Esnafın umudu 2011 yılına kaldı

İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İESOB) Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Mutlu, esnaf için bu yılın sıkıntılı geçtiğini, umutların 2011 yılına kaldığını bildirdi.

Esnafın umudu 2011 yılına kaldı
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 27.12.2010 - 08:41

Mutlu, 131 meslek odası çatısı altında yaklaşık 300 bin esnaf ve sanatkara hizmet vermeye gayret gösterdiklerini belirtti. Esnaf ve sanatkarlar açısından ekonomik tabloya bakıldığında, 2010 yılının oldukça sıkıntılı geçtiğini öne süren Mutlu, küresel krizin etkileri nedeniyle durgunluk yaşayan Türk ekonomisinin, henüz tam anlamıyla zor günleri atlatamadığını savundu.

Özellikle 2010 yılının ilk yarısında piyasalara hakim olan olumsuz psikolojinin, yatırımların aksamasına, zincirin devamında genel üretimin ve istihdamın düşmesine, piyasalardaki nakit akışının durmasına yol açtığını iddia eden Mutlu, şunları kaydetti:

''Piyasaları, özellikle esnaf sanatkarları boğan ekonomik durgunluğun bir başka nedenini de, üç dört yıl önce çekilen uzun vadeli krediler oluşturmuştur. Enflasyonun tek haneli rakama inmesiyle kredi faizlerinde de önemli düşüşler görülmüştür. Bu ortamdan yararlanmak isteyen insanlar, uzun vadeli araç, tüketici, konut kredileriyle geleceklerini adeta ipotek altına almışlardır.

Bunun yanında, geliri orta veya alt seviyede olan insanlar da dahil olmak üzere, toplumun çoğunluğu farklı bankalardan, ikişer üçer kredi kartı kullanmaya başlamıştır. Kredi kartlarının hesapsızca kullanılması, geri ödemelerin sağlıklı yapılamamasına, yüksek faizli kart borcundan kurtulmak isteyenlerin de yeni borçlanmalara gitmesine neden olmuştur. Bu gelişmeler, Türkiye'de insanların aylık gelirlerinin önemli kısmını banka borçlarına ayırmasına neden olmuştur.

Rakamlar, bugün toplumu oluşturan her üç bireyin ikisinin bankalara kredi borcu bulunduğunu göstermektedir. Geleceğe güvenle bakamayan insanların tüketimlerini kısması, zorunlu ihtiyaçları dışında harcamadan kaçınmaları, memur, emekli, köylü gibi kesimlerin satın alma gücünün düşmesi, doğrudan halka mal ve hizmet sunan esnaf sanatkarları da iş yapamaz hale getirmiştir.''

Zekeriya Mutlu, 2008 bütçesinde 222 milyar lira harcama yapılırken, bütçe gelirlerinin 204 milyar lira olduğunu, bütçe açığının 18 milyar lira olarak gerçekleştiğini ifade etti. 2009 yılında bütçe giderinin 267 milyar, bütçe gelirinin 215 milyar, bütçe açığının ise 52 milyar lira olduğunu hatırlatan Mutlu, 2010 yılındaysa tüm çabalara rağmen bütçe açığının 70 milyar lira olarak gerçekleşmesi beklendiğini ifade etti.

 

Kepenk kapatan esnaf

Mutlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''İŞKUR rakamlarına göre, Türkiye'de 2010 yılının ilk 7 ayında kapanan iş yeri sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 83 artışla 27 bini aşarken, İzmir;de Esnaf Sicil Müdürlüğü verilerine göre 2010 Ekim sonu itibarıyla 5862 esnaf sanatkar kaydını kapatmak zorunda kalmıştır. Aynı dönemde 9860 yeni iş yerinin açıldığı görülmektedir.

Yeni iş yeri açılışlarında kayıt yaptırma yasal bir zorunluluktur. Öte yandan avantajlı kredi kullanmak isteyen esnaf sanatkarın da kayıt yaptırması gerekmektedir. Bunun yanı sıra kayıt sildirmenin yasal bir zorunluluğu yoktur ve ayrı bir maliyeti bulunmaktadır. Özetle, bahsi geçen dönemde açılışların lehine olan fark, ekonominin iyi olmasından, piyasalarda canlılık yaşanmasından değil, yasal zorunluluklardan kaynaklanmaktadır.

2010 yılı genelinde yaşanan sıkıntılı durum, yılın son döneminde hükümetin arka arkaya yaptığı açıklamalar ve çalışmalarla bir nebze olsun azalmıştır. Emekli maaşlarında yapılan iyileştirmeler, KOSGEB tarafından yeni kredi imkanları tanınması, kanunlaşması artık an meselesi olan geniş kapsamlı borç yapılandırma tasarısı ve istihdam paketi çalışmaları, reel sektöre nefes aldıracak girişimler olmuştur. Bu noktada umutlar 2011 yılına kalırken, esnaf sanatkarların da uzun vadeli, dövize endeksli aşırı borçlanmalardan kaçınmaları, bilgi ve teknolojiyi kullanarak kendilerini geliştirmeleri önem kazanmaktadır.''

Zekeriya Mutlu, hükümetin, yılın son çeyreğinde arka arkaya yaptığı açıklamalarla reel sektöre umut aşıldığını, borç yapılandırma tasarısı ve istihdam paketi çalışmalarının bir an önce kanunlaşmasının, ülkedeki ekonomik çevrelerin ortak beklentisi haline geldiğini söyledi.
 

Desteğe en fazla ihtiyaç duyan küçük işletmelere öncelik

Hükümetin, meslek örgütlerinin görüşlerini de dikkate alarak tasarı çalışmalarında eksik kalan yönleri tamamlamasını beklediklerini bildiren Mutlu, şöyle dedi:

''Toplum vicdanını rahatsız etmeyen, haksız rekabet ortamı yaratmayan adaletli kanunlar çıkararak reel sektörün 2011 yılına daha güvenli bakabilmesini sağlanmalıdır. 2011 yılının yaz aylarında yapılması beklenen genel seçimler öncesi, ülke yöneticilerinin ekonomi politikaları da büyük önem kazanmaktadır. Gerek yapılandırma yasası, gerek istihdam paketi, gerekse yeni dönemde hayata geçirilecek diğer çalışmalarda ayaklar yere sağlam basmalı, genel seçimler düşünülerek popülist yaklaşımlarda bulunmaktan özenle kaçınılmalıdır.

Yeni yılın ilk çeyreğinde, 2010'un son döneminde yapılan çalışmaların meyvelerini vereceği, ekonomide bir canlanma yaşanacağı beklenmektedir. Reel sektörün eski ritmini yakalamaya çalışacağı bu dönemde, ülke yöneticilerinin de son derece dikkatli hareket etmeleri gerekmektedir. Zira, bu kritik süreçte seçim ekonomisini çağrıştıran politikaların izlenmesi, uzun vadede piyasalarda yeni tıkanıklıkların yaşanmasına yol açabilecektir.

Ekonomi kurmayları, mali disiplini kaybetmeden, üreten ve yatırım yapan kesime desteklerini sürdürmelidir. Alınacak kararlarda ekonomik zincirin en zayıf halkası esnaf sanatkarlara pozitif ayırımcılık yapılmalı, esnaf teşkilatının yöneticilerinin görüşleri doğrultusunda üyelerimize yönelik özel destek programları hazırlanmalıdır. Yeni önlemler planlanırken, desteğe en fazla ihtiyaç duyan küçük işletmelerin sıkıntılarını gidermek öncelikli olmalıdır.''
 

İESOB'un önerileri

Zekeriya Mutlu, bu doğrultuda yapılacak çalışmalarda hazırladıkları önerileri de şöyle özetledi:

''Ekonomi öncelikli olmalıdır. Ülke yöneticilerinin gündemlerini siyasal konular ve soyut kavramlar gereğinden fazla meşgul etmektedir. Türkiye'nin önceliği ekonomi olmalıdır. İlk adımda ülke yöneticileri ile esnaf temsilcilerinin bir araya geleceği samimi platformlar oluşturulmalıdır. Tüm siyasiler, TBMM üyeleri, yerel yönetimler, halkın ekonomik sıkıntılarının azaltılması için daha fazla mesai sarf etmelidirler.

Üretim maliyetleri düşürülmelidir. Türkiye'de akaryakıt, elektrik gibi üretim girdileri oldukça pahalıdır. Özellikle akaryakıta gelen son zamlar, mal ve hizmet üreten kesimlerin belini iyice bükmüş durumdadır. Üretime ivme kazandırılması için önce girdi maliyetleri düşürülmelidir. Yerli malı özendirilmeli, Türk malını tercih etmek bir inisiyatif, seçenek değil, mecburiyet olmalıdır. Yerli malının tercih edilmesi, genel üretim ve istihdamı destekleyecek bir unsur olacaktır.

TUİK verilerine göre, Türkiye'de çalışan yaklaşık 22 milyon çalışanın yarısından fazlası kayıtdışıdır. Kayıtdışıyla mücadeleye daha fazla önem verilmeli, mükellef tabanı genişletilmelidir. Meslek eğitimi ülkelerin kalkınmasında büyük rol oynayan bir etkendir. Ülkemizde meslek eğitimi tercihi, gelişmiş ülkelere nazaran daha düşüktür. Türkiye'de meslek eğitimi yaygınlaştırılmalı, özendirilmeli, esnaf teşkilatlarına daha verimli meslek eğitimi verebilecekleri imkanlar sağlanmalıdır.

Ar-Ge Teşvik Yasası'ndan yararlanamayan esnaf sanatkarlara yönelik yeni çalışmalar yapılmalıdır. Ar-Ge desteklerinin meslek odaları kanalıyla verilmesini sağlayacak düzenlemeler hayata geçirilmelidir. İstihdam özendirilmelidir. Hükümet tarafından hazırlanan istihdam paketinin ayrıntıları henüz tam açıklanmamıştır. Ancak yapılan çalışmada işçi çıkarmaların önüne geçecek önlemler, Sosyal Güvenlik primi ve vergi muafiyeti gibi istihdamı özendirecek tedbirler mutlaka düşünülmelidir.''


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler