'Erdoğan'ı fena işletmişler'

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi... Kılıçdaroğlu, konuşmasında Erdoğan'a yüklendi.

'Erdoğan'ı fena işletmişler'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.04.2013 - 11:00

Kılıçdaroğlu konuşmasına başlamadan önce geçen hafta yaptığı gibi 2B ve tapu sorunları nedeniyle şikayetleri olan vatandaşları kürsüye çıkardı.

Daha sonra kürsüye çıkarak konuşmaya başlayan Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle;

-CHP'nin grup toplantıları halkın sorunlarını dile getiren toplantılardır. 3 arkadaşımız konuştu, 3ü de dertli. Aylardır söyleniyorlar kimse duymuyor. Kim duydu onları? CHP duydu. Çünkü biz halkın partsiyiz. Bu ülkede huzur içinde evlerinde yaşasınlar istiyoruz. Herkesin aşı, işi, evi olsun istiyoruz.

-Bir konuşmacı arkadaşım şunu söyledi. Sayın Başbakan Yerel Yönetimler Sempozyomunda konuştu diye. Bazen çift kişilikli insanlar vardır. Bunları sinemaa filmlerinde görürsünüz. Aynı bedende iki ruhu anlatmak bir yazar için çok zordur. Siyasette bunun yeri nedir?

-Bizde çift kişilikli siyasetçi var mıdır derseniz? Ben var derim. Adını siz daha iyi biliyorsunuz. Sayn Recep Tayyip rdoğan bir konuşma yaptı; O konuşmadan bazı bölümleri aktarıyorum

-Bizim neslimiz maalesef aldığı o değerli mirası ne yazık ki aynı şekilde ileri taşıyamadı. Belki biraz aşırı olacak ama ihanet etti. Kentler için söylüyor bunu.

-Bizim metropollerimiz vardı ama o metropoller becereksiz ellerde adeta nekropole ölü şehirlere dönüştü. Doğru mu? Doğru. Hangi ellerde? Onun da cevabını veriyor Erdoğan; "Beceriksiz ellerde..."

-Ben yüksek binalar inşaa etmeyi maharet kabul etmiyorum. Yüksek binalar inşaa etmekle insanoğlunu topraktan uzaklaştırıyoruz. Doğru mu? Doğru... Şunu söylemekten kendimi alamıyorum. Sayın Erdoğan'ı fena işletmişler. Kendisini anlatıyor adeta. Ama farkında değil.

-Yarın İstanbul'da deprem olsa bu insanlar nerede kalacak?

-Ben şimdi merak ediyorum. Bunları söyleyen Sayın Erdoğan. İstanbul Laleli Veznecilerde. Tarihi bir hamam. Var hamam artık gitmiş. Yerine otel inşaa edilmiş. Ne söylyorsun ne yapıyorsun?

-Kaptan-ı Derya Halil Paşa camii vardı. Bu camiye benziyor mu? Yıktılar yerine Saray Muhallebicisi yaptılar. Hani tarihimize saygı gösterecektik.

-Eğer bir şey söylüyorsanız arkasında duracaksınız. Kenti seviyorsanız kentli olacaksınız. Tarih yok ediliyor diyorsanız gereğini yerine getirecekseniz. Eğer bunu yapmayıp laf olarak konuşuyorsanız inandırıcı olamazsınız.

-Ne demiştim yalancıdan Başbakan olmaz.

-İstanbul'da başka bir tablo daha var. Sultan Ahmet Camii. Eskiden sadece minareleri görünürüdü. Şimdi arkadaki binalar görünüyor.

-Nasıl oluyor da rant bu kadar gözünüzü bürümüş. hani sen tarihe saygılıydın. İstanbul'da yeşil alanlar vardı. Hala da var. Mezarlıklar. Allah'tan oaralara cami yapmıyorlar. Göz dikmişler ama...

-Çamlıca Tepesini hepimiz biliriz. Sit alanıydı orası. Önce Başbakan gitti kendisine villa yaptı. Etrafını duvarlarla örttü. Sen Başbakan olarak sit alanını korumazsan senin söylediğin sözler neye yarar.

-Eğer Başbakan bunları düzeltecekse. İstanbul'da tarihe saygının gereği olarak, doğaya saygının gereği olarak atacağın her adımı destekleyeceğiz.

-İstanbul nasıl yağmalandı? 2009-2013 yılları arasında İmar komisyonuna gelen dosya sayısı 9957. Gündem sayısı 11229. Mevcut planlarda değişiklik yapmak için geliyorlar. şimdi Başbakn'a çağrı yapıyorum. İstanbul'u kent haline getirmek istiyorsan bu dosyaların tamamını geri çekelim.

-Sultan Ahmet Camii'sine yapılan olumsuz davranışı yeniden düzeltelim. Caminin minareleri tüm görkemiyle ortaya çıksın.

-İstanbul'da rant dolayısıyla yandaşlara sağlanan imkan 100 milyar dolar. Gerçek tabloyu ortaya çıkarmak için kimlere avantaj sağladı TBMM'ye biz bir araştırma önergesi vereceğiz. Siz de destek verin bu rantı kimler sağlamış araştıralım.

-Ayamama deresi. 35 yurttaşımızın hayatını yitirdiği dere. Ne söyledi sayın Erdoğan, Dere intikamını alır dedi. Etrafındaki binaları yıkacağız dedi. Sayın erdoğan Ayamama deresi etrafında usulsüz dediğin binalardan birini yıktın mı? Hiç birini yıkmadı yeni binalar yaptı.

-1999'da Marmara depremini yaşadık. 10 binlerce yurttaşımız hayatını kaybetti. Rahmetli Ecevit Başbakan'dı 400 büyük arsayı tahsis etti. Çadırkentlerin kurulacağı kentlerdi oralar. Bu 400 büyük arsadan kaçı elinizde kaldı Sayın Erdoğan?

-Yağmaya bir örnek vermek isterim. Meşhur bir müteahhitimiz var. Bakırköy'de bir arazisi var. İnşaat alanı 64 bin metrekare. Ama diyor ki bu bana yetmez. 190 bin metrekareye çıkarmak istiyorum diyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi oy birliğiyle, 'Bu kadar olmaz' deyip reddediyor. Aynı vatandaş, Ankara'ya geliyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığına geliyor. Buradan onay alıyor. Bu alan 190 bin metrekareye çıkarılıyor.

-Sayın erdoğan yeşil diyorsun, yüksek bina yapmayın diyorsun, tarihe saygılı olun diyorsun. Bu izni veren kişi senin bakanın. bu izin senden izin alınmaksızın verilmez. Şimdi sana soruyorum. Sen bu bakanı İstanbul'u sevdiğin için görevden alacak mısın?

-Esenyurtta Belediye Başkanı kalkıyor kendi kendine plan yapıyor. O da elinin tersiyle Büyükşehiri itiyor. Yasalara aykırı inşaat ruhsatı veriyor.

-Yeşili olmayan bir kent olabilir mi? Kentli olmak kent kültürüne sahip olmak demektir. Siz bunların tamamını atıp herşeye para ile bakıyorsunuz. Kefenin cebi olsa oraya para doldurup götürecekler.

-Herşeyi sattılar. Kimde para var? 2B arazisi sahibi olanlarda para var. Yine söylüyoruz. Kullandığınız bu araziler ananızın ak sütü gibi sizin helalinizdir. Bu arazileri kimse sizin elinizden alamaz. Aldıklarını anda orada bir CHP'li göreceksiniz.

-Sayın Erdoğan Beykoz Belediye başkanlığı'nın internet sitesine bir girsin baksın. 2B arazisi olanların geliri bin TL. Sen bu aileden parayı nasıl alacaksın?
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler