasını çetelerin, elitlerin, siyaset dışı güç odaklarının değil, sadece ve sadece milletin çizdiğini, milletin çizmeye devam edeceğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
''AK Parti milletin partisidir, AK Parti 81 vilayetin, 780 bin kilometrekarenin, birileri bir etnik unsurun adını ortaya atıyor, bir başkası 'sahillerin, kumsalların partisiyim' diyor, ama AK Parti 780 bin kilometrekarenin partisi, 74 milyonun partisidir. Çünkü biz hepinizi sevdik, ayırt etmedik. Batı'ya da, Doğu'ya, Kuzey'e, Güney'e eşit mesafede durduk. Biz bu ülkede Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abhazı, Gürcüsü bütün kardeşlerimizi... Yaratılanı, Yaradan'dan ötürü sevdik. Biz, asla etnik milliyetçilikten yana olmadık. Kürt kardeşlerimin temsilcisi diye ortaya çıkanların Kürtlerle alakası yok. Bunların terör örgütüyle alakası var. Biz bugüne kadar, ret, inkar, asimilasyon bunların hepsini aştık, yıktık. Çünkü biz bütün imkanları sağladık, getirdik. Biz Güneydoğu'da da Doğu'da da her yerde Kürt kardeşlerimizin sorunların çözdük, çözüyoruz. Öbür tarafta Türk kardeşimin, Lazın, Gürcünün, Abhazın, Romanın da hepsinin. Batı, Doğu, Kuzey, Güney bizim için hepsi bir, biz bunu başardık, bunu getirdik.''

"Ustalık dönemi" için ruhsat istedi

Aksaray'ın 10 yıl önceki halinin il görüntüsünde değil, kasaba, ilçe görüntüsünde olduğunu belirten Erdoğan, ''Şimdi Aksaray ne oldu, şimdi gerçek manada, adıyla, sanıyla her şeyi ile bir il oldu, daha da iyi, güzel olacak. İsmimiz de uyuyor değil mi? AK Parti, Aksaray'ın partisi'' dedi.

Yunus Emre'nin Aksaray'da bir makamı bulunduğunu, Taptuk Emre'nin de 40 yıl boyunca Yunus Emre'nin dergahında kaldığını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Ne yaptı Derviş Yunus? Tam 40 yıl boyunca, Taptuk Emre'nin dergahına düzgün odun taşıdı. Kendisine sordular, 'dağda eğri odun yok mu' dediler. 'Dağda eğri odun çok, ama bu kapıya eğri odun yakışmaz' dedi. Ne güzel söylüyor Yunus Emre, 'Hak'tan gelen şerbeti, içtik elhamdülillah. Şol kudret denizini, geçtik elhamdülillah. Kuru idik, yaş olduk, kanatlandık, kuş olduk. Birbirimize eş olduk, uçtuk elhamdülillah. Dirildik, pınar olduk; irkildik, ırmak olduk. Artık denize dolduk, taştık elhamdülillah. Taptuğun tapusuna, kul olduk kapısına. Yunus miskin çiğ idik, piştik elhamdülillah.'
Başka söze gerek var mı? Bunun üstüne söz var mı? Biz, sizin ocağınıza eğri odun taşımadık, taşımayız. Biz Mevlana gibi 'hamdım, piştim, yandım' diyoruz. Biz çiğ idik, sizin dergahınızda piştik. Biz sizin hizmetinizde, sizin emrinizde çıraklığı, kalfalığı geçtik. İşte şimdi ustalık dönemine giriyoruz. Şimdi ustalık dönemi için sizlerden ruhsat istiyoruz. Aksaray bize bir kez daha bu ruhsatı verecek mi? Aksaray bir kez daha AK Parti diyecek mi? Aksaray, istikrara, demokrasiye, hukuka destek olacak mı? Elhamdülillah, bu iş olmuştur, bu iş tamam.''

Partisince Aksaray Hükümet Meydanı'nda düzenlenen mitingde vatandaşlara seslenen Erdoğan, seçim için kendisinin ve arkadaşlarının il ve ilçeleri dolaştığını, partililerin de kapı kapı dolaşması gerektiğini belirterek, ''Sizin alın teriniz, bu hamurun mayası, her şeyi, o mayaya ihtiyacımız var'' dedi.

 

12 Haziran seçimlerinin AKP iktidarının başladıklarını bitirmek için yeni bir başlangıç olacağını ifade eden Erdoğan, ''12 Haziran, 2023 hedeflerimizin atılım noktası olacak. 12 Haziran, daha büyük projelerin, devasa yatırımların start alacağı tarih olacak. En önemlisi, 12 Haziran, yeni bir Anayasa için, demokrasi için, kardeşliğimizin daha da pekişmesi için, özellikle de çetelerle mücadele için bir milat olacak'' diye konuştu.

İktidarı 3 Kasım 2002 seçimlerinde MHP-DSP ve ANAP koalisyonundan aldıklarını, beş yıllığına iktidara seçilen MHP'nin ancak iktidarda üç buçuk yıl kalabildiğini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''MHP üç buçuk yılda ne yaptı? Götüremedi işi, kaçtı gitti. Sen kaçıp giden bir partisin, şimdi hangi yüzle milletin huzuruna geliyorsun. Beş yıl yönetemedin, hangi yüzle 2023'ü konuşuyorsun. 2023 büyük düşünenlerin, hizmet ehlilin işidir, kaçıp gidenlerin değil, Türkiye'yi büyütenlerin işidir. MHP'den aldığımızda iktidarı milli gelir kaçtı 230 milyar dolardı. Küresel krize, finans krizine rağmen şu anda bizim milli gelirimiz 740 milyar dolar oldu. 230 milyar dolar nere, 740 milyar dolar nere. Neredeyse bire üç artış var. Devletin borçlanma faizi neydi biliyor musunuz? MHP borç da alamıyordu, kredi veren yoktu. Yüzde altmış üç faizle borçlanıyordu, şu anda yüzde yedi. Yüzde altmış üç nere, yüzde yedi nere. Aradaki fark yüzde elli altı. Bu faiz kimin cebinden çıkıyordu? Benim Aksaraylı kardeşimin, çiftçimin, memurumun, işçimin, köylümün, BAĞKUR'lumun cebinden çıktı. Şimdi benim vatandaşımın cebinde kalıyor. Enflasyon yüzde otuz olmuştu, şu anda yüzde dört. Aradaki fark yüzde yirmi altı, yüzde otuz kimin cebinden çıkıyordu, vatandaşımın.
Sayın Bahçeli, önce bunların hesabını ver. Benim Aksaraylı kardeşlerim bunlar bankaları batırmadılar mı? Bu bankaları, yirmi bir bankayı fono devretmediler mi? Bu 40 milyar dolara mal oldu, kimin cebinden çıktı, bu paralar, halkımın, vatandaşımın cebinden çıktı. Küresel finans krizine rağmen Türkiye'de bir tane banka battı mı, sigorta şirketi battı mı? ABD'de Brothers battı, Türkiye de batmadı. Bunlar IMF'nin kapısında kuyruk değil miydi? Gittiler IMF'den 30 milyar dolar borç aldılar, bize 23 milyar dolar borç devrettiler. Ödedik, ödedik, şu anda 4.9 milyar dolar borç kaldı. Problemimiz yok, öderiz, ama çok cüzi faizi olduğu için Nisan 2013'e kadar öderiz. Üç buçuk yıl oldu, biz IMF ile Stand-by anlaşması yapmıyoruz. Yere sağlam basıyoruz. Düşmedik, evvel Allah düşmeyiz, sağlam gidiyoruz. Yalana, talana, dolana aldanmayın.''


"İşi, gücü bana hakaret etmek"

Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sürekli kendisine hakaret ve küfür ettiğini belirten Erdoğan, ''Milliyetciyiz diyorlar değil mi? Bunlar kafatası milliyetçisi, bunlar ırkçı, dürüst değil. Ben MHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum, milliyetçilik milletini, vatanını sevmektir. Ben buradan Sayın Bahçeli'ye hakaret ettim mi, küfrettim mi? Sayın Bahçeli'nin işi, güçü bana hakaret etmek, küfretmek'' diye konuştu.

MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin 3 Kasım 2002 seçimlerinden önce TOKİ'den sorumlu Başbakan Yardımcılığı görevini yürüttüğünü ve o dönem TOKİ'nin yılda 130-150 arasında konut yaptığını anımsatan Erdoğan, ''Bu ara TOKİ'ye kafayı taktı Sayın Bahçeli. Üç tane konut yapmış ayıp eline, diline dursun. Fakat sormak lazım, Sayın Bahçeli'ye 'Üç buçuk senede kaç tane konut yaptın' diye'' dedi.

TOKİ'nin şu anda 490 bin konutun inşaatını devam ettirdiğini, 360 bin konutun sahiplerine teslim edildiğini, Aksaray'da da TOKİ konutlarının yapıldığını anlatan Erdoğan, ''Faizsiz konutlar verdik, on, on beş, yirmi vadeyle bunları verdik. Şimdi yeni bir adım atıyoruz, yeni evlenen ama hiçbir geliri olmayanlara 50-65 metrekare arası mobilyalı, beyaz eşyalı daireleri peşinatsız ayda yüz yirmi lira taksitle, yirmi yıl vadeyle vereceğiz. Biz bunu yapar mıyız? Yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır'' diye konuştu.

İktidara geldiklerinde Merkez Bankasının kasasında 27.5 milyar dolar varken bugün Merkez Bankasının kasasında 95 milyar dolar bulunduğunu, Merkez Bankasının güçlendirildiğini, milli banka haline getirildiğini anlatan Erdoğan, iktidarları döneminde yatırımlardan da taviz vermediklerini, eğitim, sağlık ve sosyal alanlardaki yatırımların hızla devam ettiğini söyledi.

"İmam hatiplerle uğraşma"

''Biz hayal konuşmuyoruz, yaptıklarımızı konuşuyoruz'' diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Bay Kemal, Merkez Bankasındaki 95 milyar dolara sulanmış. 'Her aileye 600 lira dağıtacağım' diyor. Şimdi değişti 150 liraya düştü, 250 liraya çıktı. Şimdi de bin 200'e kadar dağıtacağım diyor. Bekara karı boşamak kolay, sırtında yumurta küfesi de yok, at atabildiğin kadar. Nerede ne istiyorlarsa veriyor. Elma isteyene elma, armut isteyene armut, yahu ilke olur ilke.
Kılıçdaroğlu, eğitim programını açıklıyor, orada imam hatip yok. Ne kadar imam, müezzin lazımsa o kadar imam hatip olacakmış. Buna sorun, deyin ki 'imam hatipte ne dersler okutuluyor' diye. İnanın bilmez. Bunların feriştahı karşıma gelmiştir, sormuşumdur, 'ne okutuluyor' diye, inanın bilememiştir. Çünkü biz buralardan geçtik. Ben imam hatip mezunuyum, ama bizi imam hatip mezunu olarak üniversiteye almadılar. Gittik lise bitirdik, lise diploması ile üniversiteye gittik. Dört çocuğumun dördü de imam hatip mezunu, onları da almadılar. Hani yanlış komşu, ev sahibi yaptırır meselesi var ya, çocuklarımızın durumu öyle. Bu imam hatiplerle sizin alıp veremediğiniz ne, meslek liselerinden alıp veremediğiniz ne? Şu meslek liselerinin üzerinden elini çek Kılıçdaroğlu. Bir defa haddini bil, meslek liseleriyle imam hatiplerle uğraşma. İmam hatipliler bütün derslerin, hepsini okuyor, sonra üniversite sınavına giriyor. Kazanırsa kazanıyor, kazanmazsa kazanamıyor, ne uğraşıyorsun çocuklarla. Bunlar bilginin değerini bilenlerden değil, bunlar ayrımcılık yapanlardan. Bunların genlerinde var ama biz bunlara haddini nerede bildireceğiz. 12 Haziran'da sandıklarda bildireceğiz.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler