Ergenekon'da 123. duruşma

Birinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Osman Yıldırım, çapraz sorgusu sırasında savcıların ardından tutuklu sanık Muzaffer Tekin'in sorularını da cevaplandırdı.

Ergenekon'da 123. duruşma
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 13.11.2009 - 08:13

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmada çapraz sorgusuna devam edilen Yıldırım, Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'ın ''İsmail Sağır'ın geçmişiyle ilgili bir şey biliyor musunuz? Uyuşturucu kullanıp kullanmadığı konusunda bilginiz var mı?'' sorusuna, ''Sağır, uyuşturucu kullanan birisine benziyor ama kullanırken görmedim. Parası olduğu konusunda bilgim yok'' cevabını verdi.

Yıldırım, Savcı Taşkın'ın ''İsmail Sağır ve Erhan Timuroğlu neden sizin hakkınızda 'bu itirafçı, yalan söylüyor' diyorlar?'' şeklindeki sorusunu üzerine de ''Allah insanı cahil insanlarla muhatap etmesin. İtiraf eden Alparslan Arslan'dır'' dedi.
Yıldırım, Timuroğlu ve Sağır ile onların tanımadıkları kişilerin isimlerini veren kişinin Arslan olduğunu ifade etti.

Taşkın'ın, ''Veli Küçük'ü 1993'ten beri tanıdığınızı, İbrahim Genç'in ofisine gelip gittiğini söylüyorsunuz. O dönemde Veli Küçük'ün nerede görevli olduğunu biliyor musunuz?'' sorusuna Yıldırım, Küçük'ün Ağrı, Manisa ve Karadeniz'de bazı bölgelerde görevli olduğunu bildiğini söyledi. Taşkın'ın ''Veli Küçük, İbrahim Genç'in yazıhanesine ne amaçla geliyordu?'' sorusunu ise Yıldırım, ''Bunu cevaplamıştım'' diyerek yanıtlamadı.

Savcı Taşkın, Yıldırım'a ''Suç dünyasının içinden geldiğinizi söylüyorsunuz. Bir gazete binasına 3 bomba atılması için vaat edilen 500 bin dolar çok değil mi?'' şeklinde soru yöneltti. Yıldırım da ''Suç dünyasından geldiğimi ben söylemedim. Başkaları söylüyor ama karşı da çıkmıyorum. Gazeteye o kadar paranın az olduğunu düşünüyorum'' dedi.
 

El bombaları

Savcıların sorularını tamamlanmasının ardından sanıklardan Muzaffer Tekin de Yıldırım'a sorular yöneltti.

Yıldırım, Tekin'in Ataşehir'deki evden bombaları nasıl aldığı, bombaların tipi ve renklerinin nasıl olduğu şeklindeki sorularına, aynı tip ve aynı renkte 3 bomba olduğunu, kendisinin önce sehpaya koyulan 2 bombayı, Alparslan Arslan'ın da üçüncü bombayı aldığını, el bombalarının siyah renkli ve parça tesirli olduğunu söyledi.

Tekin, Yıldırım'ın kendisinin attırdığı 2 el bombasının patlamamasının cevabını almaya çalıştığını söylediğini ifade ederek, ''Bombayı sana kim verdiyse ona soracaksın'' dedi.
Yıldırım'ın ''Bırakın soruyu herkes işlediği suçu inkar ediyor''
demesi üzerine Tekin, ''Haklısın. O zaman gördüğümüze itibar edeceğiz'' diye konuştu.

Tekin'in ''Bombalar patlamayınca bu oyunun nasıl olduğunu öğreneceğim diyorsunuz. Çıkar amaçlı iş aldığınızı söylediniz. Ankara'ya kadar ısrarla bu konuyu takip ediyorsunuz, niçin?'' sorusu üzerine de Yıldırım, Ankara'ya kendisini kamufle etmek için gittiğini ve bu konuyu öğrenmek için çabaladığını dile getirdi.

Tekin'in ''Patlayıp kan gövdeyi mi götürsün, niçin patlamayan bombaları araştırdınız?'' sorusuna da Yıldırım, ''Patlayıp kan gövdeyi götürsün değil. Niçin patlamadıklarının bir nedeni olmalı'' karşılığını verdi.

Tekin'in bir sorusu üzerine de Yıldırım, adaletin tecellisi açısından gerçeklerin ortaya çıkması için ifade verdiğini söyledi. Yıldırım'ın, Alparslan Arslan'ın ''Üçüncü bombayı da atalım paramızı alalım'' ifadesini kullandığını söylediğini belirten Tekin, Arslan'ın parayı kimden alacağını sordu.

Osman Yıldırım'ın ''Ağası kimse ondan'' şeklinde cevap vermesi üzerine Tekin, ''Bomba atılması konusunda size para teklif ediliyor. Bu çelişkili değil mi?'' dedi. Yıldırım ise ''Bizi beraber görüyorlar. Ondan herhalde'' karşılığını verdi. Tekin'in sorusu üzerine Yıldırım, Sedat Peker'i eskiden İstanbul'daki bazı mekanlarda 3-5 defa gördüğünü dile getirdi.

Yıldırım, Tekin'in ''Siz Alparslan Arslan ile aynı görüşte, imanlı, inançlı, dindar insan mısınız? Ankara'daki duruşmada, şeriat istediğinizi söylediniz'' sözleri üzerine de şöyle konuştu:
''Ben şeriatın gelmesini istemedim. Arslan, dindar bir insan değildir. Devletini sevdiğini hissediyordum. Sadece bu açıdan aynı görüşte olabiliriz. Bende bir değişim yok. Ankara'da hazırlanan tezgah ve oyun karşısında hala 'Elhamdülillah Müslümanım'' demeye çekiniyorum. İslamiyete, Müslümanlığa niçin bu kadar kin duyduğunuzu anlamış değilim. Bunu benim üzerimden niye yapıyorsunuz?''

Tekin de Yıldırım düşmanı olmadığını belirterek, iftiraya uğradığını ve en çok zarar görenin kendisi olduğunu söyledi. Tekin'in, Müslüman olduğunu söylediğini, ancak ifadelerinde değişiklikler bulunduğunu belirtmesi üzerine Yıldırım, ''Ben Müslümanım diyorum, bunlar beni kökten dinci ilan ediyor. Sonra da turizm işi yaptığımı söylüyorum. Alparslan dindar değil. Müslümanlık sıfatıyla TSK'yı, yargıyı tehdit ediyor'' diye konuştu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Tekin'in bazı sorularının yorum olduğunu belirterek, müdahale etti.
 

''Örgüt üyesi değilim"

Tekin'in ''Sözde Ergenekon örgütünün varlığını biliyor musunuz?'' diye sorduğu Yıldırım, ''Ergenekon'u biliyorum, örgüt olup olmadığını bilmiyorum'' dedi. Yıldırım, Tekin'in ''Bu örgütün üyesi misiniz?'' sorusunu ise ''Değilim'' şeklinde cevaplandırdı. Tekin'in de ''Üyesi olmadığın halde nereden varlığını biliyorsun?'' diye sorduğu Yıldırım, ''Biliyorum'' derken, toplantılarına da katılmadığını anlattı. Tekin de Yıldırım'a ''Danıştay cinayeti Ergenekon işi diye nasıl bilgi veriyorsunuz?'' sorusunu yöneltti.

Yıldırım, bu soruya da ''Ergenekon ismiyle faaliyet gösteren sizsiniz. Alparslan Arslan seninle hareket eden bir insan'' karşılığını verdi. Tekin'in ''Bunu somut olarak ortaya koyar mısın? Hayatımda ilk defa seni, bu salonda gördüm'' demesi üzerine Yıldırım, ''Ben seni her yerde gördüm'' dedi. Yıldırım, geçmişten bugüne kadar yaptıklarını devlete yıkmadığını, çıkar amaçlı suçları devlete yıkan insanlar gibi olmadığını savundu.

Tekin'in ''İbrahim Genç Ergenekon yapılanması içinde midir?'' diye sorduğu Yıldırım, ''Tanışmıyor musunuz'' dedi. Tekin de hayatında hiç görmediğini belirtmesi üzerine Yıldırım, ''Sedat Peker ile ilişki içinde değil mi?'' diye sordu. Tekin de ''Bilmiyorum, benim ilişkilerim çok sınırlı ve seviyelidir'' diye konuştu. Yıldırım da ''Tanışıyorlar, biliyorum'' dedi. Tekin'in, ''Güçlü bir örgüt, basit bir bomba işini, büyük bir meblağ ile örgütün dışındaki bir kimseye attırır mı?'' sorusuna da Yıldırım, ''Semih Tufan Gülaltay ile tanışıyor musunuz?'' şeklinde cevap verince Tekin ''Tabii ki tanışıyorum'' dedi. Yıldırım da ''Eğer Ergenekon bir örgütse, Semih Tufan ile tanışıyorsan, o da bakkala, manava bomba attırıyorsa, mesele yok'' diye konuştu.

Tekin ise 2003 yılından beri Gülaltay ile görüşmediğini, bakkala ve manava bomba attırdığını bilmediğini, bunları Yıldırım'ın bildiğini söyledi. Muzaffer Tekin'in ''İbrahim Genç ile beni ne zaman, nerede gördün? Mekan, tarih söyler misin?'' diye sorduğu Osman Yıldırım, bazı mekanlarda gördüğünü, tarih ve yerini hatırlamadığını söyledi.

Yıldırım, Tekin'in ''Beni ilk, ne zaman ve nerede gördünüz?'' sorusuna da ''Bazı yemekli toplantılarda sanırım. Zaman ve mekan hatırlamıyorum. Avrupa yakasında olabilir. Arkadaşlar tanıştırmıştı. Telefon ve adres verdiğinizi hatırlamıyorum'' diye cevap verdi.
Tekin'in ''İrtibatlaşalım dedim mi?'' sorusuna Yıldırım, ''O zaman demediniz'' dedi.
Yıldırım, Tekin'in ''Beni Veli Küçük ve İbrahim Genç ile bir arada gördünüz mü?'' sorusunu, hatırlayamadığı şeklinde cevaplandırdı.

Birinci Ergenekon davasının tutuklu sanıklarından Erhan Timuroğlu, Osman Yıldırım'a, ''Ergenekon yapılanmasını bildiği halde kendilerine baştan beri söylemediği için'' kızdığını söyledi.

Perinçek, Yargıtay, İstanbul Adliyesi ve İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı'nın da artık bu davanın zanlıları arasına katıldığını öne sürdü. ''Gladyo hukukunun Türk yargısına ahlaksız bir saldırı yürüttüğünü'' iddia eden Perinçek, ''Türk yargısının içinde gizli bir örgüt kurulduğunu'' ileri sürdü.

Perinçek, ''Beşiktaş Terör Örgütü'' adı altında hazırladığı bir şemayı da anlatarak, mahkemeye sundu. Tutuklu sanık Erhan Timuroğlu da 3.5 yıldır cezaevinde olduğunu belirterek, Osman Yıldırım'ın, kendisi ve diğer arkadaşlarının ne şartlarda cezaevinde yattığını bildiğini söyledi.

Osman Yıldırım'a kızmasının nedenini, ''Madem 'Ergenekon' yapılanmasını biliyordun, madem sana para vaat edildi, madem bu örgütün üyesiydin, baştan beri bize niye söylemedin'' şeklinde açıklayan Timuroğlu, ''Ben onun amacı doğrultusunda cezaevinde yattım'' dedi.

Yıldırım ile Ankara'ya gittiğini, Danıştay'ın ne olduğunu ise bilmediğini kaydeden Timuroğlu, tutuklu sanık Tekin Irşi'nin Cumhuriyet Gazetesi'ne bomba atmasına da kendisinin vesile olduğunu, Irşi'nin kendisine güvenerek bu eylemi yaptığını kaydetti.

Alparslan Arslan'ı tanımadığını dile getiren Timuroğlu, Yıldırım'ın, gizli gizli kendileri hakkında en azından 100 tane dilekçe verdiğini, tüm dilekçelerinde de kendisini suçladığını anlattı.

Timuroğlu, Yıldırım'ın, hakkında ''Ergenekon'a yaranmak için bana saldırıyor'' dediğini ifade ederek, ''Alakası yok. Biz Ankara'dan buraya birlikte geldik. Ona 'anlattıkların doğruysa yanındayım' dedim. İlk zamanlar burada ona laf atanlara karşı çıktık, yanında durduk. Benim bu adama yaptıklarımı kimse yapmadı'' diye konuştu.

Timuroğlu, Yıldırım'ın Ergenekon soruşturması kapsamında tanık olarak ifadesinin alınmasına ilişkin de ''Zekeriya Öz de bunu zorlamamıştır. Bu, gazetelerden yazılanlara bakarak söylemiştir'' dedi.


''Dinci örgütle ilişkimiz yok"

Tekin Irşi de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kendilerine ''dinci'' diyerek ceza verdiğini öne sürdü.
Irşi, ''Bizim dinci bir örgütle ilişkimiz olmadı, olamaz da. Danıştay olayıyla bir ilgimiz yok. Danıştay'ı biz basmadık. Alparslan da zaten 'ben yaptım' diyor. Biz Danıştay'a girmiş olsaydık, kendi işimizi kendimiz görürdük. Cumhuriyet Gazetesinin bombalanmasını kabul ediyorum'' diye konuştu.

Bu kadar insana yazık ve günah olduğunu, insanların boşu boşuna yattığını ifade eden Irşi, ''Burada bir tane Sevgi ablamız var. Vallahi görünce üzülüyorum. Burada parti başkanı, doktor, asker var. Burada bir terör örgütü göremiyorum'' şeklinde konuştu. Duruşma, sanık avukatlarının taleplerinin alınmasıyla devam ediyor.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler