Erdoğan'dan oğul Dink'e: Teessüf ederim
Başbakan Erdoğan, kendisinin "Kanlı değil, zanlı" dediği yönünde iddiada bulunan gazeteci Hrant Dink'in oğlu Arat Dink'e tepki gösterdi. Dink'e "Teessüf ederim" diyen Erdoğan, haberi yazan gazeteyi de kınadı.
Erdoğan, ''Ben burada, bir kez daha ucube tartışması başlatmak niyetinde değilim'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, partisince Kars Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yurttaşlara hitap etti.
Kars'ın, yiğitliğin, mertliğin diyarı olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
''Daha 4,5 ay önce sizlerle yine burada birlikteydik. 8 Ocak'ta, Sarıkamış Şehitlerimizi rahmetle yad ettikten sonra Kars'a geldik ve bir kalemde 55 eserin, 55 hizmetin açılışını gerçekleştirdik. Kars'a, ilçelerine kazandırdığımız anaokullarının, ilköğretim okullarının, sağlık tesislerinin, bölünmüş yolların, tarihi eser restorasyonlarının resmi açılışını yapmıştık. Biz buradan ayrıldıktan biraz sonra, birileri çıkmış, bizim açılışını yaptığımız eserleri, yatırımları karalamanın gayretine girmiş.
Onlara da sadece şunu söylüyorum: 'Nazar etme ne olur, çalış senin de olur.' Biz, Ocak ayında Kars'ta 55 eserin, 55 hizmetin açılışını yaptık. Fakat maalesef, Kars, bu hizmetlerle, bu açılışlarla değil, burada, estetikten uzak, tarihi eserlerin, bataryaların üzerine yapılmış, vakıf eserlerini tehdit eden o garip yapıdan dolayı tartışıldı. Biz o gün, 55 eserin arasında çok önemli iki eserin daha açılışını yapmıştık. Ani Ören yerinde Tigran Honest Kilisesi ile aynı yerde Menu-Cehr Camii'nin restorasyonunu tamamlamış, onları da yeniden insanlığın kültür mirasına kazandırmıştık. Ne yazık ki, malum medya ve müzmin AK Parti karşıtları bunları görmedi. 55 eseri görmedi.''
Erdoğan, Türkiye genelinde onardıkları ve kültür mirasına kazandırdıkları 4 bin eserin, sanata, sanatçıya yaptıkları katkıların, desteklerin, teşviklerin görülmediği gibi, Kars'taki bu eserlerin de görülmediğini belirterek, şöyle konuştu:
''Ben burada, bir kez daha ucube tartışması başlatmak niyetinde değilim. Esasen, söylenmesi gerekeni, şimdi size aktaracağım bir mektup ziyadesiyle söylüyor. Bu mektup çok önemli. Bu mektup, iki devlet, bir millet ifadesinin Nahçıvan Meclis Başkanı Vasıf Talibov kardeşimden geldi.
Bakın ne diyor Talibov; Türkiye Respublikası'nın baş Nazırı hörmetli Recep Tayyip Erdoğan'a, hörmetli başnazır. Türkiye'nin Kars şeherinde ucaldılan insanlık abidesinin sökülmesi barede verdiyiniz gösterişe göre size Nahçıvan Muhtar Resbuplikası'nın Ali Meclisi adından ve şahsen öz adımdan derin minnettarlığımı bildirirem. Bu abide dostluk veya insanlık sembolü yok, zati alinizin dekik ifade etdiyi kimi 'ucube', yani, eybecerlik remzi idi. Fursattan istifade edib, zat-i alinize bir daha yüksek ehtiramımı bildirir, gardaş Türkiye'nin inkişafı namına semereli faaliyyetinizde daha böyük uğurlar arzulayıram. Derin hörmetle imza, Vasıf Talibov.' İşte mesele budur. Daha fazla yoruma girmiyorum.''
"Bu çocuk bunu söylemişse kendisine teessüf ederim"
"Barışsa, biz Ermenistan'a bütün iyi niyetimizle uzlaşma elimizi uzattık. Şimdi sıra Ermenistan’da" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Fakat bugün bir olay daha oldu. Bir gazete başlık atmış. O da güya Başbakan Yardımcım Cemil Bey’in (Cemil Çiçek) Dink’in oğlu tarafından söylenen
bir şey ki ben böyle bir ifadeyi asla Başbakan Yardımcım için kullanmam. O’nun ölümüyle ilgili ’zanlı’ olarak ifade etmişim. O, ’kanlı’ demiş, ben ’hayır kanlı
değil, zanlı’ demişim. Bu çocuk bunu söylemişse kendisine teessüf ederim. Ama bunu malzeme haline getiren o gazeteyi de huzurlarınızda kınıyorum, tel’in ediyorum. Diasporanın etkisinden kurtulup Ermenistan’da biz adım atmasını
beklerken, Ermeni yanlısı ne yazık ki bazı zihniyetten hala bu ülkede, onların avukatlığını üstlenmişler, bunu sürdürüyorlar" dedi.
'Böyle bir ifadeyi asla kullanmam!'
Mitingin ardından bir de teme atma töreni gerçekleştireceklerini kaydeden Erdoğan, "Biliyorsunuz ben temel atma törenlerine prensip olarak katılmıyorum.
Arkadaşlarım temel atıyor, ben açılışlara katılıyorum. Ama bunun istisnaları var. Önemli yatırımlarda, uluslararası yatırımlarda, gidiyor, coşkuyla, heyecanla o
töreni yapıyoruz. Bugün de Kars;ta, Azerbaycan petrol şirketi tarafından merhum Haydar Aliyev adına yaptırılacak olan büyükçe bir Endüstri Meslek Lisesi;nin
yerini verdik. Onlarda oraya liseyi yapacaklar. Onun temelini atıyoruz, Karsımıza hayırlı olsun. Azarbaycan devlet başkanına ve tüm Azerbaycan halkına buradan
şükranlarımı sunuyorum."
Başbakan Erdoğan, "Kardeşlikse, bizim Azerbaycan'la, Nahcivan'la, ezeli ve ebedi kardeşliğimiz var" ifadesini kullandı.
Dink ne demişti?
Dört yıl dört ay önce katledilen gazeteci Hrant Dink’in oğlu Arat Dink, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 24 Ocak 2007’de yaptığı taziye ziyaretinde aralarında geçen diyaloğu Taraf gazetesinde açıklamıştı...
Dink'in "Adalet Eski Bakanı C.Ç. için 'kanlımız' deyip diyemeyeceğini" sorması üzerine Başbakan'ın "Kanlım deme zanlım de" dediğini aktarmıştı.
Kars'tan ayrılan Erdoğan Van'a gitti.
''Biz, aynı kıbleye dönüyoruz..."
Başbakan Erdoğan, Van Beşyol Meydanı'nda partisince düzenlene mitingde halka hitap etti.
Van'ın ilçelerini sayarak buradaki vatandaşlara da sevgi ve selamlarını gönderen Erdoğan, ''Seyit Abdülhakim Arvasi'nin, Seyyid Fehimi'nin, Feki Teyran'ın şehri Van'ı selamlıyorum. Ahmed-i Hani'nin, Saidi Nursi'nin ilim tahsil ettiği, medreselerinde dünyaca ünlü alimlerin yetiştiği, yeryüzünün en güzel şehirlerinden biri olan Van'ı, Vanlı kardeşlerimi yürekten selamlıyorum'' diye konuştu.
12 Eylül halkoylamasında yüzde 94.5 gibi çok yüksek bir oranla ''evet'' dedikleri için şükranlarını da sunan Başbakan Erdoğan, bugün Van'a dertleşmeye, hasbıhal etmeye, muhabbete, hemhal olmaya geldiğini dile getirdi.
''Ben bugün Van'a, yüreğimi bir kez daha sizlere açmaya, gönlümden geçenleri sizlerle paylaşmaya geldim. En başından itibaren bizim dilimiz samimiyet dilidir'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Biz size hiçbir zaman yalan söylemedik, Allah'ın izniyle de söylemeyeceğiz. Biz sizlere mahcup olmadık, Allah'ın izniyle bundan sonra da mahcup olmayacağız. Biz, sizinle konuşurken, gönül diliyle konuşuyoruz, yüreğimizle, kalbimizle konuştuk. Biz, Doğu'da ayrı, Batı'da ayrı konuşanlardan olmadık.
Van'da konuşup, gidip İstanbul'da bu söylediklerini yalanlayanlardan olmadık.
Burada, Kürt kardeşlerime söz verip, sonra onu Ankara'da unutanlardan olmadık. Samsun'a ayrı, Hatay'a ayrı, Antalya'ya, Kars'a ayrı, Tunceli'ye ayrı, Diyarbakır'a, Van'a ayrı dil ve üslup kullananlardan olmadık.
Biz, gece başımızı yastığa koyduğumuzda, kendi iç muhasebemizi yapıyoruz. Millet için ne yaptık, kardeşlik için ne yaptık, eser olarak, hizmet olarak ne ürettik; bunun muhasebesini yapıyoruz.
Biz gece başımızı yastığa koyduğumuzda, ülkemizin yoksul çocuklarını, acılı annelerini düşünüyor, aynı rüyayı biz de görüyoruz.''
"Kürt meselesi benim meselemdir dedim"
2005 yılında Diyarbakır'da ''Kürt meselesi benim meselemdir'' dediğini belirten Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Ben sözümün arkasında durdum ve duruyorum, ancak bir şey söyleyeceğim; Kürt sorunu dediğimiz olay kıyamete dek bu başlıkla devam mı edecek? Söylediğimden bu yana biz birçok mesafe aldık. Nedir o? İşte az önce dediklerim... Bunların hepsini biz kaldırdık. Asimilasyon diye bir olay kaldı mı? Benim şu anda kabinemde, benim Kürt milletvekili bakan arkadaşlarım var mı? Var. Benim şu anda grubumda 60'ı aşkın milletvekilim Kürt olarak var mı? Daha neyi konuşuyoruz? İşte asimilasyon olayı bitmiştir. Gidip kendi dilinde kurs alma imkanı var. Üniversitelerde de bölümler açıldı. Okullarda gidip kendi dilinde kurs alma imkanı var, üniversitelerde bölümler açıldı. Olmayan şeylerdi biz gerçekleştirdik ve bunlar bizim partiyi kurarken programımızda yer aldı ve bunları şimdi adım adım hayata geçirdik.
Bizim siyasetimiz dürüstlük siyasetidir. Bizim siyasetimiz ilkeli siyasettir. Biz gerçeğin üzerini örtmeyiz, inkar yoluna asla sapmayız. Kasıtlı şekilde bunu BDP saptırıyor. Ben söylüyorum; acaba şu ana kadar parlamentoda, yerel yönetimlerde benim vatandaşıma ne kazandırdılar? Ne kazandırdılar, ne verdiler Allah aşkına? Siz bundan sonra ne kazandıracaklarını zannediyorsunuz? Sadece terör örgütünden aldıkları güçle halkımı korkutarak, tehdit ederek buralardan elde edecekleri oylarla bu ülkede bir şey yapacaklarını mı zannediyorlar?
Türkiye'yi kucaklayamayanların bu ülkede hizmet vermesi mümkün değil. Önce 74 milyonu kucaklayacaksın ki buraya hizmet veresin. Bunlar asla benim Kürt kardeşlerimin temsilcisi olamaz, sadece istismarını yaparlar.
Kürt sorunu ile PKK sorununu lütfen birbirine karıştırmayalım ve PKK üzerinden de evet kendileri gayet güzel rant elde ediyorlar. Milletvekili seçilmenin yolu oradan geçiyor ama benim halkım bu doğruları görüyor. Başımızı iki elimizin arasına alacağız. Biz ölüme inanmış insanlarız. Sonuna kadar bu ülkede doğruyu, hakkı egemen kılmak için çalışacağız.''
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması