Erdoğan'ın medya kampanyasına tepkiler
Başbakan Erdoğan'ın "yalan yanlış haberler" yazdığını iddia ettiği gazeteleri almayın çağrısına tepki yağıyor. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, basın meslek örgütlerini olağnüstü toplantıya çağırdı. Toplantıda, Erdoğan'ın başlattığı kampanya ile tırmanan iktidar-medya ilişkileri değerlendirilecek. Çağdaş Gazeteciler Derneği Başkanı Abakay da "Başbakanın çağrısı çağdışı" dedi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), son günlerde yaşanan tartışmalar üzerine basın meslek örgütlerine bir çağrı yaparak olağanüstü toplantıya çağırdı. Toplantıda, ağırlıklı olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın medyaya yönelik tutumu ele alınacak. Toplantıda ayrıca, sektördeki yaşanan diğer gelişmeler ve sorunlar da görüşülecek. Toplantı sonrası bir bildiri yayınlanması bekleniyor. Toplantı 30 Eylül Salı günü TGC’de gerçekleştirilecek.
Toplantıya Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD), Ekonomi Muhabirleri Derniği, Parlamento Muhabirleri Derniği, Foto Muhabirleri ve Radyo Televizyon Gazeteciler Derneği ile Ankara, İzmir başta olmak üzere tüm yurttaki gazeteci cemiyetleri davet edildi.
Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi ise çağrıya dair ''eşi az bulunur ayıp ve eşi az bulunur bir antidemokratik zihniyet örneği'' değerlendirmesinde bulundu. Ekşi, Erdoğan'ın ''kendi taraftarlarını kendi deyimiyle 'en demokratik ve en insani haklarını kullanmaya ve bir yayın grubuna ait gazeteleri boykot etmeye' çağırdığını'' ifade etti.
'Başbakanın kampanya çağrısı çağdışı'
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Genel Başkanı Ahmet Abakay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “yalan yanlış haberler" yazdığını iddia ettiği gazeteleri almayın çağrısına sert tepki gösterdi. “Böyle bir Başbakana sahip olduğumuz için utanıyorum” diye konuşan Abakay, Başbakanın çağrısını çağdışı bulduğunu belirtti
Abakay, açıklamasında şöyle dedi: “Başbakanın kendisini eleştiren medyayı düşman ilan edip kampanya açmasını çağ dışı buluyorum. Ve böyle bir başbakana sahip olduğumuz için utanıyorum. Başka ülkelerde dünyada böylesine çağdışı ilkel bir anlayışı yürüten yöneticiler var mı bilmiyorum. Nijerya da Uganda'da böyle ilkel yöneticiler umarım ki vardır ve böylece biz de yalnız olmadığımızı ve bu ilkelliği paylaşan başka ülkeler de olduğunu düşünerek rahatlayabiliriz. Bir Başbakan kendisini eleştiren ve daha da somutu Deniz Feneri'nde olduğu gibi mahkeme kararlarını yayınlayan gazeteleri, yayın organlarını düşman ilan etmesi sanırım uluslararası camiada şaşkınlık yaratacaktır. Demek ki demokrasiyi ifade özgürlüğünü önce ülke yöneticilerinin içselleştirmesi, inanması gerekiyormuş. Başbakanın bu kampanyasına karşı ben de ÇGD başkanı olarak, halkımızın Başbakan'ın konuştuğu kanalları, demeç verdiği gazeteleri temkinli izlesinler. Başbakan'ın söylediklerinin taraflı olduğunu ve Başbakanın herkesin Başbakanı değil sadece AKP çevresinin Başbakanı olduğunu bilerek söylediklerini temkinli karşılasınlar."
"Başbakan eleştiri sınırını aştı"
Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği (RTGD) Genel Başkanı Metin Özkan da Erdoğan’ın boykot çağrısıyla eleştiri sınırlarını aştığını söyledi. Özkan, yaptığı açıklamada şöyle dedi: “Bir süredir medyayı eleştirileriyle hedef alan Başbakan Sayın Erdoğan, bu kez eleştiri sınırlarını aştı. Demokratik rejimlerde bir Başbakanın kendisinin hoşuna gitmediği gazeteleri almayan çağrısı yapması, rejimin demokratik kurumları açısından endişe vericidir. Sert eleştirilerinin ardından boykot, boykotun ardından ne geleceği ise bilinmemektedir. Bundan sonra Başbakan Sayın Erdoğan’ın medya hakkında vereceği kararı endişe ile beklemektense, Başbakanı demokrasi iye uyuşmayan bu tutumundan derhal vazgeçmeye, meslek örgütleri ve işveren kuruluşlarıyla sektörün bu tutuma şiddetle karşı çıkmaya çağırıyorum.”
