"Erdoğan tenkitçileri boğmak istiyor"

Türk hükümetinin basına baskı yapması ve "güçlü silahlarla donanmış medya baronlarının" kendi aldıkları risklerden şikayetlerinin sadece Doğan Grubu'na ceza olayından ibaret olmadığı kaydedilen Aslı Aydıntaşbaş imzalı makalede şöyle denildi:

"Geçen hafta, gazeteler, dergiler ve CNN'in Türkiye'deki iştiraki dahil televizyon istasyonlarının oluşturduğu, Türkiye'nin en büyük medya grubu Doğan'a, Türk Başbakanı Tayyip Erdoğan'la aleni bir kavga sonrasında müfettişler tarafından devasa miktardaki 2.5 milyar dolarlık cezayla vurulması sürpriz gelmedi. Türkiye'de iktidardaki muhafazakar Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) uzun süredir laik Doğan medyasının yayınlarını kızgındı. Ancak kartların açılması geçen baharda yerel seçimlerden önce, Başbakan Erdoğan'ın Doğan gazetelerinde yer alan AKP'ye yakın İslami bir yardım kuruluşunun karıştığı yolsuzluk olaylarına ilişkin haberlere sert çıkışından sonra geldi. Sayın Erdoğan şehir şehir gezdi ve Doğan gazetelerine boykot çağrısı yaptı ve grubun partisiyle yardım teşkilatı arasında haksız olarak bağ kurduğu iddiasında bulundu. O günden bu yana Erdoğan'ın Doğan Grubu'nu bitireceğine ilişkin bir dedikodu yayılmıştı. Sakatlayıcı ceza belki de bunu yapıyor."
 

Wall Street Journal'dan Türkiye kurallar reheberi

Ortada açık bir sansürün bulunmadığı ancak başka yollarla sadık medya oluşturulmaya çalışıldığı iddia edilen WSJ yorumunda, şu anda basının yarısından fazlasının iktidara "sadık olduğu" belirtildi. WSJ yorumunda "İşte kurallar" denilerek şu satırlar sıralandı:

"-Başbakana doğrudan ifadelerle saldırı ve yakınlarına ilişkin hikayeler yasak bölgeye girer.

-Laik medya organlarındaki editörler İslamı Türkiye'nin dar bir alanda kalmış laik kamusal alana sokmaya çalıştığına ilişkin eleştirel bir haber hazırlarken iki kere düşünür.

-Ankaralı önde gelen bir gazeteci ve popüler katı bir laik bilim adamı, (her ikisinin görüşlerine katılmasam da ifade etme haklarını destekliyorum) şu anda, ilgileri olmadığını belirttikleri uzun süren bir darbe iddiası davası nedeniyle hapishanede bulunuyor.

-Önemli yazarlar ve medya sahipleri yaygın telefon dinlemelerinden yakınıyorlar.

-Burada karikatürcüler bile dava ediliyor, Sayın Erdoğan bağımsız çizgi roman derğisi Penguen'i kendisini çeşitli hayvanlara benzettiği için tazminat davası açtı."

Türkiye'nin gerçekte hiçbir zaman "ifade özgürlüğü"nün bir kalesi olmadığı belirtilen yorumda, "Türkiye'nin düzensiz pre-demokratik geçmişinde gazeteciler ve yazarlar, özellikle Kürt sorunuyla ilgili antiterör yasalarıyla kovuşturmalara uğruyordu. Fakat ana medya cezadan bir çeşit kurtulmuş durumdaydı. Geçen onyılda Avrupa Birliği üyeliğine doğru ilerlemeyle birlikte Türkiye demokratik standartlarını, çoğunlukla AKP döneminde önemli ölçüde iyileştirmiş bulunuyor" denildi.
 

"Hükümet'in ifade özgürlüğüyle ilişkisi karışık"

Wall Street Journal'daki yorumda Türk hükümetinin ifade özgürlüğü ile "karışık" bir ilişkisi bulunduğunu belirterek, "Sayın Erdoğan -Kürtler ve azınlıklar için ısrarla haklar istemek ve Türkiye'nin tarihi düşmanı Ermenistan'la sınırları açmak gibi- devrim niteliğindeki reformlara öncülük yapabilen ve gazetecilere kendisine 'saygısızlık göstermemeleri' için azarlayan bir kişi. Kendisinin babacan fakat demir yumruklu iktidar dünyasında eleştiri yönetilebilir, medya ise kontrol edilebilir" ifadesi kullanıldı.