Ergenekon'da yeni iddianame

İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesi, ''Ergenekon soruşturmasını etkilemeye teşebbüs ettikleri'' öne sürülen ve aralarında eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın da bulunduğu 11 şüpheli hakkında hazırlanan iddianameyi kabul etti.

Yayınlanma: 04.01.2012 - 09:58
Abone Ol google-news

''Ergenekon davası ve soruşturmasını etkilemeye teşebbüs ettikleri'' öne sürülen 11 kişi hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın ''Ergenekon silahlı terör örgütü yapılanmasının yargı teşkilatındaki örgütlenmesinden ve dava takiplerinden sorumlu örgüt üyesi olduğu'' kaydedildi.

Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından hazırlanan iddianamede, elde edilen tüm bu deliller birlikte değerlendirildiğinde, şüpheli Mehmet Seyfi Oktay'ın, Ergenekon silahlı terör örgütü yapılanmasının yargı teşkilatındaki örgütlenmesinden ve dava takiplerinden sorumlu örgüt üyesi olduğu, adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs ve yargı görevini yapanı etkileme suçlarını işlediği belirtildi.

Oktay'ın ''silahlı örgüte üye olmak'', ''hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek'', ''yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs etmek'' ve ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 10 yıl 9 ay ila 26,5 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, diğer sanıklar Tülay Bekar, Ali Hadi Emre, Mehmet Cengiz, Kudbedin Kaya, Canfer Balçık ve Hüseyin Yıldırım'ın da ''silahlı örgüte üye olmak'', ''yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs etmek'' ve ''adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek'' suçlarından 10 ila 22'şer yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları öngörülüyor.
Sefa Altıoğlu, Şehriban Nihan Atasagun, Ali Haberal, Erkan Bülent Haberal'ın, Ergenekon silahlı terör örgütünün hiyerarşik yapısına dahil olmamakla birlikte, örgüt adına suç işledikleri belirtilen iddianamede, bu şüphelilerin de 10 ila 22'şer yıl arasında hapis cezasına çarptırılmaları istendi.

''Ergenekon davası ve soruşturmasını etkilemeye teşebbüs ettikleri'' öne sürülen 11 kişi hakkında hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianamede, ''Şüphelilerin, bir yandan, örgütün gizli hükmedici güç konumunu sürdürebilmesi amacıyla adliye içerisine sızmak için stratejiler geliştirdiği, diğer yandan, örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda, bir şekilde soruşturmaya muhatap örgüt yöneticisi ve üyesi şüphelileri, usulsüz olarak soruşturmadan kurtararak, tahliyesini sağlayarak, davayı etkisizleştirmeye çalıştıkları tespit edildi'' denildi.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız tarafından hazırlanan ve İstanbul 15. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, ''Ergenekon Silahlı Terör Örgütü''ne karşı yürütülen soruşturmada elde edilen deliller neticesinde, şüphelilerin örgüt adına yaptıkları faaliyetlerle, yargıda kadrolaşmaya çalıştıkları, örgüt üyelerinin yargılandığı mahkemeler başta olmak üzere, mahkeme hakim ve savcılarını etkilemeye, yargılama konusu davaları yönlendirerek kendi lehlerine karar çıkartmaya çalıştıklarının tespit edildiği kaydedildi.
Şüphelilerin suça konu faaliyetlerine muhatap hakim ve savcıların, yüksek yargı mensubu veya Ankara ve İstanbul'da görev yapan birinci sınıf hakim ve savcılardan oluştuğunun anlaşıldığı, bu kişilerle ilgili yasal gereğinin takdir ve ifası için toplanan delillerle birlikte ilgili yerlere bildirimlerde bulunulduğu ifade edilen iddianamede, şöyle denildi:
''Örgütün yaptığı çalışmalar sonucu, bazı hakim kararları ve idari tasarruflarda bulunulduğu anlaşılmış ise de bu faaliyetler, yargı kararlarına gölge düşürmemek için iddianamede inceleme konusu yapılmamıştır. Fakat örgüt üyesi şüphelilerin suça konu eylemlerinin ortaya çıkartılması amacıyla şüphelilerin kendi aralarında ve yargı üyeleriyle yapmış oldukları ve mahkeme kararları doğrultusunda tespit olunan telefon görüşmeleri iddianame içerisine eklenmiştir. Bu görüşmelerden iddianamede dava konusu edilmeyen şahısların isimleri kısaltılmış, mümkün mertebe delil mahiyetinde olmayan özel görüşmeler iddianame içerisine alınmamıştır. Bazı görüşmelerin önemi ve şüpheliler arasındaki delil bağlantısını ortaya koyabilmek amacıyla iddianamenin birden çok farklı bölümlerinde yer verilmiştir.''

Ergenekon silahlı terör örgütünün, yargı ile ilgili faaliyetlerinin ortaya çıkartılması amacıyla yapılan soruşturma sonucu, 37 klasör delil elde edildiği anlatılan iddianamenin, örgütün yapısı, yargı ile ilgili faaliyetleri ve şüphelilerin hukuki durumları olmak üzere 3 ana bölüm halinde yazıldığı kaydedildi.

İddianamde, şüphelilerin eylemlerinin bir bölümünün, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin yargılama faaliyetlerine yönelik olduğunun anlaşıldığı, ancak, Ergenekon silahlı terör örgütü yargılamasının ana dosyasının bulunduğu İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine, birleştirme talepli kamu davası açılmadığı vurgulandı.
Ergenekon silahlı terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturmada ele geçirilen tüm deliller incelendiğinde örgütün amacının, içte sürekli belirli kesimler arasında çatışmalar yaşayan ve toplumsal barışı temin edemeyen, kaosun pençesine düşmüş, komşu ülkeleri ile sürekli sorun yaşayan, dünyada yalnızlığa mahkum edilmiş, Avrupa Birliği kriterlerinden oldukça uzak ve insan hakları değerlerinden habersiz, çağın tüm uluslararası değerlerini dışlayan, ekonomik darboğazlar, çeşitli iç etnik çatışmalar ve terör ile uğraşan, ekonomik yönden zayıf bir devlet oluşturulmaya çalışılarak, devletin içte ve dışta güçsüz kılınarak, ülkeyi yönetemez hale getirmeyi planladığı belirtildi.
İddianamede, böylece örgütün güdümünde siyasal iktidarlar oluşturmak, örgütün gizli amacına uymayan tüm siyasal iktidarları değişik yöntemlerle kontrol altına almak, bu başarılamadığı taktirde, yasama ve yürütme organlarını devirip kendi ideolojik amaçları doğrultusunda devlet yönetimini ele geçirmek istendiğinin anlaşıldığı kaydedildi.

TSK'ya sızmak için özel önem verildi

Ergenekon terör örgütünün, terör örgütlerinin kullandığı yöntemlerden farklı olarak, devletin temel kurumlarını karşılarına almak yerine devletin bütün kesimlerinde bulunan görevliler arasında örgütlenmeye çalıştıkları anlatılan iddianamede, bu bağlamda, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmaya, özel bir önem verdikleri ifade edildi.
İddianamede, ''Ergenekon analiz, yeni yapılanma yönetim ve geliştirme projesi – İstanbul 29 Ekim 1999'' isimli temel örgüt dokümanı ve diğer bazı örgüt dokümanlarında Ergenekon silahlı terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetleri içerisinde faaliyet gösterdiği ifade edilmiştir.

Ergenekon silahlı terör örgütünün yapılanmasına ilişkin temel belge olan bu örgüt dokümanında, ''Ergenekon Başkanlığı''na bağlı ''İstihbarat Dairesi Komutanlığı, İstihbarat Analiz ve Değerlendirme Dairesi Komutanlığı, Operasyon Dairesi Komutanlığı, Örgüt İçi Araştırma Dairesi Komutanlığı'' olarak belirtilen birimlerin yöneticilerinin asker kişilerden oluşacağının yer aldığının anlatıldığı iddianamede, bu bilgilerin Ergenekon silahlı terör örgütünün kurucu ve önemli yöneticilerinin asker kökenli olduğunu gösterdiği belirtildi.
Soruşturma kapsamında elde edilen delillerden, Ergenekon terör örgütü üye ve yöneticisi konumundaki birçok sanığın, hakim, savcı ve yüksek yargı mensuplarıyla yakın ilişki kurma gayreti içinde olduğu anlatılan iddianamede, bunun belirli düzeyde başarıldığı kaydedildi.

İddianamede, birinci ve ikinci ''Ergenekon'' iddianamesindeki sanıkların bazı telefon konuşmaları ve ele geçen belgelerdeki anlatımlara yer verilen iddianamede, söz konusu telefon görüşmelerinden anlaşılacağı üzere, örgütün etki alanlarındaki sivil toplum örgütleri yöneticilerinden bir heyet oluşturup yüksek yargı görevlilerini ziyaret ettikleri ve yüksek yargı mensupları üzerinde baskı ortamı oluşturulmasına katkı sağlamayı amaçladıkları ifade edildi.

Örgütün adliye içinde sızma stratejileri

İddianamede, ''Soruşturma kapsamında elde edilen tüm veriler birlikte değerlendirildiğinde, Ergenekon terör örgütünün, devletin diğer kurumlarında olduğu gibi özellikle yargı teşkilatı içerisine de sızdığı ve burada da bir yapılanma gayreti içerisinde olduğu açıkça anlaşılmaktadır'' denildi.

''Ergenekon terör örgütünün yargı yapılanması içerisinde yer alan soruşturmaya konu şüphelilerin, her ne kadar, örgütün silahlı yapılanması içerisinde bulunmasa da Ergenekon silahlı terör örgütü üyesi olmanın daha önceki iddianamelerde belirtildiği gibi silahlı eyleme katılma şartı taşımadığı, örgütün geliştirdiği yapılanmalar içerisinde uygulanan plan ve prensipler gereği hareket etme şeklinde de olacağı aşikardır'' denilen iddianamede, şu ifadelere yer verildi:

Ergenekon terör örgütünün yargı yapılanması içerisinde faaliyet gösteren şüpheliler, bir yandan örgüt dokümanlarında belirtildiği gibi örgütün gizli hakim güç konumunu sürdürebilmesi amacıyla adliye içerisine sızmak için stratejiler geliştirdiği, diğer yandan, örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda, bir şekilde soruşturmaya muhatap örgüt yöneticisi ve üyesi şüphelileri, usulsüz olarak soruşturmadan kurtararak, tahliyesini sağlayarak, yargılaması devam eden davayı etkisizleştirmeye, davanın görülmekte olduğu mahkemeyi çalışamaz hale getirmeye çalıştıkları tespit edilmiştir.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler