'Faiz indiriminin önü açık'

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı, her senaryoda faiz indiriminin önünün açık olduğunu belirterek, bu adımın dövizde korkulduğu gibi etkisi olmayacağını söyledi. ABD'de sorunun çözülmesinin daha kolay olduğunu vurgulayan Başçı, bu nedenle Avrupa'ya odaklanmak gerektiğini bildirdi.

'Faiz indiriminin önü açık'
Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.08.2011 - 10:36

Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı NTV/CNBC-e ortak yayınına katılarak gazeteci Servet Yıldırım'ın son gelişmelerle ilgili soruları cevapladı. Euro bölgesindeki borç krizine ABD'de yaşananlar da eklenince piyasaların gerilimli bir dönemden geçerken yaşanılan gelişmeleri değerlendiren Başçı, yakın zamanda yaşananların bir "kamu borç sürdürülebilirliği problemi" olduğunu söyledi. "Çözümün ne olması gerektiğini bizim gibi ülkeler yaşayarak öğrendiler" diyen Başçı, borçlu ülkenin inanılır bir plan hazırlaması gerektiğini vurguladı.

Borç seviyesinin milli hasılaya göre yüksek olması halinde bunun arkasında likidite desteği bulunması gerektiğini kaydeden Başçı, "Dünyada şimdiye kadar gelişmekte olan ülkelerin kamu borcu sorun olmuştu. Onunla ilgili IMF'de oldukça ciddi bir uzmanlık var. Bu tür durumlarda ne yapılır, onlar gayet iyi biliyorlar. Ülkelerin de kendisinde çok ciddi uzmanlık var. Gelişmiş ülkelerin başına daha önce böyle bir şey gelmemiş, o yüzden uzmanlık yok. Çok hızlı öğreniyorlar. Ama böyle bir durumda karar almak, gereken altyapıyı hazırlamak, gereken açıklamaları yapmak bazen biraz vakit alabiliyor. Bu tür problemler o kadar hızlı gelişen problemler ki, bir günlük, iki günlük gelişmeyi de kaldıramayabiliyor. Bugünlerde yaşadığımız, dünyada gördüğümüz hızlı hareket bununla ilgili. Bunlarla ilgili birkaç eksiklik tespit edildi. Bunlardan biri yaptırımlar. İkinci ise eğer bir kırılma olursa nasıl çözümleneceği. Yani daha önce kriz çözümleme tarafı düşünülmemiş. Aslında Çözümler çok karışık değil. Gayet basit. Bir likidite desteği ve inanılır mali uyum planı gerekiyor" dedi.
 

PPK'yi erken toplamaya ne tetikledi?

Yakın zamanda yaşanan problemin, özellikle Avrupa'da büyük ülkelerin İspanya, İtalya'ya, Yunanistan'ın yaşadığı olayların sıçramasını önlemek olduğuna değinen Başçı şu açıklamalarda bulundu: "İspanya ve İtalya'nın Liderler Zirvesi toplanmadan önce borçlanma faizleri yüzde 6'lar düzeyine yaklaşıyordu. Faizlerdeki bu seviyeler, bu ülkelerin gelecekteki büyüme beklentilerine ilişkin hesap kitap yapıldığında, faiz dışı dengelerine bakıldığında, borcun hızla artacağı resmi ortaya çıkıyordu. O nedenle acilen eksikliklerin hızla giderilmesi gerekiyordu. O nedenle Avrupa'da liderler aynı gün toplandı. Biz de o gün (21 Temmuz) Para Politikası Kurulu toplantısı vardı. Bu durum bizi de senaryo analizlerine itti. Oldukça iyi bir plan çıktı. Birkaç eksiği vardı. Eksikliklerin ne olduğu planın içinde yer alıyordu. Döviz alım ihalelerine ara verirken yapılan duyuru, o planın uygulanması ve piyasalar tarafından izleneceği yönündeydi. Aradan iki hafta geçti. Faizler tekrar yükselmeye başladı. Liderler zirvesi öncesi seviyeleri geçti. Benim PPK'yı erken toplantıya çağırmamı tetikleyen tek olay budur: İspanya ve İtalyan hükümetlerinin tahvillerinin liderler zirvesi öncesi seviyelere gelmesi. Bu şunu gösteriyor: Demek ki şu anda Piyasalar tatmin olmadılar, çözümü erken istiyorlar."
 

'Avrupa'ya odaklanmak gerekiyor'

Avrupa'ya odaklanmak gerektiğini söyleyen Başçı, Avrupa Merkez Bankası'nın ne yaptığını dikkatle izlemek gerektiğini vurguladı. Başçı, "ABD'yle ilgili S&P'nin kararı ekstra zorlaştırdı. Güvenli liman olarak ABD kıymetleri görülür. 'Burası da güvenli liman mı' diye bir soru işareti de buradan geldi. Oradaki sorunun çözülmesi daha kolay bir durum. Avrupa'ya odaklanmak gerekiyor. G7 ve G20'nin açıklamaları çok sınırlı etki yaptı. Avrupa Merkez Bankası'nın açıklaması son derece önemli. En büyük etkiyi tahvil alımlarına fiilen başlaması yaptı. Piyasada TL likidite ihtiyacında artış olursa onu kolaylıkla sağlayacak imkana sahibiz. İkinci bir kanal döviz satış ihaleleri, gerekirse tutarı artırabiliriz. Gerekli olursa tutar yarın 70 milyon dolar olabilir. İhtiyaç olursa yabancı para zorunlu karşılıklarında gerekirse daha adım atılabilir. Merkez Bankası olarak biz hazırız" diye konuştu.
 

'Her iki senaryoda da ortak şey faiz indirimi'

TL zorunlu karşılıklarda hiç adım atmadıklarını anımsatan Başçı, konuya ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: "A senaryosu dünyada küresel çözümlere erken bulundu. Böyle olursa bütün gelişmekte olan ülke paraları değer kazanacak, kur düşecek. Emtia fiyatlarında artış olabilir. B senaryosunda geç çözüm. Bu durumda TL'de de bir miktar daha değer kaybı yaşanabilir. Her ikisinde de yapılacak ortak şey faizde indirime gitmek. Fakat zorunlu karşılıklar açısından farklı A senaryosunda zorunlu karşılıklarda yavaşlatıcı yönde hareket etmek lazım. Bundan sonraki adımlar bankalara maliyet getirici olmayacak. B senaryosunda çözümün bulunmadığı senaryoda zorunlu karşılıkları indirmemiz gerekir. Enflasyon yıl sonunda yüzde 5.5'e biraz daha yakın olabilir. Emtia fiyatlarındaki düşüş etkili oluyor."

'Kurda korkulan olmaz'

"Şu anda avantajımız çok daha erken harekete geçmek. Lehman Brothers krizinde bir ay sonra harekete geçmiştik" diyen Başçı, değerlendirmelerini şöyle sürdürdü: "Faiz indirimi opsiyonu açık. Şartlara bağlı olarak bunlar değerlendirilir. Korkulduğu, ürküldüğü gibi döviz kurlarında etkisi olmaz. Her iki yönde de faiz aracını kullanabilecek durumdayız. Şu anda avantajımız çok daha erken harekete geçmek. Lehman Brothers krizinde bir ay sonra harekete geçmiştik."

'Durgunluk ihtimali yüksek değil'

Türkiye için durgunluk ihtimalinin çok yüksek olmadığını vurgulayan Başçı, Türk ihracatçısının rekabet gücü döviz kuru ile desteklendiğini bildirdi. Başçı, dış durgunluktan ihracatçıların daha az etkilenebileceğini ifade etti. Döviz tevdiat hesaplarında kur yükseldiği zaman çözülme olduğuna işaret eden Başçı, son dalgada da zaman zaman hızın azaldığını, zaman zaman arttığını kaydetti. Başçı,.cari açıkla ilgili daha az sorun gördüklerini belirterek, Türk döviz piyasasının son derece derin olduğunu, spekülatif hareketin zor olduğunu kaydetti.

'Cari açıkta hızlı iyileşme bekliyoruz'

Yılın kalanında bankaların kredi genişlemesi yüzde 5'e kadar inebileceğini ifade eden Başçı, "6 ayda 45 milyar dolarlık bir cari açık oldu. Yılın kalanında 25-27.5 milyar dolar olur. Cari açık milli gelirin yüzde 9'u civarında bir rakam olur. Biz cari açıkta oldukça hızlı bir iyileşme bekliyoruz. TL'de değer kaybı sürerse döviz satışları devam eder" dedi.


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler