Ev hapsindeki Sibel Çapraz: Mutsuzluğa yer yok

Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde yaralandıktan sonra tutuklanan DBP’li Meclis üyesi Sibel Çapraz, 1 yıl sonra ev hapsi şartıyla tahliye edildi. “Mutsuz olmaya, bıkkınlığa yer yok” diyen Çapraz’ın kolu için 3 ameliyat daha yapılacak.

Ev hapsindeki Sibel Çapraz: Mutsuzluğa yer yok
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 02.03.2017 - 23:26

Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde 27 Kasım 2015’te silah sesleri üzerine gittiği mahallede vurulan, sağ kolundaki açık yara ve bağırsakları dışarıda olmasına karşın tedavisi sürerken 2 Mart 2016’da tutuklanan DBP’li Meclis üyesi Sibel Çapraz, 1 yıl sonra tahliye edildi. Geçen salı günü tahliye tahliye edilen Çapraz ile İstanbul’da ablasının evinde, tutukluluğu boyunca yaşadıklarını konuştuk.
 
Çapraz tahliye olacağını son duruşmadan önce hissetmiş, “Çıkarken bedenim yürüyordu ama yüreğim onlarlaydı. Sibel Çapraz isminin ardında binlerce hasta tutuklu var. Hepsinin bir an önce tahliye edilmesini umuyorum” diyor. 
 
Koğuşlarına bir süre önce annesi Gülistan Diken Akbaba ile birlikte gelen 7 aylık Miraz bebeğin kendisine uğur getirdiğini söyleyen Çapraz şunları anlatıyor: “Geldiği gece ona şarkılar söyledik. Biz ona Miro diyorduk; annesi ‘Miro inşallah sana uğur getirir’ dedi. Ben de Miro’nun bir şeyini istedim, 'Totem tutacağım’ dedim. O da 3-4 aylıkken giydiği bir çorabını getirdi. Mahkeme boyunca o çoraplar elimdeydi, Miro’nun kokusuyla sadece onu düşündüm Miro’ları düşündüm, bebekleri düşündüm, gelecekteki çocukları düşündüm. Bu çocuklara nasıl bir şey bırakacağız, ne yapmalıyız, bu kirlilikten nasıl kurtulabiliriz diye düşündüm."
 
Oyuncağı bile yok...
 
Çapraz, Miraz bebeğe de "siyasi tutuklu muamelesi yapıldığını" söylüyor. Miraz'a battaniye ve mama alabilmek için dilekçe üstüne dilekçe yazıldığını anlatan Çapraz, “İlk geldiğinde çok üzüldük onun için. İhtiyaçları karşılanamıyor. Siyasi tutuklulara yapılan muameleden o da etkileniyor. Onu da bir siyasi tutuklu olarak görüyorlar. Bir mama, bir battaniye alabilmek için dilekçe üstüne dilekçeler yazıyoruz. Daha bir çarşafı bile yok. Oyuncağı da yok. Bebek diş çıkarıyor, biz sadece soğan verebiliyoruz" diyor.
 
Avludaki uçurtma
 
Çapraz, cezaevinde kadınların yaşama sıkı sıkıya tutunmasının sağlığına iyi geldiğini vurguluyor:
“Geçen gün avluda yürürken bir uçurtma gördük. Arkadaşlarla Uçurmayı Vurmasınlar filmini de yad ettik. Uzun bir süreden sonra bir uçurtma gördük. Çok ilginçti, 'o kadar yükseğe nasıl çıkabildi, acaba enerjimiz mi çekti onu oraya' diyerek çözümlemeler yaptık."
 
Gazeteciler bırakılsın
 
Cumhuriyet’e yönelik operasyonun haberi koğuşa düştüğünde, çok üzüldüklerini söylüyor Çapraz: “Artık gazetecileri rahat bıraksınlar. Cumhuriyet’e teşekkür amaçlı bir mektup yazmayı düşündüm. Sonra operasyonu öğrenince bir süre onun için beklemek zorunda kaldım, en sonunda kalemleri de elimden aldılar. Cumhuriyet’e çok teşekkür ediyorum. Benim durumumla çok ilgilendi. Gazetenin tüm emekçilerine teşekkür ediyorum. Tutuklu gazetecilerin de bir an önce özgürlüklerine kavuşmasını yürekten diliyorum. Bizim bu süreçte meslek etiği olan gazetecilere ihtiyacımız var. Sesimizi duyurmaya ihtiyacımız var, bastırılıyoruz. Gazetecilerin işlerinin başında olması gerekiyor, cezaevinde değil.”
 
TAHLİYE OLDUĞUNA HÂLÂ İNANAMIYORUM
 
Sibel Çapraz’ın annesi Hangül Çapraz ise tahliyenin ardından Sibel’in en sevdiği yemekleri yapmış; Yüksekova usülü sulu köfte ve İran pilavı. 
Kızının tahliyesine hâlâ inanamadığını söyleyen anne Çapraz, “Benim varım yoğum, her şeyim çocuklarım. Onu ziyaret ettiğimde çok etkileniyordum, ben de hastalanıyordum. Tahliyeyi Yüksekova’dan torunum haber verdi.‘Nene, bıraktılar bıraktılar!’ deyince ‘Kimi bıraktılar’ dedim, inanamadım” diyor. Anne Çapraz, tahliyenin ardından bütün gece 'gerçek mi' diye kızına dokunduğunu anlatıyor. 
 
 
Mutsuzluğa, bıkkınlığa yer yok
 
Kadın dayanışmasının kendisini çok etkilediğini söyleyen Çapraz, “Mutsuz olmaya, bıkkınlığa yer yok” diyor. Kadınlar, cezaevine gelen yemeklerdeki etleri yıkayarak biriktirip bunlarla içli köfte yapıyor, daha birçok yemek de semaverde başka bir yemeğe dönüştürülüyormuş. Çapraz, yaralı sağ kolunu kullanamadığı için koğuştaki diğer kadın arkadaşları onunla “sol el dayanışması” yapmış: “En başlarda sol elimle yemek yiyemediğim için onlar da sol elini kullandı. Hepimiz döküyorduk yemekleri, çok komikti. Sonra ben güçlendim, onlar sayesinde iyi oldum.”
 
Cezası biten bile çıkamıyor
 
Çapraz, içeride her şeyi anbean takip ettiklerini anlatırken, “Olası bir gelişmede ceazevleri etkileniyor. Hepimiz en çok huzuru özledik” diyor. Cezaevi koşullarının “siyasi tutuklular” için fazlasıyla zorlu olduğunu söylüyen Çapraz, “FETÖ‘cü gardiyanların halen etkin olduğunu düşünüyorum. Tutumları bunu gösteriyor. Bir arkadaşıma sayımda oturuyor diye tutanak tutuldu. Cezası biten ve tahliye olması gereken Eylem Mengütay 20 gündür bu tutanaklar yüzünden çıkamadı” ifadeleriyle zorlu koşulları örneklendiriyor. 
 
Bir ameliyat daha eklendi
 
Tedavisi sürerken tutuklanan, dışarıda olan bağırsaklarının toplanabilmesi için gereken ameliyatın üzerinden 1 yıl geçen, kolu için de 3 ameliyat planlanan Çapraz, “15 ameliyattan sonra kullandığım antibiyotikler yüzünden safra kesemde taş oluştu. Bir ameliyat daha eklendi” diyor. Çapraz, biraz dinlenince tedavi sürecinin başlayacağını, “ev hapsinde” bu sürecin de oldukça zor olacağını söylüyor.
 
Annesinin ve ablasının, sağlığına kavuşacağı için sevinçten ağladığı, halaylar çektiği, zılgıtlarla karşıladığı Sibel Çapraz, en çok kadın örgütlerine ve "gerçek gazetecilere" teşekkür ettiğini yineliyor. Hasta hükümlü Fatma Tokmak'ın da, sağlığını düşündüğünü her cümlesinin arasına yerleştiriyor: "Hiç değilse ilaçlarını zamanında alabilsin.

Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon