Erdoğan'dan İsrail'e: Hesabı sorulacak
Kahire Üniversitesi'nde konuşan Recep Tayyip Erdoğan, İsrail'e yüklendi. Erdoğan, "Herkes bilsin ki er ya da geç, bugün ya da yarın Gazze'de insanlık dışı yöntemlerle katledilen o masum yavrucakların hesabı mutlaka ama mutlaka sorulacaktır" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kahire Üniversitesi Konferans Salonu'nda bir konuşma yaptu.
Mısır'da bu sabah meydana gelen tren kazası nedeniyle üzüntülerini dile getiren Başbakan Erdoğan, ''Milletim, ülkem ve şahsım adına Mısır halkına en samimi taziyelerimi iletiyor, hayatını kaybeden kardeşlerime, yavrularımıza Allah'tan rahmet, ailelerine sabırlar diliyorum. Kardeş Mısır halkının başı sağolsun diyorum'' dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
- Herkes bilsin ki er ya da geç, bugün ya da yarın Gazze'de insanlık dışı yöntemlerle katledilen o masum yavrucakların hesabı mutlaka ama mutlaka sorulacaktır.
- Gerçekleştirdiğiniz devrimle tüm dünyaya zulmün ilelebet payidar olamayacağını gösterdiniz.
- Nil ile Fırat aynı gönlün ırmaklarıdır. Aynı gönül ummanına dökülürler. Trabzon’un, İstanbul’un, İzmir’in sahillerini okşayan su, İskenderiye’nin sahillerini okşayan Akdeniz’in suyuyla aynıdır.
- Mısır bir medeniyet zenginliğine sahip. Biz hiçbir yerden model arama ihtiyacı olan milletlerden değiliz. Arap uyanışı bir başkalaşım değil, tam tersine öze dönüştür, ruh köküne dönüştür. Sizler özünüzden, tarihinizden aldığınız güç ve ilhamla devrimi gerçekleştirdiyseniz aynı güç ve ilhamla geleceği de barış üzerine şekillendireceksiniz.
- Filistinli başını öne eğmedi, eğmeyecek, Lübnanlı başını öne eğmedi, eğmeyecek, Iraklı, Afganistanlı, Suriyeli kardeşim başını öne eğmedi, eğmeyecek. Çünkü biz bu coğrafyanın insanları inanıyoruz öyleyse üstünüz.
- Esasen Arap uyanışı bir başkalaşım değil tam tersine öze dönüştür, ruh köküne dönüştür. Medeniyetimizin esaslarıyla buluşma yani tarihin kendi mecrasına yönelmesidir.
- BM Güvenlik Konseyi ve insan haklarının kutsallığını her fırsatta dile getiren ülkeler, Suriye'de işlenen insanlık suçuna nasıl seyirci kalabilmektedir? Bu çevrelere seslenmek istiyorum. Artık geçerliliği kalmamış birtakım kurum ve kuralların arkasına saklanarak sorumluluktan kaçmak Esed'in işlediği suça ortak olmak demektir.
- Şam’da Halep’te her gün bombalanan Suriye halkına bu kayıtsızlık nasıl izah edilebilir? BM Güvenlik Konseyi Suriye’de işlenen insanlık suçuna nasıl seyirci kalabilmektedir? Artık geçerliliği kalmamış kurumların arkasına saklanarak sorumluluktan kaçmak Esad’ın suçuna ortak olmaktır. Türkiye olarak Suriyeli kardeşlerimize imkanlarımızın elverdiği her türlü yardımı sunuyoruz. 170 binin üzerindeki Suriyeli kardeşimizi misafir ediyoruz.
MISIR YOLCULUĞU ÖNCESİNDE KONUŞTU
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, resmi temaslarda bulunmak üzere Mısır'ın başkenti Kahire'ye hareketinden önce Atatürk Havalimanı Devlet Konukevi'nde düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin ''İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları konusunda dün akşam ABD Başkanı Barack Obama ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile telefonda görüştünüz. Bu görüşmelere ilişkin ayrıntıları öğrenebilir miyiz?'' sorusu üzerine, dün yoğun bir trafik olduğunu, Obama, Putin, Hamas'ın siyasi büro şefi Halid Meşal ve Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ile birer görüşmesi olduğunu anlattı.
Başbakan Erdoğan, görüşmelerine ilişkin şu bilgileri verdi: ''Bu görüşmeler esnasında Obama ile yaptığımız görüşmede, bizim, gerek Hamas gerek değerli kardeşim Mısır Cumhurbaşkanı Mursi ile görüşmek suretiyle işin bu yanında bir ateşkesi sağlamak, sayın Obama'ya da siz de İsrail tarafında ateşkesi eş zamanlı sağlamak için bir girişime başlayalım dedik. Aynı talebi sayın Putin'e de ilettim. Burada süratle bir çalışmanın içerisine girer de 24 saatte bu işi çözersek, çünkü rakam her an devamlı büyüyor. Şu anda görüldüğü gibi 40'a yakın Gazze tarafında maalesef ölüm vakası var. Bunların içinde çoğu çocuk ve kadın. İsrail 3 tane ölüsüyle dünyayı ayağa kaldırıyor, AB bunu bir savunma hakkı olarak ifade ediyor. Aslında anlaşmayı, ateşkesi bozan İsrail. Ateşkesi bozuyor ve bombalamaya başlıyor ve ondan sonra karşı bir adım yapılınca da hemen suçlu olarak ortaya Filistin veya Gazze çıkarılıyor. Bu tabii çok yanlış bir yaklaşım tarzı. Bu, İsrail'in her zaman oyunudur. Haklı olarak Gazze şunu söylüyor, Hamas şunu söylüyor; bu için garantörü kim olacak? 'Bu konuda gerçekten ABD bize garanti veriyorsa, biz hemen her şeyi durdurmaya hazırız' diyorlar. Aynı şeyi İsrail tarafında sayın Obama bu görüşmeleri yaptıysa ki, bugün Mısır'dan tekrar görüşmelerimiz olacak. Zira sayın Obama bizden sonra Muhammed Mursi ile görüşme yaptı. Onlarla olan görüşmede de aynı konular yine işlendi. Bugün Mısır'daki görüşmelerden sonra tekrar kendileriyle görüşmeler yapar, inşallah bu ateşkesi, bu ölümü, kanı bir an önce durdurmuş oluruz.''
Başbakan Erdoğan, 2008 seçimleri öncesinde de aynı şeylerin olduğunu, o zaman da 1500 Gazzeli'nin öldürüldüğünü, 5 bini aşkın kişinin de yaralandığını hatırlatarak, ''Şimdi de iki ay sonra seçim var. Yine böyle seçimin öncesinde bu olayların patlak vermesi göz ardı edilecek bir durum değil. Temenni ederiz ki, bunu süratle aşmış oluruz'' dedi.
'Birinciliğe layık bir proje bulunamadı'
Erdoğan, bir gazetecinin, Çamlıca Tepesi'ne yapılacak caminin projesinin yarışmayla belirlendiğini hatırlatarak, projeyi nasıl bulduğunu sorması üzerine, değerlendirmelerin yarışmaya katılan 90'ı aşkın proje içinde yapıldığını belirterek, ''Fakat birinciliğe layık proje bulunamadı. Gönül onu da arzu ederdi'' dedi.
Yarışmada mansiyonlar da dahil olmak üzere ilk 10 proje belirlendiğini ifade eden Erdoğan, şu aşamada nihai değerlendirmenin yapıldığını söyledi. Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Nihai değerlendirmeden sonra olur ki bazı yerlere müdahaleler de olabilir. Ondan sonra da hayırlısıyla Çamlıca Tepesi'nde İstanbul için çok çok önemli eserin temelini atar ve süratle de bittiğini görmeyi temenni ederiz. Tabii bir çok şeyler yazılır, mimarlar olaylara matematik olarak bakamazlar, bakmazlar. Yani 'iki kere iki dörttür' diyemeyiz. Haklı olarak her mimarın farklı bir yorumu vardır, bu da doğaldır. Hepsinin çizgisi farklıdır. Ben çoğu zaman bazı mimar arkadaşlarımızın çizgilerini anlarım. 'Bu filancanın mıdır?' derim. Çok çalıştığımız mimar arkadaşlarımızı çizgilerinden anlamak mümkün. Burada da buna benzer farklı yorumlar vardır. Haklıdır, haklı olabilirler. Onun için de bunun üzerinde, bu kadar talebin olması bizim için önemliydi, güzeldi ama her iki bayanın bu konudaki ortaya koyduğu hakikaten bakış, çizgi, yansıtmaları falan takdire şayandır. Son durumları arkadaşlarımız bize de sunacaklar ve adımları süratle atacağız. Burada sadece Çamlıca'daki cami olayı değil, bütün kulelerden Çamlıca Tepesi, yani Büyük Çamlıca temizlenmiş olacak. Buna TRT Televizyon Kulesi de dahil. Bunları Küçük Çamlıca'da tek kulede toplama kararımız var. Bu kule özellikli bir kule olacak, restoranlarıyla her şeyiyle farklı olacak. Dolayısıyla o kirlilikten de inşallah Çamlıca Tepesi'ni kurtarmış olacağız. Biliyorsunuz bir de baz istasyonları sebebiyle bazı sıkıntılar meydana geliyordu. Bunları da burada minimize edecek bir adımı atmış olacağız.''
Açlık grevleri
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin ''Açlık grevleri konusunda Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın açıklaması oldu. 'Açlık grevlerinin her an bittiğini, bitirildiğini duyabiliriz. Bizim temaslarımızın olumlu sonuç vereceğini tahmin ediyorum' dedi. Bu açıklamayı nasıl değerlendiriyorsunuz?'' ve ''2009 yılında İstanbul'da bir belediye otobüsüne molotof atılmıştı ve Serap Eser hayatını kaybetmişti. Serap Eser'in katilleri de bu açlık grevinde. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorularına karşılık, şu yanıtı verdi: ''Açlık grevi konusunda, açlık grevinin amacının ne olup olmadığı çok çok önemli. Bakın şimdi siz bir örnek verdiniz Serap kızımızla alakalı. Serap kızımızın bulunduğu otobüse molotof atmak suretiyle ölümüne sebep olan katillerin de açlık grevinde olduğunu söylüyorsunuz. Şimdi bu bir şantaj değil de bir ajitasyon değil de nedir? Bunların hepsi şantaj. Hükümet sözcümüz bütün ifadeleri kullanmıştır, doğrudur. Bizim derdimiz insanların açlık grevi yapmak suretiyle ölmesine çanak tutmak değildir. Bizim derdimiz de şüphesiz ki cezaevi ortamlarını en güzel şartlara getirmek suretiyle oradaki tutukluluk, hükümlülük süresini yerine getirmelerini sağlamaktır. Dikkat edilirse bu açlık grevlerinde, bunlara yönelik herhangi bir şey söz konusu değildir. Bu tamamiyle dışarıda olan bir eylemdir. Avrupa Parlamentosu'ndan yapılan açıklamayı duydunuz. Demokrasilerde bu yollarla hak elde edilmez.''
Açlık grevinde bulunan kişileri, bu greve sürükleyen siyasi partinin şu anda parlamentoda bulunduğunu ifade eden Erdoğan, ''Parlamentodaki bu siyasi parti, bu tür talepleri, istekleri, mücadeleyi burada versin. Ama onlara aç kalmak suretiyle, ölün demek suretiyle değil. Bu yöntemi, doğru bir yöntem olarak bulmadığımız gibi açlık grevine gitmenin yanlış olduğunu sürekli anlatıyoruz. Temenni ederim ki bu yanlış yoldan dönünüz. Bu tür şantajlara da bazı mahfillerin gerek medyada gerek farklı yerlerde çanak tutmaması gerekir. Biz hükümet olarak ilgili bakanların hepsi asla cezaevlerinde bu yöntemle kimsenin ölmesine fırsat vermeyiz. Böyle bir zemin hazırlamayız. Bunun için de Sağlık Bakanlığı mensubu arkadaşlarımız, gerekli ihtimamı göstermektedirler. Uluslararası hukuk içerisinde gereği neyse bunu yapmaktadırlar. Mahkum veya tutukluların, kendilerine sağlık yönünden müdahale edilmesi hususunda bile arkadaşlarımız gerekli ihtimamı gösterip, onların tedavileriyle ilgilenmektedirler'' diye konuştu.
Kuzey Irak ve enerji
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin ''Kış ayları yaklaşıyor. Suriye konusunda bir gelişme olacak mı? Dün Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani ile görüşme gerçekleştirdiniz? Kuzey Irak ile enerji alanına yönelik işbirliği söz konusu mu? Merkezi hükümetle Kürt yönetimi arasında sorunlar yaşanıyor. Türkiye o bölgede nasıl bir enerji politikası izleyecek?'' sorusu üzerine, özellikle Suriye konusunda, gerek konteyner kamplar gerek çadır kamplarla ilgili azami alabilecekleri tedbiri almaya devam ettiklerini söyledi. Van'da boşa çıkan konteynerleri de Gaziantep ve Kahramanmaraş'a taşıdıklarını anlatan Erdoğan, oralarda yeni açılan kamplarda bunları değerlendirdiklerini kaydetti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, dün Barzani ile enerji konusunu ele aldıklarını belirterek, şu bilgileri verdi: ''Gerek Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanım gerekse Kuzey Irak Yerel Yönetimi Enerji Bakanı onlar çalışmalarını yaptılar, bugün hala bu çalışmalar devam ediyor. İmzalar atıldı. Büyük ölçüde ve gerek doğalgazda gerek ham petrole yönelik neler yapılabilir? Bunun üzerinde çalışmalar yapıldı. Burada merkezi yönetimi aslında sıkıntıya düşürecek bir şey söz konusu değil. Kuzey Irak kendi potansiyeli içinde, tasarruf alanı içinde yapması gerekenler neyse bunları yapıyor. Bunun dışında herhangi bir şey söz konusu değil. O tasarruf alanı içinde yaptıklarını yaparken de kendisi bize ham petrolü verirken bunun karşısında bizden işlenmiş ürünleri alıyor, benzin ve mazot gibi vesaire. Onlarla bu çalışmaları sürdüreceğiz. Bir de doğalgaz çevrim santrallerinden enerji üretme var. Çünkü Kuzey Irak'ta her ne kadar enerji noktasında çok ciddi sıkıntı yoksa da Süleymaniye gibi bölgelerde ciddi enerji sıkıntıları var. Bunların aşılması için de bu tür yatırımların süratle yapılması gerektiğini kendileri ifade ettiler. Bizim de bir çok yatırımcı kuruluşlarımız oraya adımlarını atıyorlar, atacaklar.''
Mısır ziyareti
Mısır ziyareti hakkında bilgi veren Erdoğan, Türkiye-Mısır Ortak İşbirliği Konseyi Toplantısı'nın ikincisini yapmak üzere Kahire'ye hareket edeceklerinini, Mısır ziyaretinin birinci derecede ana sebebinin bu olduğunu belirtti. Bu ziyareti sırasında Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ'ın yanı sıra 8 bakanın kendisine eşlik edeceğini anlatan Erdoğan, sekreteryasını Dışişleri Bakanlığı'nın yaptığı Türkiye-Mısır Ortak İşbirliği Konseyi Toplantısı'nın, ilgili bakanların karşılıklı olarak muhataplarıyla çalışma yürüttükleri bir süreç olduğunu ifade etti.
Bu toplantıda bugüne kadar neler yapıldığının ve bundan sonra nelerin yapılacağının görüşüleceğini anlatan Erdoğan, Kahire ziyaretinde ayrıca milletvekillerinin, Ankara ve İstanbul'dan iş adamlarının kendilerine eşlik edeceğini aktardı. Başbakan Erdoğan, Mısır ile Türkiye arasında iş adamlarının karşılıklı yatırımları, bunun yanında müşterek üçüncü ülkelerde yapabilecekleri yatırımların gündemlerinde yer alacağını söyledi.
Hazırlık çalışmaları sonucunda üzerinde mutabık kalınan anlaşma ve belgeleri imzalamak suretiyle, ilişkilerin hukuki çerçevesini de oluşturmuş olacaklarını belirten Erdoğan, ziyaret sırasında öncelikle Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi ve Mısır Başbakanı Hişam Kandil ile görüşeceklerini ifade etti.
Mısır'da bu sabah bir tren ile öğrenci servis aracının çarpışması neticesinde 60'a yakın öğrencinin hakka yürüdüğünü dile getiren Erdoğan, ''Allah'tan kendilerine rahmet diliyorum, ailelerine sabırlar niyaz ediyorum ve Mısır yönetiminin ve milletinin de başı sağolsun'' diye konuştu.
Konsey toplantısının yanında iki ülkenin iş adamlarını bir araya getiren iş forumunu gerçekleştireceklerini hatırlatan Erdoğan, ''Ayrıca Kahire Üniversitesi'nde konuşma yapacağım. Program kapsamında ortak kültürel değerlerimizi, ortak tarihi mirasımızı simgeleyen bazı mekanlara ziyaretlerim söz konusu. Bugün yine Kahire'de Arap Ligi Dışişleri Bakanları Toplantısı var. Onlarla da bazı görüşmelerimiz olabilir'' dedi.
'Mısır'ın demokratikleşme sürecine desteğimiz devam edecek'
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır'a hareket ederken, bu ülkeyle olan münasebetlerin önemini vurgulamak istediğini dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Mısır'da özgür bir ortamda gerçekleştirilmiş olan seçimler neticesinde, halkın iradesiyle iş başına gelmiş bir yönetim var. Bu durum iş birliği bakımından bizlere yeni bir ufuk ortaya koyuyor. Türkiye olarak Mısır'ın içinden geçmekte olduğu bu demokratikleşme ve reform sürecine desteğimiz bundan böyle de devam edecektir. Türkiye kardeş Mısır halkının karşı karşıya bulunduğu sorunların aşılmasında, elinden geleni yerine getirecektir. Bunu şu ana kadar ortaya koyduğumuz dayanışma ruhu ve anlayışıyla devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Mısır aynı zamanda bölgemizde yaşanan gelişmeler ışığında, dış politika alanında da ülkemiz için önemli bir ortak durumundadır. Bu süreç içerisinde özellikle Mısır ile Türkiye'nin dayanışması ve müşterek hareket edişi, bölgedeki barış sürecini etkileme bakımından büyük önem arz edecektir. Bu vesileyle Mısır ziyaretimizin iki ülke ve bölge açısından hayırlara vesile olacağını diliyorum. Kardeş Mısır halkına medya mensupları aracılığıyla selamlarımızı iletiyorum.''
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Esad'a ikinci darbe
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 6 asker şehit olmuştu
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi