Fitch’ten borç uyarısı
Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, bankaları artan dış borç yüküne karşı uyardı. Piyasalarda herhangi bir bozulma olması halinde bankaların yabancı para cinsi likiditesinin baskılanacağına dikkat çekti.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye’nin dış borcundaki artışın bankaların borçlanmasından kaynaklandığını ve Türk bankalarının dış yükümlülüklerinde hızlı artışın bankaları strese karşı kırılgan hale getirdiğini açıkladı.
Piyasalardaki bozulmanın yaratacağı kötü senaryo durumunda bankaların yapancı para cinsi likiditesinin de baskılanacağını belirten Fitch açıklamasında, “Bankaların dış borçlanması 2008 sonu ile 2014 yılının ilk yarısı sonundaki dönemde yaklaşık üç kat artışla 164 milyar dolar oldu. 2008 sonunda bankaların dış borcu ülkenin dış borcunun yüzde 20’sini oluştururken bu oran 2014 yılı ilk yarı sonunda yüzde 38’e çıktı. Bu dönemde döviz borçlarındaki artışın yüzde 71’i bankalar kaynaklı oldu” denildi.
Açıklamada aynı dönemde bankaların yabancı para cinsi dış yükümlülüklerinin kısa vadeli bileşeninin dört kat arttığı, bankaların uzun vadeli yabancı para cinsinden borcunun ise iki katına çıktığı ifade edilerek bankaların dış borcunda önemli oranda yer alan kısa vadeli bileşenlerin refinansman risklerini artırdığına dikkat çekildi.
Türkiye’nin dış likiditesinde ciddi sıkılaşma olması durumunda bankaların kredi profillerinin de zayıflayabileceğinin belirtildiği raporda, “Bu durumda tüm bankalarda sermaye yeterlilik oranı düşebilir, varlık kalitesi bozulabilir ve kâr marjları daralabilir. Bunlar da bankaların notları üzerinde baskı yaratabilir” ifadeleri yer aldı.
Açıklamada, ayrıca, dış borçlardaki yükselişin haziran ayında Türkiye’nin 3 büyük özel sermayeli bankasının notunun BBB-’ye düşürülmesinde ana faktör olduğu da belirtildi. Fitch haziranda İş Bankası, Garanti Bankası ve Akbank’ın kredi notlarını BBB’den BBB-’ye indirmişti.
Şirket notları baskı altında
Fitch, bağımsız yönetim kurulunun eksikliği, düşük şeffaflık ve sınırlı açıklama yapma alışkanlığı gibi zayıf kurumsal yönetişim uygulamalarının Türkiye’de özel şirketlerin kredi notlarını baskı altında tuttuğunu da açıkladı. Kuruluştan yapılan açıklamada, 2012’de uygulamaya giren Türk Ticaret Kanunu ve Sermaye Piyasası Kurulu’nun düzenlemeleriyle Türkiye’de kurumsal yönetişim uygulamalarının istikrarlı şekilde iyileşme göstermesine karşın, daha bağımsız ve şeffaf bir şirket kültürüne ulaşmanın özel şirketler için bir miktar daha zaman alabileceği belirtildi.
Açıklamada, “Yönetişim standartlarının geride kalması, kapalı kapılar ardında kontrol edilen şirket sahipliği ve şeffaflığın eksikliği, uluslararası yatırımcıların Türkiye’deki fırsatları izleme konusunda cesaretini kırabilir. Türk şirketleri sermaye piyasalarına erişimlerini iyileştirerek, yönetimlerini ve yönetişim uygulamalarını güçlendirerek borçlanma maliyetlerini düşürebilirler” denildi.
Faiz şokundan en fazla Türkiye etkilenir
Fitch, ABD’nin faiz oranlarını daha hızlı ve daha yüksek ölçüde artırması durumunda yaşanacak negatif faiz oranı ‘şok’ senaryosundan en fazla etkilenecek olanların, zayıf gelişmekte olan ülke kredi notları olduğunu açıkladı. Kuruluş, bu kredi notlarına örnek olarak Türkiye’yi de gösterdi. Fitch’inhazırladığı raporda, “Şiddetli olan şok senaryomuzun, negatif kredi notu aksiyonlarını tetiklemesi olası. Büyük dış finansman ihtiyacı olan, düşük döviz rezervlerine sahip, yüksek kaldıraç oranları olan, kırılgan borç yapılarına sahip, zayıf politika çerçevesi veya siyasi kırılganlıkları olan ülkeler en büyük duyarlılığı taşıyabilir” denildi. Bu karakteristiğe sahip ülkeler, Moğolistan, Türkiye, Ukrayna, El Salvador, Macaristan, Lübnan ve Jamaika olarak sıralandı. Türkiye’ye “durağan” görünüm ile yatırım yapılabilir en düşük seviye olan BBB- kredi notu veren Fitch, ülke notuna dair değerlendirmesini 3 Ekim’de açıklayacak.
Küresel rekabette bir basamak düştük
Dünya Ekonomik Forumu 2014-2015 Küresel Rekabet Raporu’na göre, Türkiye 144 ülke arasında bir basamak gerileyerek 45. sırayı aldı. Türkiye bir önceki yıl 148 ülke arasında 44, ondan önceki yılda 144 ülke arasında 43. sırada konumlanmıştı. Türkiye pazar büyüklüğünde en rekabetçi 16. ekonomi olurken en kötü performans yeniden 131. sıra ile işgücü piyasasının etkinliği kaleminde görüldü. Bir önceki yıla göre en önemli iyileşmeler makroekonomik ortam, yükseköğretim ve işbaşında eğitimde kaydedildi. Emtia-mal piyasalarının etkinliği ve pazar büyüklüğü endeksleri sabit kaldı. Raporda Türkiye’nin 2013 itibarıyla satın alma gücü paritesine göre 827.2 milyar ABD dolarlık bir GSYİH büyüklüğüne, kişi başına düşen 10.815 ABD dolarlık bir gelire, Türkiye’nin GSYİH’sinin dünya toplamında yüzde 1.35’lik bir paya sahip olduğu hatırlatıldı.
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı