Fatih Portakal da isyan etti: Ağır oldu ama...

<video:446213>

FOX Haber sunucusu Fatih Portakal son dönemde medyada yaşanan baskıları ilk kez bu kadar açık bir şekilde dile getirdi.

Haberdar'dan Said Sefa'ya konuşan Portakal, "Medyanın genel hali ortada" diyerek,"Eğer bu muhaliflik ise evet ben muhalif bakış açısı ve duruşu olan bir televizyon habercisiyim. Güçlünün yanında olmaktan çok daha iyi." ifadelerini kullandı.

İŞTE FATİH PORTAKAL'IN RÖPORTAJI

- Sunuculuğunu yaptığınız Fox  Ana Haber bülteni sürekli reyting rekoru kırıyor. Gittikçe ivme kazanan bir başarısı var. Siz bu başarıyı ve teveccühü neye bağlıyorsunuz?

Fox Ana Haber,  diziler kadar, maçlar kadar izlenir. Hatta o saatte yani 19.00'da merakla beklenen bir haber haline büründü. Şaşırmıyorum aslında, hem de hiç. Bugünün Türkiye'sinde olan biteni tüm çıplaklığı ile 45 dakikalık süre içerisinde vermeye çalışıyoruz. Bazı korkuların arkasına saklanmadan, haber sansürlemiyor ya da kendine yasak koymadan yapıyoruz işimizi. İzleyenler, bizi açtığında haber alacağını biliyor artık.

- Haberciliğin malum bazı önemli kriterleri vardır, haberleri hazırlarken sizin en önemli kriteriniz nedir?

Haberi kendimiz için yapmıyoruz, haberi hepimiz için yapıyoruz. Yaparken bilmediğimiz bazı şeyleri biz de öğreniyoruz. Yani yaptığımız haber, haber alma özgürlüğüne sahip herkes için. Benim için önemli olan haberin -ki haber merkezindeki diğer arkadaşların da aynı fikirde olduğunu düşünüyorum- vicdanıma ve aklıma uygun olmasıdır. Vicdanımın bir haber yüzünden sızlamasını hiç arzu etmiyorum. Aklımı kullanıp yorumlamak da bültenin bir başka özelliği. Benimle dalga geçemezsiniz mesajı veriyorum o anlarda. Bir bakıma kendinizle dalga geçin mesajı da denebilir. 

- Birçok alanda siyasi baskıların olduğu konuşuluyor ve de bu baskılar tenkit ediliyor? Size siyasi baskı geldiği oluyor mu?

Sadece siyaset ile sınırlı kalmayayım isterseniz, biraz daha genişleteyim. Siyasi veya siyaset dışı, ya da kurum içi veya dışı, kişiler ya da zümrelerden -hiç fark etmez- baskı, zorlama, yasak, caydırma, yıldırma vs. vs. görmüyorum.

Sadece işimizi yapıyoruz, haber hazırlıyoruz ve ben de anlatıyorum. İşin püf noktası aradaki konuşmalar, yorumlar, düşünceler. Bundan da endişelenip baskı olacaksa bitmişiz demektir. 

(Gülerek) Bana en çok sorulan soru.

- Genelde 'muhalif  basın' ifadesi kullanılıyor.  Siz kendinizi muhalif olarak tanımlar mısınız ya da bu kavramı kabul ediyor musunuz?

Vallahi ben eleştirel bakmayı seviyorum yani bardağın boş kısmı beni daha çok ilgilendiriyor. Zaten toplum adına yapılan gazetecilik de bu değil midir? Eğer bu muhaliflik ise evet ben muhalif bakış açısı ve duruşu olan bir televizyon habercisiyim. Güçlünün yanında olmaktan çok daha iyi. En azından kimse size bir şey yaptırma isteminde bulunamıyor tavrınızı bildikleri için. İnanın bana gazetecilikte muhalif ruh hepimizde var aslında, ancak zaman zaman ele geçirilebiliyor güçlü erkler tarafından. Nefis buna karşı koyamıyor. Bundan dolayıdır ki, içimizdeki 'benle, nefisle' mücadele edebilmek çok önemli.

- Medyanın genel hali hakkında ne dersiniz?

Medyanın genel hali ortada, tek cümle yeterli; İktidar baskısında, patron-gazeteci ikilemi yaşayan, yasakçı, kendini sansürleyen, sinmiş bir medya düzeni. Ağır oldu ama kimse de inkar edemez. Birçok meslektaşın da tercümanlığını yapıyorum şu anda...

- Örnek aldığınız biri var mı mesleki açıdan?

Mesleğin başlarında vardı rahmetli Ufuk Güldemir, sonradan Ayşenur Arslan ve M. Ali Birand gibi isimler. Şimdi kendi çizdiğim yolda, kendi doğrularımla bir şeyler yapmaya, iz bırakmaya çalışıyorum.

Bir bakıma bugünü değil, yarını düşünerek mesleğimi yapmaya çalışıyorum.

Ve gülümseyerek ekliyor artık gittiği yere kadar.