"Fiyat sorunu üretim düşüklüğünden kaynaklanıyor"

İzmir Çiftçi Örgütleri Güçbirliği Platformu, kırmızı et fiyatının artışının temel nedeni Türkiye'de koyun, keçi, sığır sayısının hızla azalmasına bağlı üretim düşüklüğü olduğunu belirterek, ''Bu durdurulmadıkça sorun büyüyerek devam edecektir. İthalat kesinlikle çözüm değildir" dedi.

Abone Ol google-news
Yayınlanma: 08.10.2010 - 11:57

Platformu Dönem Sözcüsü Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı, platformu oluşturan kuruluşların temsilcileriyle birlikte düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'nin hayvancılık açısından zor günler yaşadığını, tarihinde ilk defa Kurban Bayramı için yurtdışından kurbanlık ithal edeceğini söyledi.

Hayvan yetiştiricilerinin Türkiye'deki et bunalımının nedeni olmadığını dile getiren Kaymakçı, uygulanan yanlış tarım ve hayvancılık politikaları nedeniyle ülkedeki hayvan varlığının çok azaldığını, ithalatla birlikte bu sorunun katlanarak büyüyeceğini bildirdi.
Kaymakçı, ''et krizinin'' tetikleyicisi olarak 2008-09 sezonunda yağsız süt tozlarının buzağı maması olarak ithal edilmesiyle sanayicinin bunlara yönelmesi ve böylece çiğ süt fiyatlarının 35 kuruşlara düşmesi ve bunun sonucunda da hayvan yetiştiricilerinin 1 milyona yakın anaç ineği kesimlik olarak kasaba yollamasını gösterdi.

Anaçların kasaba gitmesinin 2 milyon ton süt, 900 bin buzağı kaybına yol açtığını anlatan Kaymakçı, ''Kırmızı et fiyatının artışının temel nedeni Türkiye'de koyun, keçi, sığır sayısının hızla azalmasına bağlı üretim düşüklüğüdür. Bu durdurulmadıkça sorun büyüyerek devam edecektir. İthalat kesinlikle çözüm değildir. İthalat bütün hayvan yetiştiriciliğini olumsuz etkilemektedir, etkileyecektir. Çünkü yapılan her ithalatta yetiştiriciler fakirleşiyor, hayvan sayısı azalıyor ve hayvan üretimimiz düşüyor. İthalat AB ve ABD'li firmalara ve ithalat lobisine yarıyor. Onlar zenginleşiyor, bizim hayvancılıkla geçinen insanımız fakirleşiyor'' diye konuştu.

Kaymakçı, ''Türkiye'de toplumu ikna ederek ithalat ister konuma getirmek için ABD'de ve AB ülkelerinde 2-3 dolar ya da 2-3 avro olan etin Türkiye'de 30-40 lira olduğunu''nun söylendiğini hatırlatarak, bunun doğru olmadığını, ABD'de sığır etinin perakende fiyatının 8-20 lira arasında, İngiltere'de but etinin 29 lira, bonfilenin 64 lira, Fransa'da antrikotun 36,5 lira, kıymanın 17,1 lira olduğunu EBK'da ise bonfilenin 34,90, dana pirzolanın 26,90, kıymanın 18 liraya tüketiciye ulaştığını dile getirdi.

''Et açığını kapatmak için ne yapmalıyız?"

Prof. Dr. Kaymakçı, et açığını kapatmanın tek yolunun hayvan sayısının artırmakla mümkün olduğunu, hayvan yetiştiricilerinin büyük işletmeler değil KOBİ'ler lehine ve AB ve ABD standartlarına yakın şekilde desteklenmesi gerektiğini söyledi.

Koyun ve keçi sayısının 2009 yılı değerinin iki katına, sığır varlığının da 15 milyona çıkarılmasıyla, ülke kırmızı et üretimini 900 bin tondan 1,6 milyon tona yükseleceğini anlatan Kaymakçı, böylece bugün kişi başına yaklaşık 12 kilo olan kırmızı et üretiminin 20 kiloya yükseltilmiş olacağını ifade etti. Kaymakçı, hayvansal ürün fiyatlarında istikrar ve yeterlilik sağlanması gerektiğine işaret ederek, bu amaçla fiyatlara müdahale edebilecek bir piyasa düzenin oluşturulmasını istedi.

Hayvanların yemlerle değil, mera ve çayırlardan beslenmesi için meraların geliştirilmesi ve güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Kaymakçı, et ve sütün üretimden işletme ve pazarlamaya kadar olan aşamalarında oligopol yapılaşmayı engellemeye yönelik önlemlerin alınması, bunun için de büyük alıcılar ve marketlerin tedarik şekillerinin incelenmesi ve kural dışı fiyat oluşturma çabalarının ortadan kaldıracak uygulamaların devreye sokulması gerektiğini ifade etti.

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Kaymakçı, kurbanlık hayvan ithalatına dair soruya ''Her bir hayvan ithalatı Türkiye'deki hayvansal üretimi geriletmiştir. Bu yüzden kurbanlık hayvan ithalatına karşı durmalıyız. Hatta belki de bir süre kurban kesmemeliyiz, çünkü her hayvan ithalatı Türkiye hayvancılığına darbe vuruyor'' karşılığını verdi.

Kaymakçı, ithal edilen hayvanlar ile karkas et ve dondurulmuş etin ''deli dana hastalığı'' (BSE) açısından da tehlike yarattığı, 1986 yılında İngiltere'de bu hastalık çıktığında 4 milyon hayvanın kesildiğini ve Avrupa ülkelerinin İngiltere'den hayvan alımını bıraktığını anlattı.

Fiyat artışlarına ilişkin yapılan açıklamalarda spekülatörlerden bahsedildiğinin hatırlatılması üzerine Kaymakçı, ''Büyük besicilik firmalarının hayvanlarını kasaba göndermeyip elinde tuttuğu ve fiyatların yükselmesine neden olduğu açıklandı. Bu büyük besiciler, dev işletmelerin desteklenmesiyle ortaya çıktı. Dolayısıyla uygulanan politikaların bir sonucu'' diye konuştu.

''Üretici dana etini 16 TL'ye satıyor, markette 35 lira oluyor"

Köy-Koop Genel Başkanı Yakup Yıldız da hayvan yetiştiricileri ve tarım üreticilerinin örgütlenmesi gerektiğinin altını çizerek, ''Tarımsal amaçlı kooperatiflerin tek bir çatı altında toplamak zorundayız'' dedi.

Sektörün Ulusal Süt Konseyi'ni dört gözle beklediğini, fakat geçen 1 yıllık süreçte konseyden yarar sağlamadığını, çünkü konseyde olması gereken kurumların ve sanayicilerin yer almadığını ifade eden Yıldız, ''Benzer bir sürecin Ulusal Et Konseyi'nde de yaşanmamasını umuyoruz. Balık yemeyi değil, balık tutmayı öğretmeliler. Çünkü ülke olarak üretmeden bir yere varamayız'' dedi.

Yıldız, süt tozu ithalatının hem sektörün başına vurulan bir ''balyoz'' olduğunu, hem de sağlık açısından sakıncalar yarattığını kaydederek, ''Süt tozunun yağsızdır. O zaman yoğurtların üzerindeki kaymak nasıl elde ediliyor? Palm yağı ithal edilerek ve teknoloji kullanılarak kaymak yapılıyor. Bu yağın en büyük sakıncası da damar tıkanıklığına yol açma özelliğinin olması'' diye konuştu.

Köy-Koop Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Varol da et fiyatlarının yüksekliğinin asla hayvan yetiştiricilerinden kaynaklanmadığını söyleyerek, ''Ben de hayvan yetiştiricisiyim. Üreticinin kuzu eti satış fiyatı 19-21 lira. Markette 35 lira oluyor. Dana etinin satışı karkas olarak 16 lira. Maliyeti 16 liranın üzerinde olmasına rağmen bu fiyata satıyoruz. Markette 35 lira. Bu aradaki farkın çok iyi denetlenmesi lazım. Aracılara giden böyle bir fark var'' dedi.
 


Cumhuriyet Tatil Otel Rezervasyon

En Çok Okunan Haberler