Ergenekon sanığı Karabulut ikinci kez AİHM'e başvurdu

Birinci Ergenekon davasının tutuksuz sanığı Noel Baba Barış Konseyi Başkanı Muammer Karabulut'un avukatı Süleyman Çetin, yaptığı yazılı açıklamada, müvekkilinin 20 Haziran 2009 tarihinde, yargılandığı CMK'nın 250. maddesiyle görevlendirilen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasında bulunarak davanın geri bırakılmasını talep ettiğini, mahkemenin kabul etmemesi üzerine İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesine itiraz ettiğini ve itirazın da reddedildiğini hatırlattı.

Bunun üzerine, CMK'nın 250. maddesiyle görevli mahkemelerle ilgili AİHM'e başvurulduğu anlatılan açıklamada, başvuruda, ''İlk önce Avrupa Konseyi'nin uyarıları, daha sonra da AB Uyum Yasaları çerçevesinde 2004 yılında Türkiye'de kapatılan DGM'lerin, aynı illerde, aynı binalarda, aynı yargıçlarla ve aynı yöntemlerle devamının sağlanarak, CMK'nın 250. maddesi ile görevli savcı ve hakimlerin verdiği kararlarla Muammer Karabulut'un mağdur edildiği'' ifadelerine yer verildiği kaydedildi.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından yürütülen kovuşturmada, Anayasa'daki ''hukuk devleti ilkesi'', ''yargı yetkisi'', ''eşitlik ilkesi'', ''temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması'', ''düşünce ve kanaat hürriyeti'', ''hak arama hürriyeti'' şeklindeki bazı yasal hakların ihlal edildiği belirtilen açıklamada, savcılık ve mahkemenin uygulamalarının insan haklarına, hukuk tekniğine, Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarına aykırı bir şekilde uygulamalara neden olduğu bildirildi.

Açıklamada, CMK'nın 250. maddesi ile görevli savcı ve hakimlerin, ''adil yargılanma hakkı başta olmak üzere temel insan haklarına uygun olmayan bir yapıda yetki kullandığı'' ifade edilerek, Türkiye'de DGM'lerin kaldırıldığının doğru olmadığı, DGM'lerdeki usul ile bugünkü yargılamadaki usulün aynı olduğu belirtildi.

Açıklamada, Ergenekon sürecindeki ihlalin tek nedeninin CMK'nın 250. maddesi ile yetkili olan özel mahkemelerin varlığı olduğu belirtildi.

Avukat Çetin, AİHM'e yaptıkları başvuruyla 30 bin Avro tazminat talep ettiklerini ifade ederek, daha önce yaptıkları tutukluluk süreciyle ilgili başvurunun da AİHM tarafından incelemeye alındığını bildirdi.