Erdoğan'a 'bir görüşte aşık olan' Tamince de 'paralel'den yargılanacak
Konya'daki Fettullahçı Terör Örgütü/Paralel Davası'nda yargılanacak 74 kişi arasında 'Terör örgütüne yardım etme' suçundan oteller zinciri sahibi ünlü işadamı Fettah Tamince de bulunuyor.
"Başbakan'a bir görüşte aşık olduk’ diyen işadamı Fettah Tamince, 7 yıldızlı Bodrum Rixos Otel’de sık sık Erdoğan ve ailesini ağırlıyordu. Erdoğan, Bodrum'da lüks yatta görüntülenmişti.
Konya merkezli 19 ilde 'Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na yönelik 'Terör örgütü kurma ve yönetme, üye olmak, görevi kötüye kullanma, iftira, resmi belgede sahtecilik, özel hayatın gizliliğini ihlal etmek' suçlamalarıyla 31'i emniyet mensubu olmak üzere iş adamlarının da bulunduğu 74 kişi hakkındaki hazırlanan iddianame, 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi kabul etti.
Konya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan 213 sayfalık iddianamede aralarında 2004-2008 yılları arasında Konya Cumhuriyet Başsavcılığında Başsavcı olarak görev yapan Mehmet Fatih Özdemir’in bulunduğu 6 mağdur yer alırken, 18 şikayetçi bulunuyor. İddianamede 31 emniyet mensubu olmak üzere çoğunluğu işadamı 74 kişi de şüpheli olarak yer aldı.
OTELLER ZİNCİRİ BULUNAN ÜNLÜ İŞADAMI DA YARGILANACAK
Yargılanacak 74 kişi arasında 'Terör örgütüne yardım etme' suçundan oteller zinciri sahibi ünlü işadamı Fettah Tamince de bulunuyor. Tamince'nin yargılanacağı konu ise Mevlana Üniversitesi olarak eğitim veren binanın devriyle ilgili. Selçuk Üniversitesi'ne ait arazi, 1999 yılında 5 yıldızlı uygulama oteli üniteleri yapılıp işletilmek üzere yapılan ihale sonrası SEROT Turizm ve Otelcilik A.Ş.'ye 49 yıllığına kiralandı. Kiralanan araziye yapılan binada Hilton Otel ve Masera Alışveriş Merkezi adı altında hizmet vermeye başladı. Firma, devir hakkını 2005 yılında Ekopark Turizm firmasına devretti. Otel Rixos adı altında hizmet verirken, alışveriş merkezi binası kapatılıp 2048 yılına kadar Gevher Sultan Eğitim Araştırma Kültür ve Sağlık Vakfı'na kiralandı. Vakıfta, 2009 yılında binaya Mevlana Üniversitesi'ni kurdu. Selçuk Üniversitesi'nin itirazı üzerine yerel mahkeme Vakfı halkı buldu. Yargıtay 13'üncü Hukuk Dairesi'de 2010 yılında yerel mahkeminin kararını onadı.
ÖNEMLİ İSİMLER
İddianamedeki şüpheli sıfatındaki önemli isimlerden bazıları şunlar: Eski YÖK Başkan Vekili ve halen Selçuk Üniversitesi İktisadı ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslarararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi olan Prof. Dr. Şaban Çalış, Mevlana Üniversitesi'nin kurucu rektörü Prof. Dr. Bahattin Adam, Avukat Mehduh Oğuz, 2008 yılında Okyanus Şirketler Grubu'na yönelik yapılan operasyonda Konya'da Emniyet Müdürü olan emekli Salih Tuzcu, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi Müdürlüğünü yapan Polis Başmüfettişliğinden ihraç edilen 1'inci sınıf Emniyet Müdürü Anadolu Atayün, o dönem Asayiş Şube Müdürlüğü yapan Bingöl eski Emniyet Müdürü Ercan Taştekin, Aktif İşadamları ve Sanayiciler Derneği Başkanı (AKTİSAD) Soner Cesur.
TERÖR ÖRGÜTÜ: FETHULLAHÇI TERÖR ÖRGÜTÜ
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede örgütün isminin Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)/Paralel Devlet Yapılanması (PDY) olarak belirtildi. Örgütün yapılanması, amacı ve stratejisinin detaylı olarak anlatıldığı iddianamede FETÖ/PDY'nin kuruluşunun Erzurum'un Pasinler İlçesi Korucuk Köyü'nde 1941 yılında doğan Fethullah Gülen tarafından kurulduğu, Gülen'in, 1958 yılından itibaren çeşitli illerde imam ve vaiz olarak görev yaptığı, 1970'lı yıllara kadar Yeni Asya Grubu içerisinde yer aldığı belirtildi. Gülen, bu tarihten sonra da örgütü kurduğunun anlatıldığı iddianamede, ''Fethullah Gülen, bu tarihten sonra İzmir Kestanepazarı Kuran Kursunda görev yaptığı dönemde çevresinde bulunan arkadaşları ile dini motifleri de kullanmak (istismar etmek) suretiyle örgütün çekirdek kadrosunu oluşturarak müstakil hareket etmeye başlamış, faaliyetlerini daha ziyade 13-18 yaş grubundaki öğrenci ve genç kesim üzerinde yoğunlaştırarak, teyp/video kasetlerine çekilen vaaz ve konuşmaları, sohbet toplantıları ve özellikle yaz kamplarında görüşlerini ulaştırdığı sempatizan grubu ile kendi adı ile anılan örgütü kurmuştur. Özellikle 1990’lı yılların başından itibaren yurt dışına da açılmaya başlayıp zaman içerisinde hayatın doğal akışına aykırı şekilde pek çok ülkede faaliyet gösterir hale getirmiştir.''denildi.
TÜRKİYE DEVLETİNİ ELE GEÇİRMEK
İddianamede örgütün amacının Türkiye devletini ele geçirmek olduğu ileri sürülerek, ''Türkiye’de devletin bütün anayasal kurumlarını, güvenlik birimlerini mülki ve adli yapısını ele geçirmek ve aynı zamanda uluslararası düzeyde büyük ve etkili bir siyasi ve ekonomik güç haline gelmek olduğu anlaşılmıştır'' denildi.
STRATEJİ: DEVLET MODELİNE UYGUN YAPILANMA
İddianamede, Fethullah Gülen'in, ilk etapta devlete karşı savaş vererek hedeflere ulaşmanın yıpratıcı olacağını teşhis ettiği, bu nedenle de, mevcut sistemi yıkmak yerine, devlet modeline uygun bir örgütlenmeyle devlete alternatif bir sistem kurmayı hedeflediği belirtildi. İddianamede ''Örgüt için daha çok 'Paralel Devlet Yapılanması' kavramının kullanılmasının temel nedeni de budur. Bu nedenle tüm devlet organlarında, yerel yönetimlerde ve sivil sektörde örgütlenmeyi hedeflemiştir. İleride devlet yönetimini kontrol altına alabilmek için kısa vadede tüm kadrolara kendi mensuplarının getirilmesi veya bu kadroları işgal edenlerin kendisine bağlanması hedeflemiştir.''denildi.
KOD ADI
Örgüt üyelerinin kod adı kullandığı belirtilen iddianamede, ''Örgüt lider merkezli bir yapıya sahiptir. FETÖ/PDY örgütlenmesi gizlilik, hiyerarşik yapılanma, özel haberleşme ve kod adı kullanma gibi özellikleri ile yasa dışı terörist örgütlenmeleri taktiklerini kullanmaktadır'' denildi.
'HİMMET' PARASI
İddianamede örgütün Konya yapılanmasıyla ilgili de ''FETÖ/PDY terör örgütünün faaliyetleri kapsamında Konya ilinde de yapılanmaya gittiği, Konya yapılanmasının da ana yapılanmanın uygulamalarını aynı şekilde yerine getirdiği, örgütün kamuoyundan meşruiyet kazanmak için pek çok yöntem kullandığı; örneğin emniyete araç alım kampanyası, Konyaspor’a araç alım kampanyası, Konya’da bir vakıf üniversitesi kurmak gibi faaliyetlerde bulunduğu, yine kamu kurum ve kuruluşlarında, spor alanında, iş adamları, avukat ve esnaflar arasında örgütlendiği, iş adamı, avukat, esnaf ve vatandaşlardan 'himmet' adı altında hayır işlerinde kullanılacağından bahisle para, yardım, kurban topladığı, bu hususta dosya içerisinde çok sayıda beyan ve belgenin bulunduğu anlaşılmıştır.''
HİMMETİ REDDEDEN OKYANUS GRUBUNA OPERASYON
İşadamlarından 'Himmet' parası toplayan örgütün, emniyet güçleri tarafından da bazı işadamların sindirilmeye çalışıldığı öne sürüldü. Bu kapsamda 2008 yılında örgütün himmet parası talebini reddeten Okyanus Şirketler Grubu'na yönelik operasyon yapıldığı belirtildi.
Okyanus Grubu'nun toplam 130 ihalede devleti yaklaşık 350 milyon lira zarara uğrattığı iddiasıyla yapılan operasyonda tutuklanan Okyanus Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Argun, 73 ayrı suçtan toplam 180 yıl 4 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmıştı. Şikayetçiler arasında Nusret Argun da bulunuyor.
ESKİ EMNİYET MÜDÜRÜ DE YARGILANACAK
Yargılanacak 31 emniyet mensubu arasında Okyanus Operasyonunun yapıldığı yıllarda Konya Emniyet Müdürü olan emekli Mehmet Salih Tuzcu da yer alıyor. 'Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetme, Görevi Kötüye Kullanma, Gizliliğin İhlali' suçlamalarından yargılanacak Tuzcu'nun kamuoyunda prestij kazanma adına Konyalı iş adamlarından emniyete araç alım konusunda yardım talebinde bulunduğu, bu talebinin Nusret Argun tarafından kabul görmediği, yine Konyaspor’a otobüs alımı için talepte bulunduğu, bu talebinin de Argun tarafından kabul görmediği, bunun üzerine Argun sindirmeye ve kamuoyuna zedelemeye yönelik çalışmalar yaptığı belirtildi. Tuzcu'nun emekli olduktan sonra da Okyanus Operasyonu'nun diğer dalgalarını yönettiği ileri sürüldü.
BAŞSAVCI;BENİ SİNDİRME YOLUNA GİTTİLER
Soruşturma kapsamında 2004-2008 yılları arasında Konya Cumhuriyet Başsavcılığı görevini yapan Mehmet Fatih Özdemir’in de ifadesine başvurulduğu ortaya çıktı. Bilgi sahibi olarak ifadesine başvuralan Savcı Özdemir, Okyanus Operasyonu döneminden bahsederek, ''Operasyonun her aşamasında yani başından bu yana nereden atıldığı, kimin attığı belli olmayan hakkımda 20’ye yakın ihbar mektubu vardır, bu ihbar mektuplarının ilk zamanlar kimin attığı ve ne amaçla atıldığı konusunda aklım almaz iken, soruşturmanın son zamanlarında bu mektupların KOM Şubesi görevlileri tarafından yazılarak atıldığını hissettim. Amaçları beni bu soruşturmaya dahil etmek, kendi amaçları doğrultusunda hareket ederek beni sindirme yoluna gitmişlerdir'' dedi.
Okyanus operasyonu nasıl yapıldı?
KONYA Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, 26 Nisan ile 27 Eylül 2008 arasındaki değişik tarihlerde Nusret Argun'un yönetim kurulu başkanlığını yaptığı Okyanus Şirketler Grubu'na yönelik operasyon yaptı.
Afyonkarahisar, Karaman, Kütahya, Eskişehir, Nevşehir, Antalya, Bartın, Kahramanmaraş, Isparta, Adıyaman ile Konya'nın Seydişehir, Akşehir ve Ereğli, Afyonkarahisar'ın Dinar, Bolvadin, Isparta'nın Eğirdir ilçelerinde yapılan operasyonlarda başta Nusret Argun olmak üzere dönemin Selçuk Üniversitesi Rektöre Prof. Dr. Süleyman Okudan'ın da aralarında bulunduğu doktor, avukat ve gazetecinin yanı sıra birçok meslekten 234 kişi gözaltına alındı.
Tıbbi malzeme ticareti, temizlik ve güvenlik hizmeti, yemek servisi, turizm ve inşaat sektörleriyle doğalgaz dağıtımında faaliyet gösteren Okyanus Grubu'nun toplam 130 ihalede devleti yaklaşık 350 milyon lira zarara uğrattığı iddia edildi. 1990'lı yılların başında Tıp Fakültesi kampusunda fotokopi çeken, ardından ticarette basamakları hızla tırmanan Nusret Argun, önemli varlığı bulunan Okyanus Şirketler Grubu'nun sahibi olmuştu.
'Örgüt kurmak, özel belgede sahtecilik, soruşturmanın gizliliğini ihlal, ihaleye fesat karıştırmak ve rüşvet vermek' suçlarından tutuklanan ve Adana 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Okyanus Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Nusret Argun, 73 ayrı suçtan toplam 180 yıl 4 ay 15 gün, tutuksuz yargılanan Selçuk Üniversitesi'nin eski Rektörü Süleyman Okudan ise 3 ayrı suçtan toplam 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Şirket avukatlarından İlker Turdan'a da 42 yıl 4 ay 15 gün hapis cezası verildi. 114 sanık ise 1 ile 42 yıl arasında hapis cezalarına çarptırıldı, 117 kişi de beraat etti.
66 ay tutuklu kalan işadamı Nusret Argun özel yetkili mahkemelerle ilgili kanun değişikliğinin ardından geçen yıl serbest bırakıldı. Serbest bırakılmasının ardından kendisine yönelik yapılan operasyonun paralel yapının bir kumpası olduğunu ileri sürerek, o dönem operasyonu gerçekleştiren sorumluluk hakkından suç duyurusunda bulundu.
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza