"Fişlemeler son bulacak"

Erdoğan Aydın İstasyon Meydanı'nda toplanan Aydınlılar'a seslendiği konuşmasında Anayasa değişikliğinin bir siyasi partinin değil, milletin projesi olduğu yönündeki sözlerini tekrarladı. Yeni 12 Eylül'ler, 27 Mayıs'lar olmaması için evet denilmesi gerektiğinin altını çizen Erdoğan, özellikle özel hayatın gizliliğinin korunacağını ve fişlemelerin son bulacağını söyledi. Erdoğan şöyle devam etti: "Bundan sonra benim vatandaşımın özel hayatı, aile hayatı kendi kişisel verileri koruma aklına alınacak. Kişi kendi hakkında tutulmuş kişisel verilere istediği gibi ulaşacak bunların düzeltilmesini isteyecek. Bundan sonra bu içki içiyor, bu alevi, bu namaz kılıyor gibi yaftalarla kimsenin hayatı karartılamayacak. Kimsenin geleceği ile oynanamayacak.Hukuk artık kimsenin arka bahçesi olmayacak. Ankara'da bütün hayatını garanti altına almış seçkinler kendini kimseden üstün göremeyecek. Hukukta kast sistemi ortadan kalkacak."

Erdoğan konuşmasında muhalefet partisi liderlerine de yüklenerek "Birileri, çıkmış anayasa metni içinde kayısı, fındık, leblebi, çekirdek arıyor. Bunlar anayasa kitabıyla yemek kitabını birbirine karıştırdılar" dedi.

Dili yine sürçtü

Erdoğan geçtiğimiz yıl Nevşehir'de yaptığı konuşmasında Mehmet Akif Ersoy'un "Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri" adlı sözlerini "Eşek ölür kalır eseri" diye başlayarak yanlış kullanmış, sonrasında pardon diyip düzeltmiş ve sözün tamamını söylemişti. Aydın mitinginde de yine muhalefete yönelik eleştirileri esnasında aynı özlü sözü kullanmaya kalkan Erdoğan'ın dili yine sürçtü. Erdoğan Aydın'da da söze "Eşek Ölür kalır eseri" diyerek başladı ancak bu kez pardon demeden sözü baştan alarak hatasını düzeltti. Erdoğan muhalefet liderlerinin mitinglerine ise şu sözlerle gönderme yaptı: "Ben diğer liderlerin yaptığını yapmıyorum normal bir genel seçim mitingi yapmıyorum. Onların konuştuklarını konuşmuyorum. Attıkları kuru iftiralara cevap vermiyorum, verecek de değilim. Benim öyle bir vaktim yok.Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri. Muhalefetin Anayasa üzerinde konuştuklarını gördünüz mü? Hayır diyorlar da neye hayır dediklerini söylüyorlar mı? Bunlar parlamentoda oy kabinine de arkadaşlarını göndermediler. Belki milletvekili vicdanının sesini dinler evet der diye korktular. Hiçbir zaman bir araya gelemeyecek olanlar şimdi bir araya geldiler. Bakınız orada oy kabinine milletvekilini göndermeyenler millete diyor ki sandığa git ve hayır de. Peki neye hayır diyeceğim onu açıklayamıyorlar. Biz neye evet diyeceğimizi açıklıyoruz."

Millete bedel ödettiler

Erdoğan konuşmasında daha önce 411 oyla başörtüsü kanununun TBMM'den geçtiğini hatırlatarak buna evet diyenlerin şimdi hayır dediğini vurguladı. Başbakan Erdoğan millet iradesinin yargıya taşınmasına yönelik eleştirilerde bulunarak "TBMM başörtülü öğrenciler için 411 oy ile bir anayasa değişikliği gerçekleştirdi. Buna 'evet' diyenler şimdi 'hayır' diyor. Meclis'ten 411 oyla geçiyor bu. Bunu Anayasa Mahkemesi'ne kim götürdü. Şu anki beyefendinin bunun altında imzası yok mu. Yalancının mumu bile yatsıya kadar yanar senin mumun o kadar bile sürmedi. Milletin vekilleri Cumhurbaşkanı seçecek dedik, 367 garabetini ortaya çıkardılar. Biz de ne dedik o zaman millet seçer dedik. Bu nedir? Demokratik parlamenter sistem. Kim getirdi yine biz getirdik. Milletin vekili cumhurbaşkanı seçemiyordu çünkü Ankara'da birileri öyle istiyordu.Danıştay Türk Telekom'un özelleştirmesine izin vermediği için Türkiye 25 milyar dolar kaybetti.
Bazı davalarda Danıştay 30 ay görüş bildirmedi. Üç beş tuzu kuru seçkinin keyfi için benim milletim bu bedeli ödedi. Aynı Danıştay Tam Gün Yasasını sudan bir bahaneyle 24 saat içinde iptal etti. Bunun adı hukuk adalet olabilir mi? İşte 12 Eylülde bu düzene 'dur' diyorsunuz" diye konuştu.