FETÖ’cülerin kaybettiği kapsül

Dikmen Vadisi sorunu... Çözülemeyen, çözümsüz bırakılan sorunların başında geliyor. Bölgedeki hak sahiplerinin sorunları 30 yıldır çözülemiyor. Gecekondu sahipleri, “işgalci” olarak nitelenen tapusuz evi olan yurttaşlar, geçmişte belediye ve Melih Gökçek’le sık sık karşı karşıya geldiler. Hak sahiplerine birçok “zihni sinir” öneriler getirildi. Evi olup da tapusu olmayan yurttaşlara ise neredeyse “vatandaşlık haklarından bile mahrum.” Bu sorunun bir boyutu.

Diğerinde ise belediye yönetimi ile anlaşma sağlamalarına karşın bir türlü evlerini alamayan Dikmen Vadisi’ndeki hak sahipleri bulunuyor. Evet Sayın Özhaseki, siz ve partiniz bu sorunu nasıl çözecek?

AKM çukurda kaldı

Bir başka sorun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, vahşi betonlaşmayı engellemek için gündeme getirdiği “yatay yapılaşma”... Göğün sınırı yok ya, yükseklikte sınır tanımayan binalara verilen izinler sonucu Atatürk Kültür Merkezi (AKM) alanı çukurda kaldı. Bu alanda yapılan resmi bayram kutlamalarına artık uçak, helikopter gibi hava araçları katılamıyor. Bir yandan AKP sözcülerinin sık sık “Tercihimiz yatay yapılaşma” sözleri sayfalara, manşetlere yansıyor. Bir yandan da Büyükşehir Belediyesi binasının hemen bitişiğinde, “yüksek yüksek tepeler” inşa ediliyor. Binalardan birinin yüksekliği mevcut belediye binasını da geçti; diğerlerinin inşaatı sürüyor. Belediye meclisinden edindiğimiz bilgiye göre bu binalar yalnızca semaya yükselmiyor, “arzın merkezine” doğru da ilerliyormuş...

Sayın Özhaseki, emin misiniz, “yatay yapılaşmayı” mı hedefliyorsunuz?

Bir de Mevki Hastanesi’nin karşısında, Keçiören’e giderken sol tarafta, Ziraat Mahallesi’nde bir ‘Su Süzgeci’ vardı. Bilmem bilir misiniz? Eğer bilmiyorsanız zararı yok, çünkü Melih Gökçek döneminde bu “mimari anıt bina” dümdüz edildi. Kim mi etti? FETÖ’cüler...

Kısaca öyküsü şöyledir: 17-25 Aralık’tan önce bu binanın yeri, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra el konulan bir FETÖ üniversitesine verildi. Bu kurum, iş makineleriyle bu tarihi binayı, tepkilere aldırmadan yıktı. 17-25 Aralık’tan sonra, FETÖ’cüler bu bölgeyi kullanamasın diye arsanın imar altlığı; inanç alanı, itfaiye alanı olarak sürekli değiştirildi. Binadan geriye yalnızca fotoğrafları kaldı. Ancak manevi değeri olan bir şey var ki o kayıp. Anı kapsülü... Çubuk Barajı’ndan gelecek suyun arıtılarak Ankara’ya verilmesi amacıyla yapılan Su Süzgeci’nin temeline başta İkinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü olmak üzere o dönemin devlet yöneticilerinin imzaladığı bir anı kapsülü bırakıldı. O anı kapsülü kayıp...

Sayın Özhaseki, anı kapsülünün bulunması için bir sorumluluk hissediyor musunuz?