"Gazetelerin denetçisi başbakan değildir"
Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkanı Nazmi Bilgin ise ''Gazetelerin denetçisi Başbakan değildir'' diyerek tepkisini dile getirdi.
Bilgin, yaptığı yazılı açıklamada, Başbakan Erdoğan'ın ''demokratik bir sistem sayesinde o koltukta oturduğunu unutup, demokrasinin tüm kurallarını hiçe sayıp, demokratik davranış biçiminden uzaklaştığını'' kaydetti.
Başbakan Erdoğan'ın ''kendisini Türkiye'de yayımlanan gazetelerin denetçisi yerine koyduğunu'' söyleyen Bilgin, ''Gazetelerin denetçisi Başbakan değildir'' dedi.
''Başbakan'ın medyanın bir kısmına maddi manevi sınırsız destek verirken diğer bir bölümüne kendisi ile ilgili haber yaptıkları için sırtını dönemeyeceğini'' ifade eden Bilgin, açıklamasında şunları kaydetti:
''Protesto etmek için bile 'o gazeteleri almayın' diyemez. Başbakanlık koltuğunda oturanların demokrasiye saygılı, olgun ve hazımlı olmaları gerekir. Türkiye Gazeteciler Federasyonu, yıllardır medyada tekelleşmenin ülkeye zarar vereceğini her fırsatta ortaya koymuş 74 gazeteciler cemiyetini çatısı altına toplamış, 14 bin üyesi olan bir meslek kuruluşudur. Biz, etik değerlerin ne ticari ne de siyasi kaygılarla tahrip edilmesine seyirci kalamayız. Türkiye, geçmiş dönemlerinde bu tür pek çok tartışma yaşamıştır ama hiç bir zaman bu günkü kadar düşük seviyede bir tartışmaya tanık olmamıştır.''
Bilgin, son gelişmeleri değerlendirmek üzere Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yönetim Kurulu'nu toplantıya çağırdığını ve daha sonra da Başkanlar Konseyinin olağanüstü toplantıya çağrılacağını bildirdi.
'Erdoğan suç işliyor'
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erol Akıncılar da Erdoğan’ın, başbakanlık gücünü kötüye kullandığını ve suç işlediğini söyleyerek, “Basını hedef alan Başbakan dönüşü olmayan bir yolda yürümektedir” dedi.
Akıncılar yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın medyaya karşı takındığı tavrın, bir başbakana yakışmadığını ifade etti. Cumhuriyet tarihinde hiçbir başbakanın basına karşı böyle bir tavır içinde olmadığını kaydeden Akıncılar, şöyle konuştu:
“Demokrasilerde dördüncü kuvvet olarak bilinen ve bugüne kadar tanık olmadığı suçlamalarla karşılaşan Türk basını tarihinin en talihsiz dönemini yaşamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın baskıcı, örtülü tehditle bazı gazeteleri boykota davet etmesi, vatandaşlarımızın bilgi alma hürriyetinin engellenmesidir. Bu da demokrasi anlayışı ile hiçbir şekilde bağdaşmamaktadır. Bu çarpık anlayışın en kısa sürede düzeltilmesi, hatalardan dönülmesi temennimizdir. Aksi taktirde Türk basını içinde bulunduğumuz dönemi en karanlık dönem olarak hatırlayacaktır.”
TFMD'den tepki
Türkiye Foto Muhabirleri Derneği (TFMD) de “Bu kampanyanın çağdaş, demokratik, özgür bir Türkiye’ye ve halkına yakışmadığını düşünüyoruz” açıklamasında bulundu. Açıklamada, “Tüm dünya da politikacılar ve siyasetçiler, basın özgürlüğü ve halkın haber alma özgürlüğüne müdahale etmek yerine, bu yollara ulaşmayı kolaylaştırırken, ülkemizde AB yolundaki siyasetçilerin böyle bir kampanya başlatılması dikkat çekici ve ne kadar samimi olduklarının bir göstergesidir” denildi.
'Başbakan daha açık konuşsun'
SHP Genel Sekreteri Uğur Cilasun, bazı gazetelerin alınmamasına yönelik boykot çağrısında bulunan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın aslında vatandaşlara “Bizim ne işler karıştırdığımızı bilmeyin, öğrenmeyin” demek istediğini söyledi. Cilasun, “Başbakan daha açık konuşsun” dedi. SHP Genel Sekreteri Cilasun yaptığı açıklamada, Başbakan Erdoğan’ın dün partililerine bazı gazetelere yönelik boykot yapmaları çağrısında bulunmasını değerlendirdi.
Cilasun, şunları kaydetti:
“Sayın Başbakan o kadar açık konuşmamıştır. Bilkent Otel’de iftar yapan yurttaşlara demek istediği: ‘Bizim ne işler karıştırdığımızı bilmeyin, öğrenmeyin’, ‘Basın özgürlüğü yalnız bizim yandaşlarımız için söz konusudur’, ‘Bilkent’te yenilen yemeklerin, saray gibi Genel Merkezlerinin, gemilerin, imar spekülasyonlarının, ihale desteklerinin, yoksul vatandaşlara gönderdiğimiz oy amaçlı erzak paketlerinin kaynaklarını sizin bilmenize gerek yok, sakın ola öğrenmeyin’, ‘Biz biliriz, yararlanmasını da biliriz’ demek istemiştir. Açık konuşulursa bunların söylenmesi gerekirdi, Başbakan daha açık konuşsun.”
'Başbakanın demokrasi anlayışı raftadır'
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, Başbakan Erdoğan’ın bazı gazeteleri boykot çağrısına sert tepki gösterdi. Vural, “Başbakan’ın demokrasi anlayışı sadece raftadır. Milli görüş gömleğini çıkardığını söyleyen Başbakan kara gömlek giymiştir” dedi.
Başbakan Erdoğan’ın kendisini ve partisini eleştirmeyen bir medya istediğini, yaptığı çağrıyla vatandaşların bilgi edinme hakkını ellerinden almak istediğini ifade eden Vural, şunları söyledi:
“Başbakan bu çağrıyla demokrasi suçu işliyor. Yolsuzluklar ve yanlışlıklarının yazılmadığı bir medya istiyor. Bu çağrısı açıkçası şantaj ve tehdittir. Başbakan’ın demokrasi anlayışı sadece raftadır. Milli görüş gömleğini çıkardığını söyleyen Başbakan kara gömlek giymiştir. Başbakan’ın faşist düzen arzusu içinde olduğu ortaya çıkmıştır. Başbakan, kendilerinin ürettiği yalanlarla, milletin kandırılacağı bir düzen istemektedir. Soruyorum Başbakan’a 'Niye korkuyorsun sayın Başbakan, yolsuzlukların ortaya çıkmasından mı korkuyorsun'" dedi.
Erdoğan’ın yaptığı çağrının aslında bugüne kadar medyayı kullanarak, medya aracılığıyla milleti kandırdığının da göstergesi olduğunu belirten Vural, Erdoğan’ın tavrını tehlikeli bulduklarını söyledi.
Vural, “Hükümetin böyle bir tavır içinde olması, medyayı çeşitli görüşlere kapatması, prangalar oluşturma anlayışının tezahürüdür. Başbakanın demokrasiden nasiplenmemiş, diktatörlük özlemi içinde olduğu ortaya çıkmıştır. Açık toplumdan bahseden Başbakan Türkiye’nin kapalı toplum olmasını isteyecek kadar da acizlik içinde düşmüştür. Vatandaşın, Türkiye’yi yönetenler hakkında bilgi edinme hakkı vardır. Başbakan yazıların doğru olmadığını söylüyorsa tekzip mekanizmasını kullanmalıdır. Ancak Başbakan’ın niyeti Türkiye’de kendine hizmet eden yandaş medya oluşturmaktır. Bu anlayış karanlık bir anlayışın yansımasıdır”diye konuştu.
Başbakan Erdoğan'ın muhalefete tahammül edemediğini iddia eden Vural, şunları kaydetti: ''Hem kel, hem fodul olma politikanız kabak tadı verdi. Eleştirilere cevap vereceğine, ağzına ne gelirse onu söylüyor. Ona buna saldırıyor. Milleti birbirine kırdırıyor. Kurumları çatıştırıyor. Siyaseti gerginleştiriyor. Medyanın siyasileşmesi, siyasi partiler tarafından parsellenmesi demokrasi önünde en büyük tehlikedir. Başbakanın medya üzerinde oyunları sona ermelidir.''
'Türk demokrasisine yapılmış en büyük saldırıdır'
Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Süleyman Soylu, ''Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı medya organlarını boykot çağrısıyla Türkiye'de demokrasi, fikir, ifade ve basın özgürlüğünü yok etmeye yönelik niyetini açıkça ortaya koymuştur'' dedi.
Soylu, yaptığı yazılı açıklamada, AKP'nin medyayı ''tek sesli, kontrollü, yandaş ve iliştirilmiş medya'' haline getirmeye çalıştığını öne sürdü.
Başbakan Erdoğan'ın bazı medya organlarını ''boykot'' çağrısının, Türkiye ve Türk demokrasisi için çok tehlikeli bir durum olduğunu ifade eden Soylu, şunları kaydetti:
''Başbakan Erdoğan, bazı medya organlarını boykot çağrısıyla Türkiye'de demokrasi, fikir, ifade ve basın özgürlüğünü yok etmeye yönelik niyetini açıkça ortaya koymuştur
Sayın Başbakan'ı sinirlerini kontrole ve sükunete davet ediyoruz. Türkiye'de sermaye ve medya grupları iktidar yandaşlığı yapmakla, iktidarla al gülüm, ver gülüm ilişkileriyle Türkiye'de özgür medyanın olmayacağını ve günü gelince kendilerinin de hedef tahtasına oturacağını bilmelidir. Medya, iktidarın yıllardır devam eden yolsuzluklarını, suiistimallerini, ekonomik, siyasi iç ve dış politika konusundaki beceriksizliklerini ortaya koymalıdır. Bunları yayınlamak medyanın en önemli var oluş sebebidir.''
Özgür ve çok sesli medyanın sadece demokratik rejimlerde bulunduğunu vurgulayan Soylu, ''Basın ve ifade özgürlüğü herkese lazımdır. Şantaj, tehdit ve tedhiş havasıyla medyayı da susturmak Türk demokrasisine yapılmış en büyük saldırıdır'' dedi.
'Erdoğan'ın eleştiriye, farklı seslere, farklı düşüncelere tahammülü yok'
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi, Erdoğan'ın ''tutumunun gittikçe katılaşmasını endişeyle izlediklerini'' bildirdi.
Çelebi, yaptığı yazılı açıklamada, şunları kaydetti:
''Başbakan Erdoğan'ın eleştiriye, farklı seslere, farklı düşüncelere tahammülü olmadığını öteden beri biliyoruz. Başbakanın bu konudaki tutumunun gittikçe katılaşmasını da endişeyle izliyoruz. Çalışan emekçi kesimlere ekmeği, İzmir ve Ankara halkına suyu, sanatçılara düşünmeyi çok gören sayın Başbakan, basına da sansürü mubah görmüştür. Sayın Erdoğan'ın ve partisi AKP'nin demokrasi ölçütlerini artık bütün Türkiye yakından biliyor. Elbette herkes demokrat olmak durumunda değildir. Demokrat olmayabilirsiniz ve bunu sizden kimse de beklemez. Ancak, bu ülkenin başbakanıysanız eğer, en az kendi yandaşlarınıza olduğu kadar herkese adil, eşit ve ölçülü davranmak zorundasınız. Bunu bir yurttaş ve demokratik bir kurum olarak bekleme hakkımız vardır.''
'Tehlikeli ve endişe verici'
TOBB Türkiye Medya ve İletişim Meclisi Başkanlık Divanı, Başbakanın boykot çağrısının "sektör açısından son derece tehlikeli ve endişe verici" olduğunu açıkladı. Yapılan açıklamada, şöyle denildi:
"Başbakan Sayın Erdoğan’ın bu çağrısı medya ve iletişim sektörü açısından son derece tehlikeli ve endişe vericidir. Bu tutum sadece bir gazeteye, bir medya grubuna değil, sektörün tümüne yönelik olarak değerlendirilmelidir. Bu yanlış tutumdan Başbakan Sayın Erdoğan’ın biran önce vazgeçmelidir. Sayın Başbakan'ın bu çağrısının endişe veren birden fazla boyutu bulunmaktadır. Bu kampanyanın yarın ekonomik boyutları da dahil farklı mecralara kayabileceğini düşünmek bile istemiyoruz. Bu çağrı toplumu farklı kutuplara itebilecek başka bir gelişmeyi de beraberinde getirebileceği endişesi taşıyoruz. O gazeteyi okuyanlar ve okunmayanlar diye toplumun kamplara bölünmesi endişesini de hem sektörümüz hem de toplum açısından taşıyoruz. Bu tür boykot kampanyasının demokratik ve hukuk devletinde Başbakan dahil hiçbir devlet adamı ve siyasetçiye yakışmayacağına inanıyoruz. Kim ve hangi gruba dönük olursa olsun bu ve benzeri çağrılardan derhal vazgeçilmesini istiyor ve bekliyoruz"
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı
- Kayıp Amerikalı Suriye'de bulundu: 'Hacıyım' dedi...